• Sonuç bulunamadı

Baran (1999), “Mesleki Teknik Eğitim Veren Liselerin Öğrenen Örgütler Olarak Yapılandırılması” isimli bir yüksek lisans tezi hazırlamıştır. Bu çalışma İstanbul ilinde bulunan 15 Endüstri Meslek Lisesi yöneticileri ile gerçekleştirilmiştir. Araştırmada şu bulgular elde edilmiştir; Yeniliklere erkeklere göre daha açık olmaları sebebiyle bayan yöneticilere daha fazla görev verilmesi, yöneticilerin yöneticilik ile ilgili özel eğitim almaları, mesleki içerikli yayınları takip etme alışkanlığının kazandırılması, müdür yardımcılarına daha fazla yetki verilmesi, bürokratik yükün azaltılması, takım çalışması ve kalite konusunda eğitim verilmesi, atamalarda yöneticilerin mesleki yayınları takip etme ve mesleki sivil toplum kuruluşlarıyla bağlantıların göz önünde bulundurulması gerekliliği sonuçlarına varılmıştır. (Güçlü ve Türkoğlu, 2003 s.146)

Baykan’ın (1986), “Ankara’daki Okul Öncesi Eğitim Kurumları” üzerine yaptığı bir çalışmada (Ankara’da bulunan Kamu Kuruluşlarına Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığı, Milli Eğitim Bakanlığına bağlı yada bu kurumlardan izin alarak açılan 122 özel okul öncesi

özellikleri üzerinde bilgi toplanmıştır.Çalışma sonucuna göre kurumlarda okul öncesi eğitim almış eğitim personeli, yönetici ve eğiticilerin kafi derecede istihdam edilmesi gerektiği ve hizmet içi eğitimine katılan eğitim personelinin sayılarının oldukça az olduğu sonucuna varılmıştır. Daha iyi hizmet vermek için, tüm okul öncesi eğitim kurumlarının denetimlerinin, bu alanda yetişmiş yetkililer tarafından yapılması gerektiği ve eğiticilere rehber olunarak hizmet içi eğitim imkanlarından personelin faydalanması önerilmektedir.

Çam (2000), “Öğrenen Organizasyon Yoluyla İşletme Stratejilerinin Başarısının Arttırılması” isimli bir yüksek lisans tezi hazırlamıştır. Özel sektör alanında gerçekleştirilmiş olan araştırmanın bulguları şunlardır; Şirketlerin, uluslararası düzeyde değişen şartlara ayak uydurmaları için, takım çalışmalarının gerçekleştirilmesi, iletişim teknolojisinin kullanılması, toplam kalite yönetimi anlayışının ve sistematik düşünce yapısının yerleşmesi, öğrenen organizasyon disiplinlerinin işe koşulması ve öğrenen örgüt olunması sonucuna varılmıştır. Ensari(1993), “Okul Yöneticilerinin Liderlik Davranışlarının ve Ortamın Öğretmenler Tarafından Değerlendirilmesi” araştırmasında, araştırma evrenini İstanbul ili belediye sınırları dahilindeki resmi ortaöğretim okullarında görev yapan öğretmenler oluşturmaktadır. Araştırma 20 ortaöğretim kurumunda görev yapan 398 öğretmene uygulanmış, araştırma sonucunda; yöneticilerin liderlik davranışlarının değerlendiren öğretmenlerin bu değerlendirmelerinde onların; cinsiyetine, bitirdikleri son eğitim kurumuna, branşlarına, ve kaç ortaöğretim müdürü ile çalıştıklarına göre farklılık gösterdiği ortaya çıkmıştır.

Araştırmada, liderin etkin olabilmesi için gerekli örgütsel koşul ve ortam yaratılmalı ve bu çerçevede ona; daha fazla kaynak sağlamak, yerel okul sorunlarını çözmesi ve kırtasiyeyi ortadan kaldırması için yetki ve irade kullanımını arttırmak rahatsız edici dış müdahalelerden izole etmek önerilmektedir.

