• Sonuç bulunamadı

I. BÖLÜM

1. İ SLAM İ LAHIYATI

2.1. Hristiyanlık’ta Uluhiyet İnancı

Hristiyanlığın inanç esaslarını ele alırken bir paralellik arzetmesi için İslâm’ın itikat esaslarının sırası takip edilecektir. Fakat, Hristiyanlıkta inanç esasları bu şekilde sıralanmamaktadır. Hristiyanlık dininin temeli İsa’nın Tanrı’nın oğlu olması, teslis, kilise, zenb-i aslî (aslî günah), vaftiz ve İncillerden müteşekkildir. Hristiyanlığın pek çok mezhebe ayrılması ve bunların inanç açısından birbirinden büyük farklılıklar taşımasından dolayı, burada genel Hristiyanlığın inanç esasları hakkında özet bilgi verilecek, mezheplerin farklı kabulleri diğer bölümde ele alınacaktır.

Hristiyan inancı temelde teslis akidesine bina edilmiştir. Teslis; Baba, Oğul ve Kutsal Ruh üçlemesinin Tanrı olduğuna inanmaktır260. Bu inanca göre, “Baba” herşeyin yaratıcısı, herşeyin sahibi, sonsuz varlıktır261. Kutsal kitaba göre Tanrı, İbrahim’in, İshak’ın, Yakub’un da Rabbidir262. O birdir, kudret sahibidir263. O Kuddûs’tür264. Tahtını göklere kurmuştur265. O kendisine kulluk edilecek olandır266. Kendisinden korkulması gereken yegane Zât’tır267. Ahirette O, ameller hakkında hüküm verecektir268. O mükemmeldir, herşeyi bilir, herşeyi görür, herşeyi işitir269. Onun gücü herşeye yeter270. Kendine ait iradesini yerine getirir271. İnsanları erkek ve dişi olarak yaratan O’dur272, güneşi doğuran, yağmuru yağdıran273, bütün

259Belli başlı tasavvuf eserlerine bazı örnekler: Haris el-Muhâsibî, er-Ri’âye, el-Vesâyâ; Kelâbâzî Abu Bakr Muhammed, et-Taaruf li Mezhebi Ehli’t-Tasavvuf; Nasruddin et-Tûsî, el-Lüma’; Ebû Tâlib el-Mekkî, Kûtü’l-Kulûb; Kuşeyrî, Ebu Kasım Abdülkerim b. Havâzin b. Abdülmelik b. Talha b. Muhammed Nisaburi, er-Risâle; Hucvîrî Ali bin Osman Cüllâbî, Keşfu’l-Mahcûb; İmam-ı Gazzâlî, İhyâu Ulûmiddîn.

260Schwarz, John, A Handbook of the Christian Faith, Minnesota, USA, 2004, s. 186-187; McManners, John (Editor), Christianity, (Willes, Maurice: “Christian Beliefs”), Oxford University Press, New York, 1990, s. 554-560.

261Kutsal Kitap, (Tevrat, Zebur, İncil) Yeni Çeviri, Kitabı Mukaddes Şirketi, İstanbul, 2001, Yaratılış, 1/1; Yeşaya, 44/24; Bkz. Holy Bible, King James, Version, Boston, U.S.A., ty, Genesis, 1-1.

262Markos, 12/26. 263Luka, 1/49. 264Matta, 6/9. 265Matta, 6/9,26; 10/32,33. 266Matta, 6/24. 267Matta, 10/28. 268Matta, 11/20-24; 12/41.

269İbraniler 4:13; Yuhanna 3:20; Yuhanna, 5/14-15. 270Luka, 1/37.

271Matta, 19/26; Luka, 1/37. 272Yaratılış, 1/26-27.

canlıları rızıklandıran, yediren274 ve giydiren275 de O’dur. Tanrı sevginin kendisidir, saf bir ruhtur276. O bu sevgisini kendi ruhundan bir parça olan oğlunu (İsa’yı) insanların günahlarının temizlenmesi gayesiyle dünyaya göndermekle göstermiştir. Baba, kimse tarafından gözle görülemez. O, İsa aracılığıyla kullarının arasına girmiş ve görülmüştür277.

