• Sonuç bulunamadı

İstihdam Edilebilirliğin Önemi Açısından Eğitim-İstihdam İlişkisinin

3. İSTİHDAM EDİLEBİLİRLİK

3.3. İstihdam Edilebilirliğin Önemi Açısından Eğitim-İstihdam İlişkisinin

Sanayileşmiş günümüz toplumlarında eğitim, işgücünün toplumsal ihtiyaçları doğrultusunda etkin olarak hazırlanması olarak değerlendirilmektedir. Eğitim hem toplumsal anlamda yeniden üretimi sağlarken hem de kişinin çeşitli rol ve beceriler kazanmasını sağlamaktadır. Bu bağlamda işgücünün niteliğinin artırılmasına yönelik politikalar önem kazanmıştır. Ekonominin ihtiyaçlarına uygun, toplumsal yaşama ayak uyduran nitelikli işgücüne olan ihtiyaç eğitime verilen önemi artırmıştır(44).

Eğitimin amacı; bireyleri toplum ile uyumlu kılarak verimli ve üretken yapabilmektir. Küreselleşme sürecinde bireylerden beklenen özellikler;

42) Chrustina Hartshorn and Ligh Sear, “Employability and Enterprisi: Evidence From North East”,

Urban Studies, Vol: 42, No: 2 February 2005, s. 272.

43) Erdut, a.g.e., s. 87. 44) İçli, a.g.e., s. 65.

sorumluluk alma, yaratıcı düşünebilme, işbirliğine yatkınlık ve yeni teknolojileri anlayabilme şeklinde sıralanabilir(45).

Her toplumun kendine özgü ekonomik, kültürel ve sosyal yapısı vardır ve buna bağlı olan bir üretim sistemi örgütlenmesine sahiptir. Toplum tarafından gereksinim duyulan mal ve hizmetlerin üretimi ve dağıtımının yapıldığı bu sistemde bireylerin konumları, rolleri de farklılaşmaktadır. Eğitim kurumları vasıtasıyla mesleki bilgi ve beceriler sağlanmaktadır.

Eğitim-istihdam ilişkisinin kurulabilmesi açısından eğitim kurumları tarafından verilen eğitimin niteliği, etkinliği çok önemlidir. Türk eğitim sistemi daha önce de belirttiğimiz gibi yaygın ve örgün eğitimden oluşmaktadır. İlköğretimden başlayarak yüksek öğretime kadar eğitim verilmektedir. Amaç nitelikli işgücü yetiştirmektir. Ekonominin ihtiyaç duyduğu işgücü ihtiyacı, mesleki-teknik eğitim yöntemleriyle karşılanabilmektedir. Eğitimde etkinliğin ve verimliliğin temel kıstası sanayi ile eğitim kurumları arasında uyum ve amaç birliğidir(46).

Mesleki ve teknik eğitim kurumlarının amacı nitelikli ana işgücü yetiştirmektir. Yüksek öğretim kurumları ise yüksek niteliklere sahip işgücü yetiştirmektir.

İşgücü piyasasının talep ettiği nitelikteki insangücü ile eğitim sistemi tarafından ortaya konulan niteliklerin arasındaki ilişkinin uyumluluğu eğitimle ilgili tartışmalara sebep olmaktadır. İşgücü niteliğini geliştirmenin, “geniş bir temel eğitim ve eğer üretim gerekiyorsa ileri eğitimden” oluşması gerektiği vurgulanmaktadır. İleri teknoloji ile üretim, teknolojinin nitelikli işgücü tarafından kontrol edilmesini gerektiren bir durum olarak belirtilmektedir.

45) Binici, Arı, “Mesleki ve Teknik Eğitimde Arayışlar”, Gazi Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi, Cilt: 24, Sayı: 3, 2004, s. 383.

Teknoloji geliştikçe bunu yönetebilecek işgücünün de daha nitelikli olması gerekmektedir(47).

