• Sonuç bulunamadı

İngiliz İmpartorluğu’nun Irak’ta Yürütülen Misyonerlik Faaliyetlerine Olan

5. İdari Taksimatı

3.1. Hindistan Yolunun Tahkimi

3.3.5. İngiliz İmpartorluğu’nun Irak’ta Yürütülen Misyonerlik Faaliyetlerine Olan

İngiliz misyonerlik faaliyetlerinin en büyük destekçileri genelde vakıflar, çeşitli hayır kurumları, dinî cemaatler ve kilise olarak kabul görse de bu genel kabul gerçekleri tam olarak yansıtmamaktadır. Aslında bu faaliyetlerin en büyük destekçisi İngiliz İmparatorluğu idi. Çoğu zaman elçiler ve konsoloslar vasıtasıyla bu faaliyetler himaye ve finanse edilirdi*. Musul’da misyonerlik faaliyeti yürüten ve civar köylerde İncil ve Hıristiyanlığı anlatan kitaplar ve risaleler dağıtan Papazlar İncil cemiyetinin mensupları idiler. Bu cemiyetlere ”…Fransa, Rusya ve İngiltere Hükûmetleri zâhiren hiçbir vechle

müdâhale etmemekte ise de bâtınen muâvenette bulundukları…”409 herkesin malûmu

idi.

Misyonerler, öncelikle, kendilerini organize eden örgütlerle bağlantılı olarak çalıştılar. Bu örgütler misyonerlerin hangi ülkelere ve o ülkelerin hangi yörelerine,

408Bülent Özdemir, “II. Abdülhamit Döneminde Süryaniler”, Devr-i Hamid I, Erciyes Üniversitesi Yay.,

2011, Kayseri, s. 407- www.everyculture.com

* Doğu Hint Kumpanyası Hindistan’daki ekonomik çıkarları için Church Missionary Society’den istifade ediyordu. Kumpanyanın ticarî faaliyetlerini destekleyen İngiliz Hükûmeti bu derneğin Hindistan’da eğitim, sağlık ve uhrevi alanda yürüttüğü çalışmalarda yardımını esirgemiyordu. İngiltere ile Çin arasında 1834’te cereyan eden Afyon Savaşı İncil’e Çin’in kapılarını açtı. Bu savaş sonunda hem İngiliz hem de diğer batılı misyonerler Çin’de faaliyetlerine başladılar. Japonya XVIII. yüzyılın sonlarından itibaren Cizvit Hıristiyanlarına sınırlarını kapatmıştı. Bu yasak yaklaşık iki yüz yıl sürdü. 1850 yılında Amerika Birleşik Devletleri ticarî gemileri için liman talep etti. 1859 yılına gelindiğinde Amerikalı misyonerler Adaya ayak bastılar. Bunları beraberlerinde £ 4000 ile İngiliz misyonerler takip ettiler. İngilizler, misyoner merkezleri açmayı talep ediyorlardı. 1873’te beş liman şehrinde merkez açmakta muktedir oldular. Sir Bantle Frere, İngiliz Hükûmeti tarafından 1855’te Kenya’ya Kenya ile Zanzibar arasında köle ticaretini kaldırmayı öngören anlaşmalarda arabulucu olması için gönderildi. Frere, Church Missionary Society’yi Mombasa yakınlarında yerleşim yeri kurması için teşvik ediyordu. Yerleşim yeri kurulursa buraya Arap akıncıların esaretinden kurtulan köleler yerleştirilecekti. Frere’nin isteği yerine getirildi ve Frere Town adında yeni bir şehir ortaya çıktı. Burası kısa süre sonra tam bir endüstri şehri ve aynı zamanda Kenya’daki İngiliz misyoner teşkilatının iki önemli merkezinden birisi oldu. Tanzanya’daki misyon ise zaten Kenya misyonunun güdümündeydi. Nijerya’da faaliyetlerine 1830’larda başlayan misyoner heyetinin gayesi batı Afrika’da faaliyet gösteren İngiliz tüccarının ticaret alanını genişletmekti. Sierra Leone’de dinî propagandaya 1807’de başlayan misyonerlerin destekçileri koloni hükûmeti idi. Musul konsolosu Rasam, Malta’da bu dernek tarafından sıkı bir eğitimden geçirilmiş ve hem Hıristiyanlığa hem de tebaası olduğu İngiltere’ye hizmet etmesi için doğup büyüdüğü yer olan Musul’a gönderilmişti. Konsolos kendisine biçilen görevi uzun seneler ve başarıyla icra etti. 1882’de Mısır İngilizler tarafından işgal edildi. Dernek, İngiliz Hükûmeti’nin bilgisi ve izni dahilinde derhal çalışmalarına başladı. Okullar, hastaneler, çeşitli yardım kuruluşları vs. bir bir faaliyete geçti. Bu çalışmaların en büyük destekçi yine İngiliz Hükûmeti’ydi. İngiliz misyonerlerinin Avusturalya’daki ilk faaliyetleri çok eskilere dayanıyordu. 1786’da ilk kiliselerini açtılar. Aborjinlerle münasebet kurmaları ise biraz zaman aldı. 1830’da koloni hükûmetinin talepleri doğrultusunda dernek bunlar arasında dinî propagandaya başladı ve faaliyetlerini başarıyla uzun seneler devam ettirdi. www.ampltd.co.uk

