• Sonuç bulunamadı

23 Eylül 1923 tarihinde İran’ın Kum kentinin 160 km. güneybatısındaki Humeyn kasabasında dünyaya gelen Humeyni henüz 5 aylıkken babasını bir cinayetten kaybetmiştir. Bu nedenle annesi ve halası tarafından büyütülmüş fakat onların da vefatı ile abisi Seyyid Murtaza tarafından himaye edilmiştir. Henüz küçük yaşlarda hafızlık eğitimini tamamlayan Humeyni, daha sonra Arapça dersler almıştır. Ağabeyinin yardımı ile tahsilini tamamlamak için 1921 yılında Erak’a gitmiştir. Şiî ulemasının önde gelen isimlerinden Ayetullah Abdülkerim Hairi’nin Erak’tan

204 Cleveland, Modern Ortadoğu… s.457.

205Garbis Altınoğlu, Ortadoğu (Seçme Yazlar), Belge Yayınları, İstanbul, 2011, s. 19. 206 Cleveland, Modern Ortadoğu… s.457.

63

ayrılarak Kum’a yerleşmesi nedeni ile 1922’de Kum’a gitmiş ve eğitimine burada devam etmiştir. Fıkıh, Felsefe ve Tasavvuf alanlarında ders alan Humeyni, 1930 yılından itibaren burada ahlak hocalığı yaparak halka açık dersler vermeye başlamıştır. Bu dönemlerde siyaset ile pek ilgilenmeyen Humeyni, siyasi fikrini ilk olarak 4 Mayıs 1944 tarihinde yazdığı bir yazıda ortaya koymuştur. “Okuyun ve Uygulayın” başlıklı bu yazısında Humeynî, Sebe Suresi’nin 46. ayetinde “De ki: Size bir tek öğüt

veriyorum: Allah için ikişer ikişer ve teker teker kıyam edin” mealindeki “kıyam”

kavramını “siyasî direniş” anlamında yorumlayarak özellikle ulema zümresini İran’ın ıslahı için başkaldırmaya çağırmıştır. Ayrıca Humeyni, Şiiliğe yapılan saldırıların sebebinin Şah ve Şah’ın uyguladığı dinsizlik politikaları olduğu söylemiştir. Yazmış olduğu “Keşf-i Esrar” adlı eserinde saltanatın kaldırılması yerine yetkili müçtehitlerin oluşturduğu bir meclis tarafından Allah’ın kanunlarına aykırı hareket etmeyen, baskı ve zulümden kaçınan, insanların malına, hayatına ve namusuna tecavüz etmeyen âdil bir şahın seçilmesini önermiştir. Kum’da eğitim vermeye devam eden Humeyni artık iyiden iyiye halk tarafından tanınmaya ve saygı duyulmaya başlanmıştır.207 1961’de

Kum’daki medreselerin yönetimini elinde bulunduran ve Şiilerin Merc-i Taklit∗

makamındaki Ayetullah Burucirdi ve diğer önemli din adamı olan Ayetullah Kaşani’nin vefatı üzerine birçok İranlı Şii ulema tarafından Şah karşıtı olan Humeyni’yi Haziran l963'te Merci-i Taklit makamına seçmişlerdir.208

1962 yılında hükümet ve belediye seçimlerini kazanan kişilerin Kur’an üzerine yemin etme zorunluluğunu kaldıran yasanın kabul edilmesi ile Humeyni, Şah’a olan muhalefetini daha çok artırmıştır. Çünkü Humeyni bu yasa ile Bahailer’in kamu alanlarına daha rahat girebileceği endişesi ile yasaya karşı çıkmış ve yasanın feshettirilmesini istemiştir.209 Ancak Başbakan Alam, Tahran Radyosu’nda yapmış

olduğu bir konuşmada yasanın uygulanacağını ve bundan vazgeçmeyeceğini bildirmiştir. Hükümetin geri adım atmaması ve ulemaya karşı bir karalama

207 Algar, Humeyni… s.358-359.

Şiilik mezhebinden Caferilik ‘in fıkhî ekollerinden olan Usûlîlik ’e göre fetvasına başvurulan içtihat sahibi en yetkili Ayetullah’a verilen unvandır. Bu makama gelen Ayetullahlara "en üstün" manasına gelen "el-uzma" sıfatı eklenir ve böylece büyük Ayetullah olarak adlandırılırlar. Taklid için müracaat edilecek kişi manasına gelen bu unvan 18. yüzyılın sonlarından itibaren benimsenmiştir.

