• Sonuç bulunamadı

3.2 HZ PEYGAMBER’İN TOPLUMUN BAZI SINIFLARIYLA

3.2.4 Kadınlarla İlişkileri

Hz. Peygamber, kadın-erkek ayrımı olmaksızın tüm insanlığa gönderilmişti.

İnsanlığı bulunduğu karanlıktan nura çıkarmayı amaçlıyordu. Bu nedenle getirdiği

ilâhî mesajın muhataplarından olan kadınların da, erkekler kadar ilgilenilmeye ve eğitilmeye ihtiyacı vardı. Mükemmel bir eğitmen ve tebliğci olan Resûlullah da, kadına hak ettiği değeri vermiş; kurduğu yeni düzende kadınlara da sosyal bir statü kazandırmıştı.

Resûlullah’ın kadınlara kazandırdığı hakları, onlarla olan iletişimini anlamamıza olanak sağlayacak rivayetler, çok fazla olmasa da Serahsî’nin el- Mebsut’unda yer almaktadır.

el-Mebsut’un namaz bölümünde verilen haberlerde anlatıldığına göre

kadınlar, Resûlullah ile birlikte Cuma namazına506ve iki bayramda da bayram

namazına507katılıyorlardı. Yani onlarda, Hz. Peygamber’le birlikte hayatın her

safhasına katılıyorlar; mescide çıkabiliyorlardı.

Ayrıca Resûlullah ve mücahitlerle birlikte, İslâm dinini korumak maksadı ile kadınların da savaşa katılarak hastaları tedavi ettiği; yemek pişirdiği ve mücahitlere

su taşıdığı, Serahsî tarafından yine namaz bölümünde aktarılmıştır.508 Ümmü

504Serahsî, I, 250; (439). 505 Serahsî, XXX, 212; (277). 506Serahsî, II, 23; (33). 507Serahsî, II, 42; (64). 508Serahsî, II, 41; (63).

Eymen509, Ümmü Atiyye510 ve Ümmü Süleym’in511 savaşa katılan hanım sahabîlerden olduğu, el-Mebsut’ta yer alan çeşitli haberlerden anlaşılmaktadır. Resûlullah’ın da bu konuda kendisine destek veren kadınların gönüllerini almak için ganimetten onlara da pay verdiği, Serahsî tarafından siyer bölümünde

aktarılmaktadır.512

Hz. Peygamber döneminde kadınların İslâm’ı yayma ve koruma adına cihada katılmalarının yanı sıra, ilmî faaliyetlerde bulunduğunu gösteren çok önemli bir

hadis513, nikâh bölümünde yer almaktadır. Bu hadis, Hz. Ayşe’nin ilim alanındaki

faziletini göstermesi açısından da dikkat çekicidir.

İslâm’ın gelişi ile kadının kazandığı haklardan biri de, evleneceği kişi

hakkında onay tasarrufunu elde etmesidir. Buna örnek teşkil edecek haberler, Serahsî tarafından eserine alınmıştır. Bakirenin evlendirilmesi bölümünde, Hz. Peygamber’in

babası tarafından zorla evlendirilen bir kızın evliliğini kabul etmediği514; Hansa’nın

babası tarafından istemediği biriyle evlendirildiğini Hz. Peygamber’e bildirince, nikâhını geçersiz sayarak, istediği kişiyle evlenmesini söylemesi üzerine, “babasının yaptığını onayladığını, ancak babaların bu konuda bir yetkilerinin olmadığını kadınlara göstermek için böyle davrandığını” söylediği nakletmiştir.515 Yine dul kadının evlendirilmesi bölümünde yer alan bir haberde, Resûlullah istemediği biri ile evlendirilen dul kadının nikâhını geçersiz sayarak istediği kişi ile evlendirdiği

görülmektedir.516 Böylece evlilikte onay hakkının, sadece bakireye ait olmadığı, dul

kadının da bu hakka sahip olduğu anlaşılmaktadır. Ayrıca Hz. Peygamber’in,

509Serahsî, X, 17; (32); “Ümmü Eymen Resûlullah ile birlikte savaşa çıkar, yaralıları tedavi eder ve hastaların başında beklerdi.”

510Serahsî, III, 150; (237); “Ümmü Atiyye’nin Resûlullah’la birlikte on iki savaşa katıldığı nakledilmektedir.”

511Serahsî, X, 17; (31); “Milhan kızı Ümmü Süleym, Huneyn gazvesinde gebe olduğu için karnını bağlayarak savaşmış ve Resûlullah bu durumu görünce; “hiç kuşkusuz onun mertebesi, falanca ve falanca kimselerininkinden daha yüksektir” demiştir. Ayrıca Resûlullah’a “Müşriklerle savaştığımız gibi, savaştan kaçanlarla da savaşmayalım mı?” demiştir.

512Serahsî, X, 16; (31). 513

Serahsî, IV, 213; (398); ‘‘Dininizin üçte ikisini Ayşe’den alırsınız.’’ 514Serahsî, V, 1; (2).

