• Sonuç bulunamadı

Ergonominin Ortaya Çıkışı Üzerine Kısa Tarihçe

SİMGELER VE KISALTMALAR LİSTESİ

1.2. Ergonominin Ortaya Çıkışı Üzerine Kısa Tarihçe

disiplinlerinin katkılarıyla gerçekleştirilen ergonomik çalışmaların odak noktası insan makine sistemlerinin tasarımıdır.

İnsan makine sistemi, belirli bir çalışma ortamı içinde bir veya daha fazla insanla, bir veya daha fazla makine arasında gerçekleştirilen etkileşimlerle istenilen üretimi yapan bir sistem olarak tanımlanabilir. Sistemin iyi işlemesi için dikkate alınması gereken hususlardan en önemlileri şunlardır:

 Makine üzerindeki kontrol cihazları, insanların bunları en kolay ve rahat

kullanabileceği şekil ve konumda olmalıdır.

 İnsanlar, göstergelerden yararlanarak edindiği bilgileri iyi değerlendirip

uygun kararlar alabilecek durum ve konumda olmalıdır. Bunun ön koşulu, işe fizyolojik uygunluk, uygun psiko-sosyal ortam ve yeterli iş eğitimidir.

 Makinenin işlenmesi ile ilgili bilgiler çalışana doğru, eksiksiz ve en kolay

yoldan iletilmeli, insan bilgileri alırken ayrıca çaba sarf etmemelidir.

Ergonomik çalışmalar sadece iş ortamıyla sınırlı olmayıp çağımızın teknolojisi ile üretilen ürünlerin üretim aşamasında olduğu kadar kullanım ve onarım aşamalarında da ergonomiden yararlanma bir gereklilik halini almıştır. Bu gereklilik, üretilen mamullerin insan için olduğu gerçeğinden doğmaktadır. Üretimin, tüketimin, kullanım ve onarımın insansız olmayacağı dikkate alınınca, yaşamı kolaylaştıran her türlü ürünün insanın fiziksel özelliklerine uygun olarak tasarımı bir zorunluluk olmaktadır.

1.2. Ergonominin Ortaya Çıkışı Üzerine Kısa Tarihçe

Endüstrileşme, 17'nci yüzyıl sonunda ve çeşitli yeni keşiflerin ışığında, emekleme düzeyinden başlayarak 18 ve 19'uncu yüzyıllarda hızlanan teknolojik atılımlar ile otomasyon aşamasına kadar ulaşmıştır. İçinde bulunduğumuz yüzyılda ise, robotların kullanımı ve bilgisayar teknolojisi gibi güçlü yaklaşımlar ile büyük bir hız kazanan endüstrileşme sürecinde insanların yetenekleri, bedenleri ve zekâları çok zorlanmaya başlamıştır. Endüstrileşmenin her adımında; üretken, yapıcı, yaratıcı ve kurulmuş

5

sistemleri kontrol edici bir faktör olarak görev alan insanın sağlık, güvenlik ve verimlilik gibi sorunlar ise ancak 20'nci yüzyılın ilk yarılarında ele alınabilmiştir. 1.2.1. Dünya’daki gelişimi

Ergonomi tarihinde genellikle öncellikle F.W.Taylor’dan söz edilir. Taylor 18. Yüzyılın ikinci yarısında iş düzeni anlayışını geliştirmiş, iş görenlerin daha verimli ve düzenli nasıl çalışabilecekleri üzerine çalışmalar yapmıştır. Sosyal ve psikolojik bilgisinin eksikliğinden dolayı eleştirilmesine rağmen ergonomide “iş hevesi konusunda araştırma yapan ve öneriler getiren ilk araştırmacı olarak anılır.

Ergonomi tarihçesinde öncü bilim adamları olarak Gilberth ailesini de saymak mümkündür. Özellikle mühendis Gilberth ve psikolog bir hanımın geliştirdikleri “iş ve zaman etüdü” ve “oksijen tüketimi” çalışmaları dikkat çekicidir.

Ergonominin psikoloji alanındaki öncülerinden Munsterberg 1913’te yayınladığı “Endüstriyel Etkinliklerde Psikoloji” adlı yapıtı ile bu bilime hizmeti yadsınamayanlardandır. 1921 yılında ise Cambridge Üniversitesinde ilk “Deneysel Psikoloji Laboratuarı” kurulmuştur. Birinci Dünya savaşının ardından İngiltere de bir “ Yorgunluk Araştırmaları Kurulu ” kurulmuştur.