208Taflıoğlu “II. Pehlevi Dönemi…” s.639.

209 Masoumeh Rad Goudarzi, Jayum. A. Jawan, Zaid. B. Ahmad, “The Roots of Formation of Ayatollah Khomeini’s Political Thought”, Canadian Social Science, Vol:5, No:6, 2009, s.77.

64

kampanyası başlatması büyük tepkilere neden olmuştur. Ulama ise mektuplar aracılığı ile halkı örgütleyerek bu yasaya karşı büyük gösteriler düzenlemişlerdir. Gösteriler beklenenden büyük olunca hükümet din adamlarından özür dileyeceğini ilan ederek geri adım atmak zorunda kalmıştır. Ancak Humeyni ısrarla yasanın resmen iptal edilmesi gerektiğini bildirmiş ve bu ısrarı sonucu yasa iptal edilerek devlet gazetelerinde duyurulmuştur. Ancak Humeyni bu iptal ile tatmin olmamış ve ulemaya şunları söylemiştir: “Tüm bunlar bir oyun ve yalan. Bu adamların bu ülke için daha

kapsamlı planları var ve yapılan şey ise sizi kandırmak.”210

Kennedy Hükümeti’nin baskısı ile Şah tarafından Ocak 1963’te referanduma sunulan ve Ak Devrim diye anılan yeni reform paketi yayımlanmıştır. Paket pek çok kesim tarafından tepki ile karşılanmıştır. Özellikle ulema ve Ulusal Cephe bu reform programına karşı gelip Şah’ın bundan vazgeçmesi gerektiğini bildirmişlerdir. Yönetimin bundan vazgeçmemesi nedeni ile protesto hareketleri başlamıştır. Bu protesto hareketleri, rejim ve müttefiki ABD aleyhine vaazlar veren Humeyni ile doruk noktasına ulaşmıştır. Humeyni, Şah’ı yolsuzluk, baskı altında ezilen halkın haklarını göz ardı etmekle ve İran’ın egemenliğini tehlikeye sokmakla suçlamıştır. Bununla da yetinmeyen Humeyni, “İsrail Devleti’ne petrol satılması ve ABD’ye ekonomik

imtiyazların tanınması Şah’ın ülkeyi İslam’dan uzaklaştırdığının kanıtıdır”

demiştir.211Humeyni ayrıca “Bu devrimde beyaz olan tek şey Beyaz Saray etkisidir.212

Biz kadınların ilerlemesine karşı değiliz, biz yolsuzluklara ve yapılan yanlış eylemlere karşıyız. Bu toplumda yalnızca kadınların özgürlüğü kısıtlı değil erkeklerin de özgürlüğü kısıtlıdır. Çünkü sadece kadınlar değil erkeklerde oy kullanma hakkına sahip değildirler. Bunun nedeni ise her zaman rejim yanlısı adayların olması ve onların seçilmesidir. Yani durum böyle iken kadınlara oy kullanma hakkının verilmesi rejimin yaptığı popülist bir eylemden başka bir şey değildir. Herkes bunu bilmelidir ki kadınların ve erkeklerin özgürlüğü sözlerden ibaret değildir”213 sözleri ile tepkisini

dile getirmiştir. Bunun üzerine Şah iki gün sonra Kum şehrine gelerek ulema sınıfını

210 How the United States Has Historically Failed in Culturally Infiltrating Iran, http://irdc.ir/en/news/63/how-the-united-states-has-historically-failed-in-culturally-infiltrating-iran, (E.T. 14/11/2019).

211 Cleveland, Modern Ortadoğu… s.326-327.

212 İran: Bir Devrimin Anatomisi, Al Jazeera Türk Belgeseli Erişim Adresi: https://www.youtube.com/watch?v=Y1SRxk2eU4g, (E.T. 16/11/2019).

