• Sonuç bulunamadı

Giyim sektöründe kişiye özel kitlesel üretimde literatürüne girmiş araştırma konuları genellikle beden ölçü sistemleri, antropometrik uyum problemleri, kişiselleştirmede tüketici tutumları, kişiselleştirme teknolojileri ve bu kapsamda 3B tarayıcılar ve 3B sanal prova teknolojileri, satış ve sipariş kontrol arayüzleri, kişiye özel ölçülendirmede kalıp geliştirme teknolojileri alanlarında gerçekleştirilmiştir.

Ülkemizde giyim sektöründe kişiye özel kitlesel üretim uygulama ve araştırmalarının oldukça az sayıda olması sebebiyle ileri araştırmalara örnek teşkil etmesi bakımından alanla ilgili gerçekleştirilen bir çok araştırma incelenmiş ve bu bölümde özetlenmiştir. Alanla ilgili ilk çalışmalar beden ölçü sistemlerinin kişiselleştirilmesi kapsamında yürütülen çalışmalardır. Ashdown’a göre giyim sektöründe ilk kişiselleştirme uygulamaları beden gruplarınının genişletilmesiyle başlamıştır (aktaran Vuruşkan, 2010, s.12).

Literatürde beden gruplarının genişletilmesiyle ilgili rastlanan ilk araştırmalardan biri ABD’de O’Brein ve Shelton (1941) tarafından gerçekleştirilmiştir. Araştırmada 10 042 kadının boy ve göğüs genişliğine göre dağılımları incelendiğinde iki değişkenin bir birinden bağımsız olduğu tespit edilmiştir. Bu araştırma ABD’de o zamana kadar oransal olarak kalıp üreten terzilerin sisteminin hatalarını ortaya çıkarmıştır. Araştırmadan elde edilen antropometrik veriler incelendiğinde yatay ölçülerin, dikey ölçülerden boy ölçüsünün “kısa, normal ve uzun” olarak sınıflandığında kontrol edilebileceğini iddia edilmiştir. Böylece çalışmanın sonunda bireylere ölçülerine uygun daha fazla seçenek sunabilmek için beden grupları genişletilmiştir. Yeni sistemde kısa, normal ve uzun

boylarda; ince, orta ve geniş kalça kategorilerinde sınıflama yapılarak sadece kadınlar için 9 ölçü tablosu önerilmiştir. (aktaran Schofield & Labat, 2005, s.17-18)

Kişiye özel kavramına değinen ilk çalışmalardan biri Patterson’un (1996), “Mükemmel uyum” adlı araştırmasıdır. Peterson kişiye özel sipariş verirken kullanılacak bir yazılım üzerinde çalışmıştır. “Bir giysinin uyumu kişiyi güzel göstermesiyle belirlenir.” diyen Peterson, giysilerdeki uyumu sağlayan tek unsurun kişiye özel ölçüler olmadığını savunmaktadır. Bir modelin kişi üzerinde mükemmel durması için cep yeri gibi model ayrıntılarının önemli olduğu, bolluk paylarının kişi özelliklerine göre değişeceği belirtilmektedir. Üç boyutlu vücut tarayıcılarının pahalı ve o dönem için halen yetersiz olarak niteleyen çalışmada, “temel model ” adı verilen bir yazılım geliştirilmiştir. Sistemde veri tabanına girilmiş farklı stillerde giysiler birkaç alternatif modelde (örneğin, yüksek belli, düşük kalçalı gibi) müşteriye sunulmaktadır. Bu yazılımda müşteri veri tabanından kendine en uygun modeli seçerek ölçüleri bildirmekte ve müşteriye özel siparişi fabrikaya iletilebilen bir sistem sayesinde ürünler doğrudan üretim planına alınmaktadır.

Kişiye özel giysi ihtiyacını doğuran en önemli sebep uyum problemidir. Literatürde giysi uyum problemleri ile ilgili bir çok araştırmaya rastlamak mümkündür. Literatürde rastlanan araştırmaların bir çoğu katılımıcıların %50’den fazlasının giysilerde uyum problemi yaşadığını göstermektedir (Salmon Associates’den aktaran Alexander, Cornell, & Presley, 2005). Bu nedenle kişiye özel giyim üretimi için önce giysilerde uyum problemini anlamak gereklidir.

