• Sonuç bulunamadı

Çalışma Ortamında Kimyasal Faktörler

SİMGELER VE KISALTMALAR LİSTESİ

BÖLÜM 5. ÇALIŞMA ORTAMI FAKTÖRLERİ

5.3. Çalışma Ortamında Kimyasal Faktörler

Bugün, endüstride çalışanların sağlığını büyük ölçüde etkileyen binlerce kimyasal madde kullanılmaktadır ve bu sayı endüstrinin gelişmesi ile her geçen gün artmaktadır. Her yıl yaklaşık olarak 500 yeni kimyasal maddenin kullanıma girdiği ve bu maddelerin çok azının insan sağlığı üzerindeki etkilerinin tam olarak anlaşılabildiği düşünülürse kimyasal faktörlerin önemi daha iyi anlaşılır.

İşyerlerinde sağlığa zararlı olan kimyasal faktörleri kabaca şu şekilde sınıflandırabiliriz:

 Tozlar

 Gaz ve Buharlar

75

5.3.1. Tozlar

Tozlar, çeşitli organik ve anorganik maddelerden, aşınma, parçalanma, ufalanma, yanma sonucu oluşan ve kimyasal özellikleri, kendisini oluşturan maddenin özelliklerine benzeyen maddelerdir. Tozlar, kimyasal kökenine göre iki gruba ayrılır:

Organik Tozlar:

 Bitkisel kökenli tozlar (pamuk tozu, tahta tozu. un tozu, saman tozu vs.)

 Hayvansal tozlar (tüy, saç vs.)

 Sentetik bileşenlerin tozları (DDT, Trinitrotoluen vs.)

Anorganik Tozlar:

 Metalik tozlar (demir, bakır, çinko vb.)

 Metalik olmayan tozlar (kükürt, kömür tozu)

 Kimyasal bileşiklerin tozları (çinko oksit, manganez oksit gibi)

 Doğal bileşiklerin tozları (mineraller, killer, maden cevherleri, vs.)

Çeşitli iş koşullarında ve işyerlerinde toz sorunu ile karşılaşılmaktadır. Bunlar arasında, maden işletmeleri, taş ocakları, çimento, demir ve metal sanayi en başta gelenlerdir. Toz oluşmasına neden olan başlıca işler:

 Yeraltında, delik delme, üretim, ateşleme, nakliyat, kalifikasyon;

 Yerüstü işyerlerinde ise, kırma, öğütme, eleme, ayırma, karıştırma, kurutma,

fırınlama, eritme, nakliyat, depolama ve yüzeylerin işlenmesi gibi işlerdir.

Toz, çeşitli büyüklükteki katı taneler için kullanılan genel bir sözcüktür. Tane büyüklükleri 300 ile 0,1 mikron arasında değişir. Solunan tozların tane büyüklükleri ise 60 mikronun altındadır. Büyüklüklerine göre solunum sisteminin çeşitli kısımlarında tutulurlar.

Büyüklükleri Tutuldukları Bölge

> 10 Mikron Geniz bölgesi

5-10 Mikron Gırtlaktan akciğere kadar bölge

0.5- 5 Mikron Girer ve çıkarlar

Dolayısıyla, sağlık açısından en önemli olanlar "ince tozlar" adını verdiğimiz 0,5-5 mikron arasında büyüklüğe sahip tozlardır. Bu tozlar solunum yoluyla alveollere kadar ulaşarak akciğer toz hastalıklarına neden olurlar. Ancak vücudun korunma mekanizması çok güçlü olduğundan alveollere kadar ulaşan ve buralarda depo edilen tozların bir kısmı zamanla solunum, salgı gibi. akciğerlerin kendi kendini temizleme özelliğine bağlı olarak elimine edilir. Geriye kalan kısmı ise akciğerlerde birikerek 10-20 yıl gibi bir süre sonra akciğer rahatsızlığına neden olurlar.