Nitelik kavramının kişilerce algılanışı görecelidir. Bir kişinin nitelikli olarak değerlendirdiği eğitim bir başkası için niteliksizdir. Literatürde eğitimle ilgili olarak çok sayıda nitelik kavramı kullanılmıştır. Eğitim-istihdam ilişkisi açısından niteliği meydana getiren, bilgi, yetenek, beceri ve yeteneklerin tamamen spesifik, bireyin üstünde ve toplumsal açıdan standartlaştırılmış biçimde saptanması gerekmektedir(48).

Eğitim kurumlarından mezun olanların bilgi, beceri ve tutumlarının işgücü piyasasının talep ettiği özelliklerden çok farklı olması eğitim-istihdam arasında kopukluk olduğunu göstermektedir. Teknolojik değişime bağlı olarak meydana çıkan kurumsal ve örgütsel değişimler işgücünün eğitim seviyesinin artırılmasını gerektirmektedir. Eğitim ile istihdam karşılıklı etkileşim içerisindedirler. İşgücünün niteliğinin en önemli göstergelerinden birisi eğitimdir. Bu bağlamda mesleki teknik eğitim yoluyla işgücünün nitelikli hale getirilmesi gerekmektedir.

Yaşam boyu istihdam edilebilirlik gittikçe önemli bir kavram olurken, eğitim ve çalışma birbirini takip eden aşamalar şeklinde ortaya çıkmaktadır. Çünkü günümüzde işgücünün becerilerinin yaşam boyu geliştirilmesine ait bakış açısına sahip olunmaması eğitim sistemleri açısından karşılaşılan önemli sorunlardandır.

Temel ve mesleki eğitim kişiyi, hızla değişen ve gittikçe fazla talep eden bir çalışma dünyasına yetiştirmek ve istihdam edilebilirliği artırmak için sahip olunan temel araçlardır. Mesleki ve teknik eğitim; bireyin iş bulma ve koruma, verimliliğini ve gelir elde etme imkanlarını artırma, işgücü piyasasında rekabet

47) Işıl Ünal, “Yüksek Öğretimde Nitelik-İstihdam-Finansman Üçgeni”, Erişim: (http://dergiler. ankara.edu.tr/dergiler/04.04.2009

edebilecek durumda olma ve mesleki hareketliliğe uyum sağlayabilme, yeni işgücü piyasası ve iş fırsatları için ‘öğrenmeyi öğrenme’ yeteneğinin geliştirmesine dönüktür.(49).

Küresel ekonominin gelişimi, mesleki teknik eğitimi ön plana çıkartmıştır. Mesleki teknik eğitim artık sadece ekonomik yapının geliştirilmesi için talebin karşılanması için değil, aynı zamanda temel düzeyde bilgi ve beceriye sahip insan kaynaklarının sağlanmasında da önemli paya sahiptir(50).

Hızlı ve sürekli gelişen bilgi teknolojileri güncel becerilerin kısa zamanda geçersiz olmasına sebep olmaktadır. Bu durum farklı becerilere talebin artmasına yol açacağı için hızla değişen talebe uyum sağlamak için de sürekli yeniden eğitimi gerektirmektedir.

Yaşam boyu öğrenmenin önemini şöyle sıralayabiliriz;

- Ülke refahını ve rekabet edilebilirliğini artıran politikalar sağlar.

- Toplumsal uyum ve bireyin kişisel yükümlülükleri açısından rehber bir ilke olur.

- Çalışanlara temel eğitimin yanı sıra, ileri mesleki eğitim alma olanağı sunar(51).

Yaşamboyu öğrenmenin eleştirildiği hususlar da vardır. Yaşamboyu öğrenme, işsizlik probleminin bireyselleştirilmesi anlamına gelen ve işsizlerin içinde bulundukları savunmasız durumdan dolayı yine işsizleri sorumlu tutan bir yaklaşım olduğu gerekçesiyle eleştirilmektedir(52).

49) Erdut, a.g.e., s. 87.

50) Balcı, Arı, “Küresel Ekonomi İçinde Mesleki ve Teknik Eğitimin Önemi”, Ankara Üniversiteis-

IVETA Bölgesel Konferansı, 20-22 Ekim 2003, Ankara, s. 48.

51) Erdut, a.g.e., s. 89. 52) Erdut, a.g.e., s. 89.