• Sonuç bulunamadı

İsimsizler Dizisinde Görsel Söylem

3. İSİMSİZLER VE SAVAŞÇI DİZİLERİ BAĞLAMINDA SÖYLEM ANALİZİ

3.5. İsimsizler ve Savaşçı Dizilerinde Eleştirel Söylemin Kaynakları

3.5.4. İsimsizler Ve Savaşçı Dizilerinde Söylemin Görsel Boyutu

3.5.4.1. İsimsizler Dizisinde Görsel Söylem

İsimsizler dizisi genel olarak sağ/muhafazakar milliyetçi söylemin popüler görüntüsü üzerinden inşa olmuştur. Sağ/muhafazakar söylem bayrak, camii, ezan, muhafazakar kavramlar, ideolojik tip gibi kitlenin bilincinde, gündelik eylemlerinde, siyasal tercihlerinde belirleyici fonksiyona sahip nesneler üzerinde temellenmiştir. Dizilerde kullanılan semboller, toplumsal hafızadaki izdüşümüne paralel olarak kullanılmıştır. İsimsizler dizisinde Savaşçı dizisine nispeten daha fazla dini sembollere yer verilmiştir. İsimsizler dizisi, polis teşkilatını ve kaymakam makamının kamusal gösterimini daha olumlu gösteren bir senaryoya sahiptir. Esasında dini ve milli sembolleri birlikte kullanmıştır. Menderes ile birlikte kamuoyuna sunulan popülist sağ söylemine eş güdümlü şekilde bu dil tüketilmiş ve bununla kamuoyu rızası amaçlamıştır. Aynı değerleri, semboller, dili kurgulayarak izler kitle ile etkileşime geçilmeye çalışılmıştır. Dizinin kurgusunda baştan sona dini sembol, isim, dua, ezan gibi dini motiflere yer verilmiştir.

Dizinin yedinci bölümünde PKK tarafından sözde kurtarılmış bir köyün terörden temizlenmesinin akabinde Türk bayrağı köy camiisinin minaresine asılmıştır. Bayrağın asılması toprağın Türk toprağı olduğunu tekrar ilan ederken, bayrağın kamu kurumlarından ziyade İslami mabede asılması, hem milli hem de dini sembollerin simbiyotik ilişkisi bağlamında izler kitleden rıza sağlanmaya çalışılmıştır. Din dili esasında baskın bir söylem biçimi olmasından dolayı kendisi dışındaki herhangi bir söyleme, ideolojiye, düşünceye meşruiyet sağlayabilir. Daha önce Türkiye’de 1960’lı yıllardan sonra siyaset dilinin din söylemi ile mezcedilmesinin tabanda olumlu yansımaları olduğu belirtilmişti. Demirel’in sık sık kurana, başörtüye, yemek adabına, ezana vb. dini kaynaklara vurgu yapması, aynı amacı taşımaktadır. Siyaset dilinin bu şekilde inşa edilişi, aleni bir ideolojik söylemi desteklemekten ziyade örtük amaca toplumsal meşruiyeti sağlama, kuvvetlendirme, kabul ettirme gibi gizil amaçları vardır.

Şekil-6: İsimsizler Dizisinde Bayrak Asılma Sahnesi

(https://i.ytimg.com/vi/IXRa0_RoWkg/hqdefault.jpg)

Dizide Türk bayrağının minareye asılma sahnesinde, aynı zamanda, Muhsin Yazıcıoğlu’nun sesinden “Ben Türk’üm” konuşmasına yer verilmiştir. Türk-İslam ülküsü daha çok Muhsin Yazıcıoğlu kimliği üzerinden şekillenmiştir. Onun siyasi konuşmalarından belli bölümler de dizi içinde dillendirilmiştir. Dayı figürü, yukarıdaki paylaşımda “bize çoktan öğrettiler” sözü, onun, Muhsin Yazıcıoğlu ile aynı ideolojik düşünceye sahip olduğunu göstermektedir. Gerek semboller kısmında gerekse de diğer detaylarda Türk-İslam vurgusu

daha fazla ön plana çıkmıştır. Bu vurgu da Muhsin Yazıcıoğlu’nun kimliği üzerinden yapılmıştır. Yazıcıoğlu kimliğinin kurguda sıklıkla yer verilmesi, tartışmalı vefatından sonra toplumsal algıdaki yerinden dolayıdır. Yazıcıoğlu Türk-İslam sentezini bir dava olarak bellemiş ve bu perspektifle söylemini üretmiştir. Yazıcıoğlu’nun sahip olduğu siyaset dili onun vefatından sonra karizmasını, imajını da pozitif yönde etkilemiş ve onu Türk-İslam ideolojisini besleyenler nezdinde “kahraman” yapmıştır. Dizinin de reyting ve reklam gelirlerini arttırma amacı ya da kaygısı, senaryoda bu siyasal kahramana geniş şekilde yer verilmesine olanak sağlamıştır.

Dayı: Bir saniyesine bile hükmedemediğimiz şu dünyada fırıldak

olmamayı bize çoktan öğrettiler çok şükür (İsimsizler, 2017).

