• Sonuç bulunamadı

İslam İlahiyatındaki Belli Başlı İlimler

I. BÖLÜM

1. İ SLAM İ LAHIYATI

1.7. İslam İlahiyatındaki Belli Başlı İlimler

İslam’ın inanç esaslarını kısaca ele aldıktan sonra, bu din ile alakalı daha geniş bilgi elde etmek isteyenler için, en temel İslâmî ilimleri kısaca tanıtmak yerinde olacaktır.

1.7.1 Kelâm

Kelâm, İslâmî ilimler içinde en temel ilimlerden biridir ve belki de birincisidir. Kelâm, kısaca İslam'ın inanç esaslarını İslâm’ın temel nassları Kur’an ve Sünnet doğrultusunda inceleyen ve bu inanç esaslarını muhaliflerin ileri sürdüğü itiraz ve şüphelere karşı delillerle savunan ilimdir. Kelâmın konusu öncelikle, Allah’ın varlığı, birliği, zâtı ve sıfatlarıdır. Daha sonra melekler, ilâhî kitaplar, peygamberler, ahiret, kader, kulun fiilleri, rızık, hayır ve şer gibi konular temel başlıklardır. Bu ilim dalı, tarihi süreci içinde felsefe ile mücadele etmek durumunda kaldığı için “varlık” ı da inceleme sahası içine almıştır. Ancak, Kelâm İlmi, varlığı tabii bilimlerden farklı olarak, başlangıcı ve sonu açısından, yani yaratılışı ve nihayet sonu itibariyle döneceği yerle (mebde-meâd) iligili meseleler açısından inceler. Kelâm, mevzularını isbât etme hususunda felsefe ile mücadele ederken, Kur’an ve Sünnetin yanında felsefenin ve mantığın da bazı konularını, bazı kurallarını uygular. Tarih içinde, nassların biraz farklı yorumlanması ve bazı siyasi olaylardan dolayı bir kısım itikâdî mezhepler oluşmuştur.

238Mâturîdî, Şerhu’l-Fıkhı’l-Ekber, s. 28-29; İbn Kayyim el-Cevziyye Muhammed b. Ebî Bekr, Beyrut, Şifâü’l- ‘Alîl fî Mesâili’l-Kazâi ve’l-Kaderi ve’l-Hikmeti ve’t-Ta’lîl, h.1398/1972, s. 112; Gülen, M. Fethullah, Kitap ve Sünnet Perspektifinde Kader, Üçüncü Baskı, İzmir, 1995, s. 173-174.

İlk Kelâmî meselelerle uğraşanlar Mutezîle mezhebi olmuştur. Daha sonra Selefî240, Eş’ârî, Mâturîdî, Şîa gibi mezhepler şekillenmiştir. Kelâm tarihi dört ana temel devreye ayrılır. Mütekaddimîn kelamcılarının bulunduğu ilk devre ki, bu devrede İslam itikadını bozmaya yönelik ortaya çıkan batıl inançlarla mücadele yapılmıştır, İbn Küllâb ile başlayan ve başta Eş’arî, Maturîdî gibi büyük mezhepler olmak üzere itikadî mezheplerin oluştuğu ikinci dönem, İmâm-ı Gazzâlî (h.505/m.1111) ile başlayan müteahhirin dönemi, ve İzmirli İsmâil Hakkılarla (ö. 1946) başlayan “Yeni Devir”241. Kelam sahasında yazılan pekçok eser mevcuttur242.

1.7.2. Tefsir

Tefsir ilmi, Allah Teâlâ’nın gönderdiği son ilâhî kitap olan Kur’an’ı yine Allah’ın muradını en doğru şekilde anlama yönünden inceleyen bir ilimdir243. Konusu Kur’an’dır. Gayesi, Kur’an’ı en doğru bir şekilde, Allah’ın muradı doğrultusunda anlamak ve anlatmaktır. Kur’an, Allah kelâmıdır ve bir mucizedir. Bu sebeple yaklaşık 600 sayfa kadar bir hacmin içinde itikad, ibadet, muamelat, ahlak, sosyal hayat, insan psikolojisi, tabii ilimler ve ahiret hayatı ile alakalı birçok hakikatleri içermekte, pekçok hüküm bildirmektedir. Bu ayetlerin bazıları çok açık olmakla beraber bazıları da erbabının anlayabileceği üslupta ifade edilmiştir.

