• Sonuç bulunamadı

2. KAVRAMSAL ÇERÇEVE ve İLGİLİ ARAŞTIRMALAR

2.6. İlgili Araştırmalar

Sözer (1991) Türk üniversitelerinde öğretmen yetiştirme sistemlerinin öğretmenlik davranışlarını kazandırmadaki katkısını belirlemek amacıyla araştırmasını Anadolu, Hacettepe ve Uludağ Üniversitelerine bağlı Eğitim Fakültelerinde, fen ve beşeri bilimler dallarında, öğretmen olmak üzere lisans eğitimi gören 4. sınıf öğrencileri ile Anadolu ve Hacettepe üniversitelerinin eğitim fakülteleri ile Ankara üniversitesinin eğitim bilimleri fakültesindeki öğretmenlik sertifikası programlarına katılarak öğretmenlik meslek bilgisi derslerini bitirme aşamasına gelmiş olan bu fakültelerin fen ve beşeri bilimler dalları lisans öğrencileriyle yapmıştır.Çalışmada 1982 yılından itibaren tüm kademeler için öğretmen yetiştirme sorumluluğunu alan üniversitelerin öğretmen yetiştirmede önemli bir yol aldığı, ancak sağlanan ürün ve hizmet bakımından istendik ölçülerde, nitelikli bir öğretmenlik eğitiminin gerçekleşip gerçekleşmediği konusu tartışılmaktadır. Araştırma bulguları, eğitim fakültesine devam eden öğretmen adaylarına meslek dersleri boyutunda gerekli görülen temel ve ortak bilişsel davranışların yeterince kazandırılamadığı ve öğretim hizmetlerinin yeterli düzeyde verilmediği yönündedir. Ayrıca araştırmada, üniversitelerde nitelikli öğretmen yetiştirmenin sağlanabilmesi için, meslek eğitimini gören öğretmen adaylarının meslek bilgisi düzeylerinin yükseltilmesi konusunda önlemler alınması gerektiği belirtilmiştir. Atlıoğlu (1998) tarafından yapılan bir araştırmada, öğretmenlerin mevcut durumları, ideal öğretmende bulunması gereken nitelikler ve mevcut durum ile çağdaş öğretmen niteliklerinin karşılaştırılması yapılmıştır. Araştırma sonucuna göre; dokuz boyut içerisinde, “konu alanı, bilimsel işlem becerileri, sınıf yönetimi, mesleki gelişim, kişisel özellikler, sosyalleşme ve çevre” boyutlarında; öğretmenlerin kendilerini çok yeterli gördükleri fakat yönetici, müfettiş ve öğrencilerin ise öğretmenleri orta ve az yeterli gördükleri tespit edilmiştir. İdeal öğretmende bulunması gereken nitelikler konusunda, en yüksek katılım “kişisel özellikler” boyutunda olduğu sonucuna

ulaşılmıştır. Yine araştırma sonucuna göre, mevcut öğretmenlerin, “çağdaş öğretmen profiline” sahip olmadıklarının ortaya çıktığını belirtilmektedir.

İzci (1999), Ortaöğretim kurumlarında görev yapan öğretmenlerin öğretmenlik meslek bilgisi yeterliliklerini bazı değişkenlere göre incelemiştir. Araştırma için Malatya’daki okullarda görev yapan öğretmenlerin % 40’ı tesadüfî örneklem yöntemiyle seçilmiştir. Araştırma sonucunda, öğretmenler içinde meslek derslerini alanların rehberlik ile ilgili yeterliliklerinin daha yüksek olduğu tespit edilmiştir. Ayrıca öğretmenlerin çalıştığı yerleşim birimlerine göre de araştırma ve inceleme boyutundaki yeterliliklerinin farklılaştığı ortaya konulmuştur.

