• Sonuç bulunamadı

Beden Ölçü Sistemleri ve Giysi Uyumu İlişkisi

2.2. Giyim Sektöründe Kişiselleştirme

2.2.4. Giysi Kalıbı, Beden Ölçüsü, Vücuda Uyum İlişkisi

2.2.4.1. Beden Ölçü Sistemleri ve Giysi Uyumu İlişkisi

Sistematik olarak hazırlanmış beden ölçü tabloları hazırgiyim ürünlerinin toplumdaki belirli grup insanlara uyumunu sağlamak için kullanılmaktadır. Beden ölçü tablolarıyla yapılan, nüfusu homojen alt gruplara ayırmaktır. Teori olarak “alt grupların üyeleri vücut ölçüleri ve şekli bakımından bir birine benzemekte ve bu sebeple tek bir giysi alt gruptaki tüm üyelere uyum göstermektedir (McCulloch vd, 1998, s.492)”.

Hazırgiyim sektörü tarafından kullanılan beden ölçü tabloları genellikle göğüs, bel ve kalça çevreleri ile boy, bel yüksekliği, kalça düşüklüğü, kol boyu gibi parametrelerden oluşmaktadır. Bu tabloların sistematiği; hedef kitleden örnekleme ile toplanan verilerin sınıflandırılması ile oluşturulmaktadır.

Tüm dünyada beden ölçü sistemlerinin oluşturulması için gerekli ilk antropometrik ölçüm çalışmaları çoğunlukla silahlı kuvvetler için üniforma üretebilmek üzere gerçekleştirilmiştir...Bu alandaki ilk büyük araştırma 100 000 askerin ölçülmesi ile 1946 yılında ABD’de yapılmıştır. Genel standardizasyon çalışmalarının başlangıcı aynı yıllarda ABD’de 18 yaş üzeri 15 000 kadının ölçülmesi ile gerçekleşmiştir. Yine aynı yıllarda, İngiltere’de, 5 000 kadının vücut ölçüleri alınarak benzer bir çalışma yapılmıştır. Bunları takiben diğer pek çok Avrupa ülkesinde de standardizasyon çalışmaları ve ölçümler gerçekleştirilmiştir. (Vuruşkan, 2010, s.35)

Ülkemizdeki standardizasyon çalışmaları da ilk orduda askerlerden alınan ölçüler ile başlamış, bunun dışında küçük ölçekli çalışmalar gerçekleştirilmiş, ancak bugüne değin

ulusal çapta bir araştırma yapılmamıştır (Mete’den aktaran Vuruşkan, 2010, s.35). Ülkemizde kullanılan beden ölçü sistemleri genellikle Avrupa standartları veya uluslararası standartlar temel alınarak hazırlanmış tablolardır.

Giyim endüstrisinde farklı model ve stillerde giysiler geliştirmek için farklı ölçüler gerekebilmektedir. Örneğin, bir ceket için göğüs çevresi ve kol boyu ceketin en dikkat çeken kilit ölçüleri olarak seçilirken, pantolon için kalça genişliği ve iç bacak ölçüsü çok önemlidir (Petrova & Ashdown, 2012, s.268). Bu nedenle araştırmacılar farklı tip ve stillerde giysi üretimi için farklı beden ölçü sistemlerinin gerekebileceğini belirtmektedir (Gordon’dan, Koblyakova’dan, Uluslarasaı Standardisazyon Teşkilatından, Winks’den aktaran Petrova & Ashdown, 2012, s.268).

Diğer yandan yapılan araştırmalar hiçbir ölçü sisteminin özellikle kadın popülâsyonunu gerçekten tanımlayamadığını göstermektedir (Ashdown’dan aktaran McRoberts, 2005, s.19). Hızla değişen yaşam koşullarının nüfusun antropometrik özelliklerinin de değişmesine neden olmaktadır. Son 40 yıl incelendiğinde insan siluetlerinin hayat tarzı, egzersizler ve diyetler dolayısıyla oldukça değiştiği görülmektedir. Örneğin; 1950’li yılların ikonu Diana Dors’un balık etli vücut yapısına karşılık 2000’li yılların ikonu Victoria Beckham’ın sıska yapısı bu değişimi oldukça iyi ortaya koymaktadır (Almond, 2011, s.83).

