• Sonuç bulunamadı

İspanyol Gribinin İktisadi ve Toplumsal Sonuçları

İspanyol gribi ya da İspanyol nezlesi, 1918 - 1920 yılları arasında H1N1 virüsünün ölümcül bir alt türünün yol açtığı grip salgını olarak bilinmektedir. İspanyol Gribi, 500 Milyondan fazla kişiye bulaşmış, 18 ay içinde 50 milyon insanın ölümüne neden olmuştur. Ancak 1. Dünya savaşına denk gelmesi nedeniyle grip kaynaklı ölümlerle savaş kaynaklı ölümler birbirine karışmıştır. O dönemde kayıtların çok sağlıklı tutulamaması, sonrasında ise otopsi yapılmasının çok da mümkün olmaması nedeniyle ölümlerin kaynakları birbirine karışmıştır. Ancak kaynaklarda belirtilen rakamlar 50 milyon dolaylarındadır. Salgın 3 dalga olarak seyretmiş, en şiddetlisi 2. Dalga olmuştur. Salgın İspanya’da başlamamasına rağmen İspanyol nezlesi olarak adlandırılmasının sebebi ise; İspanya'nın, 1. Dünya Savaşı’nda yer almamış olması ve askerî sansür nedeniyle diğer Avrupa devletlerinde salgından söz edilmezken İspanyol basınının salgın konusunu ilk kez gündeme getirmiş olmasıdır.

İspanyol gribi salgını 1918 Eylül-Kasım aylarında zirve noktasına ulaşmış ve Osmanlı dahil tüm dünya ülkelerini etkilemiştir. 1918 ile 1920 arasında yaşanan İspanyol gribi salgını iki yıl içinde o sırada 2 milyardan az olan dünya nüfusunun üçte birini hasta etmiş ve tahminen 20 ila 50 milyon kişinin ölümüne yol açmıştı. En düşük tahminler bile doğru olsa, İspanyol gribi aynı dönemde devam eden Birinci Dünya Savaşı’ndan daha çok can almış oldu.

İspanyol gribi ardından belki 14. yüzyılda yaşanan Kara Veba salgını sonrasında feodalizmin düşüşü gibi büyük bir toplumsal dönüşüm yaşanmamış olabilir ama bir çok ülkede toplumsal cinsiyet rollerini kökünden sarsmıştır. ABD’de ortaya çıkan ölümler nedeniyle ortaya iş gücü sıkıntısının kadınlara çalışma hayatının yolunu açtığı belirtilmektedir. Kadınlar 1920’ye gelindiğinde ülke çapında toplam işgücünün yüzde 21’ini oluşturmuştu. Iş gücünde yaşanan sıkıntı işçi sendikalarının güçlenmesine ve yine vebada olduğu gibi ücretlerin artmasına da neden olmuştur.

İspanyol gribinin diğer salgın hastalıklarından en önemli farkı, diğer salgın hastalıklar gibi çocuk, yaşlı ve zayıf bünyeler yerine daha çok 20-40 yaş aralığındaki erkeklerin ölümlerine neden olmasıydı. Bunun en önemli nedeni de 1. Dünya savaşına denk gelmesi, savaş nedeniyle hastalığın askerler arasında kolayca yayılması, ve savaş nedeniyle hastalıkla mücadelenin zorlaşmasıydı. Genç erkeklerin ölmesi demografik yapıda büyük bir değişime neden olmuştu. Genç erkek ölümleri işgücü sıkıntısı yaşanmasına neden olmuştu. Bu nedenle de kadınlar işgücüne katılmıştır. Öyle ki 1920’ye gelindiğinde ülke çapında kadınların işgücündeki payı %21’e ulaşmıştır. Aynı yıl Amerikan Kongresi, Amerikan kadınlarının oy verme hakkını tanıyan Anayasa değişikliğini (19. Madde) kabul etti. Gribin çalışma hayatındaki bir başka etkisi iş gücü sıkıntısı nedeniyle bazı ülkelerde işçi sendikalarının güçlenmesi ve yine bazılarında işçi ücretlerinin artırılması oldu. ABD’de resmi rakamlar imalat sektöründe ortalama işçi ücretinin 1915’te 21 cent iken 1920’de 56 cente çıktığını gösteriyor.

