• Sonuç bulunamadı

I. ANONĠM ÜRÜNLER

I.1. KalıplaĢmıĢ Sözler

I.1.6. Küfürler ve Argo Sözler

Küfürler ve argo sözler, genellikle insanların herhangi bir aksilik veya olumsuzluk karĢısında verdikleri tepkilerinin bir sonucu olarak meydana gelmiĢlerdir.

Arapçadan dilimize gelen küfür kelimesi Türkçe Sözlük'te "Sövme, sövmek için söylenen söz, sövgü." (2005: 1279) Ģeklinde açıklanırken argo ise "1.Kullanılan ortak dilden ayrı olarak aynı meslek veya topluluktaki insanların kullandığı özel dil veya söz dağarcığı. 2.Her yerde ve her zaman kullanılmayan veya kullanılmaması gereken çoklukla eğitimsiz kiĢilerin kullandığı söz veya deyim. 3.Serserilerin, külhanbeylerinin kullandığı söz veya deyim." (2005: 117) ifadeleriyle tarif edilmektedir.

39

Küfürler her ne kadar Türk gelenek ve inançlarına ters düĢse de insanlar zaman zaman öfkelerine yenik düĢerek bu tip sözler sarf etmektedirler.

Romanlarında halkın tüm tabakalarından insanlara yer veren, halkın içine girip âdeta halktan biri olarak onları doğal bir Ģekilde anlatan ve böylece toplumcu gerçekçi yönünü ortaya koyan Kemal BilbaĢar, Türk halkının kullandığı argo sözler ve küfürlere de sık sık yer vermiĢtir. Yazar bazı küfürleri ise açık olarak yazmayıp üç nokta ile geçiĢtirme yoluna baĢvurmuĢtur. Olayları ve kiĢileri daha gerçekçi bir hâle getirmek, doğallığı yakalamak için küfre ve argoya sık sık müracaat eden yazarın romanlarından alınan bazı küfür ve argo örnekleri aĢağıda incelenmiĢtir:

Zühre Ninem romanında Balkan devletlerinin birbirlerine düĢtüğünü öğrenen ve keyifleri yerine gelen Türk polisleri sevinçten bir küfür patlatırlar:

"...Kendilerini tutamayıp, Selanikli erkeklerin pek rağbet ettikleri küfrü patlattılar, "Desene s...k analarını bundan böyle!" dediler, sonra kadehlerini tokuĢturdular, içtiler." (ZN, 2015: 27).

YeĢil Gölge romanında yazar, kasabayı betimlerken küfür ve argo sözlerin kasabada ne kadar yaygın olduğunu Ģu cümlelerle belirtir:

"...Lügatçesi de küfür bakımından çok zengindir hani. Burada küfürsüz laf edilmez: Severken sövülür, gülerken sövülür, ağlarken sövülür, överken sövülür, kınarken sövülür. Bu küfürler ancak sesin tonuna, yüzün biçimine göre iyi ya da kötü bir anlam taĢır." (YG, 2015: 10).

Memo romanında, Memo Ģıhın kızına talip olur. Ancak mesleği ve sosyal statüsü dolayısıyla bu isteği reddedilir. ġıh Persin küfür ve tehdit ederek Memo'yu obadan kovar:

"...ġıh Persin, kulların ağaların susmasından cesaret bularak,

"Al hayvanını, s..tir ol burdan! Bir daha da heç görükme. ġunu bil ki, bu obada dolandığını duyanda sağ çıkarmazım seni!.. ġimdi var git elimi kana boyamadan!.." dedi." (M, 2008: 92).

BaĢka Olur Ağaların Düğünü romanında Güllü kendisini sürekli taciz eden Arabacı Sülüman'a tepkisini küfrederek gösterir:

"...Güllü, her fırsatta kendisini sıkıĢtıran Arabacı Sülüman'ın sarmısak kokulu soluğunu almıĢ, "Gene mi sen," diye bağırdı, "len kitapsız dürzü... Yetti gaari... ġart ossun ku Ağa'ya deyivericem... Senin gibi ırz düĢmanını bi taha bak bakam evine ayak batırı mı?" (BOAD, 2013: 79).

Yazarın romanlarında küfür ve argo sözlerin dıĢında, halk arasında sıkça kullanılan hakaret sözlerine de yer verilmiĢtir. Romanlarda geçen hakaret, küfür ve argo sözlere örnek olabilecek diğer kullanımlar aĢağıda verilmiĢtir:

40

"...Çömelerek bavulunu yerleĢtirirken baĢucunda acıyan gözlerle kendisine bakan iki kapı yoldaĢına, "Tanımaz olur mu? Ġt gibi tanıdı hergele," dedi. "Bir mektepte okuduk, bir mahallede çelik çomak oynadık dürzüyle. Nasıl tanımaz? KalleĢliğinden yaptı bunu. Çocukluğunda da kalleĢti zati. Her oyunda bir mızıkçılık çıkarırdı. Çoğu zaman sopayı yerdi benden." (BOAD, 2013: 195).

"...Ben kendimdeyim ama Ģu alçak gâvur iyice zıvanadan çıkmıĢ. Baksanıza ne diyor: ĠĢte, dünyaya ilan ediyormuĢ. Selanik'i büyük dedeleri Makedonya kralı Filip kurmuĢmuĢ, sevgili kızı adına... Selanik aslen Sırp'mıĢ, Sırp olarak kalacakmıĢ. Yediği boka bak!" (ZN, 2015: 29).