oralardaki hangi etnik ve dinî azınlık üzerine çalışacaklarına karar verir ve onların misyoner faaliyetlerini yönlendirir, yaptıkları çalışmalar hakkında düzenli raporlar isterlerdi. Böylece yalnız dinî propaganda icra edilmekle kalınmaz aynı zamanda İngiliz siyasî faaliyetleri için uygun zemin hazırlanmış olurdu410. Bu genel çerçeve içerisinde misyonerler çalışmalarını sürdürürken zaman zaman sıkıntılarla ve bazı sorunlarla karşılaştılar. İşte tam bu noktada bağlı bulundukları ülkenin veya aynı değerlere destek veren diğer ülkelerin diplomatları yardım ellerini uzattılar ve onlara gerekli desteği sağladılar411. Hatta, Londra’da bulunan Protestan Misyoner Merkezi tarafından Osmanlı Devleti yönetim kademesinde yer almak ve casusluk faaliyetlerinde bulunmak üzere sıkı casusluk eğitiminden geçmiş ve kafi seviyeye ulaşmış küçük yaşta casus misyonerler İstanbul’a gönderildiler412.

Çalışma alanımız olan Irak bölgesinde de yürütülen bu faaliyetlerin yine en büyük destekçisi İngiltere’nin resmi ve seyyar konsoloslarıdır413. Osmanlı (Başbakanlık) Arşivleri’nin yanı sıra Londra’da bulunan Ulusal Arşivlerdeki Dışişleri Bakanlığı Konsolosluk raporları Irak’ta yürütülen misyonerlik faaliyetleri ve bu faaliyetleri destekleyen konsoloslar ile ilgili malûmatları ihtiva eder.

Buraya kadar verilen izahattan da anlaşılacağı üzere Hıristiyan devletler menfaatleri icabı Osmanlı Devletinin en ücra köşelerine nüfuz ettiler ve dinî propagandalar yaptılar. Devlet bu propagandaları engellemek için gayret sarfetse de başaramadı. İstanbul ve çevrelerinde bile bu faaliyetleri çoğu zama siyasî kaygılar nedeniyle engelleyemeyen devletin Musul, Bağdat ve Basra’da yürütülen bu çalışmalara müdahale etmesi neredeyse imkansızdı. XIX yüzyıla gelindiğinde adı geçen eyâletlerde devlet kontrolü, II. Mahmud’un merkezileştirme politikası kapsamında kısa süre de olsa sağladığı nisbi istikrarı hariç tutarsak, neredeyse yoktu. Bu kontrolsüz ortamda misyonerlik faaliyetlerinde İngilizler bir hayli ileri gittiler. Yukarıda da bahsedildiği gibi Irak bölgesi İngilizler için vazgeçilemeyecek kadar önemli idi. Burasını kontrol altında tutmak ve siyasî çıkarlarını korumak için misyonerlik faaliyetlerinden de ziyadesiyle istifade etmeyi bildiler. İngiliz misyon temsilcileri Irak’ta bu faaliyetleri icra

410 İngiltere Devleti’nin misyonerleri vâsıtasıyla Hıristiyanlığı kullanarak Irak da dahil dünyanın muhtelif yerlerinde siyasî ve ekonomik menfaatler elde ettiği hakkında bak.: TTK Kütüphanesi, aynı belge.

411 Mustafa Erdem, Türkiye’de Misyonerlik Faaliyetleri, Ensar Neş., İst., 2004, s. 284-285- Missionary

Herald, Reports from Northern Iraq, s. 170

412 Küçükoğlu, Türk Dünyasında Misyoner Faaliyetleri, s. 70 413 Missionary Herald, Reports from Northern Iraq, s. 171

ederlerken muhtelif aralıklarla meydana gelen doğal afetlerde bile burasını terk etmeyerek ülkelerinin menfaatleri için canlarını ortaya koydular. Lakin İngilizler dinleri için Irak’ta canlarını ortaya koyarlarken Tacikistan, Kırgızistan, Moğolistan,Romanya, Sırbistan gibi coğrafi ve ekonomik değeri kısıtlı olan yerlerde çalışmalarını son derece sınırlı tuttular. Arabistan Yarımadasında da, özellikle petrolün önem kazanmasına kadar, bu çalışmaları Irak ile kıyaslanğında bir hayli gerilerdeydi. İngilizler bu yarımadada misyonerlikten ziyade burada ortaya çıkan Vahhabilik gibi devletin kontrolüne karşı çıkan unsurlarla siyasi münasetler kurmayı daha çok tercih ediyorlardı.

DÖRDÜNCÜ BÖLÜM