Artvinli (2000),çalışmasında, liselerde görev yapan coğrafya öğretmenlerinin etkili öğretme ve ders anlatma becerilerinin düzeyini tespit etmeyi ve coğrafya derslerinde yapılan başlıca etkinlikleri ortaya koymayı amaçlamıştır. Coğrafya öğretmenlerinin yeterli ders işleme becerilerine sahip olmadığından hareketle bu eksiğin giderilmesi ve coğrafya öğretmenlerinin kendilerini yenilemeleri, geliştirmeleri için önerilerde bulunmuştur.

Dünyanın çok gelişmiş ülkelerinin başında sayılan ABD’de Öğretmen Eğitimi Akreditasyon Ulusal Kurumu(National Council for Accreditation of Teacher Education )tarafından belirlenen Mesleki Standartlar (Professional Standards) isimli çalışmada başlıca öğretmen yeterlilikleri sıralanmıştır. Bunlar, alan bilgisi, eğitim ve meslek bilgisi, uygulama yeterlilikleri olarak sınıflandırılmıştır (NCATE, 2002).

Yaman (2002), öğretimde kalite açısından öğretim elemanlarının öğretmenlik meslek bilgisi yeterliliklerini değerlendirdiği çalışmasında Sakarya Üniversitesi’nde uygulama yapmıştır. Öğretim elemanları ve lisans son sınıf öğrencilerinin görüşlerinin alındığı bu çalışma sonucunda öğretim elemanlarının kendilerini çok ve tamamen yeterli gördükleri fakat öğrencilerin, öğretim elemanlarının meslek bilgileri açısından yeterli olmadıkları görüşünde oldukları sonucuna varılmıştır. Kalitenin sağlanması açısından araştırmacı öğretim elemanı başına düşen öğrenci sayısının azaltılması, öğretim elemanlarının yurt dışına kısa süreli de olsa eğitime gönderilmeleri ve üniversite bünyesinde araştırma ve uygulama merkezlerinin kurulması gerektiği önerilerinde bulunmuştur.

Zhang ve Burry-Stock (2003), yaptıkları çalışmada 297 ilköğretim ve ortaöğretim de görevli öğretmenin ölçme ve değerlendirme uygulamalarında kendilerini ne düzeyde yeterli algıladıklarını ve ne tür ölçme ve değerlendirme uygulamaları yaptıklarını incelemişlerdir. Araştırmada öğretmenlerin öğretim yaptığı kademe

yükseldikçe objektif test kullanımına, kâğıt–kalem testlerine (yazılı yoklama, çoktan seçmeli, kısa cevap vb.) daha fazla yöneldikleri bulunmuştur. Araştırmada ortaöğretimdeki öğretmenlerin kâğıt-kalem testlerini daha fazla kullandıkları ve yaptıkları ölçme işlemlerinin kalitesi hakkında daha fazla kaygı taşıdıkları ve titizlik gösterdikleri halde ilköğretim öğretmenlerinin objektif test türlerine alternatif olarak performansa dayalı ölçme tekniklerini daha çok kullandıkları saptanmıştır. Öğretmenlerin kıdemleri ne olursa olsun ölçme ve değerlendirme alanında aldıkları eğitim düzeyi ya da miktarı arttıkça bu alanda kendilerini daha yeterli hissettiklerini belirtmişlerdir. Araştırmada ayrıca üniversitelerde okutulan ölçme ve değerlendirme derslerinin ve bunların gerçek hayattaki ihtiyaçlara uygun planlanmasının önemi vurgulanmıştır.

Öztürk (2003),”Ortaöğretim Coğrafya Öğretmenlerinin Öğretim Yapma Yeterlilikleri” isimli çalışmasında coğrafya öğretmenlerinin klasik yöntemleri kullanmaya devam ettiklerini, gezi-gözlem yöntemini hiçbir zaman kullanmadıklarını, ayrıca bilgisayar ve internetten de hiçbir zaman yararlanmadıklarını ama öğrenciyi derse motive edebilme yeterliklerinin ise yüksek olduğunu ortaya koymuştur.

