• Sonuç bulunamadı

II Tip Geçmiş Zaman Eki ve Görünüş İşlevleri {-ğan/ gen, han, /ken,

2.3. HAKAS TÜRKÇESİNDE ZAMAN EKLERİ VE DİLBİLGİSEL GÖRÜNÜŞ

2.3.1.2. II Tip Geçmiş Zaman Eki ve Görünüş İşlevleri {-ğan/ gen, han, /ken,

-en}

Arıkoğlu, ünlüyle biten fiillerde kip ekinin birinci ünsüzünün düştüğünü; ekin - an, -en şeklini aldığını belirtmektedir. Yine Arıkoğlu, -g, -ğ, -ŋ ünsüzleriyle biten fiillerde de ekin son ünsüzünün düştüğünü; toŋ-ğan > toŋ-an “donmuş”, sağ-ğan > sağ- an “sağmış”, kip ekinin son ünlüsünün de 1. ve 2. şahıslarda çoğunlukla düştüğünü ve 1. teklik şahıslarda şahıs ekinin -bın yerine -m olarak da gelebildiğini belirtmektedir (Arıkoğlu, 2012: 1112).

Uzak geçmişte ortaya çıkan oluş veya kılış, kişi tarafından görülse veya kendisi tarafından yapılsa da bu kiple anlatılır. Arıkoğlu ekin işlevini kısaca uzak geçmiş zamanı karşılayan kip olarak vermiştir. Kara’ya göre, bu zaman şekli geçmiş zamanı karşılayan fakat “-dı” ile “-mış” arasında ve “-dı”ya yakın olan geçmiş zamanı ifade eden şekildir. Bu zaman, Türkiye Türkçesinde genellikle belirli geçmiş zamana karşılık gelir (Kara, 2013a: 98). Tezde ekin görünüş işlevleri aşağıdaki gibi sınıflandırılmıştır: Basit Yapılarda (Fiil+-ğan/ -gen, -han, /ken, -an/ -en):

Bitmişlik Görünüşü Bildirenler:

(8) Postarınıñ hınmaan kĭzĭlerĭn iledĭp ödĭrgennerĭn pozınıñ harağınañ anda körgen. V. Kobyakov “Kendi sevmedikleri insanları acı çektirip öldürmelerini kendi gözüyle orada görmüş.” (ÖHTS).

(9) Hoortay pu orıstar hañaazında nime parın pĭlbeen, paza, pĭçĭkke dee pastırıp, holğa aların sağısta tutpaan. N. Domojakov “Hoortay bu Rusların atlı arabasında ne olduğunu anlamamış, ve kağıda yazdırıp eline almayı da aklına getirmemiş”. (ÖHTS).

(10) Palam pirĭñer, turazar çarbanğan Arina Petrovna. N. Domojakov “Yavrumu verin, eve doğru tırmanmış, Arina Petrovna.” (ÖHTS).

(11) Ol ĭcemnĭ hığırğan, pozı çalaastan polbin. V. Kobyakov “O, annemi çağırdı, kendisi soyunamayarak.” (ÖHTS).

(12) Çudap parğan sırayın çııra tudına pirĭp, anañ tapsaan. V. Kobyakov “Zayıflayan yüzünü kırıştırıp sonra konuşmuş.” (ÖHTS).

(8)’ten (12)’ye kadar olan örneklerde diyakronik bir anlatımın olduğunu, olan bitenin sırasıyla anlatıldığı görülmektedir. Biten bir eylemden sonra başka bir eylem başlamaktadır ve bunların durumdan ziyade, zaman sıralaması şeklinde olduğu görülmektedir. Hâl / sonuç görünüşü kategorisinde olduğu gibi, birbirleriyle neden sonuç ilişkisi taşımadıkları için bu cümlelerin bitmişlik görünüşü bildirdiği düşünülmektedir.

Bitmemişlik / Sürme Bildirenler:

(13) Hayran haraçhayah albinañ Çayaan sın çirĭne ıraan. M. Bainov “Zavallı kırlangıç sihirle/ Yaratıldığı gerçek yurduna ulaşmış.” (ÖHTS).

(14) Kinetin hoylar ürügĭzĭp oylaza tüskenner. “Birden koyunlar ürküp, koşmaya başladılar.” (HRS 478 / Kara, 2013a:100)

(15) Apanıñ holları soohta toñan çĭli tĭtĭresken. N. Domojakov “Apan'ın elleri soğukta çok üşümüş gibi titremiş.” (ÖHTS).

