• Sonuç bulunamadı

1970-2000 YILLARI ARASINDA YAZILMIŞ KIBRIS TÜRK PİYESLERİNİN TEMATİK AÇIDAN İNCELENMESİ

2.1. Tarihî Gerçeklere ve Ulusal Düşünceye Dayanan Piyesler

2.1.3. Çağdaş Kıbrıs Türk Tarihini Yansıtan Piyesler

2.1.3.1. EOKA’nın Kurulmasıyla Başlayan Olayları Yansıtan Piyes: Özgürlüğe Doğru Kuzeyden Gelen Ses-

2.1.3.2.10. Fadime’nin Kavgası

Ahmet Tolgay’ın yazdığı tarihî gerçeklere ve ulusal düşünceye dayalı bu piyes, Gençlik, Spor ve Kültür İşleri Dairesi’nin açtığı yarışmaya gönderilen eserler arasında olup 1972 yılında Kıbrıs Türk Devlet Tiyatroları tarafından oynanmış ve 1973 yılında Ergenekon Yayınları tarafından basılan Kıbrıs Türk Ulusal Radyo ve Sahne Oyunları adlı kitapta yer almıştır. Fadime’nin Kavgası, iki perdelik bir oluşmaktadır. Piyesin yazarı hakkında, daha önceki bölümlerde bilgi verilmiştir.

Yazar, piyesin başlangıcında kişiler hakkında bilgi vererek her perdenin girişinde, dekoru ayrıntılı bir biçimde anlatmıştır.

Piyeste, Fadime’nin yaşadıkları merkeze alınarak Rumların Türklere karşı saldırıları ve Türklerin bu saldırılar karşısındaki mücadeleleri işlenmiştir.

Yazara göre Fadime, toprağına sıkı sıkıya bağlı bir köylü kızıdır. Bu kız, mert ve cesur biridir. Para, onun gözünde hiçbir değer taşımamaktadır. Fadime, toprak konusundaki düşüncelerini şöyle vurgulamaktadır: “Benim kocam, anam, babam, her şeyim bu topraktır. Benim için yaşamların en güzeli bu toprak üzerindedir…”155

Yazar, Fadime’nin babası ile Fadime arasında cesareti ve mücadeleci bir ruha sahip olması arasında bağ kurmuş; toprağını vermemek için baba, Rumlar tarafından katledilirken, kızı Fadime de yine toprağını vermeme uğruna canına kıymıştır.

Yazarın, gencinden yaşlısına kadar her Türk kadınının güçlü bir karakter yapısına sahip olduğunu sert mizaçlı, cesur bir yapıya sahip Kezban Ana’yı Fadime ile bir arada vermesinden anlamaktayız. Kezban Ana, Fadime’nin toprak uğruna canını feda edişi karşısında onun davasını üstlenerek devam ettirecektir. O, bu davanın bireysel değil toplumsal olduğunu düşünmektedir.

Piyeste, Türk halkının yanı sıra köyün Rum papazı oluşundan Türk ve Rumların beraber yaşadıklarını anlıyoruz. Yazara göre Rumlar, Türklere iyi niyet taşımamaktadırlar. Zira Rum papaz, bu öksüz ve yetim kızın toprağını elinden almak için çok diller dökmüştür. En sonunda da Fadime’nin intihar etmesine sebep olmuştur. Çünkü Fadime, toprağından vazgeçmeme adına böyle bir davranışta bulunmuştur.

155

Okuyucuya verilmek istenen mesaj; toprağına bağlı bir insanın asla toprağından vazgeçemeyeceğidir.

Piyesin başkahramanı, aynı zamanda piyese adını da veren Fadime’dir. Fadime, öksüz ve yetim bir köylü kızıdır. Fadime’nin babası; toprağına bağlı, korkusuz biridir. Nitekim Rumların tüm baskısına rağmen onlardan korkmamış ve toprağını Rumlara satmayı reddetmiştir. Fakat maalesef bu direnişinin bedelini canıyla ödemiş, Rumlar tarafından katledilmiştir. Fadime, babasının cesaretini ve mücadeleci duruşunu devralmıştır. Fadime; köydeki Rum kilisesinin papazının toprağını satmasına yönelik tüm zorlamalarına, sert bir duruşla ve büyük bir cesaretle karşı koymuş; ne olursa olsun toprağından vazgeçmemek için direnmiştir.