Öğretmenlik çok boyutlu bir meslek olarak nitelendiren NcNess, Broedfoot ve Osborn (2003) tarafından Avrupa ülkelerinde yapılan araştırmada, öğretmende bulunması gereken yeterlilik boyutları sıralanmıştır: Bunlar;

Program konusundaki beceriler;

Öğrencilerin öğrenmelerini sağlamak ve öğrenmeleri düzenlemek için gerekli olan eğitimi planlama becerileri;

Öğretmenlik mesleğinin sosyal ve duygusal özellikleri ile ilgili olan bir bilgi artışını da kapsayan sürekli yenilenme isteği;

Öğrenci ile etkili iletişim kurma ve onların duygularını anlama yeteneğidir. Mahiroğlu (2004)‘nun “Öğretmenlik Yeterlikleri Bakımından Eğitim Fakültelerinin Öğrencilerini Yetiştirme Düzeyleri” adlı araştırmasında 180 öğretmen adayına çeşitli yeterlik alanlarını içeren bir anket uygulamıştır. Bu anketin bulgularından öğrencilerin öğretimi planlama ile ilgili yeterlik düzeyleri incelendiğinde, öğretmenlerden somut olarak istenen birkaç yeterliğin dışında, öğrencilerin kendilerini zayıf hissetmedikleri, zayıf hissedenlerin oranının da çok küçük olduğu görülmektedir. Yeterliklerini orta düzeyde hissedenlerin oranı %8,5 ile %15,9 arasında değişmektedir. Yeterliklerini iyi düzeyde hissedenlerin oranı %36,5 ile %55,8 arasında, mükemmel hissedenlerin oranı ise %29,5 ile %49,2 arasında değişmektedir.

Gürbüztürk ve Genç (2004),çalışmasında, öğretmen adaylarının öğretmenlik mesleğine ilişkin görüşlerini belirlemeyi amaçlamıştır. Öğretmenlik mesleğinin öneminin vurgulandığı çalışmada öğretmen adaylarının mesleğe bakış açılarının meslekteki başarılarını etkileyeceği öngörülmüştür. Farklı anabilim dallarından öğretmen adaylarının öğretmenlik mesleğine ilişkin görüşleri ortaya konmuş; bu çerçevede yöneltilen görüşlerden öğretmenlik mesleğinin doğasına uygun olanlara adayların çoğunun katıldığı, uygun olmayanlara ise çoğunun katılmadığı ortaya çıkmıştır. Cinsiyete göre, öğretmen adaylarının öğretmenlik mesleğine ilişkin görüşleri arasında anlamlı bir fark olmadığı ortaya çıkmıştır. Anabilim dallarına göre, öğretmen adaylarının öğretmenlik mesleğine ilişkin görüşleri arasında anlamlı bir fark bulunmuş; bu farkın hangi anabilim dalları arasında olduğunu saptamak için yapılan çalışmalar sonucunda sınıf öğretmenliği anabilim dalındaki adayların öğretmenlik mesleğine ilişkin görüşlerinin diğer anabilim dallarındaki adaylardan anlamlı derecede farklı olduğu ortaya konmuştur.

Çakan (2004)’ın Öğretmenlerin Ölçme-Değerlendirme Uygulamaları ve Yeterlik Düzeyleri adlı araştırmasının amacı ilk ve ortaöğretim kademesinde görev yapmakta olan öğretmenlerin sınıf içi ölçme ve değerlendirme uygulamaları bakımından ve kendilerini bu alanda nasıl algıladıkları bakımından aralarında farklar olup olmadığını saptamaktır. Öğretmenlerin önemli bir kısmının kendilerini bu alanda yetersiz algıladıkları ifade edilmiştir. İki öğretmen grubu arasında güvenirlik ve geçerliğe dair uygulamalar, soru düzeyleri ve program sürecine dönük alınan tedbirler bakımından anlamlı bir farklılık bulunamamıştır. Fakat ilköğretim kademesindeki öğretmenlerin ortaöğretim kademesindeki öğretmenlere kıyasla kendilerini daha yeterli algıladıkları gözlemlenmiştir.