Markalar kendi ürünlerinde beden numaralarına ait ölçü tablolarını satış istatistikleri, iade raporları, küçük müşteri anketleri gibi bilgilerle yani deneme yanılma metotları ile yeniden oluşturmaktadır. Ancak bu durum yeni pazarlara girişlerde sıkıntı yaratmaktadır (Vinue, Leon, & Alemany, 2014, s.22). Ayrıca piyasada yer alan farklı marka giysilerin beden ölçülerinin farklılık göstermesi, tüketicilerin yanılmasına sebep olmaktadır (Almond, 2011, s.83).

Giysi kalıpları farklı bedenlere göre çoğaltılırken belirli sıçrama noktaları referans alınarak beden ölçü tablolarındaki sabit aralıklarla serilendirilmektedir (Şekil 2.5). Serilemede genellikle ölçüler giysiyle ilişkili olarak yatayda ve dikeyde hareket eder, hareket sadece tek noktayı referans alır ve sıçrama hareketleri mutlaka vücut referans ölçülerinden biri ile ilişkilendirilmektedir (Schofield & Labat, 2005, s.15).

Serileme metotları genelde benzer şekillerde uygulansa da, beden ölçü tablolarına ve giysinin stiline göre farklı teknikler uygulanabilmektedir. Uygulamada serileme prosedürleri genellikle tasarımcıların deneyimine dayandığından bu metodlar doğrudan bilgisayar süreçlerine aktarılamamaktadır (Meng, Wang, & Jin, 2012, s.68).

Şekil 2.6. Ortalama insan paradoksunun resmedilmesi.

Serilemede temel kalıbın ölçüleri genelde beden ölçü sistemindeki ortalama vücuda ait ölçülerdir. Beden ölçü sistemlerinde bu ortalama vücudun ölçüleri ise hedef kitleden elde edilen verilerin ortalamalarından hesaplanmaktadır. Ancak gerçek ölçülerin oranları ile bu ortalama ölçülerin oranları arasında her zaman bir uyum olmayabilir. Ashdown (1995) tarafından bu durum “ortalama insan” (average man) paradoksu olarak adlandırılmış ve farklı ölçülerin ortalaması ile elde edilen yeni vücut değerlerine ait oranların, populasyondaki bireylerin vücut oranlarından çok farklı olabileceği (Şekil 2.6) belirtilmiştir (aktaran Vuruşkan, 2010, s.36).

Asdown’un (1995) ortalama insan paradoksunu Petrova (2007) ABD standart beden ölçü sistemlerini analiz ettiği çalışmasında, popülasyondaki birçok kadının Amerikan Standart Beden Ölçü Sistemlerinden (ASTM) 2,5 inç daha küçük kalça/göğüs ölçüsüne sahip olduğunu tespit ederek doğrulamıştır (aktaran Petrova & Asdown, 2012, s.269).

Günümüzde bir çok marka ya da standart ölçü sistemi serilerinde vücut şekillerindeki değişiklikleri dikkate almamaktadır. Yapılan araştırmalarda (Cho vd, 2006) giysilerin vücuda uygun kişiselleştirmesi için yalnızca beden değişimlerinin değil, vücut

şekillerindeki değişimlerin de incelenmesi gerekliliğini belirtilmektedir (aktaran Vuruşkan, 2010, s.65).