Tefsir, ancak belli bir ilme sahip âlim veya âlimler topluluğu tarafından yapılabilir. İlmî yeterliliği olmayan birinin Kur’an’ı yorumlamaya kalkması şiddetle yasaklanmıştır. Tefsir yapılırken müfessirler şu yolu izlerler. Onların izahına göre, Kur’an kendi kendini tefsir eden bir kitaptır. Yâni, bir yerde çok kısa değindiği veya bir yönünü anlattığı bir şeyi başka bir yerde açarak izah eder veya başka yönleri hakkında bilgi verir. Bu sebeple öncelikle

240Selefî’den burada kastedilen, kelam ilmiyle meşgul olan ve sahabe, tabiin, tebe-i tabiin geleneğine uyarak, müteşâbihat hakkında yoruma gitmeden, olduğu gibi kabul eden kelemcılardır.

241Detaylı bilgi için bkz. Topaloğlu, Bekir, Kelâm İmi (Giriş), İstanbul, 1993, s. 47-62; Gölcük - Toprak, a.g.e., s . 3-13, 47-76; DİA, Yavuz, Yusuf Şevki, “Kelam” maddesi, c.25, s. 201-202, T. D. V., Ankara, 2002; Ayrıca Bkz. Gölcük, Şerâfeddin, Kelam Tarihi (Kişiler, Görüşler, Eserler), Esra Yayınları, Konya, 1992, s. 11-12 vd.

242Bazıları şunlardır: Ebu Hanife, el-Fıkhu’l-Ekber, el-‘Âlim ve’l-müteallim; İmâm Mâturîdî, Kitâbu’t-Tevhîd; İmâm Hasan el-Eş’arî, el-İbâne ‘an usûli’d-diyâne, el-Lüma’ fî ehl-i’z-zeyğ ve’l-bida’, Makâlât; İmâmu’l- Harameyn el-Cüveynî, eş-Şâmil fî usûlid-dîn; Kâdı Abdulcebbâr, Şerhu Usûli’l-Hamse; Fahreddin er-Râzî, el-Metâlibu’l-‘âliye, el-Muhassal; İmâm Gazzâli, el-İktisâd fi’l-İ’tikâd, Teftazânî, Şerhu’l-Akâid, Şerhu’l- Makâsıd; Seyyid Şerif Cürcânî, Şerhu’l-Mevâkıf; Ebu’l-Mûîn en-Nesefî, Tebsıratü’l-Edille; Ebu’l-Berakât en-Nesefî, el-Umde; İbnu’l-Hümâm, el-Müsâyeratü’n-Nûniyye; Abdüllatif Harpûtî, Tenkîhu’l-Kelâm fî ‘akâidi ehli’l-İslâm; İzmirli İsmail Hakkı, Yeni İlm-i Kelâm; Filipeli Ahmed Hilmi, Üss-i İslâm-Yeni Akâid; Ömer Nasuhi Bilmen, Muvazzah İlm-i Kelâm.

243Suyûti, Celaluddin, el-İtkân fî Ulûmi'l-Kur'ân, Kahraman Yayınları, İstanbul, 1978, c. 2, s. 221; Zerkeşî, Bedreddin Muhammed b. Abdillah, el-Burhân fî Ulûmi’l-Kur’ân, Beyrut, 1994, c. 1, s. 13; Zehebî, Muhammed Hüseyin, et-Tefsîr ve’l-Müfessirûn, Kahire, ty., s. 6; Zerkânî, a.g.e., c. 1, s. 4-35; Subhi Salih, Mebâhis fî ‘Ulûmi’l-Kur’ân, Beyrut, 1965, s. 289-298, 299-312.