Öztürk (2004),“Ortaöğretim coğrafya öğretmenlerinin öğretim yöntem ve teknikleri kullanabilme yeterlilikleri” üzerine yaptığı çalışmasında“ortaöğretim coğrafya öğretmenlerinin yöntem ve teknikleri kullanabilme yeterlilikleri konusunda öğretmen ve öğrenci görüşlerinin neler olduğunu tespit edilmesi amaçlanmıştır. Sonuç da hem öğretmen hem de öğrenci görüşlerinde cinsiyete bağlı anlamlı bir fark bulunmamıştır. Öğrencilerin okul türlerine bağlı olarak görüşlerinde anlamlı fark bulunmaktadır. Uygulamaya katılan öğretmenlerin meslek, kıdeme bağlı görüşlerinde ise anlamlı bir fark yoktur. Ayrıca Coğrafya öğretmenlerinin klasik yöntemler kullanmaya devam ettiğini, buna karşılık coğrafya öğretiminin vazgeçilmez

unsurlarından biri olan gezi-gözlem yöntemini ‘hiçbir zaman’ kullanmadıkları tespit edilmiştir.

Seferoğlu (2004), araştırmasında öğretmen adaylarının kendi öğretmenlik becerilerinin yeterliği konusundaki görüşlerine göre, adayların sadece %30’unun, sahip oldukları öğretmenlik becerilerinin öğretmenlik yapmak için yeterli olduğunu düşündüğünü, %63’ünün ise şu anda sahip oldukları öğretmenlik becerilerinin öğretmenlik için yeterli olabileceğini ancak kendilerini geliştirmeleri gerektiğine inandıkları görüşü belirlenmiştir. Adayların %4’ü ise “öğretmenlik yapmak için yeterli olup olmadığımdan tam olarak emin değilim” şeklinde görüş bildirmişlerdir.

Onural (2005),çalışmasında, öğretmen adaylarının ideal öğretmen niteliklerine ilişkin görüşleri ile mesleki yaşamlarında kendilerinden beklenen niteliklerin ne kadarının bilincinde olduklarını ve bu niteliklere atfettikleri önem derecesini belirlemeyi amaçlamıştır. Elde edilen bulgulara göre; öğretmen adayları tarafından öğretmenin konu alanında yeterli olma niteliğinin, ideal bir öğretmende bulunması gereken en önemli nitelik olduğu ifade edilmiştir. Öğretmen adaylarının görüşlerine göre bu niteliği sırasıyla; pedagojik formasyon, öğretmenlik mesleğini sevme, çocukları/insanları sevme, iyi iletişim becerisine sahip olma ve hoşgörülü olma nitelikleri takip etmiştir.

Öztürk (2006), Balıkesir ilinde yaptığı sosyal bilgiler öğretmeni adaylarının eğitimde teknoloji kullanımına yönelik yeterliliklerinin değerlendirilmesi ile ilgili araştırmasının sonucunda, araştırmaya katılan öğretmen adaylarının eğitimde teknoloji kullanımına yönelik olumlu bir tutuma ve ilgili bilişsel davranışların % 48,1’ine sahip olduklarını belirlemiştir.

Eğri (2006), çalışmasında, orta öğretim coğrafya öğretmenlerinin ölçme değerlendirme yapabilme yeterliliğini saptamayı amaçlamıştır. Araştırmada Eğitim Fakültesi mezunları ile diğer fakülte mezunları arasında ve cinsiyette ölçme yeterliği bakımından anlamlı bir fark yoktur. Araştırmaya katılan öğretmenlerin %69’u üniversitede almış oldukları ölçme değerlendirme derslerini yetersiz bulmuş, bunun nedeni olarak teorik derslere ağırlık verilmesi olduğunu belirtmiştir. Araştırma sonucunda merkezde kıdemli öğretmenlerin çalışması, mesleki yaşantı içerisinde ölçme değerlendirme ile ilgili eksikliklerin giderilmesinin sonucu anketin uygulandığı coğrafya öğretmenlerinin ölçme değerlendirme yeterliği yüksek bulunmuştur.