İspanyol Gribi, 1. Dünya savaşının son ermesini hızlandırmıştır. 1918’te Rusların savaştan çekilmesiyle Almanya’nın zafer kazanması kaçınılmaz görülüyordu. Ancak sonuç öyle olmadı. Nedeni ise Alman ordusunda başgösteren grip salgınıydı. Grip salgını nedeniyle Alman ordusunun gücü zayıflıyordu. Amerikan askerlerinin katılmasıyla canlanan müttefik ordusu, Almanların ilerlemesini durdurmuş ve Fransızlara topraklarını geri kazandıran büyük bir saldırı gerçekleştirmiştir. “1. Dünya Savaşı’nda meydanlarda ölenlerin 2 katı insanı öldürdüğü için pandemi muhtemelen, Avrupa’da “Büyük Savaş”ı sona erdiren ateşkesi hızlandırmıştı. Adolf Hitlerin iktidara gelişinde ve 2. Dünya Savaşı’nın tohumlarının atılmasında da kısmen rol oynamıştır (Sherman, 2020).

İspanyol Gribi Osmanlı Devleti’ne de 1. Dünya Savaşı nedeniyle yayılmıştır. Savaşmaya giden askerler virüsü alarak yurtlarına dönmüşler, ve böylece virüsün Osmanlı Devleti’nin dört bir köşesine yayılmasını sağlamışlardır. Ancak vaka ve ölüm sayılarıyla ilgili net bir rakam verilememektedir. Ancak İstanbul Şehremaneti ve Sıhhiye Mecmuası’na göre ölüm oranı nüfusun binde 5 kadar olduğu belirtilmektedir. Şehrin nüfusunun 1918’de 1 milyon 100 bin civarında olduğu düşünülürse 5 bin 500 ölüm olduğu hesaplanabilir (Yolun, 2012). Gribin Osmanlı Devleti’nde yayılmasını sağlayan tek etken savaş değildir. Osmanlı Devleti’nin geniş coğrafyaya yayılması ve Asya ile Avrupa arasında köprü olması ticaret ve kültürel alışverişin en önemli merkezi olması da gribin yayılmasında önemli bir etken olmuştur. Göçmenler ve esirler saşesinde Anadolu’nun pek çok noktasına hastalık yayılmıştır. Ancak Avrupa

ülkelerindeki kadar hızlı yayılmamıştır. Bunun en önemli nedeni Anadolu’da ulaşım ağlarının Avrupa’daki kadar yaygın olmaması. (A.g.e.)

İspanyol gribinin daha çok gençleri tercih etmesinin bir başka nedeninin de H1N1 virüsünün etkeni olduğu belirtilmektedir.

“Normalde herhangi bir türde salgın hastalık patlakverdiğinde daha

çok hamile kadınlar, çocuklar, kronik rahatsızlıkları olan kişiler ölüm skalasında yer alırlardı. Đspanyol pandemisinde ölenler arasında gençlerin çoğunlukta olması H1N1’in vücutta yarattığı sitokin fırtınasıdır. Genç kişilerin metabolizması hızlı çalıstığı için sitokin fırtınası yaslılardan ziyade gençler arasından daha yaygındı.” (A.g.e.)

Verilere göre ABD’nin, hem sanayi üretimi hem de ticari faaliyet endeksi Ekim 1918’de en düşük noktasına ulaştı. Bununla birlikte, Kanada Maliye Bakanlığı’nın bir araştırmasına göre, bu düşüşler yıllık üretim kaybına işaret ediyordu ve bu da sadece %0.4 civarındaydı. Diğer göstergelerden yolcu demiryolu taşımacılığı ve perakende satışlarında geçici ve sınırlı azalmalar olduğu ileri sürülmektedir. Bu tahminler şaşırtıcı derecede mütevazı bir ekonomik etki ortaya koysa da bugün benzer bir salgının (COVID-19) nispeten sınırlı etkilere sahip olması muhtemel görünmemektedir.

İKİNCİ BÖLÜM

COVID-19 SALGINI VE SALGININ İKTİSADİ ETKİLERİ