• Sonuç bulunamadı

2. İŞLEVSEL KURAM

2.2. İşlevsel Kurama Genel Yaklaşım

1.1.2. Hıristiyanlıkta Kadın

Hz. İsa’nın yaşadığı ortamda Yahudilik ve pagan kültürünün etkili oluşu Hıristiyanlık üzerinde Yahudiliğin kadına bakış açısında belirleyici olmasına neden olmuştur. Hz. İsa’nın babasız olarak dünyaya gelmesi de bu durum karşısında anlamsız değildir. Bu olay babanın mutlak otoritesinin azaltılıp annenin hak ettiği değeri kısmen de olsa elde etmesine vesile olmuştur. Hz. İsa vasıtasıyla Meryem kutsallaştırmaya çalışılmıştır.

Yeni Ahit’te kadının konumuna bakıldığı zaman ilk dikkat edilecek olan konu Hz. İsa’nın kadına yaklaşımıdır. Hz. İsa kadınları dinlemekte ve onların sorunlarına çözüm bulmaktadır. Hz. İsa, Sur ve Sayda tarafına çekildiği zaman Kenânlı bir kadın gelir ve ona kızının cine tutulduğunu söyler ve merhamet etmesini ister. Hz. İsa kadına cevap vermez. Şakirtleri bağırmasından dolayı ondan kadını oradan uzaklaştırmalarını ister. Ancak kadın gelir ve “Ya Rab, bana yardım et.” diye yalvarır. İsa “Çocukların ekmeğini alıp onu köpeklere atmak iyi değildir.” der. Kadınsa şöyle cevap verir: “Evet, ya Rab, zira köpekler de efendilerinin sofrasından düşen kırıntılardan yerler.” der. O zaman Hz. İsa kadına: “Ey kadın, imanın büyüktür; istediğin gibi olsun.”der (Matta, 15: 21- 28). İsa’nın yardımcıları “kadın”

24

“Ve birisinin karısı ile zina eden, komşusunun karısı ile zina eden adam, hem o, hem kadın mutlaka öldürülecektir.” (Levililer, 20: 10) denilmektedir.

25

“Dört ayak üzerinde yürüyen, kanatlı haşaratın hepsi sizin için mekruhtur.” (Levililer, 21: 20). “Ve yer üzerinde sürünen haşarat arasında şunlar size murdardır: Gelincik ve fare ve cinse göre koler ve anaka ve koeh ve letaa ve homet ve bukalemun.” (Levililer, 11: 29- 30).

25

konusunda temkinli davranırken Hz. İsa imanına güvendiği kadının müşkülünü halleder ve onun kızı o saatte düzelir.

Hz. İsa’nın kadınlarla münasebeti başka hikâyelerde de karşımıza çıkmaktadır. İsa’nın yalnızken Sâmiriyeli bir konuşması şakirtlerini bile şaşırtır (Yuhanna, 4: 27). Hz. İsa kuyudan su çeken kadından “Ver bana, içeyim.” diyerek su ister. Samiriyeli kadınsa ona “Sen Yahudi, ben de Samiriyeli bir kadınken, nasıl benden su istiyorsun?” diye cevap verir. O zamanlar Yahudiler Samiriyelilerle iş yapmamaktadırlar. İsa, bunun üzerine “Bu sudan her içen yine susar; fakat kendisine benim vereceğim sudan kim içerse, ebediyen susamaz, fakat ona vereceğim su kendisinde ebedî hayat için fışkıran su kaynağı olur.” diyerek kendisindeki ebedî suyun varlığını dile getirmiş olur. Kadın ona “Efendi, görüyorum ki, sen peygambersin.” diyerek onun peygamberliğine olan imanını dile getirir (Yuhanna, 4: 1- 22). Burada kadınla ilgili iki durum ortaya çıkmaktadır. Bunlardan ilki kadınlarla konuşmanın tuhaf karşılanması ama geleneğe rağmen İsa’nın kadınla konuşmasıdır. Diğeri de kadının İsa’ya iman etmesidir.

