• Sonuç bulunamadı

IV. 10. 1. Müzik Aletleri

IV.13. Giyim, KuĢam ve Süslenme

IV.13.1. Erkek Giyimleri

Kalpak, pantolon, Ģalvar, gocuk, kaftan, ceket, gömlek, kravat, fötr Ģapka, kasket, takke, fes, sarık, papak, kavuk, gecelik entari, peĢkir, çizme, yün çorap vb. yazarımızın romanlarında yer alan baĢlıca erkek giysi örneklerindendir. Bu örneklerin kullanımları aĢağıda verilmiĢtir:

"…Her zaman sağ kaĢı üstüne eğilmiĢ tüylü bir kalpak giyerdi baĢına. Kulağı üstünde de mutlaka bir mevsim çiçeği bulunurdu. Sırtına, kuzu postu astarlı, yakası tavĢan derisiyle kaplanmıĢ çok gösteriĢli bir gocuk giyerdi Kıçında kalın Ģayaktan

144

bir külot pantolon, ayağında geniĢ konçlu, altı kabaralı sağlam bir çizme vardı." (ZN, 2015: 120).

"...Osman Ağa, her zamanki alıĢkanlığına uyarak, kahveye gitmek üzere evden çıkmaya hazırlanıyordu. Ayakkabılarını giymiĢ, aynanın önünde fötr Ģapkasını düzeltiyor, bıyıklarını tükürüklü parmaklarıyla yukarı doğru büküyordu." (BOAD, 2013: 10).

"...Herkesin baĢında kasket, onunkinde fötr Ģapka vardır. BaĢkaları külot pantolon, çizme giyer. O, tarlada bile ütülü pantolonla dolaĢır. ġanına, inancına uygun bir kılıktır bu." (BOAD, 2013: 11).

"...Hasan Ağa, gün doğmadan, avluya bakan hayatta oturmuĢ, can sıkıntısıyla çubuğunu çekiĢtiryordu. Sırtında gecelik entarisi, baĢında takkesi vardı." (BOAD, 2013: 101).

"…Tevfik kılığını değiĢtirdi. Bir külot pantolon giydi. BaĢına bir kasket geçirdi." (ATG, 2015: 145).

"...At üzerinde pırıl çizmeleri, yana yıkılmıĢ astragan kalpağıyla sokak baĢında görüldü mü, mahallenin bakire kızları da, taze gelinleri de cumbalara üĢüĢürler, ona olan tutkularını, "ah"lar, "of"larla duyurmaya çalıĢırlardı". (B, 2015: 11-12).

"...Okulun bahçesinde kızlarını yazdırmaya gelen çarĢaflı, feraceli kadınlar, fesli, sarıklı erkekler bekleĢiyorlardı." (B, 2015: 114).

"...DıĢarıda kar fırtınası vardı. ġıh Mahmut, her birimize beyaz papak, beyaz kaftan giydirdi." (C, 2016: 20).

"...ġıh Mahmut'un abukat oğlu, hükümet adamları gibi urbalar giymiĢti." (C, 2016: 30).

"...Çok geçmeden köyün halkı sökün etti. DövüĢe çıkacak yiğitler, köpeklerinin zincirinden tutmuĢlar, çalımla yürürlerdi. Her birinin ardından kırmızı, yeĢil, sarı mintanlı, beyaz kaftamlı hısımı, akrabası, yakını gelirdi." (C, 2016: 37).

"...Cenderme Ali yeniyle alnındaki teri sildi." (C, 2016: 59).

"...ġıh kapıdan karĢıladı Komutanımı. Kınalı sakalı göbeğinde bir ihtiyardı. BaĢında bir sarık, sırtında belden kuĢaklı ġam kaftanı, ayağında beyaz Ģalvar vardı." (C, 2016: 72).

"...Ġhtiyarlar birlikte getirdikleri kürklü gocuğu sırtıma giydirdiler. Tüylü papağı baĢıma geçirdiler." (C, 2016: 188).

"...KarĢımdaki duvarda, odanın nemiyle buğulanmıĢ bir ayna vardı. Onun terli yüzüne bakarken çocukluğumu, annemin çamaĢıra gitmediği bazı kıĢ günlerinde, pencere önündeki minder üzerinde bana kalın yün çoraplar örerek masal anlattığı sırada, onun yumuĢak dizlerine yatarak pencerenin camında soğuktan çiçeklenmiĢ garip buz Ģekilleri arasında masaldaki sarı saçlı peri kızlarının atlas fistanlarını, bahçelerin insan gibi konuĢan çiçeklerini nasıl seçmeye çalıĢtığımı hatırladım" (DÇ, 2013: 33).

"...Kadınların yolunu bekleyenler çoktu. Bunlardan bazıları, lacivert ceketleri altına beyaz mendiller sokmuĢlardı. Gömleklerinin yakaları kravatsız,

145

bağırları açıktı. Sigara içiyor, altın diĢlerini göstererek kızlara laf atıyorlardı." (DÇ, 2013: 147).

