• Sonuç bulunamadı

Ülkelerin uluslararası ilişkilere müdahalesinin boyutlarının ve etkisinin bugüne kadar hiç olmadığı kadar arttığı günümüz koşullarında, jeopolitiğin rolü önemli ölçüde artmıştır. 1990'lardan beri uluslararası siyasi ve ekonomik süreçlere gittikçe daha aktif bir şekilde katılmaya başlayan Orta Asya ülkeleri; Kazakistan, Kırgızistan, Özbekistan, Tacikistan, ve Türkmenistan, kendi gelişme yollarını seçme hakkını elde ettiler ve uluslar arası ilişkilerin bir parçası ve petrol, gaz vs. diğer yer altı zenginlik nedeniyle rekabetin merkezi haline geldiler.

162Hasan Ali Karasar, "Bağımsızlık Sonrası Türkistan'da Rus Siyaseti", Avrasya Dosyası Rusya Özel Sayısı, Cilt 6, No:4, 2001, s. 220.

80

Orta Asya topraklan bu bölgenin yerli halkları olan Kazaklar, Kırgızlar, Tacikler, Türkmenler, Özbekler için tarihi vatandır. Bu halklar; ortak tarihi geçmişleri, kültürel, manevi ve dil yakınlığı, enerji ve su sistemleri ve ayrıca derin ekonomik bağlar birleştirmektedir. Bu ülkeler kendi aralarında ve üçüncü ülkelerle iyi komşuluk ilişkiler, iktisadi işbirliği ve küresel problemleri çözmede beraber hareket etmeye çalışmaktadırlar.

Orta Asya'nın kültür, etnik yapı, coğrafi yakınlıklarına rağmen, bağımsızlık sonrası bölge ülkelerinin bir birlerine yakınlaşmasını zorlaştıran bir sürü sosyal ve ekonomik nedenler ortaya çıkmıştır. Bu nedenleri Orta Asya ülkelerinin ekonomik, çevresel ve sosyal alanlarda ortak problemlerin olmasına bağlayabiliriz.

Uluslararası ilişkilerde politik davranışı etkileme, belirleme, imkân ve fırsatlar sunmada çevre ve coğrafya faktörünün önemi büyüktür. 1990'larm başında, coğrafi anlamda Orta Asya'nın siyasi anlamı ve özellikle de Orta Asya teriminin kullanımı tartışmaları alevlendi ve Orta Asya ve Merkezi Asya kavramlarından hangisinin daha doğru olduğu konusu tartışıldı. Bunun üzerine beş Orta Asya devletinin liderleri Ocak 1993'te bir araya gelerek Orta Asya (Middle Asia) teriminden vazgeçip Merkezi Asya (Central Asia) teriminin kullanılmasını kararlaştırdılar. Böylece bu bölge ülkelerinin Avrasya'nın sadece coğrafi değil, siyasi anlamda da merkezi olduğunu vurgulama amacı ortaya konuldu.163

Orta Asya bölgesi Batı ile Doğunun en uç noktalarını da birbiriyle bağlayan geçiş koridoru niteliğinde olduğundan, bu bölgenin jeopolitik önemi artmaktadır. Ayrıca tarihi, siyasi ve güvenlik gerekçelerle Rusya, Çin, Türkiye ve Đran gibi, Orta Asya'da nüfuz sahibi olmak isteyen güçlü komşular da bölgeye ilgi duymaktalar. Bunun dışında, her Orta Asya ülkesinde, bölgede istikrarsızlığa neden olan ciddi iç sorunlar yaşanmaktadır. Merkezi Asya'da siyasi durum ne kadar istikrarlı olursa ve dışarıdan gelen etkilere ne kadar karşı koyabilirse, bu bölge o kadar güvenli olacaktır. Güvenlik faktörü, tüm zorluklara rağmen, Orta Asya'nın bugünkü jeopolitik durumunun belirleyicisi olarak kalmaktadır.

163 Karasar, s.80.

81

Batı ülkeleri, bölgede Batı etkisini muhafaza etmek ve arttırmak amacındalar. "Batı etkisi"nden kastedilen, demokrasinin gerçek anlamda gelişmesi ve serbest piyasa ekonomisi, kültürel gelişme, bölgenin Batı hayat standartlarına ulaşmasını sağlamak ve uluslararası finansman kuruluşlarının yardımıdır. Buna ilaveten Çin, Rusya ve Đran tarafından Orta Asya'ya karşı herhangi müdahaleye müsaade edilmemesi ve böylece güvenliğin korunması yani bölge ülkelerine ve onların müttefiklerine zarar verecek çatışmalardan uzak tutmaktır.