"...Zühre Nine, dik bir sesle bağırmıĢ:

"Böyle selamsız, destursuz nereye at koĢturursun bre kavat?" (ZN, 2015: 38). "...Ne istediğini ben söylemeyeyim de sen anla anacığım! Hamdi Efendi, bu piçin oynak anasını üpmiĢ, üpmiĢ!" diye bağırdı." (ZN, 2015: 62).

"...Kocasının kılıcını esirgemeyen aĢifte, yanağını da esirgemez elbette dostundan." (ZN,2015: 63).

"...Ismayıl Dayım parladı:

"Hovardanın boynuzlusu her boku yer, anacığım! BoĢuna kanat germe oğluna! Bu kaĢerlenmiĢ orospiyi Tepecik umumhanelerinden aldı diyorum sana..." (ZN, 2015: 104).

"...Hangi kodoĢlar sokar insanların arasına kuĢkuyu, korkuyu, fitneyi bilmem ki..." (ZN, 2015: 131).

"...Geceleyin kapıyı desteklemekte kullandığımız kalın demiri kavrayıp kadına doğru sallayarak, "O burunsuz pezevenge söyle! Yanılır da öyle bir bok yemeye kalkıĢırsa bu demirle kafasını kırar, gözlerini oyarım. Lağabı Burunsuz Hasan iken bu kerek Kör Hasan'a çevrilir," diye bağırdı." (ZN, 2015: 166).

"...Zühre Ninem, alaycı bir aĢağılamayla, "Abe kel kafalı serhoĢ köpek! Sen kim olursun ki sana sorayım kızımı everirken?" diye bağırdı." (ZN, 2015: 166).

"...DüĢmanlar çatlasın, diye yüzlediğime ne iyi etmiĢim temin. Vay ikiyüzlü kahpe!" diye fısıldadı." (YG, 2015: 127).

"...ġu Saniye orospusunun ünü de dünyayı tutmuĢtu hani." (YG, 2015: 158). "...Sırıtarak baktı Ģoföre.

"Aldın mı lay payını dürzü? Çirkefi baĢkasına bulaĢtırmak isteyince iĢte böyle bombok olur insan." (YG, 2015: 164).

"...Çentikli kırbacıyla itti Salih Usta'yı.

"Bok yeme Salih Usta," dedi." (YG, 2015: 176).

"...Üç yevmiyeden aĢağısına razı olan ibnedir," dedi Çentikli, yürüdü hızar makinesinin baĢına geçti." (YG, 2015: 177).

"...Çentikli'yle Ahmet gözden kaybolunca Hakkı Usta tükürdü, "Biz itsek sen itoğluitsin haydut herif!" dedi." (YG, 2015: 183).

41

"...Kız kahpe, iki saattir kapıyı neden açmadın?" dedi delikanlı." (YG, 2015: 402).

"...Ġtfaiyenin kıçı kırık tulumbası mı bu azgın ateĢin hakkından gelecekti." (YG, 2015: 455).

"...Üzengiden çıkardığı çizmeli ayağını hızla Cemo'nun karnına indirip biçareyi cansız yere serdi:

'Var, Ģimdi ninni söyleyeceğine, doğmamıĢ piçine de ağıt oku, kahpe!..' dedi." (M, 2008: 358).

"...KarĢılık vermediğimi görende bağırdı.

"Ġtoğlu kendi yoğsa, avradı, hısımı da mı yoktur? Taze evlendiğini duymuĢum. Elbet komunu, damını göreceğik," dedi." (M, 2008: 427).

"...Çocukluğunda beyinin iyi bir davranıĢını değerlendirdiği biçimde ensesini Ģamarlayarak, "Ha Ģöyle inadı boklu sıpa!" dedi." (KD, 2015: 274).

"...Geri basın domuzun dölleri!" diye bağırdı." (KD, 2015: 491).

"...Bolulu Ġbram tükürü gibi, "Has'tir len!" diye bağırarak sözünü ağzına tıkadı kabadayının, baklayı da çıkardı dilinin altından." (KD, 2015: 531).

"...Boynuma ılık ılık kanımın aktığını duyanda tüm cinlerim baĢıma toplandı, "Ula dürzi, kulağına öyle bir küpe takam ki, bir daha kiĢi oğluna karĢı gelmeye tövbe edesin," dedim, baĢına asıldım, boynunu büktüm." (C, 2016: 14).

"...Ġtoğlu it, dövüĢün kokusunu almıĢ, keyifli sesler çıkarır." (C, 2016: 36). "...Ağa, der de, bi daha demezsin Velo? Sorikoğlu'nun osuruğuna hasretsen, n'ola t...ğı dibinden ayrılma gardaĢ." (C, 2016: 144).

"...Gidecek olanlar, bugünden tezi yok, s...tir olsunlar! Lakin gitmeden bana olan borçlarını tüm ödesinler." (C, 2016: 145).

"...Osman Ağa bıyığını didikledi:

"Bak sen zamaneye... Bi temiz sopa çekmeli aĢifteye..." (BOAD, 2013: 94). "...Osman Ağa heyecanından konuĢmanın endazesini kaçırdı:

"N'edelim, sıçılacak ağız göte yakın gelirmiĢ. Üç yüz dönüm olsun. De bakalım." (BOAD, 2013: 116).

"...MenekĢe iĢinde karĢısına hep bu it çıkıyordu. Bir fırsatını bulup suratını dağıtmalıydı. Ģunun... OkumuĢluk taslayan, Ģehir uĢağı gibi köyün kızlarına çalım satan Ģu hergeleye bir ders vermeliydi." (BOAD, 2013: 156).

"…Hıfzı, “Pezevenk senin babandır dürzü!” diye bağırdı, sopasını kaldırdı." (YG, 2015: 241).