• Sonuç bulunamadı

III Tip Geçmiş Zaman Eki ve Görünüş İşlevleri {-Ik}

2.2. TÜRKİYE TÜRKÇESİNDE ZAMAN EKLERİ VE DİLBİLGİSEL GÖRÜNÜŞ

2.2.1. Geçmiş Zaman ve Görünüş İşlevleri

2.2.1.3. III Tip Geçmiş Zaman Eki ve Görünüş İşlevleri {-Ik}

Eski Türkçe döneminden itibaren takip edilebilen bu ek, Türkiye Türkçesi ve ağızlarında karşımıza çıkmaktadır. Türkiye Türkçesinde “kır-ık, çık-ık, sap-ık vb.” gibi kelimelerde fiilden isim yapma eki olarak kullanılan -Ik eki oldukça işlek bir ektir. Bu ekin çekim eki olarak Anadolu ağızlarında kullanıldığı da bilinmektedir (Aksoy, 1945; Ay, 2009; Banguoğlu, 1990; Buran, 1996; Demir, 2007, 2012; Dirik, 2014, 2015; Ergin, 1997). Demir, -(y)IK’ın, Adana, Afyon, Antalya, Burdur, Gaziantep, Hatay, Kahramanmaraş, Konya, Mersin, Osmaniye, Nevşehir ve Yozgat illerinde, Yörük ve Türkmen diye bilinen yarı göçebe grupların ağızlarının ortak özelliklerinden biri olduğunu belirtmektedir (Demir, 2012: 108). Ay’a göre -Ik eki, Türkiye Türkçesi ağızlarında görülen geçmiş zamana değil duyulan-farkına varılan geçmiş zaman işaret etmektedir ve bu ek üzerine yapılan çalışmalarda Eski Türkçe Dönemi ile Türkiye Türkçesi ağızlarındaki kullanım benzerliğine değinilmemiştir. Diğer taraftan, Ömer Asım Aksoy’un eki “ik’li geçmiş zaman” olarak ele alıp -miş geçmiş zaman eki ile aynı işlevde kullandığını belirttiğine dikkat çekmiştir (Ay, 2009: 234). Ancak Ay’ın (2009) çalışmasında da ekin görünüş işlevleri ele alınmamıştır.

Ay’ın (2009), Aksoy’dan (1945) naklen verdiği örnekler basit yapılarda bize göre bitmişlik ve hâl / sonuç görünüşü olmak üzere iki ayrı görünüş türüne işaret etmektedir. Aksoy’a göre -Ik eki’nin işlevleri şunlardır: “1. Bir tahmin ifadesi bildirir; “-Mehmet eve gelik (gelmiştir).” 2. Görülen geçmiş (di’li) zaman ile anlatılan geçmiş (miş’li) zaman arasında bir fonksiyonu vardır; “-O yol senin gördüğün gibi kalmayık, güzel yapılık.” 3. Rivayetin kesin ve doğru olduğunu bildiren bir -miş’li geçmiş ifadesi vardır; “-Ahmet İstanbul’dan gelik mi? -Gelik… bu sabah çarşıda görükler.” (Aksoy, 1945: 177-178)15. Aksoy’un bu örneği evidensiyellik ile bitmişlik ve hâl / sonuç görünüşlerinin arasındaki ilişkinin daha iyi anlaşılması için Dirik’in örneğiyle karşılaştırılmalıdır [bk. Örnek (35)]. Aksoy’un “-Ahmet İstanbul’dan gelik mi? - Gelik…” örneği bize göre hâl / sonuç görünüşü bildirmektedir.

Ek ile ilgili yapılan çalışmalarda tespitlerimize göre ekin görünüş işlevini ele alan ilk çalışma Dirik’in (2014) çalışmasıdır. Çalışmada -Ik’ın oluşturduğu sıfat-fiiller ile sıfat-fiil olmayan yapıların cümleye kattığı zaman, görünüş, kiplik anlamları detaylı bir şekilde ele alınmıştır. Dirik’in ifadeleri şu şekildedir:

“…Çekim eki şeklinde fiil gövdesine gelen -(y)IK eki, yükleme, zaman açısından geçmiş anlamı yüklemesi ile beraber görünüş açısından da hareketin bitmişliğinden doğan sonuç ve bu sonuca bağlı şu anki durumu yüklemektedir. - (y)IK ekinin cümleye geçmiş zaman anlamı katmasıyla, bu ekin bir geçmiş zaman eki olduğu söylenemez. (…) -(y)IK ekinin süreç bildiren zaman zarfları ile uyum sağlaması, bu ekin zaman kategorisinden ziyade görünüş kategorisi ile doğrudan ilintili olduğunu gösterir…”

Dirik’in görünüş üzerine tespitleri tezimizde hâl / sonuç görünüşü olarak adlandırılan görünüş türü ile örtüşmektedir. Evidensiyellik örneği olarak kullandığı cümle bize göre bitmişlik görünüşü bildirmektedir [bk. Örnek (35)]. Ancak her evidensiyellik bildiren örneğin bitmişlik görünüşü bildirmediğini belirtmekte fayda vardır. Bu duruma karar verirken bağlamdan kopmamak gerekmektedir.

