• Sonuç bulunamadı

2.3. Muhammed Musaddık Dönemi (28 Nisan 1951-19 Ağustos 1953)

2.3.1. İran Petrol Krizi

Yeni hükümet başa geldikten sonra petrol sahalarında genel bir grev meydana gelmiştir. Grevin nedeni ise AIOC’nin ücret ve konut yardımını kısma girişimidir. Bu nedenle 45 bin işçi genel greve gitmiş ve bu grev ülkedeki başka bölgelere yayılmıştır. Hükümet bu grevleri sıkıyönetim uygulayarak sona erdirmek istemiştir. Tudeh’in yürüttüğü bu grevlere tepki gösteren Musaddık, bu grev ve olayların İngiltere’nin müdahalesine zemin hazırlayacağını ve mecliste kabul edilen yasanın tehlikeye girebileceğini bildirmiştir.161 Çünkü Musaddık ve lideri olduğu Ulusal Cephe

tarafından meclise sunulan ve kamuoyu baskısı sonucu kabul ettirilen AIOC’nin İran'daki tesislerinin millileştirilmesini öngören yasa İngilizler tarafından tepki ile karşılanmış ve İngiltere bu kararı tanımadığını, İran’ın Londra Büyükelçisine bildirmiştir. AIOC ise bu karardan sonra uluslararası hakem talebinde bulunmuştur. Fakat Musaddık, İngiliz tehditlerine aldırış etmeden meclisten geçirdiği yasayı uygulamaya koymuştur.162

Başbakan Musaddık, göreve başlar başlamaz Kuzistan Eyaleti'nin valisini AIOC’nin merkezi olan Hürremşehr bölgesine göndermiş ve Abadan’daki rafineriyi tasfiye ederek İngiliz teknisyenleri sınır dışı etmiştir. Vali rafineriyi aldıktan sonra AIOC binasının önünde toplanan İranlılara, İngilizler’e tanınan petrol imtiyazlarının artık hükümsüz olacağını bildirmiştir. Validen sonra halka konuşan Musaddık’ın damadı; “Sömürgecilik günleri artık geride kaldı, şimdi önümüzde refahla dolu günler

160 Daniel Yergin, Petrol Para ve Güç Çatışmasının Epik Öyküsü, Çev. Kamuran Tuncay, Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, İstanbul, 2016, s.432.

161 Phill Marshall, İran’da Devrim ve Karşı-Devrim, Z Yayınları, İstanbul, 1994, s.14. 162Kurtuluş, Musaddık… s.228.

49

var” diyerek duygusal bir konuşma yapmış ve bu konuşmanın verdiği heyecanla da

bayılmıştır. Konuşmalar bittikten sonra millileştirilen petrol şirketinin başına Tahran Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Dekanı Mehdi Bezirgân getirilmiştir. Başbakan Muhammed Musaddık, Abadan’daki rafineriye gelmiş ve beraberinde ise büyük bir levha getirmiştir. Musaddık, İran Milli Petrol Şirketi yazan bu levhayı şirketin duvarına aşmıştır. AIOC, İran Hükümeti’nin bu tavrı nedeni ile Lahey Uluslararası Adalet Divanı’na başvurmuştur.163

Yaşanan petrol krizi nedeni ile iki ülke arasında yoğun bir diplomasi trafiği yaşanmış fakat bir netice elde edilememiştir. AIOC’nin yaptığı başvuru sonunda Lahey Adalet Divan’ı fon üzerinde karar verilinceye kadar AIOC’nin İran’daki faaliyetlerine devam etmesine karar vermiş ancak Abadan’daki tesis İran Hükümeti tarafından kontrol altına alındığı için bu karar uygulanamamıştır.164Buna karşılık ise

AIOC ve İngiltere, tanker sahiplerine İran petrolünü yüklememe emrini vermişlerdir. Aksi takdirde çalınmış petrol aldıkları gerekçesi ile yasal işlem uygulanacağını bildirmişlerdir. Böylece Abadan’daki Rafineri kapanmış ve İran petrol ihracatı yapamaz duruma gelmiştir. AIOC, İran petrolünün dünya pazarında boykot edilmesi için bir çağrıda bulunmuş ve İngiltere, Basra Körfezi’nden geçen İran ihracatına deniz ambargosu uygulamaya başlamıştır. Bununla da yetinmeyen İngiltere, İran’a sağladığı tüm finans ve ticaret işlemlerini askıya almıştır. İngiltere’nin bu tutumuna İran Meclisi yeni bir yasa çıkararak tepki göstermiş ve misilleme olarak da “sabotaj ve dikkatsizlik” suçu ile hüküm giyen kişilere idam cezası verileceği duyurulmuştur. Yasa çıkarıldıktan sonra İran Hükümeti tarafından AIOC’nin İran’daki Genel Müdürü Eric Drake’e de bir mektup gönderilerek kendisinin de “sabotaj ve dikkatsizlik” suçundan yargılanacağı bildirilmiştir. Drake, aldığı mektuptan sonra İngiliz Büyükelçisi’nin tavsiyesi ile özel uçağına binip İran’ı terk etmiştir. Dreake önce Irak’ta sonra ise Basra Körfezi’ndeki bir gemide AIOC’nin idaresini yönetmiştir.165