Anderson ve diğerlerinin (2001), “Kadın tüketicilerin giysi uyum tercihlerini anlamak: kesin ölçüyü belirlemede uzman sistemler geliştirilmesi” adlı araştırmada 1 374 kişi üzerinde yapılan araştırmada giysi uyum tercihleri, vücut tipi gözetilerek tüketici görüşleriyle değerlendirilmiştir. Araştırmada en çok sorun yaşanan ölçünün pantolon boyu olduğu, armut ve kum saati tipindeki kadınlarda, dikdörtgen ve ters üçgen tipe sahip olanlara göre giysilerin bel, kalça ve baldırlarında daha fazla uyum sorunu yaşandığı belirlenmiştir. Araştırmada giysi uyumunun insan vücut yapısı ile sıkı bir ilişkisi olduğu kanıtlanmıştır.

Ülkemizde kişiye özel kitlesel giyim üretimi alanında yapılan ilk araştırmalardan biri Bulgun ve Kut’un (2001) “Giyim seköründe internet tabanlı MTM (kişiye özel ölçülendirme) yaklaşımı” adlı çalışmasıdır. Araştırmada Microsoft Visual Basic programlama dili kullanılarak internet ortamında müşterilere kişiselleştirilmiş gömlek

tasarımı sağlayan bir yazılım geliştirilmiştir. Bu yazılımda gömleğe ait tüm model detayları sistemin veri tabanında depolanmakta, müşteri model detayları arasından istediği eşleştirmeleri yaparak gömleklerin tasarımını kişiselleştirmektedir. Vücut ölçülerinin alımını gösteren videolar yardımıyla müşteri kendi ölçümlerini yapmakta ve ölçülerini sisteme bizzat girerek gömleklerin hem tasarım hem ölçüye uygun kişiselleştirmesine katkı sağlamaktadır. Bu yazılım, müşterilere tasarım kişiselleştirmesi imkanı sağlarken, gömleklerde model çeşitliliği farklı eşleştirmelerle arttırılsa da öngörülmemiş yeni bir modelin tasarımı yapılamadığından, kişiselleştirme seçenekleri kısıtlı kalmaktadır.

Giyimde kişiye özel üretime olan ihtiyacı aslında müşterilerin tutumları belirlemektedir. Lee, Kunz, Fiore ve Campell’in (2002) “Giyimde kişiye özel kitlesel üretimin kabulü: satış aşamasında ürün, süreç ve yer konusunda tercihler” adlı araştırmasında potansiyel müşterilerin kişiselleştirilmiş ürün alırken tercihleri incelenmiştir. Araştırmada üniversite öğrencilerinin potansiyel arz ettiği varsayılmış ve 131 öğrencinin katıldığı bir anket gerçekleştirilmiştir. Sonuçlar ürün olarak kişiselleştirmede en çok denim pantolonun ilgi gördüğünü, vücuda uygunluğu sağlamada yöntem olarak kişiselleştirmenin tercih edildiğini göstermiştir. Ayrıca alış-veriş ortamı olarak mağazaların daha fazla ilgi gördüğü ve vücut ölçüm yöntemi olarak 3B tarayıcılar yerine uzman personel desteği ile kısa sürede el ile ölçülmesinin tercih edildiği tespit edilmiştir.

Giyimde kişiselleştirmenin en temel hedefi mükemmel uyuma yaklaşmaktır. Istook (2002), “Kişiye özel kitlesel üretimi başarmak: bilgisayar-kontrollü metotlar” adlı çalışmasında BDT sistemlerindeki serileme sistemini kullanarak kalıpları kişiye özel ölçülere göre değiştirebilen yöntemleri incelemiştir. Çalışmada BDT sistemi üzerinde her bir giysi stiline ait en karmaşık modelden biri üzerinde serileme kurallarına dayalı kişiye özel ölçülendirme kuralları tanımlanmak suretiyle bilgisayara sezgisel öğrenme sağlanmaktadır. Bu işlem için öncelikle belirlenen kalıp üzerinde bel, kalça, göğüs hizası gibi kritik sıçrama noktaları belirlenerek numaralandırılmaktadır. Müşteri ölçüleri belirlendikten sonra tablolara aktarılarak, seri beden numaralarından en yakın olanı belirlenir ve temel kalıp bu bedende ekrana çağrılır. Böylece kişiye özel kalıpta daha az değişiklik yapılması amaçlanmaktadır. Çalışmanın teorisinde mükemmel uyum için birey üzerinde beklenmedik (düşük karında şişkinlik gibi) ölçüler olabileceğinden kalıp üzerinde sıçrama noktaları arasına ilave kritik noktalar eklemeye izin vermesi öngörülmekte, ancak araştırma bulgularına göre bir çok sistemde kurallar oluşturulduktan sonra bu ilave işlem yapılırsa kalıp ölçülendirmede hata oluşmaktadır. Kalıplar üzerinde kişiye özel ölçümlendirme