Alım ve Bekdemir (2006), Coğrafya Öğretmeni Adaylarının Öğretmenlik Mesleğine Yönelik Tutumlarını inceledikleri araştırmalarında, Coğrafya öğretmen adaylarının kendilerini genel kültür açısından yeterli bulmadıkları görülmektedir.

Öğretmen adaylarının KPSS ‘de başarılı olmalarında bu eksikliğin giderilmesi önemli olacaktır. Öğretmen adaylarının alan bilgisi bakımından ise kendilerini yeterli buldukları söylenebilir. Öğretmen adaylarının genel kültür bilgilerini geliştirmelerinde bireysel çabalarının daha önemli olduğu gerçeği unutulmamalıdır. Öğretmen adaylarının araç-gereç ve materyal kullanma bakımından kendilerini biraz yetersiz gördükleri ortaya çıkmıştır.

Yeşil (2006), ”Sosyal bilgiler öğretmenlerinin sınıf içi öğretim yeterlikleri” isimli çalışma sonunda öğretmenlerin bazı öğretim yeterliklerinde önemli yetersizliklerinin olduğu belirlenmiştir. Öğretmenler özellikle öğretim materyallerini kullanma konusunda daha yetersizdirler. Özel alan bilgileri ise oldukça yeterlidir. Bulgular ışığında belirlenen yedi öğretim yeterliği alanı ile ilgili öneriler geliştirilmiştir.

Akar (2007), İlköğretim sosyal bilgiler öğretmenliği son sınıf öğrencilerinin öğretmenlik mesleğine verdikleri değer ve mesleki yeterlilikleri araştırması sonucunda öğrencilerin ekonomik nedenler, tesadüfen kazanmaları, ailevi sebepler ve sosyal sebepler bu bölümü seçmelerine neden olmuştur. Bununla beraber üniversitede istedikleri ve öğretmenlik mesleğine uygun eğitimi alamadıkları sonucunda; öğretmenlik mesleğinin önemini tam olarak fark edemedikleri ve bu mesleği yapacak seviyede mesleki yeterliliği olmadıkları sonucuna ulaşılmıştır.

Yanpar-Yelken ve ark., (2007)’nin Öğretmen adayı görüşlerine göre eğitim fakültelerinin kalite standartlarını belirlemek amacıyla yaptıkları çalışmada öğretmenlerde ve öğretim elemanlarında bulunması gereken en önemli mesleki özellikler “alanına hakim olma, öğretmenlik meslek bilgisi ve becerisine sahip olma”, en önemli kişisel özellikler “hoşgörülü olma ve saygılı olma, iletişim becerisine sahip olma, hümanist olma” olarak ifade edilmiştir.

Arslan ve Özpınar, (2008)‘ın “İlköğretim Programlarının Beklentileri ve Eğitim Fakültelerinin Kazandırdıkları” isimli çalışmalarında yeni ilköğretim programlarının öğretmenlerden sahip olmaları beklenilen becerilerle eğitim fakültelerinde öğretmen adaylarına kazandırılması amaçlanan mesleki yeterlik ve nitelikler arasında bir uyum olduğu ve öğretmen adaylarının MEB’in arzuladığı nitelik ve becerilerin çoğunluğuna sahip olacak şekilde yetiştiği sonucuna ulaşılmıştır.