İncelenen örnek cümleler görünüş işlevlerine göre aşağıdaki gibi sınıflandırılmıştır:

Basit Yapılarda (fiil+-Ik) Bitmişlik Görünüşü Bildirenler:

(35) A:Kim kapattı bu yağ küplēnin āzını? B: E, kim olcak, anan kapayık işte.

Dirik’ten (2014) alınan bu örneği bitmişlik kategorisinde değerlendirmemizin nedeni cümlede vurgu yapılan ögenin eylem değil, eyleyen olmasıdır. Soru “küplēn ağzı kapanık mı?” şeklinde olsa idi cümle hâl / sonuç görünüşü bildirenler arasına alınabilirdi [Krş. “Ahmet İstanbul’dan gelik mi? -Gelik…” ]. Ancak eyleyenin bu işi konuşma anından önce yapıp bitirdiği gerçeğinden hareketle cümlenin bitmişlik bildirdiği (eylemin bitirildiği) ve Dirik’in de belirttiği gibi konuşmacının bunu geçmiş deneyimlerden, gözlemlerden yola çıkarak dile getirdiği anlaşılmaktadır.

Bitmemişlik / Sürme Görünüşü Bildirenler:

Örneğine rastlanmamaktadır.

Hâl / Sonuç Görünüşü Bildirenler:

(36) Sahil yolundaki ṗütün tâlalā alınık. Şinci uraya uzun uzun duvālā çėkilik. Dirik, bu cümlenin okumasını “Sahil yolundaki bütün tarlalar alınmış durumda. Şimdi oraya uzun uzun duvarlar çekilmiş durumda” olarak vermektedir. Bu nedenle cümle bize göre hâl / sonuç görünüşü bildirenler arasındadır.

(37) Gardaşım siz gendi gendizi yohlañ da bahalım bi şe’miz gayboluk mu olmiyek mi (Ay, 2009: 235).16

Ay’ın Kahramanmaraş ağzından aldığı bu örnek “kaybolmuş mu?”, “kayıp mı” okumalarına izin vermekte, diğer bir ifade ile hem isim olarak hem de çekimli fiil olarak kullanılabilmektedir. Bu nedenle cümle bize göre hâl / sonuç görünüşü bildirmektedir.

Aşağıdaki örnek ise sosyal medyada paylaşma rekorları kıran bir videodan alınmıştır. Gaziantepli olduğunu bildiren konuşmacı “Sekretercell”in sesli mesaj

16 Caferoğlu, A., Güney Doğu İllerimiz Ağızlarından Toplamalar, TDK: Ankara . 1995, s. 177’den akt. Ay, 2009: 235.

bırakma hizmetinden yararlanmak için aramıştır ve sinyal sesinden sonra mesajını bırakır:

(38) Erkan anekdarlar goltūñ altında galık. Beni ara!17

Gaziantep ağzından olduğu anlaşılan bu örnekte konuşmacı, anahtarların konuşma anında koltuğun altında olması durumunu bildirmektedir. Bu nedenle -Ik ekinin cümlede hâl / sonuç görünüşü bildirdiği düşünülmektedir.

Bu ekin hâl / sonuç görünüşü bildirdiğini kanıtlar nitelikteki bir özelliği de olumsuz çekimde hem fiil köküne olumsuzluk eki -mA, hem de isim çekimlerinde olduğu gibi -Ik değil kullanılmasıdır.

(39) Ta: namaz gılmayı:n. (Demir, 2012: 109)

(40) Ben de [konfeksiyonculua] o zaman ta: başlayık deelidim. (Demir, 2012: 109) (41) Onu görmeyiksiñdir sen, gördüñüse de a:şam görüksüñdür. (Demir, 2012: 109) (42) Emir verilik değil.18

Sadece Türkiye Türkçesi ağızlarında değil ölçünlü dilde ve konuşma dilinde de varlığını gösteren bu ekin çoğunlukla hâl / sonuç görünüşü bildirdiği açıkça gözlemlenmektedir.

(43) Benim işim bitik. (Artık benim işim bitti. Kötü durumdayım: durum) (44) Adamın kafa gidik. (Aklı başında değil: durum)

(45) Bu masanın bacağı kırık. (Daha önce kırılmış ve şimdi kırık durumda: sonuç) Birleşik Yapılarda

Bu yapının birleşik çekimlerine rastlanmamıştır.