• Sonuç bulunamadı

3.3. KARAHİSÂR-I SÂHİB BÖLÜMÜNÜN GÜNÜMÜZ TÜRKİYE

4.1.1. Kısaca Tarihi

Evliyâ Çelebi, Afyonkarahisar iline Ömer Bey köyünden geçerek üç saatte vardığını dile getirmiştir. Afyonkarahisar ile ilgili bölüme “Evsâf-ı kalâ-i sengbâr şehr-i Afyonkarahisâr” yani “Taş saçan kale Afyonkarahisar şehrinin özellikleri” diyerek başlamayı uygun bulmuştur.

Bu girişten sonra Afyonkarahisar ilinin özelliklerini genelden özele ya da somuttan soyuta giden bir silsile ile anlatmaya başlamış ve ilk olarak Afyon halkına “Galip”, şehrine ise “Karahisâr-ı Sâhib” dediklerini söylemiş, Defterhane-i Sultani’de de bu isimde geçtiğini ve de bütün emirlerde de bu şekilde yazıldığını belirtmiştir.

Karahisâr-ı Sâhib’in28tarihi, araştırmalara göre 3000’li yıllarakadar

dayanmaktar. Bu yerleşim yerinin çoğunlukla ismi Frigya olduğu bilinmektedir. Karahisâr yurdu da, sözü edilen bu yerleşim biriminin önem teşkil eden bir merkezi konumundadır. Bu yerin adı Selçuklu veziri Sahib Ata’nın isminden teşekkül etmiştir. Vezir’in iki tane oğlu vardır ve isimleri Nusreddin Hasan ve Taceddin Hüseyin’dir. Bu iki oğula tevcih edilmiştir. Buna ek olarak Kütahya, Akşehir, Sandıklı, Beyşehir dolayları da bu iki kardeşe ikta olarak verilmiştir. Bu toprak alımından sonra ise Karahisâr yurdunda ismi geçen bu kişilerin hakimeti başlamış olmaktadır. Karahisâr adıyla anılan bu şehir, Karahisâr-ı Sâhib ismine dönüşmüştür.

Bu bölge, Osmanlıların eline geçmeden önce beylikler arası mücadelelerden geçmiştir diyebiliriz ve nihayetinde ilk olarak I. Murat devrinde (1380’li yıllarda) Osmanlı Devleti’nin hakimiyeti altına girmiştir. Fakat Timur’un Ankara Savaşı’nda galip gelmesiyle Germiyanoğulları’nın eline geçmiştir. Bu ele geçişin devamında, Germiyanoğlu II. Yakub Bey dünyaya gözlerini kapatmış ve ardında bir vasiyet bırakmıştır. Vasiyetin gereği olarak beyliğinin bütün topraklarını ve konumuzun asıl

28Karahisâr-ı Sâhib ile ilgili bilgiler aşağıdaki eserlerden ve adreslerden özetlenip yazılmıştır.

Üçler Bulduk, (2013), XVI. Asırda Karahisar-ı Sahib (Afyonkarahisar) Sancağı, Türk Tarih Kurumu Yayınları, Ankara: s.XIII-XV. / 277-278.

Mehmet Zahit Yıldırım, (2003), Karahisâr-ı Sâhib Sancağı’nın İdarî, Sosyal ve Ekonomik Yapısı (1720- 1750), Doktora Tezi, Ankara: s.27-44

mekanı olan Karahisâr-ı Sâhib yurdu da dahil olmak üzere tekrar Osmanlıların eline geçmiştir.