Ertan (2000), “İlköğretim Okullarını Öğrenen Organizasyona Dönüştürmede Yönetici ve Öğretmen Algıları” isimli bir yüksek lisans tezi araştırma örneklemi Ankara merkez ilçelerindeki 100 öğretmen ve 15 yöneticiden oluşturmaktadır. Araştırmadan elde edilen bulgular sonucunda; Değişimin anında yakalanması, öğrenci değerlendirmelerine notun değil, öğrenme durumlarının ölçü alınması, öğrenci ve velilere müşteri gözüyle bakılarak, memnuniyetlerinin sağlanması, öğrencilere karşı otorite olmak yerine, öğrenmeyi kolaylaştırıcı rehber olunması, yönetici ve öğretmenlerin, profesyonellik, verimlilik ve sürekli gelişme ile ilgili olarak daha çok çaba göstermeleri, diğer okulları rakip değil, bütünün diğer

yarısı olarak görmeleri, başarının ödüllendirilmesi, yöneticilerin öğretmen ve öğrenciler için özendirici sistemler kurması, en son teknolojinin kullanılması ve bunu gerçekleştirecek elemanları getirmek için teknolojik planlar hazırlanması gerektiği sonucuna varılmıştır.

Kümüş (1998), “Öğrenen Organizasyon Olarak Okul” isimli bir yüksek lisans tezi uygulamasında İstanbul ili Üsküdar, Kadıköy, Ümraniye, Maltepe ve Kartal ilçelerindeki 34 devlet, 9 özel ilköğretim okulu, 10 Anadolu, 8 devlet, 6 özel ve 2 endüstri meslek lisesinde görev yapan 54 okul müdürü ve 183 okul müdür yardımcısına uygulanmıştır. Araştırmanın bulguları devlet ve özel okullar arasında anlamlı bir fark ortaya çıkmış, özel okulların öğrenen organizasyon olmaya daha uygun olduğunu tespit etmiştir. Devlet okullarının kendilerine ait bir kültür oluşturamadıkları ifade edilmiş, bu durumun düzeltilmesi için, öğretmen ve yöneticilerin kurs, seminer gibi değişik etkinliklere katılmaları okulda bayan yönetici sayısının artırılması, teknoloji kullanımının sağlanması öğretmen yetiştirmede üniversitelerle işbirliği yapılması önerilerinde bulunulmuştur.

Milli Eğitim Bakanlığı Eğitim Araştırma ve Geliştirme Dairesi Başkanlığı (1995), “Terfi Nedeni Olarak Hizmet İçi Eğitim” isimli bir araştırma Milli Eğimi Geliştirme Projesi kapsamında bulunan toplam 117 proje okulu arasından seçilerek yapılmıştır. Çalışmaya katılan 572 denekten 90’ı okul müdürü, 31’i müdür yardımcısı, 451’i öğretmendir. Okul seviyesi bakımından 248’i ilkokullarda, 118’i ortaokullarda geri kalan 206’sı ise liselerde çalışmaktadır. Bu çalışmanın bulguları ışığında, hizmet içi eğitime başvuranlar, hizmet içi eğitime her iki yılda bir katılanlar için öğretmenlerin vermiş olduğu cevapların “parasal ödül”, “statü” ve “sosyal yardımlar” olarak sınıflandırılan ödül modelleri üzerinde odaklandığı savunulabilir. (MEB 1995 s.4-31)

Öğütveren (1998), “Öğrenen Örgütlerde Sürekli İyileştirme Modeli: Bir Yüksek Öğretim Uygulaması” isimli bir yüksek lisans tezi hazırlanmıştır. Çalışma, Başkent Üniversitesindeki 99 öğrenci üzerinde gerçekleştirilmiştir.Araştırmada işletmecilik eğitimi veren üniversiteler ile sektörel beklentiler karşılaştırılmıştır.Bu anlamda sürekli yenilenmeye imkan sağlayan öğrenen örgüt yapısı ele alınmıştır. Araştırma sonucunda sektörel gelişime ayak uydurmak zorunda olan üniversiteler için öğrenen örgüt yapısı önerilmekte ve gerekliliği