sağlandıktan sonra kalıplar kesilmektedir. Kalıplar tekrar tekrar test edilerek kalıbın uyumu hakkında kesin bir yargıya varılarak kişiye özel ölçümlendirme kuralı sistem kütüphanesine eklenmektedir. Araştırmaya göre bir kez belirli stiller ve modelde giysiler için uygun metotlarla kişiye özel ölçülendirme kuralları belirlendiğinde, mükemmel uyuma sahip giysiler üretilebilmektedir. Araştırma sonuçlarına göre kütüphanelerinde düzgün kalıpları bulunan firmalar bu sistem sayesinde seri üretimleri arasında ilave bedenlerde kişiselleştirilmiş giysileri başarıyla üretebileceği iddia edilmektedir.

Kişiye özel kitlesel üretim iş modeli gündeme gelmesiyle birlikte Uzakdoğunun ucuz isçiliği ile baş edemeyen Avrupa giyim endüstrisinde de yerel sektörün rekabetçiliğini arttırmak için ele alınan stratejilerden biri haline gelmiştir. Sonuçları 2002 yılında alınmaya başlanan e-terzilik (e-tailor) projesi kişiye özel kitlesel giyim üretimi alanında en önemli AB projelerinden biridir. 1999 yılında Almanya Stutgart Üniversitesi (Universitat Stutgardt Fraunhofer IAO) ve farklı ülkelerden beş firmanın ortaklığında başlatılan projenin temel hedefi yenilikçi teknolojilerle kabul edilebilir bir fiyatlarda kişiye özel giysilerin internette sanal bir mağaza ortamında satışının yapıldığı ve hızlı üretim ve teslimatın sağlandığı entegre bir platformu hayata geçirmek olarak belirlenmiştir (Rodrian, 1999, s.1).

Proje çalışmaları üç paralel bölümde yürütülmüştür. Birinci bölümde Avrupa insanın 3B tarayıcılarla vücut ölçülerini okuyan sistemler sayesinde güvenilir bir ölçülendirme sistemi altyapısının hazırlanması, ikinci bölümde üç boyutlu tarayıcılar sayesinde antropometrik özellikleri okunmuş gerçek kişileri sanal ortamda canlandırmak ve bu bilgileri akıllı kartlar aracılığıyla taşınabilir hale getirmek, üçüncü bölümde ise kişiselleştirilmiş giyim alışverişini sağlayan arayüzle üretimi entergre eden bir platform oluşturulması hedeflenmiştir (Şekil 2.24).

Şekil 2.24. E-Terzilik (E-Tailor) projesinin içeriği: 3 boyutlu tarayıcılardan, üretime ve

müşteriye kadar kişiye özel giysi satışı. “Will the “e-tailor” become reality?”, Walter, L., 2002, ec.europa.eu/enterprise/textile/documents/conf_apparel_lutz.pdf sayfasından erişilmiştir.

Proje hedeflerine ulaşmak için öncelikle internet ortamında giysi satışlarında müşterilerin yaşamış olduğu temel sorunlar üzerinde durulmuştur. Müşterilerin denemeden satın alma ve olası uyumsuzluklar noktasında çekincelerini gidermek için çözümler aranmıştır. Proje kapsamında (Kartsounis, Magnenat-Thalmann, & Rodrian, 2002) müşterinin görmediği bir giysiyi alabilmesini sağlamak için sanal ortamda deneme kabinleri tasarlanmıştır. Bu amaçla müşteri tercihlerine göre oluşturulan giysilerin, müşterinin kendisini temsil eden bir sanal manken üzerinde tıpkı bir mağazanın soyunma odasında hissi verecek kalitede bir simülasyonun üzerinde çalışılmıştır. Simulasyon için iki yöntem denenmiştir. Birinci yöntemde bezier poligonlarıyla oluşturulan temel bir manken ve bir elbise ile senaryo tasarlandıktan sonra müşteri istek ve özelliklerinin manken üzerine aktarılması gerçekleştirilmiştir. Birinci yöntemde similasyon istenen kalitede ve çalışma hızında tasarlanabilse de temel mankenden uyarlanmış sanal müşteri ile gerçeğinin anatomisi ekrana birebir yansıtılamamıştır. İkinci yöntemde müşteri 3B tarayıcıyla taranarak birebir anatomisi sanal ortama aktarılmış, bu kez istenilen görüntü kalitesi elde edilememiştir. İkinci yöntemde tarayıcı çene altı, kol altı gibi bölgeleri ekrana aktaramamış ve bilgisayarın tüm noktaları işlemesi zaman almıştır. Kişilerin sanal olarak bilgisayara aktarılmasındaki hedeflerden biri müşterilerin online olarak deneme kabinlerinde seçilen giysileri hareketli bir simulasyonla prova edebilmesi üzerinedir (Şekil 2.25).

