SİMGELER VE KISALTMALAR LİSTESİ
BÖLÜM 2. İNSAN VÜCUDUNUN ERGONOMİK AÇIDAN ETÜDÜ ETÜDÜ
2.3. İnsanların Enerji Gereksinimi
2.3.1. Basal metabolizma
Tam istirahat halinde iken, insan vücudunun temel yaşam fonksiyonlarını sürdürebilmesi için gerekli en düşük enerji miktarına bazal metabolizma denir. Bazal metabolizma ölçülürken aşağıdaki koşulların sağlanması gerekir:,
Vücut uyku haline yakın ve tümüyle gevşek bir durumda olmalıdır.
Ölçümden 12 saat önce, tüm proteinli besinler kesilmeli, sadece 1 saat kadar
önce karbonhidrat açısından zengin sıvı besinler alınmalıdır.
Çevre ısısı ölçümleri etkiler, Bu nedenle, süjenin giyinik ve üstü örtülü, sadece
giyinik ya da çıplak olması durumlarında test odasının aşağıdaki değerler civarında tutulması gerekir:
Giyinik ve üstü örtülü süjeler için 16 °C
Sadece giyinik süjeler için 18-20 °C
Çıplak süjeler için 25 °C
Bu koşullarda, herhangi bir süjenin harcadığı enerji miktarının ölçülmesinde en güvenilir kriter, süjenin oksijen tüketiminin ölçülmesidir, Süjelerin solunum yoluyla dışarı attıkları gazların analizi ile, deney süresince tüketilen oksijen miktarı bulunur. Yerel atmosferik basınç altında ve önemli oranda nem içeren bu miktar, standart koşullara dönüştürülerek, vücudun tüketmiş olduğu oksijen miktarı hesaplanır. Daha sonra, hesaplanan bu oksijen miktarının ortaya çıkarabileceği oksidasyon enerjisi kcal/dakika cinsinden bulunarak bazal metabolizma elde edilir. Bu tür
hesaplamalarda kullanılmak üzere yaklaşık değerler veren nomogramlar
geliştirilmiştir.
2.3.2. İş yükü ve enerji gereksinimi
Bir insanın iş yaparken tükettiği oksijenden ve solunum yoluyla dışarıya attığı karbondioksit gazından, işin yapılması için gerekli enerji miktarını, yaklaşık olarak hesaplamak olasıdır. Diğer taraftan, kalp atım hızında, solunum hızında ve vücut
ısısında meydana gelen değişiklikler de, bir işin yapılması için gerekli enerjinin hesaplanmasında birer kriter olarak kullanılabilir.
Bir işe başlanır başlanmaz, organizma, bu iş İçin gerekli enerjiyi sağlayarak kasların çalışmasını desteklediği halde, solunum ve dolaşım sistemlerinin uyumu ve yapılan iş için yeterli miktarda oksijenin vücuda sokulabilmesi belli bir süre gerektirir.
2.3.3. İş ve işlemlerin fiziksel çaba olarak sınıflandırılması
Or ve Arkadaşları, Brown ve Arkadaşları, Christensen, Wells ve Arkadaşları, Soula ve Arkadaşları, iş ve işlemleri, gerektirdikleri fiziksel çaba açısından, çeşitli sınıflara ayırmışlardır. Bu sınıflandırmalar arasında en mantıklısı, Soula ve Arkadaşlarının yaptıkları sınıflandırmadır. Sınıflandırmalarında Maksimum Erobik Kapasiteyi temel alan Soula ve Arkadaşları, antrenman düzeyi, yaş ve cinsiyet gibi faktörleri de dikkate alarak, iş ve işlemleri, gerçekleştirilmeleri için gerektirdikleri fiziksel çabaya göre beş ana sınıfa ayırmışlardır:
Hafif İşler: Erobik kapasitenin % 25'inden daha az fiziksel çaba gerektiren
işlerdir. Örnek olarak büro işleri gösterilebilir.
Zorca İşler: Erobik kapasitenin % 25'i ila % 50'si arasında fiziksel çaba
gerektiren işlerdir. Örnek olarak montaj hattı operatörlüğü gibi bazı endüstriyel işler gösterilebilir.