Özyürek (1981) “Öğretmenlere Yönelik Hizmet İçi Eğitim Programlarının Etkinliği” isimli bir araştırma yapmıştır. Araştırmanın evrenini 1977 açılan programlara çağrılan öğretmenler oluşturmaktadır. Araştırma sonucunda; ülkemizde öğretmenlere yönelik hizmet içi eğitim programlarının etkinliğini saptamayı ve bu konuda geliştirici önerilerde bulunmayı amaçlayan bu araştırmanın verilerinden öğretmenlerin mevcut uygulamayı yeterince etkin bulmadıkları anlaşılmaktadır. Öğretmenlerin görüşlerinden bu yetersizliğin programın hemen hemen her düzeyinde programlara katılma biçiminde, öğretici kadrosunun seçiminde yatacak, yiyecek, dinlenecek fiziki olanakların sağlanmasında, yöneticinin davranışlarında içeriğin saptanmasında, öğretim süreçlerinde ve değerlendirme yöntemlerinde ortaya çıktığı görülmektedir.

Şahin(1995), ODTÜ Eğitim Bilimleri Bölümünde “Seçilmiş Özel ve Devlet Okullarında Örgütsel Öğrenme Sürecinin Nitel Bir Değerlendirmesi” isimli bir yüksek lisans tezi hazırlamıştır.Araştırmanın dili İngilizce’dir. Çalışma,gözlem ve görüşme tekniği ile sekizer öğretmen ve birer yönetici ile gerçekleştirilmiş ve araştırma sonucunda şu bulgular elde edilmiştir: Yeni bilginin elde edilmesi,paylaşılması,yorumlanması ve tekrar kullanılacak şekilde saklanması süreçlerinin vakıf listesinde,özel ve devlet liselerine göre daha uygun bir şekilde gerçekleştiği,özel okul ve devlet okulunun merkeziyetçi ve statükocu bir yapıda olması sebebiyle öğrenme süreçlerinin yetersizliğinin ortaya çıktığı sonucuna varılmıştır. Töremen (1999), “Devlet Liselerinde ve Özel Liselerde Örgütsel Öğrenme ve Engelleri” isimli doktora tezi hazırlamıştır. Çalışma Türkiye’de 7 bölgede 31 özel lise ve 52 devlet lisesindeki 545 öğretmen ve 148 yöneticiye uygulanmıştır.Araştırmada elde ettiği bulgular sonucunda; özellikle devlet okullarında bireysel araştırmalara katılmanın düşük olduğu, ödüllendirme sisteminin yerleşmediği, iletişimin yetersiz olduğu, yeteri kadar planlı çalışılmadığı, takım ruhunun düşük olduğu, hizmet için eğitim etkinliklerin okulun kalitesini arttırmak yönünde yeniden ele alınması gerektiği, personel ihtiyacının çeşitlendirilerek karşılanması, teknolojinin daha geniş kullanılması, öğretmenlerin daha çok sorumluluk alması, vizyonun paylaşılır hale getirilmesi gerektiği sonuçlarına varmıştır.(Güçlü ve Türkoğlu, 2003, s.145)

BÖLÜM III

YÖNTEM

Bu bölümde araştırma modeli, araştırma evren ve örneklemi, veri toplama araçları ve verilerin analizi yer almaktadır.

Araştırma Modeli

Bu çalışma betimsel bir araştırma olup tarama modellerinden biri olan ilişkisel tarama modeli kullanılmıştır.

Tarama modelleri geçmişte ya da halen var olan bir durumun var olduğu şekliyle betimlemeyi amaçlayan bir yaklaşımdır. Araştırmaya konu olan birey ya da nesne kendi koşulları içinde ve olduğu gibi tanımlanmaya çalışılır.Onları herhangi bir şekilde değiştirme etkileme çabası gösterilmez.Bilinmek istenen şey vardır. Ve oradadır.Önemli olan onu uygun bir şekilde gözleyip belirleyebilmektir.(Karasar 2000,s.77)

İlişkisel tarama modelleri iki ve daha çok sayıdaki değişken arasında birlikte değişim varlığını ve/veya derecesini belirlemeyi amaçlayan araştırma modelleridir. .(Karasar 2000,s.81)