Vücut şekillerindeki farklar nedeniyle zamanla hazırgiyim endüstrisinde genişletilmiş beden sistemleri kullanılmaya başlamıştır. Örneğin;

Almanlar tarafından kullanılan sistemde erkek vücut tipleri, 5 boy ölçüsü ve 5 vücut tipine göre, kadın vücut tipleri ise 3 boy ölçüsü ve 3 vücut tipine (basen grubuna) göre sınıflandırılmaktadır (Finsterbusch, Mosinski & Pohl, 2001: Detering & Schierling, 2003). Amerika’da ise beden grupları çoğunlukla garson (junior petite), genç kadın garson (misses’

petite), genç kadın (misses), kadın (full-figured women) ve büyük beden kadın (plus-size women) gibi gruplara ayrılır (Armstrong, 2000: Crawford, 2006; Lee, Istook, Nam, & Park,

2007). Bu gruplar göğüs, bel, kalça çevreleri arasındaki oranlar ve vücut uzunluğu ile ilişkilendirilerek oluşturulmuştur. (aktaran Vuruşkan, 2010, s.28-29)

Boy ölçüsü giysi uyumunu etkileyen önemli antropometrik etkenlerden biri olduğu için genişletilmiş beden sistemlerinde yaygın olarak kullanılan bir parametredir. Örneğin; Vuruşkan ve Bulgun’un (2013, s.50) bayan pantolonlarının ölçüleri üzerinde yürüttüğü araştırma bulguları incelendiğinde deneklerin iç bacak uzunluklarının standart beden kalıplarına göre oldukça kısa kaldığı tespit edilmiştir. Piyasada tek boy satılan pantolonların tadilatla kısaltılması söz konusu olsa da bu durum pantolonun model kesiminin bozulmasına yol açmaktadır. Benzer şekilde 223 ABD’li kadın üzerinde yapılan bir araştırmada kadınların yaklaşık %50’sinin giysilerde göğüs, bel, kalça, etek ve pantolon boylarında memnuniyetsizlik yaşadıkları belirlenmiştir (Alexander’dan aktaran McRoberts, 2005, s.25).

Giyside uyumu ve görüntüde şıklığı etkileyen faktörlerden biri de vücut siluetleridir. Genellikle vücut siluetlerinin sübjektif karşılaştırmaları veya beden çevre ölçülerinin oranları ile vücut şekilleri belirlenmektedir. Vücut şekilleri sınıflanırken yaygın olarak kum saati, armut tip (kaşık tip veya üçgen tip), diktörtgen tip ve elma tip (elmas tip veya oval tip) gibi sınıflamalar yapılmaktadır (Şekil 2.7).

Şekil 2.7. En yaygın vücut şekilleri. “Vücut yapınızı biliyor musunuz?”, 2015, http://www.yesiltopuklar.com/vucut-yapinizi-biliyor-musunuz.html sayfasından erişilmiştir.

Tek droplu standart beden sistemleri kum saati tipe göre sınıflanmış ölçü gruplarıdır. Ancak standart kum saati kadın tipinin bugün artan obezite ile birlikte elma veya armut tipe doğru şekil değiştirmekte olduğu sanılmaktadır (McRoberts, 2005, s.4). Almanya’da 83 ve Türkiye’de 90 kadın üzerinde yapılan araştırmada (Vuruşkan, 2010, s.131-134) bu değişimin daha çok kaşık veya armut tipe doğru olduğu görülmektedir.

Şekil 2.8. Vücut şekillerinin sınıflandırması. “Vücuda uygunluk ve tasarım parametreleri açısından kişiye özel giysiler üzerine yeni bir yaklaşımın geliştirilmesi”, Vuruşkan, A,

Vuruşkan (2010) araştırmasında bir çok metodu harmanlayarak oldukça detaylı bir vücut tipleri sınıflaması oluşturmuştur (Şekil 2.8). Vuruşkan’ın (2010, s.128,s.132) Almanya’da yapmış olduğu araştırmada deneklerin %55’i alt kum saati, %13’ü armut (kaşık) tipte olduğu, Türkiye’de ise deneklerin %72’sinin alt kum saati tipinde olduğu belirlenmiştir. ABD’de ise 6000 kişinin katıldığı bir araştırma; kadınların sadece %8’inin kum saati vücut tipinde olduğunu, %46’dan fazlasının diktörgen vücut tipinde, %20’sinin ise armut (kaşık) tipinde olduğunu göstermektedir (Why doesn’t anything fit my body type, 2011).