Bölgedeki ülkelerin her birinin Sovyetlerin dağılmasından sonra kendi kendilerine patron olarak kalmaları bölgeye bugüne kadar ilgi duyup fakat Ruslardan dolayı yaklaşamayan güçler için büyük bir fırsat oldu. Şu an onlar adeta bu bölgedeki doğal kaynaklan kontrol altına almayı planlayarak güçlerini pekiştirme arzusundalar. Bu aralar Orta Asya hakkında Gerald Robbins'in "Đpek Yolu boru hatlarını kontrol eden dünyayı da kontrol edecektir" ifadesi de çok sık kullanılmaktadır.164

1990 yıllarda Amerikalı stratejist Brezinski Orta Asya'nın jeopolitik önemini 7 yine dile getirmiştir: "Baş oyuncular oyun oynamaktadır ve bu oyunda "Avrasya global iktidar mücadelesinin yapıldığı bir satranç tahtası niteliğindedir".165Yine ona göre:

" Dünyanın süper kıtalarından olan Orta Asya'ya diğer bir tabirle Avrasya'ya hâkim olan herhangi bir güç, dünyanın ekonomik olarak en verimli bölgelerinden ikisini oluşturan Batı Avrupa ve Doğu Asya üzerinde muazzam bir nüfuz kurabilecektir. Dünya haritasına şöyle kısaca bakmak bile, bize Orta Asya'ya hakim olan gücün Orta Doğu ve Avrupa'yı da otomatik olarak kontrol edeceğinin ipucunu vermektedir. Bir jeopolitik satranç tahtası konumundaki Orta Asya ekseninde, birbirinden ayrı bir Asya ve Avrupa politikası tasarlamak mümkün değildir. Orta Asya ekseninde yer alan güç dengelerindeki herhangi bir

164 Bilgin, s.231.

165 Zıbıgnıev Brezinski, Büyük Satranç Tahtası, Ertuğrul Dikbaş (Çev.), Sabah Yayınları, Đstanbul, 1998, s.44.

82

değişikliğin Amerika'nın küresel üstünlüğü ve tarihsel mirası üzerinde can alıcı etkileri olabilecektir."166

Rusya için Orta Asya'da bulunmak çok önemlidir. Çünkü tüm Orta Asya bölgesi onun için kendi güney sınırlarını koruyan bir çeşit tampon olarak görülmektedir. Bu bölgenin zayıflaması ilk önce Rusya'nın güneydeki istikrarının tehdit altına düşmesi anlamına gelmektedir.

Sovyetlerin dağılmasının ardından ortaya çıkan yeni beş Orta Asya ülkesi içinde Özbekistan ve Kazakistan bölgede lider olma çabasındadır. Kazakistan yüz ölçümü bakımından Orta Asya ülkelerinde birinci konumdadır. Coğrafi alana ve yerleşimine bağlı olarak, sadece Kazakistan'ın Rusya ile ortak sınırı olması, doğal olarak diğer bölge ülkelerini Rusya'nın doğrudan fiziki baskısından korumaktadır.

Kazakistan'ın jeostratejik konumu Rusya'nın güney ve doğuya açılması açısından büyük önem taşımaktadır. Bu bağlamda Rusya'nın siyasi ve entelektüel çevrelerince;

Kazakistan'ın Uralsk, Kustanay, Palodar vilayetlerinin yansı ve nerdeyse Kuzey Kazakistan, Kokçetau ve Doğu Kazakistan bölgelerinin tümü talep edilmektedir. Diğer tartışmalı bölge ise, Rusya'nın güney bölgesidir.

Eğer Kazakistan, Orta Asya'da "kalkan" olarak nitelendiriliyorsa, Özbekistan da milli duygulara can veren bir "kalp" olarak görünmektedir. Özbekistan'ın bölgede oynadığı rol dikkat çekicidir. Coğrafi olarak Özbekistan, bölgenin ortasında yer almıştır ve 23 milyonluk nüfusuyla bölgede lider konumundadır. Özbekistan Orta Asya ülkeleri arasında refah ve istikrar düzeyi yüksek olmasına rağmen Türkmenistan'dan sonra demokrasinin en düşük düzeyde uygulandığı ülkedir. Pazar ekonomisine geçiş sürecinde ve devletin otoriter rejimle yönetilmesi ve milli bilincin aşın milliyetçilik ve Đslami köktendincilikle birlikte oluşması, ülkenin dünya ekonomik ve siyasi sistemine girmesini zorlaştırmaktadır. Afganistan ve

166 Bahaddin Yazıcı, Sıcak Nokta: Orta Asya. Orta Asya'da Yeniden Yapılanma ve Terör, Đstanbul: Ozan Yayıncılık, Kasım 2003, s. 24.

83

Tacikistan ile ortak sınırların bulunması, Vahabilerin, teröristlerin ve uyuşturucu kaçakçılarının sızması, hem ülke, hem de siyasi rejim için risk oluşturmaktadır.

Orta Asya'nın kuzeyinde yer alan Rusya Federasyonu bölgeye en uzun sının olan bir ülkedir. Avrasyacılığın en önemli sözcülerinden olan Rus düşünür Aleksandr Dugin'e göre: "Avrasya kıtası, Kuzey Kafkas steplerinden Arap denizi kıyılarına dek uzanan, büyük bir parçası olarak düşünüle gelmiştir. Orta Asya, her şeyden önce "Heartland"\

(Mackinder'm Kalbgah teorisi) arzu edilen hedefe, Hint Okyanusu'na çıkarabilecek jeopolitik bir mekândır. Tüm bunlar söz konusu bölgeyi, Avrasya güneyinin jeopolitik yeniden yapılandırılmasında merkezi bir konuma yerleştirmektedir