213 How the United States… http://irdc.ir/en/news/63/how-the-united-states-has-historically-failed-in- culturally-infiltrating-iran, (E.T. 14/11/2019).

65

tenkit eden bir konuşma yapmıştır. Humeyni, sekiz önemli âlimin imzasını taşıyan bir bildiriyle Şah’ın programını ithama devam etmiştir. Ayrıca hükümetin politikalarını protesto için 21 Mart 1963 tarihindeki Nevruz Bayramı kutlamalarının iptal edilmesi için fetva vermiştir. Bunun üzerine Şah yönetimi Humeyni’nin bir gün önce halka konuşma yaptığı Kum’daki Feyziye Medreseleri’ne 20 Martta paraşütçü komandalar (SAVAK) göndermiş ve buraya gelen komandolar kendilerine karşı gelen birkaç öğrenciyi öldürüp bazılarını da Humeyni ile birlikte tutuklayarak cezaevine göndermişlerdir. Ancak Humeyni, ulemanın baskısı sonucunda birkaç gün sonra serbest bırakılmak zorunda kalınmıştır.214 Humeyni bu olaydan sonra susmak yerine

Şahı daha çok eleştirmeye başlamıştır. 1 Nisan’da ise siyaset dışında kalan bir kısım ulemanın tutumunu “zalim rejimle iş birliği” olarak ilân etmiştir. Şah ise Humeyni’yi tehdit etmiş fakat Humeyni, Şah’ın bu tehdidine karşı onu “küçük adam” diye nitelendirerek küçümsemiştir.215 30 Nisan 1963 tarihinde Feyziye Medreseleri’ne

saldırının kırkıncı günü nedeni ile İran Hükümeti’ni ABD ve İsrail adına İslam’ı yok etmeye çalışmakla suçlayan Humeyni, konuşmasını şu şekilde sürdürmüştür; “Bu

ülkede Kuran’ın olmasını İsrail istemiyor. İsrail bu ülkede mollaların varlığını istemiyor. Fevziye medresesine uğursuz ajanları vasıtasıyla saldıran İsrail idi.”216

Böylece iki ay süren bu karşılıklı suçlamalar daha sonra yerini protestolara bırakmıştır. Şiiler için oldukça önemli olan Muharrem ayının başında Şah’ın sarayının önünde toplanan Şah karşıtı göstericiler bir gösteri düzenlemişlerdir. 3 Haziran 1963 tarihinde Aşure törenlerinde bir konuşma yapan Humeyni, Şah’ı Yezid’e benzetmiştir. Ayrıca Şah’a, lanetli ve zavallı adam yakıştırmalarında bulunan Humeyni bunlarla da yetinmeyip daha da ileri giderek Şah’ın gizli bir Yahudi olabileceğini iddia etmiştir. Bu ağır konuşmalarından iki gün sonra 5 Haziran 1963 tarihinde tutuklanarak Kasr Hapishanesine konulmuştur.217 Humeyni’nin tutuklandığı haberi yayılmaya

başlayınca Tahran’da bulunan ve Aşure etkinliklerine katılan yüzbinlerce kişi Şah ve hükümeti aleyhine gösteriler yapmaya başlamıştır. Asker ve polisler bu gösterileri bastırmak istese de gösterilerin hızla diğer şehirlere sıçramasını engelleyememişlerdir.

214 Janet Afary ve Kevin B. Anderson, Foucault ve İran Devrimi Toplumsal Cinsiyet ve İslamcılığın

Ayrıntıları, Boğaziçi Üniversitesi Yayınevi, İstanbul 2012, s.85.

215 Algar, Humeyni… s.360

216Gürkan Biçen, “Ayetullah Humeyni’nin 1980 Öncesi Söyleminde İran İslam İnkılabının Meşruiyet Temeli Olarak Siyonist Rejim Problemi”, İran Çalışmaları Dergisi, C. 1, S.1, 2017, s. 75-76.

66

Üç gün süren ve güvenlik güçlerinin müdahalesi ile çıkan çatışmalarda binlerce kişinin hayatını kaybettiği bu olaylar tarihe 15 Hurdad Ayaklanması olarak geçmiştir.218