Hz. İsa’ya iman eden kadınlara başka bölümlerde de rastlanmaktadır. Hz. İsa Beytanya’da cüzamlı Simunun evinde iken bir kadın beyaz mermer bir kapta çok kıymetli bir yağla ona gelir, sofada otururken onun başına döker. Kadın esasında onu bilmeden, gömülmeye hazırlayan biridir. Şakirtler bu olayı görünce “Bu israf niçin? Zira bu çok pahalı satılıp fakirlere verilebilirdi.” İsa onların yaklaşımına karşı çıkar.26

Hz. İsa’nın mucizelerine tanık olan, ona iman edip onun yolundan giden kadınlardan bahsedilir. Bu kadınların kiminin adı zikredilmezken kiminin adı bilinmektedir. Bunlar arasında “Mecdelli Meryem”,27 Yakup ile Yoses’in anası

26

“Niçin kadını incitiyorsunuz? O bana iyi bir iş yaptı. Çünkü fakirler daima sizin yanınızdadır ve ne zaman isterseniz, onlara iyilik edebilirsiniz; fakat ben daima sizin yanınızda değilim. Kadın elinden geleni yaptı ve gömülme için benim bedenimi önceden yağladı. Doğrusu size derim: Bütün dünyanın her neresinde İncil vazedilirse, bu kadının yaptığı da onun anılması için söylenecektir (Markos, 14: 6- 9).”

27

“Haftanın ilk gününde sabah erken İsa kıyam ettiği zaman, önce kendisinden yedi cin çıkarmış olduğu Mecdelli Meryeme göründü. O da gitti ve İsa ile beraber bulunmuş olanlara haber verdi; onlar yas tutmakta ve ağlamakta idiler ve İsanın diri olup kendisine göründüğünü işittikleri zaman inanmadılar.” (Markos, 16: 9- 11).

26

“Meryem”28, “Salome”29, “Yoanna”, “Suzanna” 30 sayılabilir. Bu kadınların İsa ve öğrencilerine hizmet etmekle birlikte dinin yayılmasında da rol aldıklarını görebiliyoruz.

Hz. İsa birçok mucizesini kadınlar üzerinde göstermektedir. Simun’un kaynanasını iyileştirmesi,31 on sekiz yıldan beri hastalık ruhu taşıyan kadını bundan kurtarması,32 iki yıldır akıntısı olan bir kadının esvabına dokunarak onu iyileştirmesi 33

, son nefesini vermek üzere olan bir kızı ellerini üzerine koyarak iyileştirmesi 34 bunlara örnek olarak verilebilir.

Yeni Ahit’te bakire Meryem’in çocuk doğurmasına da tanık oluruz. 35 Birçok toplum ve özelde kadın için çocuk doğurmak önemlidir. Kısır kadınlar bu durumu ortadan kaldırıp çocuk sahibi olmak isterler. Hem Zekeriya hem de Elisabet burada belirtildiği kadarıyla Allah indinde salih olup Rabbin bütün emir ve hükümlerinde kusursuz yürüyen kişilerdir. Çocukları olmamaktadır, çünkü Elisabet kısırdır. Aynı

28

“Ve İsa’ya hizmet ederek, Galileden ardınca gelmiş olan birçok kadınlar uzaktan bakıp orada bulunuyorlardı. Onların arasında Mecdelli Meryem, Yakup ile Yosesin anası Meryem ve Zebedinin oğullarının anası vardı.” (Matta, 27: 55- 57).

29

“İsa yüksek ses çıkarıp ruhu verdi. Ve mabedin perdesi yukarıdan aşağıya kadar ikiye yarıldı. İsanın karşısında duran yüzbaşı onun böyle ruhu verdiğini gördüğü zaman: Gerçek bu adam Allahın Oğlu idi, dedi. Orada uzaktan bakmakta olan kadınlar arasında, Galilede iken İsanın ardınca gidip kendisine hizmet eden Mecdelli Meryem ve küçük Yakub ile Yosesin anası Meryem ve Salome ve onunla beraber Yeruşalime çıkmış olan başka birçok kadınlar vardı.” (Markos, 16: 37- 41).

