• Sonuç bulunamadı

B) BM Kararları

2) KÖRFEZ HAREKATI

Saddam Hüseyin, 2 Ağustos’ta Kuveyt’i işgal etmesinin arkasından bu ülkede kontrolünü güçlendirmiş ve bu doğrultuda 8 Ağustos’ta Kuveyt’i ilhak ettiğini açıklamıştır. Irak 28 Ağustos’ta da Kuveyt’in on dokuzuncu ili olduğunu açıklamıştır. Irak’ın uzlaşmaz tutumu sorunun barışçıl çözüm yollarını tıkamıştır.

Saddam Hüseyin, kendi karşısındaki ittifakın dağılacağını ve ekonomik ambargonun bir süre sonra sona ereceğini düşünmüş, fakat bu konuda yanılmıştır. Daha da önemlisi Saddam diğer Arap ülkelerinin kendi karşısında böylesine bir cephe oluşturacaklarını tahmin edememiştir. Saddam, 17 Ağustos’ta Irak ve Kuveyt’te bulunan yabancıların stratejik ve ekonomik hedeflere yerleştirileceğini açıklayarak ABD’den saldırmama güvencesi almaya çalışmış ancak bunda başarılı olamadığı gibi uluslararası kamuoyunun da tepkisini çekmiştir. Irak rehineleri serbest bırakarak bu defa ABD ile müttefiklerinin arasını açmayı ve kendi karşısındaki ittifakı parçalamayı denemiş fakat bu konuda da amacına ulaşamamıştır. Irak kendisine cephe alan Arap ülkelerini yanına çekebilmek için Filistin sorununu kullanmak istemiş, hatta 12 Ağustos’ta yaptığı açıklamada İsrail’in işgal ettiği Arap topraklarından çekilmesi ve Filistin devletinin kurulmasını kabul etmesi durumunda Kuveyt’te de benzer düzenlemelere gidileceğini belirtmiş, fakat karşı tarafın buna yanaşmaması üzerine bundan da bir sonuç alamamıştır.

GK’nın 661 sayılı kararı doğrultusunda uygulanan ambargo Irak’ın hem ekonomik, hem de askeri gücünü her geçen gün biraz daha yıpratırken, Irak Devlet Başkanı zamanın kendi lehine işlediğini düşünmekteydi. Çünkü bir taraftan ABD’nin ve Batılı güçlerin Körfez’deki askeri varlığı artarken, diğer taraftan savaş aleyhtarı gösterilere katılanlar da sürekli bir şekilde artmaktaydı. Saddam Hüseyin bu durumun gerek ABD’de gerekse onun bölgedeki müttefiki durumundaki Suudi

307 Schachter, a.g.m., s.458-459

308 Nicholas Rostow, “ The İnternational Use of Force After the Cold War”, Harvard International Law Journal, Vol.32, No.2, Spring 1991, s.420.

Arabistan, Mısır ve Birleşik Arap Emirlikleri gibi ülkelerde siyasal istikrarı olumsuz şekilde etkileyeceğini düşünmekteydi. Dolayısıyla Saddam kriz ilerledikçe, Arap ulusçuluğunu ve İslami değerleri daha çok ön plana çıkarmaya ve kendini bunların savunucusu gibi göstermeye çalışmıştır. Saddam’ın bölge ülkelerinin kendisini destekleyeceği yolundaki beklentisi de boşa çıkmış Arap dünyasının büyük bölümünün kendisi karşısında yer alması Saddam’ı hayal kırıklığına uğratmıştır309.

29 Kasım’da GK kuvvet kullanılmasına izin veren 678 sayılı kararı kabul etmiş ve böylece askeri bir harekatın yasallığıyla ilgili koalisyon içindeki tartışmalar son bulmuştur310. 678 sayılı kararla, Iraklılara, BMGK’nın daha önce 660 sayılı karar tasarısından beri aldığı bütün kararlara uyması ve koşulsuz bir şekilde Kuveyt’ten çekilmesi için 15 Ocağa kadar süre verilmiştir. Bu sürenin sonunda Irak’ın Kuveyt’ten çekilmemesi üzerine 17 Ocak’ta Irak’a karşı hava saldırıları başlamıştır.

Irak, koalisyon güçlerinin hava saldırısı karşısında hava kuvvetlerinin başarısız olması üzerine uçaklarını daha fazla kaybetmenin bir anlamı olmadığına karar vermiş ve uçaklarını koalisyona katılmamış olan İran’a göndermiştir311.