Şekil 2.25. Sanal alişveriş ortami (solda) ve sanal deneme kabini (sağda). “Will the “e- tailor” become reality?”, Walter, L., 2002, ec.europa.eu/enterprise/textile/documents/ conf_apparel_lutz.pdf sayfasından erişilmiştir.

E-terzilik projesinde bu çalışmalara ilave olarak kalıplarda kişiye özel ölçülendirme sağlayan bir yazılım ve bu uygulamaları web aracılığıyla sipariş yönetimine aktaran bileşenler üzerinde kapsamlı çalışmalar yürütülmüştür. Ayrıca satılacak ürünlerin alışveriş esnasında bilgisayardan doğru renk ve şekillerde algılanmalarını sağlayacak sistemler üzerinde durulmuştur.

E-terzilik projesinde kullanılan 3B vücut tarayıcıları, giyim endüstrisinde antropometrik araştırmalar ve uyum konusunda yardımcı araçlardan biri olarak ele alınan yenilikçi teknolojilerden biridir. Chen, Lee ve Hu (2002), “Giysi yapımında vücut şekli göstergeleri” adlı araştırmalarında 3B vücut tarayıcılarından alınan bilgilerden vücut duruş şeklini analiz etmeye yarayan bir sistem üzerinde çalışmışlardır. Araştırmada vücut şekli için göstergeler en az 15 yıl deneyime sahip 2 terzi yardımıyla oluşturulmuştur. 10 kişilik ön test grubu üzerinde yapılan ilk gözlem çalışması, terzilerin değerlendirmesine göre göstergelerin tespit edilebilmesi için gerçekleştirilmiştir. Çalışmada vücut duruş şekli için omuz eğimi ve kamburluk olarak iki gösterge belirlenmiştir. 20 kişiden oluşan ikinci test, doğrulama için gerçekleştirilmiştir. İkinci testte terziler 3B sistemin değerlendirmelerini doğrulamıştır. Sistemin amaca dönük çalışıp çalışmadığını test etmek için 5 kişilik bir araştırma grubuna 3B tarayıcıyla vücut analizi yapılarak sorunlarına uygun takım elbiseler dikilmiştir. Elbiselerin değerlendirilmesiyle ortaya çıkan sonuçlar omuz eğiminin doğru tespit edildiğini ancak kamburluğun tam doğru okunamadığını göstermiştir.

Şekil 2.26. Sistemin çalışması a)Giysi kalıbı oluşturulur. b) 3 boyutlu sanal manken üzerine

yerleştirilir. c) Giysiye son şekli verilir. “Made to measure technologies for an online clothing store”, Cordier F., Seo H., Thalmann, N.M., 2003, IEEE Computer Graphics and

Applications, January-February, 38-48. http://www.miralab.ch/repository/papers/25.pdf

sayfasından erişilmiştir.

E- terzilik projesinin çıktılarından biri Cordier, Seo ve Thalmann (2003), “On-line giysi mağazaları için kişiye özel ölçülendirme teknolojileri” adlı çalışmasıdır. Çalışmada müşterinin ölçülerinde 3B manken oluşturma, giysileri on-line olarak prova etme (Şekil 2.26) ve hareketli simülasyon konusunda çözümler önerilmiştir.

Bilgisayarda müşterinin birebir simulasyonu tarama noktalarının çokluğu sebebiyle oldukça uzun sürmektedir. Örneğin 1 dakikalık hareketli bir simulasyon için gerekli işlem süresi 4-12 saati bulabilmektedir. Cordier vd’nin (2003) çalışmasında bire bir simülasyonu hızlandırmak üzere bir sistem geliştirilmiştir. Sistem temel bir 3B mankenin üzerine sınırlı ölçü bilgilerini aktaran vücut veri tabanı, on-line mağazada deneme kabinlerinde denenecek giysilerin resimlerini içeren giysi veri tabanı, giysi veri tabanına benzer hareket veri tabanı ve arka plan veri tabanı içermektedir. Bir biriyle etkileşimli çalışabilen bu ortamlar sayesinde sistemdeki işlem süreleri hızlandırılmaktadır.