30

“İsa şehirleri ve köyleri dolaşıp vazediyor, Allahın melekûtunu müjdeliyordu. On ikiler ve kötü ruhlardan ve hastalıklardan kurtulmuş olan bazı kadınlar, kendisinden yedi cin çıkmış olan Mecdelli denilen Meryem, Hirodesin kâhyası Huzanın karısı Yoanna, Suzanna ve başka birçok kadınlar onunla beraberdi; bunlar malları ile onlara yardım ediyorlardı.” (Luka, 8: 1- 3).

31

“İsa havradan çıktı ve Simunun evine girdi. Simunun kaynanası şiddetli ısıtmaya tutulmuştu; ona kadın için yalvardılar. İsa onun başında durdu, ısıtmayı azarladı ve kadın hemen kalkarak onlara hizmet etti.” (Luka, 4: 38- 39).

32

“Ve İsa Sebt gününde havraların birinde öğretiyordu. Ve işte, on sekiz yıldan beri kendisinde hastalık ruhu olan bir kadın; iki kat olmuştu ve hiçbir suretle doğrulmazdı. İsa onu görünce çağırdı ve kendisine dedi: Ey kadın hastalığından kurtuldun. İsa ellerini onun üzerine koydu ve kadın hemen doğruldu, ve Allaha hemdediyordu.” (Luka, 13: 10- 13).

33

“Ve işte, on iki yıldır kan akıntısı olan bir kadın İsanın arkasından gelip esvabının eteğine dokundu; çünkü kadın içinden diyordu: Yalnız esvabına dokunsam kurtulacağım. İsa da dönüp onu görerek dedi: Cesur ol, kızım, imanın seni iyi etti. Ve kadın o saatten iyi oldu.” (Matta, 9: 18 23).

34

“Ve havara reislerinden Yairus adlı bir adam gelip onu görerek ayaklarına kapandı, ona çok yalvarıp dedi: Kızcağızım son nefesindedir; gelip ellerini üzerine koy, ta ki, kurtulup yaşasın.” (Markos, 5: 22- 23)

35

“Allah tarafından Cebrail melek Galilede Nâsıra denilen şehre, Davud evinden Yusuf adındaki adama nişanlı olan bir kıza gönderildi; kızın adı Meryem idi. Melek onun yanına girip dedi: Selâm, ey nimete eren kız, Rab seninledir. Ve Meryem bu sözlerden çok şaşırarak: Bu nasıl selamdır? diye düşünüyordu. Melek ona dedi: Korkma, Meryem; çünkü Allah önünde inayet buldun. Ve işte, gebe kalıp bir oğlan doğuracaksın ve adını İsa koyacaksın.” (Luka, 1: 26- 31). Meryem de malağa dedi: “Bu nasıl olacak? Çünkü ben er bilmem.” (Luka, 1: 34).

27

zamanda ikisi de çok yaşlıdır ancak bir gün duaları kabul olur ve Elisabet hamile kalır (Luka, 1: 5- 25). Bununla birlikte bekâretini koruyup kendini tanrıya adamak kadınlara sunulan bir başka yoldur. Bu yolla kadınlar, mevcut olan ataerkil düzenin onları yalnızca biyolojik bir varlığa indirgemesine de karşı çıkmış oldular. Bundan dolayıdır ki Hıristiyanlığın ilk zamanlarında azizlik mertebesine ulaşanların çoğu kadındır (Berktay, 2009: 99- 100).

Evlilik konusunda “Adam için kadına dokunmamak iyidir. Fakat zinalardan dolayı herkesin kendi karısı olsun ve her kadının kendi kocası olsun. Koca karısına ve böylece de karı kocasına hakkını eda etsin. Kendi bedeni üzerine karının değil, ancak kocasının hâkimiyeti vardır ve böylece de kendi bedeni üzerine kocanın değil, ancak karınsın hâkimiyeti vardır.” denir. (I. Korintoslulara, 7: 2- 5).36

Hz. İsa’dan sonra kilise babaları kadın konusunda olumsuz yorumlarda bulunmuştur. Özellikle ilk günah meselesi ile ilgili yorumlar kadının aleyhine olmuştur. Havva’yı Yeni Ahit’teki bilgileri ile suçun ve günahın sembolü olarak gören Hıristiyanlar, İsa karşısında Âdem nasıl suçlu ise, Havva karşısında da Meryem’i suçlu olarak görmüştür (Erdem, 2005: 74).