Saddam İsrail’e fırlattığı SCUD füzeleri ile İsrail’i savaşın içine çekerek kendi karşısında özellikle Arap devletlerinden oluşmuş olan ittifakı bozabileceğini düşünmüştür, Fakat İsrail’in karşılık vermemesi üzerine amacına ulaşamamıştır312.

Müttefik Kuvvetleri Irak’a karşı hava saldırılarını başlattıktan yaklaşık bir ay sonra 15 Şubat 1991’de Irak Devrim Komuta Konseyi tarafından bir açıklama yapılmıştır. Bu açıklamada Irak’ın BM’nin 660 sayılı kararı doğrultusunda onurlu ve kabul edilebilir bir çözüme ulaşmak için Kuveyt’ten çekilebileceğini bildirilmiş fakat bazı koşullar ileri sürülmüştür:

1- Havada, karada ve denizde kapsamlı bir barış yapılması;

309 Arı, 2000’li Yıllarda … a.g.e., s.232.

310 Heykel, a.g.e., s.418.

311 Heykel, a.g.e., s.460-461.

312 Arı, 2000’li Yıllarda…a.g.e., s.242.

2- İttifak ülkelerinin Irak’ı yeniden inşa etmeyi üstlenmeleri, tüm borçlarını silmeleri ve bütün BM kararlarının ve onların Irak üzerindeki olumsuz etkilerinin ortadan kaldırılması;

3- ABD ve müttefiklerinin bölgeden tüm askeri güçlerini bir ay içinde çekmeleri ve bölgenin yabancı askerlerden ve yabancı üslerden arındırılmış bir bölge haline dönüştürülmesi;

4- İsrail’in işgal ettiği Filistin toprakları ile Golan ve Güney Lübnan’dan çekilmesi veya kendisine konan BM yaptırımlarının onun için de söz konusu olması;

5- Kuveyt’in geleceğinin El-Sabah ailesinin yönetim hakkının ortadan kaldırılarak yeni ve demokratik bir yöntemle belirlenmesi313.

Irak’ın bu önerisi ABD ve İngiltere tarafından kabul edilemez bulunurken SSCB, Çin, İran ve Japonya Irak’ın açıklamalarında olumlu tarafların bulunduğunu belirtmişlerdir. Bu arada Sovyetler Birliği tarafından hazırlanan barış planı da şu noktaları içermekteydi:

1- Irak 1 Ağustos sınırına kadar koşulsuz olarak çekilecek;

2- Ateşkesten bir gün sonra çekilme işlemine başlanacak;

3- Çekilme işlemi 21 gün içinde tamamlanacak;

4- 72 saat içinde tüm savaş esirleri serbest bırakılacak;

5- BM kararları hükümsüz kalacak;

6- Ateşkes ve çekilme tarafsız gözlemciler tarafından denetlenecektir.

SSCB Irak’ın bağımsız bir güç olarak bölgeyi egemenliği altına almasını istemediği gibi, bölgenin İran denetimine girmesini de istememekteydi. Bu yüzden Irak’ın tamamen güçsüz kalıp güç dengesinin İran lehine bozulmasını önlemeye çalışmaktaydı. SSCB’nin girişimi ile tüm insiyatifin SSCB’ye geçeceğini düşünen ABD bu gelişmeden rahatsız olmuş ve bu öneriyi reddetmiştir314. Başkan Bush Irak’ın 23 Şubat’a kadar Kuveyt’ten koşulsuz olarak çekilmediği takdirde kara

313 Arı, 2000’li Yıllarda …a.g.e., s. 237.

314 Primakov, a.g.e., s.105.

harekatının başlayacağını açıklamış ve Irak’ın geri çekilmemesi üzerine de kara harekatı 24 Şubat’ta başlamıştır.

Irak hükümeti 27 Şubat gecesi, SSCB’nin Bağdat Büyükelçiliği aracılığıyla 660,662 ve 674 sayılı kararları uygulamayı da kabul ettiklerini bildirmiştir. 662 sayılı karar, Kuveyt’te yasal hükümetin yeniden kurulmasını, 674 sayılı karar ise Irak’ın bu ülkeye verdiği maddi zarar için tazminat ödemesini öngörmekteydi. Bu iki karar, tam da kilit kararlar olduklarından ABD bunların kabul edilmesini şart koşmaktaydı. O sırada toplantı halinde bulunan GK, yine Sovyet haberleşme imkanlarından yararlanarak Irak’a Konseyin Kuveyt krizinin başından beri almış olduğu tüm kararları istisnasız kabul etmesi gerektiğini bildirmişlerdir. Irak hükümeti de cevabında bütün bu kararları benimsediğini teyit etmiştir315. 28 Şubat sabahı saat beşte Bush’un ulusuna hitaben yaptığı konuşmada savaşın son bulduğunu açıklamasıyla “Çöl Fırtınası Operasyonu” Sona ermiştir316.