Şekil 2. 27. Sanal mankenin boyutlandırılması. “Made to measure technologies for an

online clothing store”, Cordier F., Seo H., Thalmann, N.M., 2003, IEEE Computer

Graphics and Applications, January-February, 38-48.

Çalışmada müşteri ölçülerine göre boyutlandırılabilen sanal mankenin (Şekil 2. 27) gerçek müşteri anatomisine benzerliği düşüktür. Sistem tek bir giysi üzerinde gerçekleştirilmiş çalışmalardan ibaret olup, farklı giysiler için denemeler ileri çalışmalara bırakılmıştır. 2002 yılında tamamlanan proje çıktıları ile AB’de beden ölçüleri standardı konusuna katkı sağlandığı, internet üzerinden kişiselleştirilmiş giysi alışverişi konusunda müşterilere cesaret veren bir platformun alyapısının hazırlandığı, kişiye özel kitlesel giyim üretiminde sipariş yönetimini etkin bir şekilde gerçekleştirecek araçların geliştirildiği belirtilmektedir. Araştırmalarda kullanılan 3B tarayıcıların güvenirliği önemli bir konudur. Simmons ve Istook (2003), “3B tarayıcıların atropometrik metod ve giysi uygulamaları için karşılaştırılması” adlı araştırmasını bu tarayıcıların hasasiyeti üzerine yürütmüştür. Çalışmada vücut tarayıcılarından elde edilen verilerle, klasik yöntemlerle alınan vücut ölçüleri arasındaki farklar karşılaştırılmıştır. Karşılaştırmalar SYMCAD, Cyberware ve [TC]2 markalı tarayıcılar arasında gerçekleştirilmiş olup sonuçlar bu markalarla okutulan 21 referans beden ölçüsünün bir biriyle uyumlu olmadığını göstermiştir. [TC]2 markalı tarayıcının sonuçları standarda en yakın sonuçlar olarak tespit edilmiştir.

Cornell Üniversitesi’nde moda tasarım bölümü öğrencileri (Explorecornell, 2003), kişiye özel kitlesel giyim üretiminde gerekli aşamaları ve teknolojileri üzerine bir deneysel çalışma yapmıştır. Kalıp tasarımı sağlayan BDT sistemlerinden Lectra tarafından geliştirilmiş FitNet, vücut tarayıcıları ile entegre edilerek kapüşonlu bir yağmurluk kalıbı tasarımında kullanılmıştır. FitNet sisteminde kalıp tasarımı, kadın ve erkek dış giyimi üreten ve proje ortaklarından olan Long House Design firmasından sağlanan standart kalıpla başlatılmış, standart kalıplar kişisel vücut ölçüleri üzerinden modifiye edilerek kişiye özel kalıplar oluşturulmuştur. Çalışmada en önemli ve zor konu tasarım esnasında giysiye hareket kabiliyeti sağlayan bolluklar olarak tespit edilmiştir. Bu bollukları tanımlamak için her bir vücut ölçüsü için uygun ölçü bulana kadar testler yapılmış ve yeni değerler belirlenerek bir tablo oluşturulmuştur. Öğrencilerin oluşturduğu kalıplardan Log House Design’ın ürettiği 10 adet kişiye özel ölçülerde yağmurluk, kullanıcılar üzerinde uyum testine tabii tutulmuştur. Öğrencilerin tespitine göre; üretilen 10 ceketten 7 tanesi hazır droplardan daha iyi uyum sağlarken diğer üçü hazır droplar ile aynı uyumu sağlamıştır. Sonuç cesaret verici olarak değerlendirilmekle birlikte, bireylerin farklı uyum tercihleri sebebiyle sorunlar ortaya çıkmıştır. Bu nedenle ileri çalışmaların uyum tercihleri konusunda yapılması kararlaştırılmıştır.