Kur’an, Kur’an’la tefsir edilir. Daha sonra Kur’an’ın tebliğcisi Hz. Muhammed (sas)’in hadislerine müracaat edilir. Bundan sonra sahabe ve tabiinin izahlarına bakılır. Bundan sonra da seleften ileri gelen âlimlerin tefsirlerine bakılır. Kur’an, her dönemde asla bağlı kalarak tefsir edilmelidir. Zira, Kur’an, kıyamete kadar gelecek bütün insanlığa rehberdir.

Temelde iki çeşit tefsir eseri ortaya konulur. Birisi rivâyet tefsiri, diğeri dirâyet tefsiri. Rivâyet tefsiri; ayetlerin manaları, nüzul sebepleri, nasih ve mensûh olanları belirtilerek yapılır. Bunlarda temel kaynak hadis, siyer ve tarih kitaplarıdır. Sahih rivayete ters, akla aykırı rivayetlere itimat edilmez. Dirâyet tefsiri ise, ayet hakkında açıklayıcı bir rivayet bulunmadığı taktirde reye müracaat edilerek yapılır. Bu yapılırken, lügat, belâğat gibi lisan ilimlerinden istifade edilir. Bunu yapabilecek müfessirin belli şartları haiz olması gerekir244. Bunun dışında, işârî, tasavvufî, ahkâm, lügavî, felsefî, fırkavî, ilmî, içtimâî ve edebî, mevzûî ve modern tefsirler de mevcuttur245. İslâmî ilimler içinde en çok eser verilen sahalardan biri olan Tefsir ilmi, üzerinde hâlâ pek çok çalışma yapılan bir ilimdir246.

1.7.3. Hadis

Hadis, Hz. Muhammed (sas)’in söz, fiil ve takrirlerini, onun beşerî ve ahlâkî yönlerini bildiren haberlere denir247. Hadis ilmi de, bunları inceleyen, kendine has metedolojisi olan bir ilimdir. Allah Rasûlü, İslâm dininin mübelliği, Allah’ın peygamberi, O’nun izni ile kanun koyucu olması hasebiyle, hayatının özellikle Medine dönemi mercek altına alınmıştır. Söylediği sözler, yaptığı icraatlar, ahlakî özellikleri, tasvip veya red şeklindeki bütün tavırları sahabesi tarafından bir sonraki nesle aktarılmıştır. Rasûlüllah hayatta iken, hadislerinin yazılmasını bir süre yasaklamıştır. Bundan muradı, hadisin Kur’an ile karıştırılmaması idi.

244Kattân, Mennâ Halil, Ulûmu’l-Kuran/Kur’an İlimleri, Çev. Arif Erkan, İstanbul, 1997, s. 449-462, 493-511; Ömer Nasuhi Bilmen, Büyük Tefsir Tarihi, Bilmen Yayınevi, İstanbul, 1973, c. 1, 105-107.

245Bkz. Cerrahoğlu, İsmail , Tefsir Tarihi, Fecr Yayınevi, Ankara, 1996, c. 2, s. 9-407; Demirci, Muhsin, Tefsir Tarihi, İstanbul, İfav., 2003, s. 196-262.

246Mukatil b. Süleyman, Kitâbu’t-Tefsîril-Kebir; Süfyanu’s-Sevri, Tefsîrü’s-Sevri; Abdu’r-Rezzâk b. Hemmâm, Tefsîru’l-Kur’ân; İmam-ı Buhârî, Tefsîrü’l-Buharî; İbn-i Cerir et-Taberî , Camiü’l-Beyân ’an Te’vili’l-Eserî ve’l-Kur’ân; Muhammed b. Muhammed el-Matûrîdi, Te’vîlâtü’l-Matûrîdiyye; Ebû Bekr el-Cessas,