(13)’te ıra- fiilinin Türkiye Türkçesine aktarımında ulaş- karşılığının verildiği görülmektedir. Ancak ıra- fiiline karşılık olarak uzaklaş-, yola koyul- fiillerinin daha uygun düşeceği kanaatindeyiz. ulaş- son sınır vurgulayan bir fiildir ancak; başlangıç sınırı vurgulayan uzaklaş- ve yola koyul- fiillerinde eylem henüz bitmemiştir ve bir sürme görünüşü okunmaktadır. Aktarım, Zavallı kırlangıç sihirle/ Yaratıldığı gerçek yurduna doğru yola koyulmuş. Şeklinde olmalıdır. (14)’te ise aslında geçmiş zaman ekini alan bir yardımcı fiildir. Bu yardımcı fiil tüs-, kılınış itibarıyla aynı ulaş- fiili gibi son sınırı vurgulamaktadır. Ancak, burada eylem “düşmek” değil “koşmak”tır (oylaz-) ve koşma eyleminin devam ettiği görülmektedir. Tüs- yardımcı fiili tezin üçüncü bölümünde ele alınacak olan yardımcı fiillerden olup bir görünüş işaretleyicisi olarak işlev görmektedir. (15)’te karşılaştığımız tĭtĭres- (titre-) fiili ise kılınışı bakımından süreç vurgulayan bir fiildir. O hâlde bu örnek bize “titremek” eyleminin geçmişte belli bir süre devam ettiğini, yani, olayın bir sürme görünüşü verdiğini bildirmektedir.

(16) Tatya on üs olğan körgen polğan Hoortaydañ, çe tĭrĭg pĭr le hızı halğan. N. Domojakov “Tatya on üç çocuk doğurmuş Hoortay'dan, fakat hayatta sadece bir kızı kalmış.” (ÖHTS).

(17) Pistĭn kolhoz (savhoz) pĭr mĭn toğıs çüs otuz üs çılda töstelgen. “Bizim çiftlik 1933 yılında kuruldu.” (RHR / 101 Kara, 2013a: 100)

(18) İney, tañah çĭli, türeence / Palanı paarğa çılığlaan. M. Bainov “Nine, tavuk gibi, zayıflayıncaya kadar/ Yavruyu bağrında ısıtmış.” (ÖHTS).

Örneklerde gördüğümüz hal- (kal-), ıra- (ulaş-), töstel- (kurul-), çılığla- (ısıt-) fiilleri kılınış itibarıyla son sınırı vurgulayan fiillerdir. Son sınırı vurgulayan fiillerin yukarıdaki bahsi geçen zaman ekini aldığında hâl / sonuç görünüşü bildirdikleri dikkat çekmektedir. (16)’da, elde sonuçta bir kızın “var olduğu”, (17)’de çiftliğin 1933 yılından bu yana “var olduğu”, (18)’de de yavrunun artık “ısınmış olduğu” okumaları elde edilmektedir.

Birleşik Yapılarda:

II. Tip Geçmiş Zamanın Birleşik Yapılarında polğan Fiil+GAn pol+ğan:

Hakas Türkçesinde II. Tip geçmiş zamanın hikâyesi fiil+gan polğan yapısıyla elde edilmektedir. Ancak bazı durumlarda anlamın öğrenilen geçmiş zamanın hikâyesi ile de karşılandığı görülmektedir (Kara, 2013a: 141).

Bitmişlik Görünüşü Bildirenler:

(19) Oolah mal idĭn hacan çeenĭn undup taa salğan polğan. “Oğlan mal etini en son ne zaman yediğini unutmuşmuş.” (HÇN 34 / Kara, 2013a: 143)

Unut- ve sal- fiilleri kılınış açısından ele alındığında son sınırı vurgulayan fiillerdir. Bu örnekte eylem “tamamıyla unutmak” anlamına gelen “undup sal-” birleşik

fiilidir. Hakas Türkçesinde bu tarz birleşik fillerin sıkça kullanıldığı bilinmektedir. Tezin bu bölümünde birleşik yapılardaki zaman eklerinin görünüş işlevleri incelendiğinden odaklanılması gereken nokta -Ğan polğan yapısıdır. Bu nedenle, kılınış açısından son sınırı vurgulayan fiillerin pol- yardımcı fiiline -ğan geçmiş zaman ekinin eklenmesiyle cümledeki bitmişlik okunuşunun daha net görüldüğü düşünülmektedir.

Bitmemişlik / Sürme Bildirenler:

(20) Min sinĭ aldındağı kün sağan polğam. “Ben seni önceki gün beklediydim.” (ÜP 71 / Kara, 2013a: 142)

(20)’de görülen sağı- fiili kılınışı bakımından sınır vurgulamayan bir fiildir. Bu açıdan ele alındığında geçmişte belli bir süre bekleme eyleminin devam ettiği görülmektedir. Bu nedenle örnek sürme görünüşü bildirenler arasına alınmıştır.