Kılıç ve Bektaş, (2008)’ın çalışmalarında öğretmen adaylarının öğretmenlik mesleğine yönelik tutumlarında cinsiyet açısından anlamlı bir farklılık bulunmamıştır. Sınıf düzeyi açısından 4. sınıflar lehine; tercih sıralamasına göre 1-4 arası tercih

yapanlar lehine ve mezun olunan lise açısından ise öğretmen lisesi mezunları lehine anlamlı farklılık bulunmuştur.

Yeşil (2008a), “Aday Öğretmenlerin Öğrenme-Öğretme İlkelerini Uygulama Yeterlikleri” adlı araştırma sonunda aday öğretmenlerin; dersin giriş, geliştirme ve sonuçlandırma aşamalarındaki öğrenme-öğretme ilkelerinden yeterli düzeyde yararlanabildikleri ama belirli yetersizliklerinin de bulunduğu belirlenmiştir. Ayrıca ilkelerden yararlanabilme yönüyle dersin aşamaları arasında anlamlı ve pozitif bir ilişki bulunmuştur. Aday öğretmenler 6. sınıflarda, 7. ve 8. sınıflardaki öğretim uygulamalarına göre öğrenme-öğretme ilkelerinden daha düşük düzeyde yararlanabilmişlerdir.

Yeşil (2008b), Sosyal Bilgiler Aday Öğretmenlerinin Sınıf İçi Öğretimde Sorulardan Yararlanma Yeterlikleri araştırmasının sonunda aday öğretmenlerin özellikle nitelikli soru hazırlama konusunda önemli eksiklerinin olduğu belirlenmiştir. Aday öğretmenlerin özellikle nitelikli soru hazırlama konusunda önemli eksiklerinin olduğu ve sorulardan yararlanma alt boyutları arasında pozitif ve anlamlı ilişkiler bulunduğu ifade edilmiştir. Buna göre sosyal bilgiler aday öğretmenlerinin, öğretimde sorulardan yararlanma konusunda eğitim ihtiyaçları bulunmaktadır.

Türker (2008), tarafından yapılan araştırma coğrafya öğretmeni adaylarının ve coğrafya öğretmenlerinin toprak ve bitki örtüsü konularındaki yeterlilik düzeylerini tespit etmek, yeterlilik düzeyini etkileyen faktörleri sorgulamak ve coğrafya öğretmenlerinin yeterlilik düzeyinin öğrenci başarısına etkilerini araştırmak amacıyla hazırlanmış bir çalışmadır. Coğrafya öğretmeni adaylarının doğru sayıları ile mezun olacakları okul türü ve cinsiyetleri arasında anlamlı bir fark olduğu saptanmıştır. Sonuç da öğretmen adayları içinde de Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesinden mezun olacak adayların Eğitim Fakültesi’nden mezun olacak adaylara göre daha yeterli oldukları görülmüştür. Bunu ortadan kaldırmak için ise eğitim Fakültelerinde verilen alan dersleri tüm öğrenim dönemlerine yayılmalıdır yargısına varılmıştır.

Kartal (2009), araştırmasının sonucunda öğretmen adaylarının öğretmenlik mesleğine yönelik tutumlarının düşük olduğu saptanmıştır. Öğretmen adaylarının öğretmenlik mesleğine yönelik tutumları cinsiyete göre erkekler lehine olmak üzere bir fark olduğu belirlenmiştir. Öğretmen adaylarındaki tutum eksikliğinin arkasındaki nedenlerin ciddi olarak araştırılması, mesleğin uygulamada tanıtılması, mesleki deneyimi olan öğretmenlerle aday öğretmenlerin sıkı diyaloglarını sağlayacak düzenlemelerin yapılması getirilebilecek öneriler olarak sunulmuştur.