Karahisâr-ı Sâhib, Osmanlı hakimiyetine girdikten sonra askeri bir üs vazifesi görmüştür. Çünkü bu sancak, Germiyan, Karaman, Hamid ve Osmanlı Beylikleri gibi, Anadolu Türk beyliklerinin en güçlülerinin kesişme noktasında bulunuyordu. Karahisâr yurdu Karaman’ın sınırına yakın bir yerde konumlanmaktadır. Bu stratejik konum beraberinde seferlerde üs vazifesini görmesini sağlamıştır. Örneğin; 1434-1435 yılları arasında Osmanlı İmparatorluğu’nun altıncı padişahı olan II. Murat, Karamanoğlu İbrahim Bey’in üzerine bir sefer düzenler ve bu seferde ilk olarak Karahisâr-ı Sâhib üzerinden Akşehir’e iniş yapar. Sırasıyla da Konya ve Beyşehir’i fetheder. Hatta II. Bayezid, Cem Sultan ve Mısırlılarla mücade ettiğinde de üs olarak kullanma durumunu görmekteyiz. Bu durumun olmasında Karahisâr-ı Sâhib’in coğrafi yapısı, stratejik konumu ve kalesinin payı büyüktür. Ayrıca, Celâli İsyanları sırasında, Batı Anadolu ve Güneybatı Anadolu’da baş gösteren isyanların bastırılmasında da gerek idarecisi ve ahalisi gerekse de yukarıda bahsettiğimiz özelliklerden dolayı önemli bir stratejik konumdadır.

Karahisâr-ı Sâhib’in birden çok ismi söz konusudur. Karahisâr-ı Sâhib’e ek olarak Karahisâr-ı Devle, Karahisâr isimleri de kullanılmıştır. 18. y.y da “Afyonkarahisâri” lafzı da kullanılsa da bu devirde söz konusu bu isim çok yaygın olmamıştır.

Karahisâr-ı Sâhib Sancağı’nın 9 kazası vardır. Bunlardan üç tanesi kalan diğer kazalara nispeten daha büyüktür ve bu sayacağımız kazaların merkezleri vardır. Bu kazalar; Bolvadin, Şuhut ve Çay’dır. Bunların dışında kalan diğer kazaların ise merkezleri olmayıp bu kazalar ise şunlardır; Karamık, Sincanlı, Hanbarçınlı (Barçınlı), Çola-âbâd, Nevâhi-i Barçınlı. Yukarıda saydığımız kaza sayısı sekizdir. Geriye kalan tek kaza ise merkez kaza yani Karahisâr-ı Sâhib’dir.

Sonuç olarak diyebiliriz ki, Karahisâr-ı Sâhib Sancağı, eğer Dinar ilçesini saymazsak, bugünkü Afyonkarahisar’ın sınırlarıyla büyük ölçüde paralellik göstermektedir. Buradan hareketle de sancak hudutları tespit edilirken coğrafi şartlar esas alınmıştır.

Evliyâ Çelebi, yazısının devamında “Zira Osmanoğlu ülkesinde 6 adet Karahisar kalesi vardır.” demektedir. Yaptığımız araştırmalar neticesinde biz de toplamda 6 adet Karahisar kalesi ile karşılaştık ki bunlar;

- Karahisâr-ı Sâhib (Afyonkarahisar)

- Yeşilhisar/ Develihisar/ Develi Karahisar ( Kayseri) - Şebinkarahisar (Giresun)

- Adalya Karahisarı - Van Karahisarı

- Karahisar (Ankara/ Nallıhan)

Bu altı Karahisar’dan ilki olan Karahisâr-ı Sâhib bizzat konumuzun esasını teşkil ettiği için ayrıca burada tekrar ele almak istemedik.

İkinci Karahisar olan Yeşilhisar’ın29 kuruluş tarihi tam olarak bilinmese de

yapılan araştırmalar ışığında ilk devirlere ait yaklaşık bilgilere ulaşıldığı söylenilebilir. Tahminen MÖ. 3500 yıllarında Hitit muhâcirlerinden bir kol Yeşilhisar’ın bugünkü bulunduğu yere gelip yerleşmişlerdir. Bu bahsi geçen dönemlerde isminin Kbistra veya Kizistra olduğu düşünülmektedir. Friglerden sonra İranlıların hakimiyetine giren bu bölgenin ismi “Karahisar” anlamına gelen “Zengibar” olarak değişmiştir, fakat sonra Yunanlıların eline geçerek tekrar isim değişikliğine uğramıştır ve “Kuyistra” olmuştur. Nihayetinde 1071 Malazgirt Zaferi’nden sonra bütün İç Anadolu ile birlikte Yeşilhisar’da Selçukluların eline geçer ve “Develi Karahisar” olarak yeniden isim değişikliğine uğrar. 1373 yılında da Yıldırım Bâyezid tarafından Osmanlı egemenliğine girer. Osmanlıların ilk dönemlerinde Zengibar, 1945 yılında da Karahisar iken Yeşilhisar olarak tekrar bir isim değişikliğine uğramıştır.