BM, 2 Mart 1991 tarih ve 686317 sayılı GK kararı ile ateşkes şartlarını açıklamıştır. GK, bu olayla ilgili olarak vermiş olduğu on iki kararı tekrarlamakta ve üye devletlere Şart’ta md. 25’teen kaynaklanan yükümlülüklerini hatırlatmakta;

Kuveyt’in yönetimine yardıma ilişkin 661 sayılı kararın 9. paragrafını ve tıbbi ihtiyaçlar, insani yardımlar ve gıdaya ilişkin 3/c paragrafını tekrarlamaktadır.

Devamında, Irak Dışişleri Bakanının Irak’ın yukarıdaki kararların tamamına uyacağını ve savaş tutuklularının serbest bırakılacağını teyit eden mektubuna dikkati çekmektedir. Kuveyt kuvvetlerinin ve bunlarla birlikte hareket eden üye devletlerin kuvvetlerinin 678 sayılı karara göre saldırı harekatının sona erdirildiğine dikkati çekerek, Irak’ın 678 sayılı uluslararası barışın ve güvenliğin bölgede yeniden tesisine ilişkin karara uygun ve barışçı niyetlerinin güvence altına almak gereğini akılda tutarak, Irak’ın savaşa, husumete kesin şekilde son verecek gerekli önlemleri almasının öneminin altı çizilmekte ve üye devletlerin Konseysin 678 sayılı kararının 2. paragrafı altında karara mümkün olduğunca çabuk uyulmasını sağlamak üzere Irak’ta askeri varlıklarına dikkati çekerek, Kuveyt’in ve Irak’ın egemenlik,

315 Primakov, a.g.e., s.114.

316 Tayyar Arı, Irak, İran,…a.g.e., s.451.

317 S/RES. 686 (02.03.1991)

bağımsızlık ve toprak bütünlükleri üzerinde bütün üye devletlerin birleşmelerini teyit etmektedir. Antlaşmanın VII. bölümüne göre hareket edilmekte ve şu kararlar alınmaktadır:

1. Bütün bu 12 kararın tüm kuvvet ve etkilerinin devam ettiğini teyit etmektedir;

2. Irak’ın yukarıda değinilen bütün bu 12 karara uyması için;

a. Kuveyt’i ilhak kararını bir an önce ilga etmesini;

b. Kuveyt’i hukuk dışı işgali nedeniyle Kuveyt ve üçüncü devletlerin vatandaş ve şirketlerinin bütün kayıp, zarar ve yararlanmalarından uluslar arası hukuka göre sorumluluğunu kabul etmesi;

c. Esir alınan bütün Kuveyt ve üçüncü ülke vatandaşlarının, Kızılay-Kızılhaç Cemiyetlerinin veya Uluslararası Kızılhaç Komitesi ajanlarının himayesi altında bir an önce serbest bırakılmasını;

d. Bir an önce Irak tarafından el konulan Kuveyt malvarlıklarının iade edilmesini ve bunun en kısa zamanda tamamlanmasını istemektedir;

3. Irak’ın,

a. Üye devletlere karşı, füze harekatları ve savaş uçaklarının uçuşlarını da içeren kışkırtıcı hareketlerini ve husumetine son vermesini;

b. En kısa zamanda husumetin sona ermesi için askeri harekata ilişkin 678 sayılı karara uygun hareket eden Kuveyt ve üye devletlerin kuvvetlerine karşılık gelen askeri yöneticileri görüşmeler için görevlendirmesini;

c. 678 sayılı karara göre, esir alınan Kuveyt’le işbirliği içinde hareket eden üye devletler ve Kuveyt kuvvetlerinin personelinin, Uluslararası Kızılhaç Komitesinin ajanlarının himayesi altında tümünün bir an önce serbest bırakılmasını;

d. Kuveyt’te, 678 sayılı karar gereği üye devletlerin bulunduğu Irak topraklarında ve bitişik sularında bulunan her türlü kimyasal ve biyolojik silah ve maddelerin diğer patlayıcıların, bubi tuzaklarının ve Irak madenlerinin keşfi için yardım ve bilgi sağlanmasını istemektedir;

4. Irak’ın 2. ve 3. paragraflara uyması için gereken süre boyunca 678 sayılı kararın 2.

paragrafı hükümlerinin yürürlükte kalacağını hatırlatmaktadır;