İkinci Dünya Savaşı gerçekten de Ergonomi bilimi açısından gelişmenin en fazla olduğu yıllar olarak anılır. Yeni harp araçları yapımı için artan mekanizasyon sürecide makinelerin özellikleri abartılarak insan-makine sistemleri ihmal edildiğinden ortaya çıkan başarısızlıklar bu başarısızlıkların nedeni araştırıldığında Ergonomi bilimine verilmesi gereken önemi daha iyi ortaya koymuştur.

Savaşın ardından İngiltere’de “Oxford Medical Research Unit” ile “Cambridge Applied Psychlogy” kurulmuştur. ABD’de de “Dayton Aeromedical Laboratory Psychology Branch” kurularak çeşitli araştırmalar başlamıştır.

ABD’ de John Hopkins, Tafts ve Princeton üniversitelerinin katkılarıyla araç gereç tasarımında yapılan çalışmalar önceleri “İnsan Mühendisliği” adı altında toplanmış

daha sonraları “İnsan Faktörü Mühendisliği” deyimi kullanılmaya başlanmıştır. Son zamanlarda ise sadece “İnsan Faktörü” deyimi kullanılmaktadır.

1.2.2. Türkiye’deki gelişimi

Yurdumuzda ergonomi konusu oldukça yeni sayılır. Ergonomi düşüncesi, dolaylı yollardan da olsa, ilk önce Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi’nde “Ziraatta Canlı Kuvvet Kaynakları” kürsüsünün kurulmasıyla ele alınmaya başlanmıştır. 1969 yılına kadar bu kürsüde genellikle mekanik kuvvet kaynakları üzerinde çalışılmış ve Kadayıfçılar’ın başlattığı bu çalışmalar Dinçer’in “İnsan Emeği ve Ziraattaki Prodüktivitesi”, “Çalışma Şekli ve Kas Yorgunluğu” yapıtları ile insan faktörü konusunu da uğraş alanı içine almıştır. Ergonomi, 1971 yılında Orta Doğu Teknik Üniversitesi, Endüstri Mühendisliği bölümün de insan Faktörü Mühendisliği adı altında eğitim programına alınmış ve ilk iki yıl dersler Dr. Korinek tarafından yürütülmüştür. 1975 yılında yurt dışından getirilen cihazlarla laboratuar kurulmuştur. Halen etkinliğini de sürdürmeye devam etmektedir. 1980’lerde Dokuz Eylül Üniversitesi, Endüstri Mühendisliği Bölümü, yurt dışından getirilen çok sayıda çağdaş laboratuar cihazlarıyla desteklenen “Ergonomi” derslerini eğitim programlarına almakla kalmamış, 1984 ve l986 yıllarında İzmir Batı Alman Kültür Ataşeliği ile yardımlaşarak 1. ve 2. Türk-Alman Ergonomi Sempozyumlarını düzenlemiştir. Ülkemizde ergonomi konusunun iş dünyasına tanıtılmasında Milli Prodüktivite Merkezi’nin (MPM) önemli katkıları olmuştur. Kurumca düzenlenen “Ergonomi”, “İşyerlerinde Fiziksel Ortamın İyileştirilmesi”,“Endüstri Mühendisliğinin İşletmelere katkısı” gibi seminerlerde ergonomi düşüncesinin vurgulanmasının yanı sıra, MPM uzmanlarının bu konuda hazırladığı kitaplar, kaynak olarak pek kısır olan ergonomi literatürüne öncülük etmiştir.

1987 yılından itibaren Milli Prodüktivite Merkezi her iki yılda bir ergonomi kongresinin toplanmasına katkıda bulunmuş, 5.Kongre 1995 yılında, sonuncu ve altıncısı 1998 yılında olmak üzere toplam yedi ergonomi kongresi düzenlenmiş ve iş dünyası ile akademik kuruluşlardan gelen uygulayıcı ve araştırmacılar çok sayıda bildiri sunmuşlardır. MPM’nin bu çalışmalarına rağmen ergonominin ülkemizde tam

7

anlamıyla tanındığını ve uygulandığını söylemek doğru olmaz. Yapılan çalışmalar üniversitelerde akademik boyutta kalmakla beraber özellikle kamu alanında ergonomiden yeterince yararlanılamamaktadır. Oysaki diğer ülkeler ergonomiye 2. Dünya Savaşından sonra büyük önem vermişler, bu alanda büyük yol kat etmişlerdir