• Sonuç bulunamadı

I Tip Şimdiki Zaman Eki ve Görünüş İşlevleri {-(I)yor}

2.2. TÜRKİYE TÜRKÇESİNDE ZAMAN EKLERİ VE DİLBİLGİSEL GÖRÜNÜŞ

2.2.3. Şimdiki Zaman Eki ve Görünüş İşlevleri

2.2.3.1. I Tip Şimdiki Zaman Eki ve Görünüş İşlevleri {-(I)yor}

Benzer (2009) ve Aydemir (2010) çalışmalarında -(I)yor ekinin görüş işlevlerine değinmişlerdir. Benzer, ekin görünüş bakımından üç özelliğini şu şekilde sıralamıştır:

1. Türkçede her ne kadar bitmemişlik görünüş türüne sahip olarak bilinse de aslında sürme görünüş türü vermektedir. Bununla birlikte bağlam içinde

20 Johanson, L. (2009). “Türk Dillerinde Odaksıl Şimdiki Zaman İşaretleyicisi ve Kıbrıs Türkçesinde Eksikliği”, Bilig 49, 93-100. s. 95’ten akt. Aydemir, 2010: s. 30

bitmemişlik anlamının dışında bitmişlik anlamı da verebilmektedir. 2. Aşama görünüşü bakımından ise belirsizliği ifade eder, eylemin başlangıç ve bitiş noktaları belirsizdir. 3. Basit yapılarda görünüş anlamı sık sık zaman anlamının önüne geçmektedir: “Ceyhan bilgisayarda çalışıyor.” dediğimizde zaman işlevinin yerine görünüş işlevi öne çıkıp sürmenin aktarmı söz konusu olabilmektedir.” (Benzer, 2009: 161).

Aydemir ise, olayın başlangıç sınırı ile bitiş sınırı arasında, yani süreç safhasında gözlemlendiğini bildirmektedir (Aydemir, 2010: 32). İki araştırmacının süreç / sürme yaklaşımlarının farklı olduğu gözlemlenmektedir. Tezimizin diğerlerinden ayrılan noktalarından biri de bu konudur. Bize göre bu ekin görünüş işlevleri, önceki kısımlarda da belirttiği üzere basit yapılarda fiilin kılınışına göre hâl / sonuç ve bitmemişlik / sürme görünüşü olarak ikiye ayrılmaktadır. Hareket bildiren fiillerde, ilgili ek çoğu zaman bir sürme belirtirken, oluş fiillerinde bir hâl / sonuç bildirmektedir. Ancak hareket tamamlanıp, bitip yeni bir duruma geçiş söz konusu ise bunu hâl görünüşü olarak adlandırmanın daha doğru olacağı düşünülmektedir. Diğer taraftan, eylemin başlangıç sınırı aşılmış hatta bitiş sınırına da ulaşılmış olabilir. Örneğin, uyu- fiilinde uyuma işinin gerçekleşebilmesi için uykuya dalma anı gibi bir kritik sınır vardır. Fiili kılınışı itibarıyla bu açıdan ele aldığımızda kritik sınıra ulaşıldığı ve aşıldığı (bittiği) gözlemlenmektedir. Ancak uykuda olma hâli devam etmektedir. Uykuda olma ise yeni bir hâl değildir. Bu sebeple kritik sınıra ulaşıldığı ve yeni bir hâlin ortaya çıkmadığı cümleler sürme görünüşü bildirenler olarak adlandırılmıştır. (59), (60) ve (61) hâl / sonuç görünüşü (62) ise bitmemişlik / sürme görünüşü için kullanılan örnek cümlelerdir. Bu iki görünüş türünü belirlerken dikkat edilmesi gereken husus eylemin mi yoksa sonucun / durumun mu devam ettiği hususudur. Örneğin “Bebek ağlıyor.”, “Ödev yapıyorum.”, “Yarışmacılar yerlerine geçiyorlar.” vb. cümleleri bize hareketin devam ettiğini bildirdiği için bitmemişlik / sürme görünüşünü vermektedir. “Bebek hâlâ ağlıyor.”, “Şu anda ödev yapıyorum.”, “Yarışmacılar hâlâ yürüyorlar (yerlerine doğru).” okumalarıyla bu durum kendini daha rahat göstermektedir. Birleşik yapılarda ise bitmemişlik / sürme görünüşü bildirdiği tespit edilmiştir:

Basit Yapılarda (fiil+-yor) Bitmişlik Görünüşü Bildirenler

Örneğine rastlanmamıştır.