Oğul, İsa Mesihtir. İsa bakire Meryem’den dünyaya gelmiştir. 30 yaşlarında iken 12 tane kendisine gönül veren havari seçip onlarla seyahate çıkmıştır. Her yerde insanları Tanrıyı ve komşuları sevmeye davet etmiş, hastaları iyileştirmiş, ölüleri diriltmiştir. İsa’nın mesajı başta Romalıları olmak üzere Yahudileri de kızdırmış. Nihayet havarilerden birinin Hz. İsa’nın yerini ihbar etmesi sebebiyle yakalanarak çarmıha gerilmiştir. İsa, yakalanmadan önce havarileriyle son akşam yemeğini yemiş, onlara, öldürüleceğini haber vermiş, ekmeği göstererek “bu benim etimi”, şarabı göstererek de “bu da benim kanımı” temsil etmektedir, demiştir. Kendisinden sonra onu hatırlamak için bir araya gelip bunlardan tatmalarını söylemiştir. Hristiyan inancına göre, Hz. İsa, yakalanır ve çarmıha gerilir. Öldükten sonra Romalılar onu defneder. Havariler gidip mezarına bakarlar, mezarında onu bulamazlar. Ölümünden üç gün sonra onun tekrar dirildiğini kabul ederler278. Bu hususla alakalı İncilde bazı cümleler mevcuttur279.

Hz. İsa, bu yönüyle insandır. Ancak, Baba olarak nitelendirilen Tanrı onun içine girmiştir. Böylelikle Hz. İsa, bir yönüyle insan bir yönüyle de Tanrı kabul edilmiştir. Bu anlayışa göre, İsa ile Baba aynı cevhere sahiptir. 431 yılında yapılan Efes Kolsülünde, Hz. İsa’nın annesinin Hz. Meryem olduğu, Hz. İsa’nın bir yönü insan bir yönü ise Tanrı olduğu kabul edilmiştir280. Ölüleri diriltme, hastaları iyileştirme ve körlere sağlığını geri bağışlama gibi mucizelerinin varlığı kabul edilir281.

Hristiyan akidesine göre ilk insan Adem ile Havva Tanrı’nın yasakladığı meyveyi yediği için Cennet’ten kovulmuşlardır. Bunu bir günah kabul eden Hristiyanlar, bu günahın 273Matta, 5/45.

274Matta, 6/26. 275Matta, 6/30. 276Yuhanna, 4: 8,16.

277McGrath, Alister E. (Editor), The Christian Theology Reader, s. 196-197, Second Edition, Blackwell Publishers, İngiltere, 2001.

278McManners, John, a.g.e., s. 554.

279Bkz. “...Mesih, günahlarımıza karşılık öldü, gömüldü ve üçüncü gün ölümden dirildi” (1.Korintliler 15:3,4). Ayrıca bkz. Matta, 26/17-35; Markos, 14/12-31; Luka, 22/7-38; Yuhanna, 13.

280Grenzy, Stanley J., What Christians Relaly Believe - Why, Kentucky, USA, 1998, s. 78-79; 85-105. 281Yuhanna, 9/41; 2/1-11; Matta, 8/14-15; 8/23-27; Markos, 10/46-52; Luka, 5, 17-46; 17/11-19; Gascoigue,

Bomber, Christianity (A History), New York, 2003, s. 5; Matthews, Warsen, World Religions, Third Edition, Canada, 1999, s. 330-331.

Adem’in nesline de geçtiğine, bundan kurtulmanın ancak İsa’nın kurtarıcı olduğuna inanıp vaftiz olmakla mümkün olduğuna inanırlar282.

381’de İstanbul’da toplanan konsül ise teslisin üçüncü parçasının Kutsal Ruh olduğunu kabul etmiştir. Katolikler, Kutsal Ruh’un hem Baba’dan hem de Oğul’dan çıkacağına, Ortodokslar ise Oğul yoluyla Baba’dan çıkacağına inanırlar. Bu inanca göre Baba bütün işlerini Kutsal Ruh ile görür. O, Baba’nın bütün irade ve kudretine sahiptir. Kutsal Ruh, Tanrı gibi her yerde bulunur283.

İncillerde teslisi bildiren açık hiçbir şey yoktur. Ancak, 325’de Baba ile Oğul, 381’deki konsülde de Ruhu’l-Kudüs (Kutsal Ruh) eklenerek Tanrı üçlenmiştir284. Hristiyanlar, bu üçlüyü Tanrı’nın değişik tezahürleri, bir bütünün üç parçası gibi izah ederler285.