"...Az sonra belden kuĢaklı entarisi üzerine kürkünü almıĢ olduğu halde Abdi PaĢa Hazretleri yanımıza geldi." (KD, 2015: 34).

"...Osmanlı tüccarlarının giysileri zengindi. Bellerinde Ģal kuĢaklar, baĢlarındaki keçe külahlara sarılmıĢ renkli sarıklar vardı." (KD, 2015: 100-101).

"...PaĢanın baĢında tuğlu kavuğu, sırtında sefere çıkarken padiĢahın armağan ettiği sim kaftan, ötekilerin üzerinde, törenli günlerde giydikleri giysiler vardı." (KD, 2015: 201)

"...Ferah Ali PaĢa günün yorucu çalıĢmasından sonra, soyunmuĢ dokunmuĢ, gecelik entarisini takkesini giymiĢ ama yatmamıĢtı." (KD, 2015: 341).

"...Önünde peĢtemal, elinde pirinç tepsi ile kahveci yanlarına geldiğinden Yunus Ağa konuğuna sordu" (KD, 2015: 474).

"...ÇarĢıdan bebelere çerez, Zino Ana'ya kaftanlık, ÖkkeĢ Dayı'ya yağlık, Huso Emmi'ye lokum, ağızlık, tespih, bebemize yün hırka, baĢlık alıp dönesiye hava karardığından, ÖkkeĢ Dayı,

"Acep hana mı gittiler?" diye çırağını koĢturmuĢ." (M, 2008: 267).

"...Çok geçmeden ġıh Cebrail, sırtında ġam kumaĢından Ģıhlık kaftanı ile içeri girdi. Üzerinden kokular saçılırdı." (M, 2008: 281).

"...Ahmet, kasketine soktuğu çiçeğin yakıĢıp yakıĢmadığını incelerken Kevser kapıdan göründü. Güllü bir entari giymiĢti." (YG, 2015: 34).

"...Nalbur Hacı Raif pencere önündeki mindere oturmuĢ her sabahki gibi "Yasin" okuyordu. BaĢında takkesi, sırtında geceliği vardı." (YG, 2015: 322).

"...Arap Müezzin, Ģalvarını gecelik entarisinin üstüne çekti, çivide asılı cüppesini aldı, "Mühim bir Ģey değilse atlatır, dönerim," dedi, AyĢe'ye sarıldı, öptü." (YG, 2015: 368).

"...Yusuf Ali Ağabey, baĢındaki mor fesi, belindeki geniĢ sarılmıĢ kırmızı kuĢağı, sanki ayağına acele geçirdiği için arkası basık kunduraları, usturayla kazınmıĢ baĢı, ağzını örten, uçları yukarıya kıvrılmıĢ kara bıyıklarıyla bıçkın bir külhanbeyi görünümündeydi." (ZN, 2015: 55).

"...Dayım önüne beyaz bir önlük bağlamıĢtı. Önlüğün ortasında büyücek bir cep göze çarpıyordu. Sırtında gene beyaz patisten, yengemin diktiği bir ceket vardı." (ZN, 2015: 92).

"...SarıkamıĢ'ın soğuk bir yer olduğunu öğrendiğinde yün çoraplar, yün eldivenler, uzun paçalı donlar da almıĢtı." (ZN, 2015: 155).

"…Bu sözler üzerine gecelik entarisi, baĢındaki takkesiyle külhanbeyliğini tümden yitirmiĢ görünen Yusuf Ali Ağabey, birden erkekliğini anımsayarak kımıldadı." (ZN, 2015: 64).

"…Arnavutların muhtarı Ömer Ağa, yeni elbiseler, yeni kunduralar giymiĢti. Ġlk kez baĢına bir fötr Ģapka geçirmiĢti. Yumurtacılar‟ın tezgâhtarı en battal numarayı seçtiği halde, kalıpsız Ģapka, Muhtar Ömer Ağa‟nın tepesinde kalmıĢtı. Evin cephesini, saman karılmıĢ yağlı çamurlarla sıvayan ustalara bakarken Ģapka birkaç kez yere düĢmüĢtü." (YG, 2015: 202-203).

146

"…Çivili kunduraların sesi iyice duyulmaz olmadan çıkmadı MenekĢe saklandığı yerden." (BOAD, 2013: 32).

"…Tahir yeni külot pantolonunu, çapraz yeleğini giymiĢti. BaĢına meĢin kasketini geçirmiĢti." (BOAD, 2013: 145).

"…Tahir gıcırgıcır çizmeleri, damatlık giysileri, geniĢ kenarlı, yeni fötr Ģapkasıyla odaya girdi, “Aha benim hazırlığım tamam,” dedi." (BOAD, 2013: 173).