Ahkâmu’l-Kur’ân; Ebû Muhammed Bağavî, Me’âlimü’t-Tenzîl; Ömer b. Muhammed en-Nesefî, et-Teysîr fi’t-Tefsîr; Mahmut ez- Zamahşerî, el-Keşşâf an-Hakâiki’t-Tenzîl; Ebû Abdullah el-Kurtubî, el-Câmi’ü li Ahkâmi’l-Kur’ân; Ali b. Muhammed Hâzin, Lubâb fi Me’âni’t-Tenzîl; Ebû Hayyân el-Endulûsî, el-Bahru’l- Muhît; İbn-i Kesir el-Basri, Tefsîru’l-Kur’âni’l-Azîm; Abdu’r-rahmân b. Ebû Bekir es-Suyûtî, ed-Dürrü’l- Mensûr fi’t-Tefsîri bi’l-Me’sûr; İsmail Hakkı Bursevî, Rûhu’l-Beyân; Şah Veliyyullah ed-Dihlevî, Fethu’r- Rahmân; Muhammed eş-Şevkânî, Fethu’l-Kadîr; Ebu'l-Fadl Mahmud Âlûsî, Rûhu’l-Me’ânî fî Tefsîri’l- Kur’âni’l-Azim ve Seb’il-Mesânî; Reşid Rıza, Tefsîrü’l-Menâr; Elmalılı Mehmet Hamdi Yazır, Hak Dini Kur’ân Dili.

Ancak, bir zaman sonra bizzat kendisi yazılmasını tavsiye etmiştir248. Bu sebeple bazı sahabe bunları kayda almıştır249. Ancak kitap şeklinde tedvîni hicri ilk asrın sonlarına doğrudur250.

Bundan sonra hadislerin hızla toplanıp kitap haline getirilmesi çalışmaları olmuştur. Hicri üçüncü asra gelindiğinde pekçok hadis kitabı tedvin edilmiştir. Bu arada toplanan hadislerin sıhhati, rivayet edenlerin bir kısım özellikleri taşıyıp taşımadığı, metnin Allah Rasûlü’nün genel ifadelerine uyup uymadığı hususlarına önem verilmiş ve bu sayede hadis usûlü (metedolojisi) gelişmiştir. Hadisler, onu rivayet edenin özellikleri ve sayılarına göre, yani kaynağının sağlamlığına göre, mütevatir, sahih, hasen, zayıf gibi kısımlara ayrılır. Hadis kitapları farklı tarzda tertip edilmiş ve bu tertiplerine göre de isim almışlardır. Meselâ, en hacimli olanlarına “el-Câmi’”, fıkıh konularına göre sıralananlara “Sünen”, ravilerine göre sıralanana “Müsned” denmiştir251. Hadis ilminde de verilmiş pekçok eser mevcuttur252.

1.7.4. Fıkıh

Fıkıh ilmi, ibadetlere, muamelelere ve cezâlara ait şer’î hükümleri mufassal delilleriyle ortaya koyan ilimdir253. Kişi, bu ilim sayesinde Kur’an, sünnet, ümmetin âlimlerinin icması ve liyakatli âlimlerin bir mevzuyu diğer bir mevzuya kıyas ederek ortaya koydukları hükümleri bilebilir. Bu ilme İslam Hukuk ilmi de denilir. Fıkıh ilmi modern hukuk ilminin bütün konularını içine almasının yanında, ibadet ile alakalı hükümleri de içerir. Fıkıh ilmi, hükümleri ve delillerini zikreder. Bu delillerden hükümlerin nasıl çıkarılacağını ise fıkıh usûlü ilmi ortaya koyar254. Bu sahada ilk eser Muhammed b. İdris eş-Şâfiî’ye ait olan “er- Risâle” dir. Fıkhın ibadet ve muamelata ait olan kısmına “şeriat” denir. Devletler hukukunu

248Canan, a.g.e., s. 28-29. 249Canan, a.g.e., s. 29-34. 250Canan, a.g.e, s. 106-107.