5. 678 sayılı karar gereği, Kuveyt’le birlikte hareket eden üye devletlerin ve Kuveyt’in 1949 Üçüncü Cenevre Sözleşmesi hükümlerine uygun şekilde ele geçirilen Iraklı savaş esirlerini Uluslararası Kızılhaç Komitesi ajanlarının gözetiminde serbest bırakılması ve buna bir an önce başlanması kararını memnuniyetle karşılamaktadır;

6. Bütün üye devletlerin, mümkün olduğunca Birleşmiş Milletlerin, özel kuruluşların ve BM sistemi içinde yer alan diğer uluslararası organizasyonların ülkelerin yeniden inşası için Kuveyt halkı ve hükümetiyle işbirliği içinde yardım etmek üzere bütün gerekli girişimlerde bulunmalarını talep etmektedir;

7. Irak’ın yukarıda gösterilen girişimlerden Genel Sekreteri ve Güvenlik Konseyini haberdar etmesine karar vermektedir;

8. Husumete kesin bir son verecek hızlı girişimleri güvence altına almak üzere Güvenlik Konseyinin sorun üzerine etkin şekilde durmaya devam etmesine karar vermektedir.

Bu kararın ardından GK 3 Nisan 1991 tarihinde aldığı 687 sayılı karar ile ateşkesin uygulanma şeklini kararlaştırmıştır. Bu kararla, Kuveyt’in bağımsızlığının temininin memnuniyeti belirtilmekte ve Irak’ın çekilmesi öngörülmektedir. Biyolojik ve kimyasal silahların kaldırılması, balistik füzelerle ilgili önlemler alınması, Ortadoğu’da nükleer silahların yok edilmesi, silahlanmanın kontrol altına alınmasını ve diğer silah listelerinin BM Genel Sekreter’ine göndermesi istenmektedir. Irak’ın silahlarının denetimi ile ilgili özel bir komisyonun oluşturulması karara bağlanmaktadır.

Kararda yer alan Irak’ın kabul edeceği şartlar üç kategoride toplanabilir. Biri, Irak’ın askeri kuvvetine ilişkindi; Irak’ın bütün kimyasal ve biyolojik silahları ile belli menzile kadar bütün balistik füzelerinin imhasını gerektirmekteydi. Bu şart aynı zamanda Irak’ın nükleer silah yapma ve geliştirmeye son vermesiyle nükleer silah yapımında kullanılabilecek maddelerin kontrolünün IAEA’ya bırakılmasını öngörmekteydi. Bunun yanında uluslararası bir komisyonun silah kapasitesini ve belirlenenlerin denetlenmesini, Irak’ın kabulünü şart koşmuştur. İkinci grup şartlar, Körfez Krizi ve işgali dolayısıyla meydana gelen kayıplar, yabancı devletlerin,

milletlerin ve şirketlerin zararlarının Irak tarafından karşılanmasına yöneliktir.

Ekolojik dengenin zarar görmesine ve doğal kaynaklara ilişkin ayrıca atıfta bulunulmaktadır. Irak’ın petrol ihracatı kapasitesi ekonomik ihtiyaçları tespit edilerek zararlarının ödenmesi için bir fon oluşturması öngörülmüştür. Üçüncü kısım şartlar ise, Kuveytliler’in üçüncü devlet vatandaşlarının ülkelerine dönüşü ve terörizme karşı taahhütlerini içermekteydi. Bu kararların bazı maddeleri daha önce yapılmış Versailles Antlaşması gibi barış antlaşmalarını çağrıştırmaktadır.318

Irak bütün bu şartları ve kararları, müeyyidelerin hukuk dışı ve yanlı olduğunu ileri sürerek kabul etmiştir. Fakat Irak’ın iddiaları BM Şartı’nın VII.

bölümü ve bilhassa md. 41 karşısında geçersizdir. Bunun yanında, Konsey kararları bir saldırı suçlusu olan ve uluslararası barış ve güvenlik için bir tehdit unsuru olmaya devam eden devletlerin askeri kapasitelerini, barışı sürekli kılmak için, sınırlandırmaya da yöneliktir. Kayıp ve zararların tazminine yönelik maddeler ise uluslararası hukuktan destek almaktadır. Ayrıca bu kararla Irak’a çocuk gıdası, ilaç ve yakıt gönderilmesine izin veren insani karar adıyla da anılan hüküm kabul edilmiştir. Irak’ın GK’nın 687 sayılı kararını kabul etmesini BM Genel Sekreteri’ne ve GK’ya 6 Nisan 1991 tarihinde resmen bildirmesiyle ateşkes resmen iki taraflı olarak gerçekleşmiştir319.

IV- 1991-2003 YILLARI ARASINDA IRAK’A UYGULANAN BM