Hristiyanlar Tanrı’ya inanırlar ancak onların “Tanrı”dan neyi kastettikleri hakkında Maurice Wiles’in şöyle bir yaklaşımı vardır: “Bugün Hristiyanlık Tanrı inancını iki temel akımdan besler. Birincisi, Tanrı, İbrahim’in, İshak’ın ve Yakup’un Tanrısıdır. İncilin hikayelerinin Tanrısıdır. Bu sayede biz O’nun sözlerini ve karakterini anlarız. O, kendi emirlerini takip etsin ve bir kısım özel insanlara baba olsun diye İbrahim’e, o seçilmiş insanları Mısır’dan kurtarsın ve vadedilmiş topraklara götürsün diye de Hz. Musa’ya çağrıda bulundu. O kullarının kötülüklerinden hüzün duyar. İyilikleri ile sevinir. Fakat asla onların başaşağı gitmelerine müsade etmez. O çok merhametli ve adaletlidir. Oğlunun (İsa) gelmesi ile O’nun bu merhamet ve adaleti en zirve noktada, oğul İsa’nın ölümü ve tekrar dirilmesi ile gerçekleşmiştir. Fakat O aynı zamanda düşünen bir akılla bulunabilen yüce bir hakikatin tâ kendisidir.” Bu anlayış eski Yunan’daki Platonik bir anlayış taşımaktadır. O, tartışmasız gerçeğin ta kendisidir. O uluhiyeti, kendindeki mükemmelliğinde, hiçbir şeye muhtaç olmayışında ve insanların tutkularından azade oluşundadır286.

Kral Constantin’in önayak olmasıyla toplanan İznik konsülünde iki önemli grup arasında fikir çatışması oldu. Bir grup Grek felsefesinin tesiriyle, kendilerini mevcut Yahudilikten ayrı kılmak adına Hz. İsa’nın tanrısal güçleri olduğunu, kendisini insanlığın

282McManners, John, a.g.e., s. 560. 283McManners, John, a.g.e., s. 563-565. 284Schwarz, a.g.e, s. 150.

285Briscoe, Pete (General Editor), Christianitiy, Kaiser Jr., Walter C. “God the Holy Spirit”, Tennessee, USA, 2001, s. 90-92.

günahları için feda ettiğini ileri sürerek trinity (üçleme) doktirinin temellerini atıyordu. Bir başka grup ise, Hz. İsa’nın Tanrı tarafından yaratıldığını ileri sürerek tek Tanrı’ya inanılması gerektiğini savunuyorlardı. Bunların başında İskenderiye papazlarından Arius (Augustine Aurelius, 354-430) geliyordu287. O zaman bunların sloganı “O (İsa) yokken de zaman vardı” idi. Fakat konsülde çoğunluğun bir şekilde kararı teslis yönünde oldu. Bu durumda bazı mühim problemler ortaya çıkmıştı. Mesela, Hristiyanlar iki veya daha fazla Tanrı’ya mı tapacaklardı. Sonunda buna şöyle bir izah getirdiler. Tanrı birdir. Ancak, Tanrı İsa’da vücud bulmuştur. İsa bir yönüyle insan, bir yönüyle de ilahtır, dediler. İsa, insanlığın günahları için hayatını feda etti. Bu sebeple insanlar kurtuldu. Öte yandan insanlara kudsi yolu göstermek adına Tanrı’nın ruhu kilisede tecelli etmiştir. Buna da Kutsal Ruh (Holy Spirit) denir ki, bununla teslis tamamlanmış olmaktadır. Yeni bir kimlik kazanma, yeni İsrail nedir, sorusuna kendilerince cevap verme, mevcut Yahudilerden kendilerini farklı hissetme adına Hz. İsa’ya uluhiyet atfederek başlayan iddia zamanla bir inanç sistemi haline gelmiştir288. Trinity, üçün birde cemidir. Baba, oğul ve Ruhu’l-Kudüs’ten oluşan üç şahsın veya üç ana şuurun bir vücutta birleşmesidir289.