Choy ve Loker’ın (2004), “Gelinliklerde kişiye özel kitlesel üretim: internetten tasarıma dahil olma” adlı araştırmasında 18-35 yaş aralığında 100 kadının internetten katılım sağladığı bir deney ve devamında anket çalışması gerçekleştirilmiştir. Araştırmada müşterilere bir web sitesi üzerinden gelinlik seçimi için farklı model detaylarının yer aldığı bir arşiv sunularak farklı kombinasyonlarla 135 ayrı alternatif tasarım oluşturma imkanı sağlanmıştır. Örneklemin kullanımına sunulan bu web sitesiyle ilgili deneysel süreç sonunda bir anket çalışması gerçekleştirilmiştir. Anket sonuçları katılımcıların gelinlik tasarım sürecine daha fazla zaman ve para harcamaya istekli olduklarını, web üzerinden gelinlik tasarımına genel ilginin yüksek olduğunu ancak teknolojiyi aktif kullananların internet üzerinden sunulan böyle bir tasarım hizmetine daha fazla ilgi duyduğunu göstermiştir. Çalışmada ilginin yüksek olmasına rağmen tasarım süreci sonunda ürünü satın alma noktasında kararsızların oranının %43’e çıkması, katılımcıların uyum kaygısından kaynaklanabileceği şeklinde yorumlanmış ve 3B sanal prova uygulamalarının bu kaygıyı gidermede bir fırsat olarak değerlendirilmesi gerektiği savunulmuştur.

Choy ve Loker’ın (2004) araştırmasına benzer şekilde Lee (2004), “Kişiselleştirimiş giyim alışveriş sitesine karşı duyulan memnuniyet durumları” adlı araştırmasında kişiselleştirme seçenekleri ile çocuk giysisi sunan deneysel amaçlı bir web sayfası hazırlanmış ve 208 kişilik bir örneklem grubu üzerinde test edilmiştir. Deney sonuçları katılım sağlayanlara yöneltilen bir anket ile değerlendirilmiştir. Deneyde katılımcılara biri baskı ve beden seçimi olarak kısıtlı kişiselleştirmenin sunulduğu bir bölüm, diğeri ise model detaylarını seçmeye imkan tanıyan diğer bölüm olarak iki ayrı kişiselleştirme alanı sunulmuştur. Anket sonuçlarında iki bölüm hakkındaki katılımcı tutumlarının karşılaştırması yapılmıştır. Kişiselleştirmenin detaylı sağlandığı ikinci bölüm katılımcılar tarafından daha olumlu olarak değerlendirilmiştir. Araştırmadan çıkarılan diğer bazı önemli sonuçlar ise internetten kişiselleştirme hizmetlerinin yine internet alışverişine eğilimli kişiler tarafından ilgi gösterilidiği ve uygulamalardaki basitliğin tüketici tercihlerinde etkili olduğu tespitleridir.

Her iki çalışmada teknoloji aktif kullanan kişilerin internetten kişiselleştirilmiş giysi uygulamalarına açık olduğu tespit edilmiştir. Bu da giderek büyüyen elektronik ticaret pazarının kişiselleştirilmiş giyim uygulamaları için bir fırsat olduğunu göstermektedir. Ancak internet üzerinden kişiselleştirme uygulamalarının deneysel olarak kullanıma açılarak tüketici tutumlarının değerlendirildiği bu tarz çalışmalarda fiyat, satın alma ve

uyum gibi değerlendirmelerin yapılamaması çalışmaların sonuçlarını kısıtlayarak tüketici tutumları konusunda geçerliliğin düşmesine neden olmaktadır.

Bae ve May-Plumlee (2005), “Müşteri odaklı tekstil ve giyim üretim sistemleri üzerinde etkili bir e-ticate modeli” adlı çalışmalarında müşterilerin taleplerini hızlı bir şekilde cevaplayacak üretim ve satış stratejileri üzerinde yoğunlaşmışlardır. Çalışmada internet üzerinden kişiselleştirilmiş giysi satışı yapan bir firmanın satış süreçleri aşama aşama incelenmiştir. Çalışmada elde edilen bulgulara göre barkot sistemleri, dijital yazıcılar, 3B tarayıcılar, bilgisayar destekli tasarım ve üretim sistemleri, kişiye özel kitlesel üretimi destekleyen, üretim sürecini ve işçiliği düşüren, ayrıca ürün esnekliğini, kalitesini ve güvenilirliğini arttıran unsurlar olarak belirlenmiştir. Tüm bu unsurların birbiriyle entegre olarak kullanılması ve ürünlerin internet üzerinden satışını mümkün kılan bir altyapı, etkili bir rekabet için geleceğin öncelikli meseleleri olarak görülmektedir. Önceki araştırmalarda