Şebinkarahisar30 çeşitli devletlerin egemenliği altında kalmış bir bölgedir.

Roma İmparatorluğu’nun son zamanlarında Peçenek ve Kuman Türkleri Orta Asya’dan gelmişlerdir ve Orta Doğu Anadolu’yu ele geçirmişlerdir. Türkler zamanında

29http://ercaninal.blogspot.com.tr/2013/03/yesilhisar-develihisar-develi-karahisar.html( 30.10.2016) 30Fatma Acun, (2001), Osmanlı Döneminde Anadolu Şehirlerinin Gelişmesinde Devletin Rolü: Karahisar Örneği, Belleten, LXV, Nisan 2001, sayı:242’den ayrıbasım, Ankara: s. 161- 192.

Şebinkarahisar’ın bulunduğu yer Elgün veya Keygun olarak adlandırılmıştır. Bir müddet sonra yeniden Romalıların eline geçmiş olan bu yer Kögonya olarak anılmıştır. Anadolu Türklerinin eline geçince Şebinkarahisar yeniden Keygune olarak anılmaya başlanmıştır. Daha sonra kalesine istinaden şehir Karahisar olarak yeniden değişmiştir. 1473 yılında Fatih Sultan Mehmed, Otlukbeli Savaşı’ndan sonra Şebinkarahisar’a uğrayarak burada üç gün kalır ve şehre Karahisâr-ı Şarkî adını verir. 1924 yılına kadar bu isimle anılan şehir, 11 Ekim 1924 tarihinde buraya gelen Mustafa Kemal Atatürk’ün Şebinkarahisar olarak ismini değiştirmesiyle son halini alır.

Şebinkarahisar, sırasıyla Amasya, Erzincan, tekrar Amasya, Erzurum, Trabzon, Sivas ve son olarak da Giresun illerine bağlanmıştır.

Şehre adını vermiş olan kale, doğuda bazalt (siyah mermer) bir kayanın üzerinde bulunmaktadır ki bu kaya Hacıkayası olarak anılmaktadır. Yapım tarihi tam olarak bilinemese de Antik Çağ’da yapıldığı düşünülmektedir. Kalenin yüksekliği üzerine oturduğu torak zeminden 200-450 metre yüksekliktedir. Kalenin batı kısmı nispeten çıkılmaya elverişli olsa dahi diğer yerleri uçurumdur.

Van’da bulunan Karahisar, Van ilinin Saray ilçesine bağlı bir mahalledir. Bu mahalle Karahisar adını almadan önce Karayazı ve Karahasan adlarını almıştır. İşte burada (Karahisar ile Kekikdüzü köyleri sınırlarında) bir kale bulunmaktadır.

Adalya Karahisar’ı31 ise araştırmalarımıza göre Afyonkarahisar ilinin Sandıklı

ilçesindedir. Burada bahsi geçen hisar ise Sandıklı Hisar Kalesi’dir. Bu hisarı yaptıran kişi Germiyan Sultanı Çelebi Hüsameddin Yakub Bin Umur Bey’dir. Hisar, 1325 tarihinde yapılmış olup günümüze kadar varlığını her yönüyle koruyarak ulaşamamıştır. Hisarın yalnızca duvarları kalmıştır.

Yukarıda saydığımız toplamda 5 adet Karahisar, Evliyâ Çelebi’nin Seyahatnâmesi’nin ikinci cildinde geçmektedir.

Ankara’nın Nallıhan ilçesine bağlı olan Karahisar32 köyünde Bizanslılardan

kalma bir hisar vardır ve bundan dolayı adını Karahisar koymuşlardır. Evliyâ Çelebi’nin bahsettiği altı adet Karahisar kalesinden birisinin de burası olduğu ile ilgili elimizde

31http://www.neredekal.com/sandikli-kalesi/ (01.11.2016 )

32https://tr.wikipedia.org/wiki/Karahisar,_Nall%C4%B1han ( 30.10.2016)

kesin deliller olmasa da gerek burada da bir hisar olması gerekse de Osmanlı arşivlerinde “ Karahisâr-ı Nallı nahiyesi” isminin geçmesi dolayısıyla Evliyâ Çelebi’nin burayı da sayma olasılığı yüksektir.