Kurşunoğlu Murat piyesin diğer önemli karakteridir. Murat, yüreği vatan ve millet sevgisi ile dolu, şehirli bir ziraat mühendisidir. Murat, milletinin bağımsızlığı için mücadele etmekte iken kendisine verilen bir görev neticesinde, Rum yanlısı bir İngiliz subayı öldürür. Bunun üzerine her yerde aranmaya başlar ve saklanmak için Fadime’nin köyüne gelir. Burada Fadime’nin Rum papaza karşı cesaretle direndiğine şahit olan Murat, Fadime’nin davasına inanıp destek verirken bir yandan da ikilinin arasında bir yakınlaşma başlar.

Piyesteki diğer karakterler; sert mizaçlı, cesur bir Türk köylüsü olan Kezban Ana; geçirdiği deniz kazasında teknesini kaybederek sakatlanan ve denizciliği bırakmak zorunda kalan Topal Emmi; köy ağası Kırçıl Rıza ve kötü niyetli köy papazı Dimitirios’tur. Bu karakterlerden Topal Emmi, tek başına hayat mücadelesi verirken bir yandan da Fadime’ye can yoldaşlığı yapmaya ve onu korumaya çalışan yardımcı bir karakterken Papaz Dimitirios, sürekli Fadime’nin karşısında duran ve nihayet onun intihar etmesine neden olan kötü karakterdir.

Mekana baktığımız zaman olaylar yazar tarafından da belirtildiği üzere isminden söz edilmeyen bir köyde geçmektedir. Köydeki mekan da Fadime’nin evi ve tarlasıdır. Bir de tarlanın olduğu yerdeki su kuyusudur. Piyes, anlaşılır, sade bir Türkçe ile yazılmıştır. Yazar tarafından uzun cümleler kurulmuştur. Rum papaz, Rum şivesi yerine Türkçe kelimelerle konuşturulduğundan bu durum piyeste bir tezat yaratmıştır. Bu da yazarın dil konusundaki başarısızlığıdır denilebilir.

Piyeste; inançlarına ve aynı zamanda toprağına sıkı sıkıya bağlı olan Fadime, köyde bulunan Rum papazı Dimitros’a karşı toprağını satmamak üzerine büyük bir mücadele vermektedir. Bu mücadele sırasında köye, Kurşunoğlu Murat adında bir genç çıkagelir. Türk mücahitlerinden olan ve aslında köye saklanmak için gelen Murat, sert bir mizaca sahip olan Fadime’nin Dimitios’la yaşadığı tartışmaya şahit olur. Fadime’nin bu cesur duruşundan

etkilenen Murat, bir yandan Fadime’nin toprağını satmamak için sürdürdüğü davasına destek olur diğer yandan da Fadime’ye âşık olur. Fadime’yle evlenip yuva kurmak isteyen Murat’ın bu teklifine Fadime olumlu yanıt verse de ne yazık ki mutlulukları kısa sürer. Çünkü Dimitrios Fadime’yi, toprağını kendi elleriyle gelip teslim etmediği takdirde sevgilisi Murat’ın hayatının son bulacağı şeklinde tehdit eder. Toprağına duyduğu aşkı, hayatının aşkı ile bir tutan Fadime, her ikisinden de vazgeçemeyeceği için intihar etmeyi tercih eder.

Fadime’nin ölümü, onu seven herkesi büyük bir üzüntüye boğmuş, Murat ise bu ani ölüm karşısında yıkılmıştır. Fadime’nin ölümü üzerine Kezban Ana duyguları şöyle ifade etmiştir: “Bir avuç toprağa gerekirse bin baş feda edeceğiz… Sevgili toprağının ana kucağı gibi sıcak sinesinde, sen çimlenmeye bırakılmış tohumlar gibi rahat uyu yiğit Fadimem! Tanrı ve bayrak önünde and içerim ki kavgan kavgamızdır gayrı…”156

Murat, Fadime’nin kendini atıp inihar ettiği su kuyusunun üzerine Türk bayrağını itina ile koymasının ardından Kezban Ana da Fadime’nin verdiği toprak kavgasını devam ettireceklerine dair and içtikten sonra gidip Türk bayrağını öper ve bayrağın üzerine kapanır.