Dizinin, sağ popüler dilinin kozasında barındırdığı aforizmatik söylem zenginliğini sıklıkla kurgusunda yer vermesi, izleyicinin duygusal bağını harekete geçirici bir çaba olarak yorumlanabilir. Yukarıdaki dil, veciz bir içerime sahip olduğundan dolayı kitle beğenisini kolaylıkla elde edebilir. “Bir saniyesine bile hükmedemediğimiz şu dünyada” kısmı ilahi bir uzama gönderme yapmakta ve haddini bilen, Allah korkusuna sahip bir inancı betimlemektedir. “Fırıldak olmamayı bize çoktan öğrettiler çok şükür” kısmı ile de bu iman neticesinde vatansever olanların yani kahramanların bu bilinç ile nesillerini, çocuklarını terbiye ettiklerini ima eder. Fırıldak olmak, öteki kimliği tanımladığı gibi bu kimliği taşıyanların, kahramanın sahip olduğu inancın dışında bir inancı paylaştıklarını vurgulamıştır.

Fatih: Olağanüstü şartlar olağanüstü çözümler gerektirir. Biz bir kere

yemin ettik. Elimizde ecdadımızın emanet ettiği sancağı, sırtımızda vatanın yükünü taşıyoruz. Biz bu ülke için isimlerinden vazgeçenleriz. Ne bayrağımızı indirtiriz ne de toprağımızın zerresini terk ederiz. Biz bundan sonra bu çatı altında düşmanın peşindeyiz.

Dayı: Aramızda düşmanlarımıza karşı yaktığımız mermilerin hakkı için,

bu uğurda verdiğimiz şehitlerimizin kanlarının hakkı için bizimde kanlarımız bayrağımızın al rengine helal olsun. (İsimsizler, 2017).

Daha önce dizinin ideolojik tüketiminin Türk-İslam sentezi üzerine bina olduğu değişik örneklerle gösterilmişti. Burada da dini muhteviyata sahip olan yemin etme merasimi

bayrak metaforu ile gerçekleştirilmiştir. Yeminin bayrak ile gerçekleştirilmesi, ulusal unsurlara dini değer verilerek muhafazakar kitlenin nazarında onun kutsal bir içerime sahip olduğu vurgulanmıştır. Yemin töreninde dini ve ulusal içeriklerin simbiyotik ilişkisi ile beraber konuşmada yer alan veciz ifadelerin toplumsal kesimde inandırıcılığını arttırmaktadır.

Şekil-7: İsimsizler Dizisinde Bayrak Üstünde Yemin etme Sahnesi

(http://images.ranini.tv/dd099816-af0a-4372-94d1-e2ad91c2fae0.jpg).

İsimsizler dizisinde kullanılan müzikler de izleyici ile bağın kurulmasına yardımcı olan başka bir kültürel nesnedir. Dizide Türk kimliğini yüceltici ve esaret kabul etmeyen vurgusu ile de senaryonun ideolojik amacına hizmet edilmektedir. Dizinin içinde inşa edilen milliyetçi kodların toplumsallaşmasını sağlama adına bu tercih kullanılmıştır. Konuşma gibi belli yönleri ile açık işlevi olan kaynaklar, kimi kesimler için kolaylıkla anlaşılabilir ve bu anlaşılır durum izler kitlenin ideolojik dili içselleştirmesinin önüne geçebilir. Ancak müzik ve türevleri örtük amaçlar taşısa da masumane içeriğinden dolayı toplum tarafından daha kolay kabul edilebilir. Müzik zevke ve duyguya doğrudan bir gönderme yaptığından dolayı onunla özdeşleşen ideolojik dil de beraberinde muhataba aktarım amaçlanmıştır. Bununla beraber müzik, dinsel ve ulusal yüceliği vurguladığı için esasında bütünleştirme argümanı olarak işlevseldir (Cengiz, 2011: 364).

İsimsizler dizisinde “Er Turan Türk Kanı” ve “Plevne Marşı” müziklere yer verilmiştir. İki müzik de milliyetçiliğin ecdad, tarih, kültür, dil ve ırk gibi içerimlerine sahip olmasından dolayı toplumsal rızanın önemli bir kaynağı olarak değerlendirilebilir. Er Turan-

Türk Kanı müziği, Türklerin ululuğunu destenlaştıran bir dile sahiptir. Müzik içinde Türklerin

dünya kurulduğu günden bu yana sürekli olarak var olduğu, pek çok düşman ile savaştığını ama asla pes etmediği, Türk birliğinin İslam dini ile daha da güçlendiği belirtilmiştir. İçinde geçen “Allah” bahsi de Türk-İslam temasına vurgu yapmaktadır. Müzik, mitsel dili öncelediği gibi aynı zamanda vatansever söyleme de yer vermiştir. Plevne Zaferi popüler milliyetçiliğin sürekli olarak baş vurduğu, onunla ecdadın yüceliğine gönderme yaparak gururlandığı, ötekilere de Türklüğün büyüklüğünü kabul ettirmenin eşsiz bir vakıadır. Osmanlı gibi muhafazakar kesimin milliyetçi duygularını kabartan bir kaynağa dair bir hatırlatma, hafızanın yeniden canlanmasına sebep olur.

Ömür geçip gidiyor. Umutlar geçip gidiyor, Kolda duran fırsatı kullan. Olmaması için zaman Ahir, Turan oğlu gevşemesin, Turan tuğu yıkılmasın. Geri dönsün ulu günler, Hun’a Allah ömür versin. Kime gerek yetim başın, Yurdun için doğrulansın. Bölüneni kurtlar yedi, Birleşin, birleşin… (Ezengiler, 2015).