Hâl / Sonuç Bildirenler:

(21) Tatya on üs oğlan körgen polğan Hoortaydañ, çe tĭrĭg pĭr le hızı halğan. N. Domojakov “Tatya on üç çocuk doğurmuş Hoortay'dan, fakat hayatta sadece bir kızı kalmış.” (ÖHTS).

(22) Aydo pastap haydi tüsken pozı, sah ĭdök halın uyğu alıp uzupçathan polğan. V. Kobyakov “Aydo önce nasıl yattıysa, tam öyle derin uykuya dalıp uyumuş imiş.” (ÖHTS).

Bu kategorideki örnekler incelendiğinde, Türkiye Türkçesindeki -mış ol- yapısıyla olan benzerliği dikkat çekmektedir. Bu yapı Modern Japoncada da varlığını - mişliği var (fiil+ta koto ga aru) şeklinde göstermektedir. Bir hâl / sonuç görünüşü bildiren bu yapı (21)’de üç “üç oğul”un varlığını, (22)’de “uykuda olma”yı bildirmektedir.

II. Tip Geçmiş Zamanın Birleşik Yapılarında poltır fiil+ĞAn+poltır+şahıs eki:

Hakas Türkçesinde bütün zamanların rivayeti “pol” yardımcı fiiline “-tır” geçmiş zaman eki getirilerek yapılır (Kara, 2013a: 153).

Bitmişlik Görünüşü Bildirenler:

(23) Pĭr iney oolğına ipçĭ al pirgen poltır. “Bir yaşlı kadın oğluna eş alıvermişmiş.” (Hazineneñ Kilĭn 111 / Kara, 2013a: 227)

Geçmişte oğlu için eş alıveren yaşlı kadının bu eylemi bitmişlik görünüşü bildirmektedir. Eylem konuşana göre bir kez olup bitmiştir. Oğlu artık evlidir ancak bundan etkilenen eyleyen değildir. Bu yüzden bir hâl / sonuç görünüşü okuması elde edilememektedir. Eğer cümlede oğlun yerine kadının kendisi eş almış olsa idi o zaman bu örneğin hâl / sonuç görünüşü kategorisi başlığının altında değerlendirilmesi daha uygun olacak idi.

Bitmemişlik / Sürme Bildirenler:

(24) Hara suğnın hazında üs palıhçı çurtaan poltırlar. “Kara suyun başında üç balıkçı yaşamışmışlar.” (HÇN / 90, Kara, 2013a: 90).

(25) Tabırah suğnın hazında hırım tĭp pay kĭzĭ çurtaan poltır. “Hızlı akan suyun başında Hırım diye zengin kişi yaşamışmış.” (HÇN 37 / Kara, 2013a: 155).

Örneğine sık rastlanmamakla birlikte genellikle çurta- (yaşa-) fiiliyle kullanıldığı gözlemlenmiştir. çurta- kılınış açısından ele alındığında süreç bildiren bir fiildir. Her iki cümlede de geçmişte belli bir süre devam eden bu eylemler bize sürme görünüşünü vermektedir.

Hâl / Sonuç Bildirenler:

(26) Ol tutsa Poraatay harğa uliinca polğan poltır. “O zaman serçe karga kadar büyük olmuşmuş.” (Poraataynañ Harğa 129 / Kara, 2013a: 230).

(27) Suğa çörerge çağın polzın tĭp sörün de polar tĭp olay çayğı iblerĭn suğ hazında turğıshan poltırlar. “Suya yakın gitmek için diye hem de daha serin olacak diye

onlar yazlık evlerini su kıyısına kurmuşmuşlar. “ (GHY 223 / Kara, 2013a: 154).

(26)’de büyük ol-, (Türkiye Türkçesinde büyü-) fiili kullanılmıştır. Büyü- kılınışı açısından son sınırı vurgulayan bir fiildir. Diğer bir ifadeyle, belli bir süreçten geçtikten sonra ortaya çıkan fiildir. Ulaştığı sınırda yeni bir durum başlamaktadır, serçe artık karga kadar “büyüktür”. (27)’de görülen tur- fiilinin ettirgen şekli olan turğıs-: 1. dikine

koymak, kaldırmak. 2. kaldırmak, uyandırmak 3. koymak 4. yapmak anlamlarına gelmektedir. Tüm tanımlarında, son sınırın vurgulanıldığı görülmektedir. Ulaşılan son sınırdan sonra yeni bir hâl’e geçiş söz konusudur.