Baba Tanrı, yaratılmamıştır, ihata edilemez, gözle görülemez (invisible), tek Tanrıdır, bütün alemleri O yaratmıştır. Bu ilk kısımdır. Tanrı’nın kelimesi, oğlu ve Hristiyanların Efendisi ise İsa’dır. İsa, Baba adına peygamberlerle görüşüp, onlara misyon verir290.

Hristiyanlar kendilerinin İsa ve Kutsal Ruhla bir bütünü teşkil ettiklerine inanırlar. Eğer İsa bu vücudun başı ise, Kutsal Ruh, ruhu ve Hristiyanlar da hücreleridir. Kilise, İsa’nın bedenini temsil eder. Yani kilise şeklinde insanlar arasında görülür veya vücut bulur291. Kilise, Hristiyanları dünyada da Cennet’te de bir araya getirir. Hz. İsa, yağlanmış, meshedilmiş292, kurtuluşun sebebi olan Mesih’tir293.

287Schwarz, a.g.e, s. 151-152; Küng, Hans, The Catholic Church (A Short History), New York, USA, 2001, s. 49-51. (Arius, Pavlus’un ortaya attığı “aslî günah” inancına da şiddetle karşı çıkmış, bu hususta Roma idaresi ile çok mücadele etmiştir.)

288Smart, Ninian, The World’s Religions, 2. Baskı, Cambridge University Press, Londra, 1998, s. 257-261. 289Smart, a.g.e, s. 259.

290Smith, Huston, The World’s Religions, Harper Collins Publishers, New York, 1991, s. 337. 291Smith, a.g.e., s. 338.

292Mesih, Aramice: (אחישמ), Arapça: ﺢﯿﺴﻤﻟا El-Mesih, İbranice: ַחי ִשָׁמ Maşiah, Yunanca: (Μεσσίας), Musevi metinlerinde müjdelenen, Yahudi milletinin kurtarıcısıdır. Mesih sözcüğü İbranice'de 'kutsal yağ ile ovmak, kutsamak' anlamına gelmektedir. Batı medeniyetlerinde Mesih anlamında kullanılan Khristos sözcüğü, İbranice Mesih sözcüğünün Yunanca karşılığıdır. Tarih öncesi İsrail kralları ve yüksek rahipleri, yeni görevlerinin simgesi olarak yağla kutsanırlardı. Tevrat'ın birçok yerinde bu işlemin yapıldığına dair ayetler vardır. Geniş anlamıyla bu unvan "Tanrı'nın bir görev vermek üzere seçmiş olduğu" kişileri de kapsıyordu. Eski Antlaşma'nın "Yeşaya" kitabında Yahudi'leri sürgünden kurtaran Pers kralı Kiros'a da bu ünvanla

Hristiyanlar, Hz. İsa’ya “oğul” ismini verenlerin bizzat havariler olduğuna inanırlar. Hz. İsa’nın insanların günahlarını affetme yetkisinin olduğuna, bunun da tanrısal bir güç olduğuna inanırlar. İsa’nın sahip olduğu bu tür kudreti herşeyin kaynağı olan “Baba”dan aldığını, yani İsa’nın “Baba”nın bir yansıması olduğunu ileri sürerler. Onu “Söz” olarak tanımlayan Hristiyanlık dünyası bunu şöyle yorumlar, “Söz”, doğasını ifade etmek üzere bilinçten yaratılmıştır, ondan farklıdır ama onu aynen açıklar294.

Hristiyanlığa çok büyük tesiri olan ve havari kabul edilen Pavlus, “Kutsal Ruh aracılığıyla Tanrı'ya Abba (Baba) diye seslenebileceğimizi söylüyor” diyerek Kutsal Ruhun tanrısal bir yönü olduğunu belirtir.295. Mevcut İncillerde İsa, Tanrı olduğunu söylemez. Kendini "Tanrıoğlu"296ya da kısaca "Oğul"297olarak adlandırır.

Ulûhiyet inancında Hristiyanlık, bazı farklılıklarla beraber temelde üçlemeyi (teslisi) kabul ederken, İslam inancı tevhidi (birlemeyi) esas kabul eder. İslam, ister uluhiyette, ister rububiyette isterse fiillerinde katî surette Allah’tan başka bir ilahın olmadığını, aksini iddia etmenin şirk olacağını belirtir.