251Geniş bilgi için bkz. DİA, Kandemir, M. Yaşar, “Hadis” maddesi, c. 15, s. 26-64, T.D.V., Ankara, 2002; 252Mâlik b. Enes, Kitâbu’l-Muvattâ; Buhârî, Ebû Abdullah Muhammed b. İsmail b. İbrahim İbni’l-Muğire el-

Buhârî el-Cu’fî, el-Cami’u’s-Sahîh; Müslim, Ebu’l-Hüseyn Müslim İbnu’l-Haccâc el-Kuşeyrî en-Neysâbûrî, el-Camiu’s-Sahîh; İbn Mâce, Ebû Abdulilâh Muhammed b. Yezid İbn Abdulilâh İbn Mâce, Sünen; Ebû Dâvûd, Ebû Dâvûd Süleyman b. Eş’as b. İshak el-Ezdî es-Sicistânî, Sünen; Tirmîzî, Ebû İsa b. Muhammed b. İsa b. Sevre es-Sülemî et-Tirmizî, Sünen; Nesâî, Ebû Abdurrahman Ahmed b. İbn Şuayb b. Ali b. Bahr b. Sinan b. Dînâr en-Nesâî, Sünen-i Nesâî; Ahmed b. Hanbel, Ebû Abdullah Ahmed b. Muhammed eş-Şeybânî el-Mervezî, Müsned; İbn Hibbân, Muhammed b. Hibban b. Ebû Hâtim et-Temîmî el-Bestî, Sahîhu İbn Hibbân; Hâkim, Ebû Abdillah Muhammed b. Abdillah b. Muhammed el-Hâkim el-Neysâbûrî, el-Müstedrek Alâ Sahihayn; Dârimî, Abdullah b. Abdurrahman Ebû Muhammed b. el-Fadl ed-Dârimî, Sünen-i Dârimî. 253Bkz. Muhammed Maruf Devâlibî, el-Medhal ilâ İlm-i Usûli’l-Fıkh, Beyrut, 1965, s. 12; İbn Âbidin, Reddü'l-

Muhtâr Ale'd-Dürri'l Muhtâr, İstanbul 1982, c.1, s.34; Zernûci, Burhâneddin, Ta'limü'l-Müteallim, İstanbul, 1980, s. 27; M. Ebû Zehrâ, İslâm Hukuk Metodolojisi (Fıkıh Usulü), 13; Ömer Nasuhi Bilmen, Hukuk-ı İslâmiye ve Istılâhât-ı Fıkhıyye Kamûsu, İstanbul 1976, c.1, s.13.

254Ebu Zehra, Muhammed, İslam Hukuku Metodolojisi (Fıkıh Usûlü), Trc: Abdulkadir Şener, Ankara, 1986, s. 13-14.

inceleyen bölümüne “siyer” denir. Ceza hukukuna “ukûbât”, aile hukukuna "el-ahvâlü'ş- şahsiyye", anayasa hukukuna da “el-ahkâmü's-sultaniyye" isimleri verilmiştir255.

Fıkıh ilmi ile iştiğal eden âlime fakîh denir. Delillerden hüküm çıkaran, ictihad eden kimseye de müctehid denir. Müctehidler seviye seviyedirler. Kimileri müstakil bir mezhep sahibidir, İmâm-ı Âzam gibi. Kimileri de mezhebin içinde imamın genel prensiplerine bağlı kalarak ictihad eden âlimlerdir, İmam-ı Ebu Yusuf gibi. Birincilere mutlak müctehid denirken, ikincilere müctehid fi’l-mezhep/mezhepte müctehid denilir. Seviyesi bu kadar olmayan bazı müctehidler de tercih ehli, taklid ehli gibi isimler alırlar.

İslam dünyasında bir kaç büyük fıkıh mezhebi vardır. Bunlar Hanefi, Şafiî, Mâlikî, Hanbelî mezhepleridir. Bu mezhepler birbirlerinden detaylarda ayrılsalar da özde birbirleri ile aynıdır. Dolayısıyla birbirlerini hak kabul ederler256. Günlük hayatla da çok alakalı olan fıkıh ilminde ilk dönemden buyana her geçen günün ihtiyaçlarına cevap verme adına ortaya konmuş pekçok eser mevcuttur257.

