• Sonuç bulunamadı

1970-2000 YILLARI ARASINDA YAZILMIŞ KIBRIS TÜRK PİYESLERİNİN TEMATİK AÇIDAN İNCELENMESİ

2.2. Toplumsal Piyesler

2.2.1. Geçim Sıkıntısını Anlatan Piyesler 1 Deli Hasan

2.2.1.3. İsten Pasadembo

Bekir Kara tarafından kaleme alınan İsten Pasadembo toplumsal bir piyes olup iki perdeden oluşmaktadır. Eserin yazarı hakkında önceki bölümlerde bilgi verilmiştir.

Yazarın piyesin başında, oyundaki kişilerin yaşlarını verip kısa bir dekor anlatımı yaptığı görülmektedir. Piyeste, bir anne ve babanın; yanlarında yaşayan bir tanecik kızları ve yıllarca Londra’da yaşayan hasret kaldıkları oğulları ve komşuları ile yaşadıkları olaylar, bu süreçte ailenin yaşadığı geçim sıkıntısı ele alınmıştır. Yazar piyeste paranın önemini, Devrişe’nin ağzından şöyle anlatılmıştır: “…Paran olmadığında, kim sever sayar seni? Paran varsa adam yerine gollar insanı… Zaman para zamanıdır. Para…”191

Piyeste ayrıca devlet kademelerinde iş ararken karşılaşılan bir sorun olan torpil, kadının ev içindeki baskın konumu, hayatın vazgeçilmez bir parçası olan aşk gibi konuların yanı sıra bir entrika unsuru olarak uyuşturucu ticareti işlenmiştir. Yazarın 1974 sonrasında yazdığı piyesleri, toplumsal konular üzerinedir. Bunun en büyük sebebi ise Kuzey’de toplanıp bağımsız bir devlet çatısı altında yaşamaya başlayan Kıbrıslı Türkler, sosyo-ekonomik problemlerle karşı karşıya kaldıklarında yazarın da piyes yoluyla birtakım yerlere mesajlar vermek istediği düşünülmektedir. Yazar, bu konuyu işleyip ilgili yerlere gerekli mesajı verirken araya komedi unsurlarını da katmıştır. Bunu insanları güldürürken aynı zamanda da onları düşünmeye bırakmak olduğunu söylememiz mümkündür. Yine yazar tarafından piyesin bir komedi olduğunu göstermek için “pasadembo” kelimesini kullanmıştır. Aynı zamanda eserin adında da yer alan bu kelime “kabak çekirdeği” anlamına gelmektedir. Başkahraman Mestan, oynadığı saf rolünü bütünlemek için eser boyunca pasadembo çitlemekte ve etrafında bulunanlara da ikram etmektedir. Mestan, bu ikramı yaparken yazar kendisine şu ifadeyi kullandırmaktadır:

“İsten basadembo vereyim sa?192

Piyeste, bir ailenin işsizlik ve parasızlık sebebiyle yaşadıkları olaylar ve bu olaylar karşısında ailenin oğullarının içine düştüğü çaresiz durum irdelenmiştir. Bunlardan yola çıkarak piyeste, yazar tarafından bizlere verilmek istenen mesaj ise parasızlıktan doğan dertlerin insanı perişan durumlara düşürdüğüdür.

Piyesin şahıs kadrosu kalabalık değildir. Piyeste Mestan isimli başkarakter, gizli bir polistir. Mestan, üstlendiği görev icabı deli rolü yapmakta, bunu yaparken de dikkatleri farklı yönlere çekmeye çalışmaktadır. Mestan’ın esas hedefi uyuşturucu çetesini çökertmektir.

191 Kara, 1994: 71.

192

Piyesteki diğer kişi Dervişe’dir. Aile yönetiminde baskın bir rolü olan bu kadın, kocasının kendisine rahat bir yaşam sağlayamadığından şikâyet etmektedir. Dervişe, insanlara para sayesinde değer verildiğini düşünmektedir. Dervişe’nin kocası Veli, işsiz güçsüz bir karakterdir. Veli, kumara olan tutkusu ile bilinmektedir. Sürekli karısının baskısı altında yaşamaktadır. Dervişe ile Veli’nin kızları Selma, parasızlık nedeniyle eğitimini tamamlayamamış, torpilleri olmadığı için bir işe de girememiştir. Selma, deli rolü yapan Mestan’ın, akıllıca konuştuğuna şahit olduğu zamanlarda onun düzgün biri olduğunu görüp gizliden gizliye onu beğenmekte; fakat belli etmemektedir. Zira onun deli olduğunu düşünmektedir.