Yeşil (2009), çalışma, eğitim fakültelerinde öğrenim gören sosyal bilgiler öğretmen adaylarının sınıf içi öğretim yeterliklerini ne düzeyde kazanabildiklerini belirlemek amacıyla yapılmıştır. Araştırma sonunda; aday öğretmenlerinin sınıf içi öğretim becerilerinde belirli yetersizliklerinin olduğu belirlenmiştir. Ayrıca, belirlenen araştırma alt boyutları arasında anlamlı ve pozitif ilişkilerin bulunduğu görülmüştür. Ayrıca sınıf düzeyi yükseldikçe öğretim becerilerini gösterme yeterliklerinin de iyileştiği belirlenmiştir. Bu sonuçlara göre öneriler sunulmuştur.

Gökçe (2009), çalışmasında öğretim elemanlarının coğrafya eğitimi konusunda yetersiz oldukları, programlardan bazı coğrafya derslerinin kaldırılmasının coğrafya eğitimi açısından olumsuz olduğu, öğretmen adaylarının hazır bulunuşluk düzeylerinin düşük olduğu gibi coğrafya eğitiminin kimi sorunları ve çözüm önerileri tespit edilmiştir. Coğrafya eğitiminde daha nitelikli öğretmenler yetiştirilmesinin gerekliliği ifade edilmiştir.

Saracaloğlu ve ark., (2009)’ın araştırmalarının sonuçlarına göre, bölümlerine isteyerek gelen öğrencilerin, mesleğe yönelik kaygılarının düşük, akademik güdülenme düzeylerinin ise yüksek olduğu ve kız öğrencilerin mesleğe yönelik yeterlik algıları erkek öğrencilere göre daha yüksek olduğu saptanmıştır. Bunun yanı sıra, öğrencilerin akademik başarılarının mesleğe yönelik kaygılarını ve akademik güdülenme düzeylerini etkilediği ortaya konulmuştur.

Aydın ve ark., (2010)’nın yaptıkları çalışmada lisans eğitimi alan sınıf öğretmeni adaylarının M.E.B’in belirlediği alan yeterliklerini kazanma düzeylerine ilişkin algılarını belirlemek amaçlanmıştır. Hizmet öncesinde öğretmen adaylarının ne düzeyde bu yeterliklere uygun yetiştirildiği bilinmemektedir Araştırmada “Öğretmen Adayının Mesleki Yeterlikleri” ölçeği kullanılmıştır. Çalışma Abant İzzet Baysal Üniversitesi Eğitim Fakültesi sınıf öğretmenliği bölümünde öğrenim gören 98 dördüncü sınıf öğrencisi ile yürütülmüştür. Araştırma sonuçlarına göre; öğretmen adayları kendilerini tüm alt boyutlarda yeterli düzeyde görmektedirler. Bağımsız değişkenler (mezun olunan lise türü, okul başarı ortalaması, cinsiyet, okula giriş tercih sırası ve bölüm memnuniyet durumu) açısından anlamlı bir farklılığa rastlanmamıştır.

Sezer ve ark.,(2010) tarafından yapılan araştırmada, coğrafya öğretmeni adaylarının bazı profil özellikleri ve öğretmenlik mesleğine yönelik tutumları belirlenmeye çalışılmıştır. Araştırma sonuçlara göre, iki farklı programa kayıtlı coğrafya öğretmeni adayları profil özellikleri açısından birbirine benzerdir. Öğretmenlik mesleğine yönelik tutum puanları yüksek olup programlar arasında farklılaşmamaktadır.

Araştırmaya katılan Coğrafya Öğretmeni adaylarının öğretmenlik mesleğine ilişkin tutumlarının oldukça yüksek olduğunu söylemek mümkündür. Bu sonuç tutumun sevgi, değer ve uyum alt boyutları içinde geçerli olduğu, bu sonucun coğrafya öğretmeni adaylarının mesleği icra aşamasında verimlilik için gerekli olan önemli şartlardan birine sahip olduklarını gösterdiği, bayan coğrafya öğretmeni adaylarının öğretmenlik mesleğine ilişkin tutum puanları erkeklere oranla daha yüksek olduğu ifade edilmiştir.

III. BÖLÜM