Uluslararası boyut kazanan bu kriz için Amerika Birleşik Devletleri Başkanı Truman bir uzlaşma girişiminde bulunarak Tahran’a arabulucu olarak Averell Harriman’ı göndermiş fakat sonuç alamamıştır. İngiltere ise İran ile yeniden anlaşmak

163 Yergin, Petrol Para… s.432.

164 Djalili-Kellner, İran'ın Son İki Yüzyıllık… s.88. 165 Yergin, Petrol Para… s.438.

50

için 1933 Anlaşması’nın 25 yıl daha uzatılması karşılığında kârın %50-%50 paylaşması için bir teklifte bulunmuş fakat İran Hükümeti bunu da kabul etmemiştir. İki ülke arasındaki anlaşmazlık nedeni ile İngiltere meseleyi Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nde gündeme getirmiştir.166 Bizzat bu durumu savunmak için New

York’a giden Musaddık, BM’de şu konuşmayı yapmıştır:

“Vatandaşlarımın var olmak için gerekli ihtiyaçları asgari düzeyde. Yaşam kaliteleri belki de dünyada en kötü olanı. En büyük doğal zenginliğimiz petrol. Bu zenginlik İran halkının iş bulma ve beslenmesi için gerekli. Ulusal endüstrimiz için bunun düzgün kullanılması gerekli ve ondan elde ettiğimiz gelir de hayat şartlarımızı iyileştirmek için kullanılmalı. Ama şu andaki durumuyla petrol endüstrisinin ne halkın iyiliğine ne de ülkemin teknik gelişimi ve sanayinin ilerlemesine katkısı var. Yabancı bir şirketin elli yıl süren sömürüsünden sonra hala İranlı teknisyenlerin yetişmemiş olması ve bizim yabancı uzmana ihtiyaç duymamız da bunun kanıtıdır.

İran’ın dünya petrol üretiminin önemli bir kısmını sağlamasına ve son elli yılda toplam üç yüz on beş milyon ton petrol üretmesine rağmen yabancı şirketlerin kayıtlarına göre tüm kazancı sadece yüz on milyon pound olmuştur. Bu muazzam sanayiden İran’ın kârının ne kadar olduğu hakkında bir fikir vermesi için size şunu söyleyebilirim: Anglo-Iranian Petrol Şirketi’nin hesaplarına göre, 1948 yılında şirketin net geliri altmış milyon pounddur; fakat İran bu kardan ancak dokuz milyon pound gelir elde etmiştir. Birleşik Krallık hazinesine sadece vergi olarak giren ise yirmi milyon pounddur.

Şunu da eklemeliyim ki, dünyanın en büyük petrol rafinerisinin bulunduğu İran’ın güneyindeki Abadan petrol sahalarında yaşayan halk, hayattaki en basit ihtiyaçlarını karşılamaktan yoksundur ve tam bir sefalet içinde yaşamaktadır. Eğer petrol sanayimiz geçmişte olduğu gibi gelecekte de böyle sömürülmeye devam ederse, eğer Mescid-i Süleyman, Ağa Cari ve Kirmanşah’taki petrol sahaları ile Abadan rafinerisinde çalışan İranlılar sadece kol güçlerine ihtiyaç duyulan basit ameleler olmasına göz yumarsak ve eğer yabancı sömürücüler tüm gelire el koymaya devam ederse bizim halkımız sonsuz kadar yoksulluk ve ıstırap çekecektir. İşte bütün bu sebeplerden dolayı İran Parlamentosunu ‘Meclis ve Senatoyu’ petrol şirketini kayıtsız

51

şartsız millileştirmesi için oylama yapmaya teşvik ettik.”167 BM Güvenlik Konseyi

dosyayı Lahey’deki Uluslararası Adalet Divanı’na yönlendirmiştir. Burada da savunma yapan Musaddık, davasında haklı bulunmuş ve başarılarından dolayı Times Dergisi tarafından yılın devlet adamı seçilmiştir.168