Hâl / Sonuç Görünüşü Bildirenler

(57) Ayşe gözlük takıyor. (58) Okula gidiyorum. (59) Bankada çalışıyorum.

Örnek (59)’da tak- eyleminin gerçekleştirildiği / tamamlandığı / bittiği ve bu tamamlanan eylem sonucunda yeni bir hâle geçildiği gözlemlenmektedir. Diğer bir ifadeyle, bu cümle bize Ayşe’nin gözlüğü şu anda takma eylemini gerçekleştirmekte olduğunu değil, Onun gözlüklü olduğunu bildirmektedir. (60)’ı “Ben öğrenciyim.”, (61)’i “Ben bankacıyım.” şeklinde ifade etmemiz de mümkündür.

Bitmemişlik / Sürme Görünüşü Bildirenler

(60) Çocuk uyuyor.

Örnek (62) ise isim cümlesi olarak ifade edilmemesi nedeniyle diğer üç cümleden farklıdır. Bu cümle, bağlamını bulduğunda bir durumu tasvir edebilen cümle hâline gelebilir. Ancak, uyu- fiilinin kılınış itibarıyla süreç bildiren bir fiil olması, yani dalma kritik sınırının aşılmış olması, uyanıklıktan uyku hâline geçilmiş ancak bitiş sınırına gelinmemiş olması bize cümlenin bu hâliyle bitmemişlik / sürme görünüşü bildirdiğini göstermektedir. Başka bir ifadeyle, kılınış itibarıyla bir süreç bildiren fiiller -(I)yor ekini aldığında bitmemişlik / sürme görünüşü ifade etmeye meyillidir demek yanlış olmayacaktır. Aşağıdaki örnekler de bunu doğrulamaktadır:

(61) İşte anlatıyorum ya, canım... Muazzez benimle gelmişti! (Kuyucaklı Yusuf, Sabahattin Ali, s. 70).

(62) Sırayla içeri alıyorlar işte. (Damda Deli Var, Aziz Nesin, s. 13).

Birleşik Yapılarda

I. Tip Şimdiki Zamanın Birleşik Yapılarında -du fiil+yor+du

-(I)yordu yapısı bize göre geleneksel adlandırmada olduğu gibi şimdiki zamanı hikâye etmemektedir. Zaman geçmiş zamandır ve -(I)yor eki görünüş bildirir.

Bitmişlik Görünüşü Bildirenler

Örneğine rastlanmamıştır.

Bitmemişlik / Sürme Görünüşü Bildirenler

(63) Füsun'u sonra gördüm. Öğle güneşinden sonra gözlerim hâlâ dükkânın karanlığına alışmaya çalışıyordu; ama yüreğim, nedense, sahile vurmak üzere olan koskocaman bir dalga gibi ağzımın içinde kabarmıştı. (Masumiyet Müzesi, Orhan Pamuk, s. 12).

(64) Niyazi, gözlerini oğuşturarak kahveye girmiş ocaklığa doğru yürüyordu. (Meşrutiyet Kıraathanesi, Rıfat Ilgaz, s. 14).

Alışmaya çalış- ve yürü- fiilleri kılınış itibarıyla süreç bildiren fiillerdir ve bu fiiller cümlelerde görüldüğü üzere geçmişte belli bir süreliğine devam etmektedir. Bu nedenle cümlelerde geçen -(I)yor eki bitmemişlik / sürme görünüşünü işaretlemede kullanılmıştır.

Hâl / Sonuç Görünüşü Bildirenler

(65) Pek gençti. Pek yakışıklıydı. Pek kibardı. Pek zengindi. Pek âlimdi. Pek edipti. Kimin nesi olduğunu kimse bilmiyordu. (Asilzadeler, Ömer Seyfettin, s. 2). (66) Bütün bu sessizlikte bal renkli uzun kollarını, çabuk ve zarif hareketlerini

seyrettiğimi biliyordu. (Masumiyet Müzesi, Orhan Pamuk, s. 13).

(67) N'olursa olsun, Pavli dayının ölüsünü görmeliydim. Gördüm de... Üstünü bir çulla örtmüşlerdi. Yalnız, çıplak iki ayağı görünüyordu. (Baba Evi, Orhan Kemal, s. 3).