Aile içerisinde kadının kocasına bağlılığı konusunda ona şöyle seslenilmektedir: “Ey kadınlar, kendi kocalarınıza Rabbe tâbi olur gibi tâbi olun. Çünkü bedenin kurtarıcısı Mesih kilisenin başı olduğu gibi, kadınlar da böylece her şeyde kocalarına tâbi olsunlar.” (Efesoslulara, 5: 22- 24).

Yine bu konuda “Fakat evlenmemişlere ve dul kadınlara diyorum: Benim gibi kalsalar, onlar için iyidir. Fakat evli olanlara ben değil, ancak Rab emrediyor: Karı kocasından ayrılmasın (fakat eğer ayrılsa da, kocasız kalsın yahut kocası ile barışsın) ve koca karısını bırakmasın.” denilmektedir (I. Korintoslulara, 7: 8- 10). Buradan anlaşıldığına göre bekâr kalmak tavsiye edilmektedir, ancak evlilik durumunda da ayrılmamak yani boşanmamak tavsiye edilmektedir.

36

“Kadına bağlı mısın? Çözülmeyi arama. Kadından çözülmüş müsün? Kadını arama. Fakat eğer evlenirsen, günah etmezsin ve eğer bir kız evlenirse, günah etmez. Fakat böyle kimselerin bedenlerinde sıkıntıları olacaktır.” (I. Korintoslulara, 7: 27- 28).

28

Hz. İsa’nın sözünden hareketle boşanmanın pekiyi karşılanmadığını söyleyebiliriz. Boşanma konusunda kadının konumu şöyledir: “Kim karısını boşarsa, ona boş kâğıdını versin.” (Matta, 5: 31). “Ben size derim ki zinadan başka sebeple karısını boşayan adam onu zaniye eder ve kim boşanmış kadınla evlenirse zina eder.” (Matta, 5: 32). Yine bu konuda “Allahın birleştirdiğini kimse ayırmasın.” denilmektedir (Matta 19: 6). Bunun üzerine İsa’ya sorarlar: “Öyle ise, Musa niçin bir boş kâğıdı vermeği ve kadını boşamayı emretti?” İsa onlara der: “Yüreklerinizin katılığından ötürü karılarınızı boşamanıza Musa müsaade etti, fakat başlangıçtan böyle olmamıştır. Ve ben size derim: Kim zinadan ötürü olmayıp karısını boşar ve başkası ile evlenirse, zina eder; boşanmış olanla da evlenen zina eder.” (Matta, 19: 7- 9). Boşanma kadın ya da erkeğin imanı söz konusu olduğunda dahi tavsiye edilmemektedir: “Eğer bir kardeşin iman etmeyen karısı varsa ve kadın kendisile oturmağa razı ise, onu bırakmasın. Ve bir kadın ki iman etmiyen kocası vardır ve o kendisile oturmağa razıdır, kocasını bırakmasın.” (I. Korintoslulara, 7: 12- 13).

İncil’de kadınların peygamber olabildiğini de görmekteyiz: “Başı örtüsüz olarak dua eden, yahut peygamberlik eden her kadın, başını küçük düşürür; çünkü tıraş edilmekle bir ve aynı şeydir.” (I. Korintoslulara, 11: 5). Kadın peygamberlerden adı geçenlerden biri “Anna”dır.37

Kadınların giyimi de üzerinde durulan konulardan biridir. Kadınlara burada şöyle seslenilir: “Sizin süsünüz dışarıdan, saç örme ve altınlar takma ve esvaplar giyinme değil, fakat Allah indinde çok kıymetli olan halim ve sakin ruhun fena bulmaz süsü, yüreğin gizli insanı olsun.” (I. Petrus, 3: 3- 4).