Biyolojik etkileri açısından tozlar şöyle sınıflandırılabilir:

 Fibrojenik tozlar: Bazı maddelerin fibrojen (lif) kapasitesi olan toz partiküllleri,

solunduğu ve akciğerlere biriktiği zaman akciğerlerde fibrotik şişler meydana gelir. Ciğerleri yavaş yavaş tahrip ederek işçinin çalışmasını zorlaştırır ve ömrünü kısaltır. Bu tür tozların en belirgin örnekleri silis, asbest, talk, alüminyumdur. Bu tozlar sırasıyla silikosiz, asbestoz, talkoz, aliminoz adı verilen rahatsızlıklara yol açarlar. İşçinin hastalanmasında, bu tozların ortamdaki konsantrasyonları, maruziyet süresi, bünyenin dayanıklılığı gibi faktörler etkilidir. Bu nedenledir ki özellikle yeraltında, kömür madenlerinde çalışan işçiler, birer ay ara ile dinlenmeye alınırlar.

 Toksik tozlar: Vücuda alındıklarında çeşitli organlar üzerinde (sinir sistemi,

karaciğer, böbrekler, mide ve bağırsaklar, solunum organları, kan yapıcı organlar gibi) kronik veya akut zehir etkisi yapan tozlar bu sınıfa girerler. Kurşun, kadmiyum, mangan, gibi ağır metal tozları bu grubun en belirgin örnekleridir. Kadmiyum, böbreklerde; mangan merkezi sinir sisteminde toksik etkiye sahiptir. Kurşun tozları ise kan sistemi, sinir sistemi, renal sistem ve sindirim sistemi gibi pek çok sistem üzerinde toksik etkiler gösterebilir.

 Kanserojen tozlar: Çeşitli iç e dış faktörlere bağlı olarak insanlarda kansere yol

açabilen tozlardır. Beslenme, yaşama koşulları, çevre kirliliği, mesleki etkiler gibi faktörlerin kanser oluşumuna rolü bulunduğu düşünülmektedir. Bugünkü bilgilere

77

göre kanserojen olduğu saptanmış tozlar şunlardır: Asbest, arsenik ve bileşikleri, berilyum, kromatlar, nikel ve bileşiklerinin tozları.

 Radyoaktif tozlar: Hava içinde toz halinde bulunan radyoaktif maddelerin yaymış

oldukları iyonize ışınlar, insan organizmasının hücre ve dokularında hasar yapar, ur oluşumlarına ve genetik bozukluklara neden olurlar. Bunların en önemlileri, uranyum, toryum, seryum ve zirkonyum bileşikleri, trityum ve radyum tozlarıdır.

 Alerjik tozlar: Duyarlı kişilerde ateş, astıma, dermatitler gibi çeşitli alerjik

reaksiyonlara yol açabilen tozlardır. Çeşitli bakteri, maya, küf ve polenler böyle bir etki gösterilebilirler. En bilineni çiftçilerde görülen alerjik alveolitistir. Pamuk, keten, kenevirle çalışanlarda, dokuma fabrikası işçilerinde görülen bisinoz; fırıncılarda un nedeniyle görülen bronşialastma (nefes darlığı) alerjik tepkilerdir. Ağaç tozları da bu grupta yer alırlar.

 İnert Tozlar: Bu tür tozlar, vücutta birikebilen, fakat fibrojenik ve toksik etkileri

olmayan tozlardır, Solunan ve çöken partiküller, ya nefes alma işlemi ile solunum sisteminin kendi kendini temizlemesi yoluyla vücuttan çıkarlar veya, en kötü durumda, akciğerlerde patolojik (doku bozuklukları) etkiler yaratmadan daimi bir birikim meydana getirirler. Kömür tozu, demir tozu, baryum bileşikleri tozu, magnezyum oksit, kireçtaşı, mermer, alçı taşı tozları ve tütün tozu bu gruba örnektir.

5.3.2. Gaz ve buharlar

İşyeri ortamında işçi sağlığını etkileyen kimyasal faktörlerden birisi de gaz ve buhar halindeki maddelerdir. Bu konuyu incelemeden önce gaz ve buharların tarifini yapmak uygun olacaktır.