1.7.5. Tasavvuf

Tasavvuf, İslâm’da rûhî hayatla ilgili tecrübelerin isimlendirildiği, bu tecrübeler ışığında insanın kemâle ermede takip edeceği basamakları ve yolları inceleyen ilim dalıdır. İslâm, baştan bu yana zühdü, takvayı, tefekkürü, tevazuyu ve marifetullahı elde etmeyi tavsiye eder. Bununla hedeflenen şey, inanan kimsenin maddî yönünün yanında mânevî yönünün de bir sistem dahilinde geliştirilmesidir258.

Tasavvuf, İslâm’ın ilk yıllarında bir ilim olarak ortaya konmamıştır. Ancak, pratikte Allah Rasûlünden bu yana yaşanmıştır. Zaman içinde Allah Rasûlünün, ashabının ve arkadan

255Zühaylî, el-Fıkhu'l-İslâmî ve Edilletuhu, Dimaşk 1984, c.1, s.15; M. Ebû Zehra. Usulü'l-Fıkh, s.96 vd. 256Geniş bilgi için bkz. Karaman, Hayreddin, İslâm Hukuk Tarihi, İstanbul, 1989, s. 216-226, 262-269. 257İmâm-ı Muhammed, el-Câmiu’l-Kebir, el-Câmiu’s-Sağîr; İmâm-ı Şâfiî Muhammd b. İdris, er-Risâle, el-

Ümm, Ebû Cafer Ahmed b. Muhammed et-Tahâvî, el-Muhtasar, Şerhu Meâni’l-Âsâr, Ahkâmu’l-Kur’ân; Ebu’l-Hasen Ubeydullah b. El-Hüseyin el-Kerhî, el-Muhtasar, er-Risâle; Ebu Bekir Ahmed b Ali el-Cassâs, Şerhu’l-Muhtasar, Usûlü’l-Fıkh; Ebu’l-Leys Nasr b. Muhammed es-Semerkandî, Hizânetü’l-Fıkh, Uyûnü’l- Mesâil, en-Nevâzil, el-Fetâvâ; Şemsü’l-Eimme Muhammed b. Ahmed es-Serahsî, el-Mebsût, Usûlü’l-Fıkh, Şerhu’l-Câmi’ li-Muhammed; Ali b. Muhammed el-Pezdevî, el-Mebsût, Şerhu’l-Câmi’ayn, Usûlü’l-Fıkh; Ebû Bekir b. Mes’ûd b. Ahmed el-Kâsânî, el-Bedâi’u’s-Sanâ’i; Ali b. Ebû Bekr el-Merginânî, el-Hidâye, el- Kâdî Ebu’l-Vehhâb b. Nasr, el-Edille fî Mesâili’l-Hilâf; Ebu İshâk İbrâhim b. Ahmed el-Mervezî, Şerhu’l- Müzenî; Ebû Muhammed Abdullah b. Ahmed İbn Kudâme, el-Muğnî.

258Kuşeyrî, Ebu’l-Kâsım Abdulkerîm b. Hevâzin el-Kuşeyrî en-Neysâbûrî, er-Risâletü’l-Kuşeyriyye, Beyrut, 1993, s. 53-54; Geniş bilgi için bkz. Eraydın, Selçuk, Tasavvuf ve Tarikat, Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Yayınları, İstanbul, 1994, s. 85; Güngör, Erol, İslâm Tasavvufunun Meseleleri, Ötüken, İstanbul, 1996, s. 15; Gülen, Fethullah, Kalbin Zümrüt Tepeleri, c. 1, s. 1-4.

gelen salih kimselerin kalbî müşahedeleri, mükâşefeleri ve nefisle mücadelede kullanılan yolları kaleme alınmıştır. Bu sayede ilk tasavvuf eserleri ortaya konmuştur259.

2. Hristiyan İlahiyatı