Yukarıdaki cümlelerden ikisinde bil- fiili ile karşılaşılmaktadır. Kılınış itibarı ile bil- durum belirten bir fiildir. Bilme ve bilmeme durumları geçmişte belli bir süre devam etmiş değildir ve sadece geçmişteki bir durum tasvir edilmektedir. Son cümlede ise

görünme eylemi bir sonuca işaret etmektedir. Ayak görünmüştür ve ayakların görünüyor olma durumu tasvir edilmektedir. Bu nedenle yukarıdaki cümlelerde -(I)yor eki hâl / sonuç görünüşünü işaretlemektedir.

I. Tip Şimdiki Zamanın Birleşik Yapılarında -muş fiil+yor+muş

Yapının “şimdiki zamanın rivayeti” olarak adlandırılmasına bağlamdan hareketle itiraz etmemekteyiz. Yapı şimdiki zamana atıfta bulunabileceği gibi geçmiş zamana da atıfta bulunabilir. Dolunay, -yormuş yapısını işlevlerine göre “duyulan şimdiki zaman” ve “sonradan fark edilen şimdiki zaman” olmak üzere ikiye ayırmıştır (Dolunay, 2012: 98-99). Daha öncede belirtildiği gibi Ayşe resim yapıyormuş örneğinde zamanın tamamen bağlama bağlı kalmak şartıyla belirlenebileceği (Şimdi resim yapıyormuş / Dün resim yapıyormuş), ancak görünüş türünün yine bitmemişlik / sürme olduğu açıkça görülmektedir. Diğer bir deyişle “şimdiki zamanın rivayeti” adlandırması bu yapı için doğru bir adlandırma da olabilir yanlış bir adlandırma da olabilir. Taranan cümlelerde ekin görünüş işlevleri ise aşağıdaki gibi sınıflandırılmıştır:

Bitmişlik Görünüşü Bildirenler

Örneğine rastlanmamıştır.

Bitmemişlik / Sürme Görünüşü Bildirenler

(68) Aksakallı, nur yüzlü bir ihtiyar... Eteğini öptü: -Uşak arıyormuşsunuz, beni alın efendim, dedi. Müstakim Efendi, onu tepeden tırnağa süzdü. Nereli olduğunu sordu. (Üç Öğüt, Ömer Seyfettin, s. 19).

(69) Çakırcalı Efe öldürüldüğünde o, o günkü çatışmada yokmuş, başka bir yerde candarmalarla çarpışıyormuş. (Fırat Suyu Kan Akıyor Baksana, Yaşar Kemal, s. 86).

(70) «Yörüğün biri...» dedi, «Almış karısını, kasabaya iniyormuş. Yolları dağ köylerinden birine düşünce aman, demişler; yolları eşkıya sarmış, dön geri! (Meşrutiyet Kıraathanesi, Rıfat Ilgaz, s. 65).

(71) İbrahim adındaki delikanlı arabasıyla yakınlardaki köye kız görmeye gidiyormuş. (Ağıtlar, Yaşar Kemal, s. 208).

(72) O sıra yanlarından bir tramvay geçiyormuş. (Avare Yıllar, Orhan Kemal s. 48). Cümlelerin hepsi de söz konusu eylemin geçmişte belli bir süreliğine devam ettiğini bildiren cümlelerdir. Bu nedenle ek, hareketin bitmemişlik / sürme görünüşünü işaretlemektedir.

Hâl / Sonuç Görünüşü Bildirenler

(73) Kaldı ki, bugünden sonra öğrenmiş bulunuyoruz ki, yalnızca dünyanın değil, uzayın da neresinde olursa olsun, bu gerçek değişmiyormuş. (Üç Aynalı Kırk Oda, Murathan Mungan, s. 26).

(74) Bizim İnce Memed. Maşallah tosun gibi olmuş. Babayiğit. Ben de bugünlerde duruyor duruyor senin lafını ediyordum. Noldu bu çocuğa? diyordum. Demek yüreğime doğuyormuş. (İnce Memed, Yaşar Kemal, s. 87).

Bu cümlelerde ise hareketin sürmesi veya bitmesi değil bir durumun farkına varma ve onu anlatma söz konusudur. Tasvir edilen hareket değil durumdur. Bu nedenle ek cümlelerde hâl / sonuç görünüşü işaretleyiciliği görevini üstlenmiştir.