Gaz deyimi 20°C sıcaklık ve 760 mm. civa basıncında (1 Atm.), fiziksel olarak gaz halinde olan maddeyi kapsar. Aynı sıcaklık ve basınçta sıvılaştırılabilen madde haline ise buhar adı verilir. Gazların sıvılaştırılması için yüksek basınç ve düşük sıcaklığın birlikte uygulanması gerekir. Gaz ve buharlar da biyolojik etkilerine göre dört grupta toplanır. Ancak, bazı gaz ve buharlar, aynı zamanda, birkaç grupta yer alabilir:

 Basit boğucular: Bu tür gazların fizyolojik etkisi yoktur. Havadaki oksijenin yerini alarak veya oksijenin konsantrasyonunu yaşam için yeterli olmayacak bir

seviyeye düşürerek boğucu etki gösterirler. CO2, metan, etan, propan, bütan, hidrojen

ve azot bu grup içinde yer alan gazlardır.

 Kimyasal boğucular: Kimyasal etkileri ve vücutta bazı kimyasal reaksiyonlara

girmeleri ile boğucu etki gösterirler. En tipik örnekler, karbonmonoksit, hidrojen siyanür ve hidrojen sülfürdür.

İritan gazlar: Suda çözülme özellikleri dolayısıyla üst solunum yolları ve akciğer dokusu ile temas ettiklerinde, bu dokularda tahrişe yol açarlar. Amonyak, kükürtdioksit, klor, fosgen, azot oksitleri ve asit buharları bu grubun örnekleridir. Bu gaz ve buharlar vücudun nemi içinde çözünerek tahriş edici özellikler kazanırlar. Sistemik Zehirler: Akciğer zarları üzerine tesir ederek veya tesir etmeksizin dolaşıma giren bazı gaz ve buharlar, belirli sistemler üzerine toksik etki yapar. Benzen buharları kemik iliğini etkiler. Kurşun buharları kan sistemi üzerinde toksiktir. Karbon sülfür ve hidrojen sülfür sinir sistemini etkileyerek, pişik ve nörolojik bozukluklara yol açar. Pek çok metal buharı da çeşitli zehirlenmelere yol açabilir. Civa, kadminyum, mangan, arsenik gibi metallerin buharları çeşitli organlar üzerinde toksik etkiye sahiptir.

Narkotik Uyuşturucu Buharlar: Genellikle sistematik etki göstermeden, çalışan kişilerde bir uyuşukluk hali yaratır ve uyku verirler. Kişilerin dikkatinin dağılmasına neden oldukları için, kaza yapma eğilimlerini arttırırlar. İşyerlerinde yağ temizleme işlerinde kullanılan bazı çözücülerin buharları (örneğin, toluen, triklor etilen buharları, vb.) bu gruba girer.

5.3.3. Çözücüler

Çözücüler hem buharlarının solunmasıyla işçiler üzerinde etkili olabilmekte, hem de deri yoluyla temasta endüstriyel dermatitlere yol açabilmektedir. Fenol, nitrobenzen gibi bazı çözücüler ise. deri yoluyla absorbe edilerek, vücutta toksik etkiler

79

göstermektedirler. Meslek hastalıkları içinde en sık rastlanılanlar endüstriyel dermatitlerdir. Çok değişik endüstri dallarında ortaya çıkarlar. Çözücüler etkilerine göre iki grupta incelenebilirler:

 Primer tahriş ediciler: Deri hastalıklarının %80'i bu tip maddelerden ileri gelir.

Temas ettikleri deri yüzeyinin yağını alarak dış etkilere karşı korunmaz hale getirirler ve tahrişe sebep olurlar. Sert sabun, deterjan, asit ve alkaliler, reçineler, yağlan temizlemede kullanılan birçok çözücüler bu gruba girerler.

 Alerjen Maddeler: Deri hastalıklarının %20'si bu tür maddelerle temas sonucu

olur. Bu tip maddelere ilk temasta bir etki görülmez. Ancak zamanla bünyede alerjik tepkiler oluşabilir. Kömür katranı türevleri, azot boyalan bu gruba örnektir