Diğer karakterler Dervişe ve Veli’nin oğlu Ahmet ve Mestan’ın babası Halil’dir. Ahmet, henüz küçük bir çocukken anne ve babası tarafından parasızlık sebebiyle Londra’daki dayısına evlatlık olarak verilmiştir. Kadınsı hareketleri ve konuşma tarzı ile dikkat çeken Ahmet, eroinden yakalanarak hapse düşmüştür. Halil ise bakanlıkta şoför olarak çalışmaktadır. İşi nedeniyle kendisini üstün görüp etrafındakilerin kendisine muhtaç olduğunu düşünmektedir. Şanslı bir karakter olan Halil, hükümet kadrosunda yapılan değişikliklerden de etkilenmemiş ve işini kaybetmemiştir.

Bu şahıs kadrosuna baktığımız zaman yazar için en önemli karakter olarak Mestan’dır. O, piyesin başında yaptığı deli rolü ile karşımızdadır. Bu karakterin kişiliğiyle ilgili gerçeği daha sonra yazar tarafından öğrenmekteyiz. Yazar, yine Veli ve Halil adlı iki farklı karakteri bir arada göstermeyi işlediği konuyu destekleme açısından seçtiği düşünülmektedir. Böylece var olan gerçekleri gözler önüne sermeye çalışmıştır.

Piyeste mekan olarak bir köy evinin kullanıldığı görülmektedir. Kara’nın toplumsal konulu piyeslerinde genelde ev veya köy evini kullandığını görmekteyiz. Buna sebep onun piyeslerinin çoğunun sahnelenmiş olmasıdır. Bu basit dekorun hazırlanmasının kolay oluşundan kaynaklandığı düşünülmektedir. Yazar, diğer pek çok piyesinde olduğu gibi buradaki karakterleri de Kıbrıs ağzı ile konuşturmaktadır. Tabii ki bir ağzın yazı diline taşınmasının ne derece doğru olduğu da tartışılabilir.

Mestan, adlı kişi Selma’yı sevmektedir. Fakat yaptığı davranışlar normal değildir. Bu sebeple kendisi çevre tarafından deli olarak görülmektedir. Selma ise parasızlık sebebiyle tahsilini tamamlayamamış, torpili olmadığı için de bir işe girememiştir. Selma’nın Dervişe ile Veli onun ailesidir. Bir de Ahmet adında yurt dışında yaşayan kardeşi vardır. Dervişe, ev içinde ağırlığı olan bir ev hanımıdır. Paranın onun için her şey olmasına rağmen yaşadığı ekonomik sıkıntı canına tak etmiştir. Kocası Veli ise işsizliği, parasızlığı bir yana Dervişe’nin baskısı altında da ezilmektedir. Bir gün eve gelen telefon ile evlatlık verdikleri oğulları

Ahmet, kendilerini ziyaret etmek için Londra’dan geleceğini bildirmektedir. Aile bu duruma çok mesut olmuşlardır. Çünkü yıllardır hasretini çektikleri evlatlarına kavuşacaklardır. Ahmet, ailesine kavuşmuştur. Fakat diğer erkeklere göre gerek konuşma tarzı gerekse hareketleri ile farklıdır. Dervişe, oğlunun bu hallerini de kabul etmek istememektedir. Ahmet, yaşadığı yer olan Londra’ya döneceği vakit eroinden yakalanmıştır. Bu haberi komşuları Halil, kendilerine bildirmektedir. Halil, onu yakalatanın da oğlu Mestan olduğunu ilave ettiği zaman herkes duydukları üzüntü bir yana Mestan’ın da gerçek kimliğinde polis oluşu ve bu iş üzere deli kılığına girişi karşısında hayretler içinde kalmışlardır. Oğullarının bu durumuna kahrolan aile, Mestan’ın kızları Selma’yla evlenmek istemesi karşısında duydukları üzüntü yanında mutluluğu da aynı anda yaşatacaktır.