• Sonuç bulunamadı

II. KÖRFEZ SAVAŞLARI

2. İkinci Körfez Savaşı

2.2. İkinci Körfez Savaşının Tarihi Gelişimi ve Sonuçları

ABD Başkanı George W. Bush, eski Başkan babası George Bush'un, 1991

Körfez savaşının ardından "yarım bıraktığı" Irak Devlet Başkanı Saddam Hüseyin

rejimini devirme işini, 12 yıl sonra ikinci Körfez savaşıyla tamamlamaya karar verdi.

Amerikan Delta özel kuvvetlerinin peşine düştüğü Saddam Hüseyin, savaşı ancak

"sürgüne giderek" durdurabileceğini belirten, ülkeyi terk etmesi için kendisine 48 saat

tanıyan Bush'a karşılık, Irak'ta kalmayı tercih etti.

Buna karşılık ABD, geniş çaplı askeri operasyonuna, Bush'un "erken safha"

olarak nitelediği şekilde, gelen istihbarat bilgileri çerçevesinde Bağdat yakınında

yeraltında derin siperlerde gizlendiği sanılan Saddam, oğulları Uday, Kusay ve iki Iraklı

lideri bombalayarak başladı.

Irak televizyonunda konuşan Saddam'ın, hayatta olduğu görülürken,

diğerlerinin akıbeti açıklığa kavuşmadı. Gün ışırken vurdu ABD'nin, önceki Körfez

savaşı ve diğer bombalama faaliyetlerinden gelen alışkanlıkla, pilotlarını uçaksavarlara

karşı korumak için gece karanlığında vurması beklenirken, bir sürpriz yaptı ve gün

ışırken vurdu; bombardıman uçaklarını riske atacağı belirtilen dolunay ışığından çekin

ilmedi.

Irak'a müdahalenin kronolojisi bakıldığı zaman;

6 Şubat: ABD Başkanı Bush, Beyaz Saray'da yaptığı konuşmada, "Oyun bitti,

Saddam Hüseyin durdurulacak" dedi.

85

7 Şubat: ABD Savunma Bakanı Donald Rumsfeld, Roma'da Irak'ı

silahsızlandırmak için uluslararası toplumun diplomatik çabalarının başarısızlıkla

sonuçlandığını söyledi.

8 Şubat: Irak, BM silah denetçilerinin başkanı Hans Blix ve Uluslararası Atom

Enerjisi Ajansı Başkanı Muhammed El Baradei'ye nükleer ve biyolojik silahları

hakkında belge sundu. BM Genel Sekreteri Kofi Annan, Irak'ı savaşla silahsızlandırma

kararının, BM tarafından ve ancak başka çare kalmadığında alınması gerektiğini

söyledi.

11 Şubat: El Cezire televizyonu, El Kaide lideri Usame Bin Ladin'e ait olduğu

sürülen ses bandı yayımladı. Banttaki ses, "Irak'a savaş Müslümanları hedef alacak"

diyordu. Bu bant kaydı, ABD tarafından, "terör ittifakının doğuşunun işareti" olarak

algılandı.

12 Şubat: ABD Savunma Bakanlığı, Körfez'deki Amerikan kuvvetlerinin 150

bine ulaştığını duyurdu.

22 Şubat: Bush, Irak'ın kitle imha silahlarının ortadan kaldırmasının savaşı

önlemeye yetmeyeceğini söyledi.

26 Şubat: Bush, "ABD, Irak halkının yararlanması için, Saddam Hüseyin

rejiminin Irak'ın doğal zenginliklerini sabote etmesini engelleyecek" dedi.

27 Şubat: Körfez'deki Amerikan birliklerinin sayısı 255 bine ulaştı.

6 Mart: ABD, BM'de akredite 2 Iraklı diplomatı casuslukla suçlayarak sınır

dışı etti. İngiltere ve ABD, Irak'ın güneyindeki uçuşa yasak bölgede 24 saat devriye

gezerek bombardıman düzenledi.

9 Mart: Ulusal Güvenlik Danışmanı Condoleezza Rice, BM Güvenlik

Konseyi'nin savaşı meşru kılan ikinci karar tasarısını reddetmesi halinde, ABD'nin

Saddam Hüseyin'in yarattığı tehdide askeri karşılık vermeye hazır olduğunu söyledi.

11 Mart: Rumsfeld, ABD'nin İngiltere olmadan da Irak'a savaşa gitmeye hazır

olduğunu söyledi.

12 Mart: Pentagon, yığınak yapılan Amerikan askerlerinin sayısının 250 bini

geçtiğini duyurdu.

15 Mart: Irak, Blix ve El Baradei'yi askıda kalan konuları ele almak amacıyla

acilen Bağdat'a davet etti.