515Serahsî, V, 2; (2). 516Serahsî, V, 9; (13).

kadınların mağduriyetine sebep olan şiğar nikâhını517 yasaklayarak, kadınların mehir

verilmeden evlendirilmelerini önlemiş oluyordu.518

Hz. Peygamber’in kadınlara sağladığı bu evlilikte onay yetkisini kullanmak, kiminle evlenmeleri gerektiği konusunda fikir almak için, bazen gelerek Ona danıştıkları da satım sözleşmesi bölümünde yer verilen bir rivayetten

anlaşılmaktadır.519 Bu da, Resûlullah’ın kadınların bütün sorunları ile ilgilendiğine

ve çözümler ürettiğine dair güzel bir örnektir. Bu konuya ilişkin diğer bir nakilde dava bölümünde, getirilen delil ile orada olmayan bir kimse hakkında hüküm verme

konusunun açıklandığı sırada nakledilmiştir.520 Bu haberde anlatıldığına göre,

Resûlullah eşinin cimriliğinden dolayı mağduriyetini anlatan bir kadına, “kocasının malından çocuğu ve kendisi için yeterli olanı almasını” söylüyordu. Böylece onun mağduriyetini gideriyor; kadının yaşadığı dönemdeki örfe göre geçim masrafını sağlamanın eşinin görevi olduğunu, onu mağdur etmemesi gerektiğini, böyle bir durum gerçekleşirse eşinin vermesini beklemeden kendisinin alabileceğini göstermiş oluyordu. Bu da, kadına tanınmış hak olarak görülebilinir.

Hz. Peygamber’in kadınlara toplum içinde sosyal bir statü kazandırdığına dair en güzel örnek, onların verdiği emanı, güvenceyi kabul etmesidir. Bunun delili olan üç haber, siyer bölümünde müslüman kadının gayr-i müslime verdiği güvence

konusunda nakledilmiştir.521 Bu haberde, Hz. Peygamber’in kızı Zeyneb’in kocası

Ebu’l As için verdiği güvenceyi onayladığı nakledilmiştir. Yine Hz. Ali’nin ablası Ümmü Hâni’nin Mekke’nin fethedildiği gün, iki kaynını koruması altına aldığını, ancak Hz. Ali’nin “müşrikleri koruyorsun diyerek kendisine kızdığı ve kayınlarını öldürmek istediğini” Resûlullah’a anlattı. Bunun üzerine Hz. Peygamber; “bunu yapmaya hakkı yok. Senin koruduğunu bizde korur, güvence verdiğine biz de güvence

517

Şiğar Nikâhı: bir adamın diğerine; her birinin mehiri diğerinin nikâhı olmak üzere, Benî kız kardeşinle evlendirmeden koşulu ile seni kız kardeşimle evlendiriyorum, demesidir.

518Serahsî, V, 105; (165).

519Serahsî, XV, 76; (104); “ Bir kadın Hz. Peygamber’e gelerek ‘Muaviye ve Ebu’l-Cehm bana evlenme teklifinde bulundular’ dedi. Bunun üzerine Resûlullah şöyle buyurdu: ‘Muaviye, malı olmayan yoksulun biridir. Ebu’l-Cehm ise, sopasını ailesinin üstünden indirmez. Sen Usâme b. Zeyd ile evlen. Çünkü onunla evlenirsen onda pek çok hayırlar bulursun.”

520

Serahsî, XVII, 39; (55); “Hind, Resûlullah’a ‘Ebu Süfyan cimri bir kimsedir, bana ve çocuğuma yetecek nafakayı vermiyor’ dediğinde; Peygamber: ‘Ebu Süfyan’ın malından örfe göre sana ve çocuğuna yetecek kadarını al’ dedi.

veririz” diyerek kadınlara verdiği değeri ve kazandıkları hakkı ortaya koyuyordu. Ayrıca nikâh bölümünde nikâhın yenilenmesi gereği açıklanırken verilen örnekten de, Mekke’nin fethinde kaçan İkrime b. Ebu Cehil ile Hâkim b. Hizam’ın müslüman olan hanımlarının Resûlullah’dan eşleri için aldıkları eman ile geldikleri belirtilmektedir.

Yine kadınların da seçme hakkı kazandığı ve bu hakları kullandıklarına dair örnek olarak görülebilecek bir haber de, helaller ve haramlar bölümünde kadının

yabancı bir erkeğe dokunması konusunda aktarılmıştır.522 Bu haberde bildirildiğine

göre, “Hz. Peygamber’in biat alırken yaşlı kadınlarla tokalaştığı, genç kadınlarla ise tokalaşmayıp, bunun yerine elini bir su kabının içine koyduğu, sonra da kadın koyduğunu ve onların biatinin bu şekilde olduğuna” dair haber oldukça dikkat çekmektedir.

Hz. Peygamber’in kadınların tanıklığını, erkeklerin bilmelerinin mümkün olmayan konularda kabul ettiğine, satım sözleşmesi bölümünde ispat yönünden

ayıplar konusunda nakledilmiştir.523

el-Mebsut’ta namaz kılanın önüne geçilmesinin hükmü konusundaki görüşler

açıklanırken yer verilen bir rivayette524, “Hz. Peygamber’in kadınların daima galip

geldiklerini” söylediği görülmektedir.