Maksimum Altındaki İşler: Erobik kapasitenin % 50'si ila % 75'i arasında
fiziksel çaba gerektiren işlerdir. Maden ocağı işçiliği ve sportif etkinlikler gibi işler bu sınıfa girerler.
Maksimal İşler: Erobik kapasitenin % 75'i ila % 100'ü arasında
fiziksel çaba gerektiren işlerdir. Uzun mesafe koşulan, yüksek fırın ve döküm işçilikleri gibi oldukça yorucu işlerdir.
Bitkinliğe Neden Olan İşler: Erobik kapasitenin üst düzeyinde güç
harcanarak gerçekleştirilen işlerdir. Ancak birkaç dakika sürdürülebilen bu işler, anerobik rezervin kullanılmasına ve dolayısıyla bitkinliğe neden olurlar.
17
2.3.4. Çalışma etkinliğinin arttırılması için temel tasarım ilkeleri
İş, kaslarda herhangi bir zorlamaya yol açmadan maksimum kuvvet uygulayabilecek şekilde tasarlanmalıdır. Bir kas, ancak orijinal uzunluğunda iken kasılmaya başlarsa maksimum kasılma kuvveti uygulayabilir. Onun için işe başlarken, kasların tam olarak gevşemiş durumda olması istenir. Kasılma kuvvetini arttıran bir başka faktör de simültane olarak kasılıp gevşeyen kas lifi sayısıdır. Belli vücut üyelerinin maksimum kuvvet uygulama pozisyonları aşağıda açıklanmıştır.
Elin içe doğru çevirme kuvveti, el içi dışa doğru tam olarak dönükken
maksimumdur.
Elin dışa doğru çevirme kuvveti, el içi içten geriye doğru tam olarak
dönükken maksimumdur.
Dirseğin gevşeme sırasındaki kuvveti, dirsek tamamen kasılmış durumda iken
maksimumdur.
Dirseğin kasılma kuvveti, dirsek üst kol ile 90° açı yaparken maksimumdur.
Otururken elle itme kuvveti, dirsek açısı 150-160° ve eller sırtın dayanma
düzleminden 70 cm. uzakta iken maksimumdur.
Oturur durumda ellerin itme kuvveti, çekme gücünden daha fazladır.
Elle kuvvet uygulanmak suretiyle hareket ettirilen çubuklara uygulanan güç,
otururken kavrama noktası dirsekle omuz arasında, ayakta ise omuz hizasında iken maksimumdur.
Ayakta, itmek amacıyla uygulanan kuvvet, çekmek için uygulanabilen
kuvvetten büyüktür.
Oturan bir operatörün pedal üzerine uygulayacağı kuvvet diz açısı 160° ve
ayak bileği açısı 120° iken maksimumdur.
Önce de açıklandığı gibi, statik kas kasılması insanın çabuk yorulmasına ve oldukça acılı ağrılara neden olur. Bu nedenle, iş yaparken statik kas çalışmasından kaçınılmalı, hiç olmazsa, minimum düzeyde tutulmalıdır.
Eğik ve tabi olmayan vücut pozisyonlarından kaçınılmalıdır.
Kolların, sürekli önde ve yanda tutulmasına yol açmayacak bir organizasyon
yapılmalıdır.
Her zaman oturan bir operatör için iş organizasyonu yapılmalı, ara sıra ayağa
kalkabilme olanağı sağlanmalıdır.
Kollar ya birlikte ya da zıt yönde hareket ettirilmelidir.
Çalışma yüzeyi, operatörün işini rahat bir duruş şekliyle, açıkça görebileceği
bir yükseklikte olmalıdır.
Küçük nesneler için görüş mesafesi kısa, tezgâh yüksekliği büyük olmalıdır.
Elle çalıştırılan aletlerin kavrama mekanizmaları mümkün olduğunca vücuda
yakın ve dirsekte kasılma yokken kavranabilir bir pozisyonda olmalıdır.
Dirsekler, alt kollar ve eller desteklerle takviye edilerek statik kas kasılmaları
elimine edilmelidir.