86

16 Mart: Irak, Saddam Hüseyin'in emri altındaki komutanlar tarafından idare

edilen 4 askeri bölgeye ayrıldı. ABD Dışişleri Bakanı Colin Powell, Saddam Hüseyin'in

iktidarı bırakması halinde savaşın hala önlenebileceğini açıkladı. Azor zirvesi: Bush,

Irak'a olası savaşa karar vermesi için BM'ye 24 saat tanıdı.

17 Mart: Irak ile Kuveyt arasındaki silahtan arındırılmış bölgede

konuşlandırılmış BM gözlem heyeti bütün faaliyetlerini durdurdu. Bush, Saddam

Hüseyin ve ailesine Irak'tan ayrılması için 48 saat süre tanıdı ve aksi halde ABD'nin

Irak'a savaş başlatacağını söyledi.

18-19 Mart: Irak Devrim Komuta Konseyi, Baas Partisi ve Meclis ültimatomu

reddetti. Irak'ta denetimlerde bulunan BM silah denetçileri Irak'ı terk etti. Beyaz Saray,

Saddam Hüseyin gitse de Amerikan birliklerinin Irak'ı silahsızlandırmak için bu ülkeye

gireceğini açıkladı.

20 Mart: ABD ve İngiliz uçakları Irak'ı bombalamaya başladı. ABD

ordusunun 20 Mart 2003'te II. Körfez Savaşı başladıktan kısa bir süre sonra Irak'ın

başkenti Bağdat hiç umulmadık biçimde 3 hafta içerisinde düştü. Ülke içinde

muhaliflere karşı terör estiren, Arap, Kürt, Asuri, Farsi demeden milyonlarca insanı

işkence, darağacı ve kimyasal silahlar yoluyla katleden Baas Lideri Saddam Hüseyin,

ABD karşısında hiçbir şey yapamadan başkenti bıraktı.

ABD deniz piyadeleri başkentin merkezindeki Firdevs Meydanı'nda bulunan

Saddam Hüseyin heykelinin boynuna bir ip geçirdi ve heykeli bronz ayağından ayırdı.

Hakkında açılan davalardan biri olan Şiilerin katline ilişkin Duceyl davasında suçlu

bulunan Saddam Hüseyin, Halepçe soykırımı davasında yargılanması sürerken 30

Aralık 2006'da asılarak idam edildi. Saddam Hüseyin heykelinin devrildiği dönemde

Bush'a yönelik 'övgüler' de yerini gelinen aşamada eleştiriye bıraktı.

Irak’la ilgili olarak yürüttüğü politikayı 2002 yılının sonlarında gittikçe arttıran

Bush yönetimi, Irak’a yönelik olarak oluşturduğu uluslar arası güç ile birlikte Saddam

Hüseyin’in Irak’ı terk ederek sürgüne gitmesi çağrısında bulunmuştur. Bu çağrıya

olumsuz yanıt veren Saddam Hüseyin ise Irak’ta kalmayı tercih etmiştir.

Savaş başlamadan önceki süre içerisinde ise, Bush yönetiminin Irak’a yapmayı

planladığı askeri hareket karşıtı gösteriler yapılmaya başlanmıştır. Bu amaçla 15 Şubat

2003’de dünyanın bütün büyük kentlerinde milyonlarca kişinin katıldığı savaş karşıtı

gösteriler düzenlenmiştir. Savaş karşıtı gösterilerin en önemli özelliği, tarihte ilk defa

87

daha savaş başlamadan bu kapsama ulaşmış olması ve gerçek anlamda küresel bir boyut

kazanmasıdır. Birçok hükümet halklarının büyük çoğunluğunun görüşünü benimseyerek

savaşa karşı olmuştur. Tüm bunlara rağmen ABD yine de bir “Gönüllüler Koalisyonu”

ile savaşa gideceğini ilan etmiştir. 20 Mart 2003’de ise savaş başlamıştır.

20 Mart tarihinde, gündüz saatlerinde başlayan bombardıman ile Irak’taki

birçok bölgeye birden saldırılar yapılmaya başlamıştır. ABD'nin, önceki Körfez savaşı

ve diğer bombalama faaliyetlerinden gelen alışkanlıkla, pilotlarını uçaksavarlara karşı

korumak için gece karanlığında vurması beklenirken, bu ülke bir sürpriz yapmış ve gün

ışırken Irak’ı vurmuştur. Zira Irak’ın elinde bulunan silahların çoğunluğu geri

teknolojiye aittir. Bunun yanında bir kısmı da imha edilmiştir.

Bu savaş sırasında Amerikalılar yeni ürettikleri silahları deneme fırsatı da

bulmuşlardır. Adeta bir tatbikat alanı olarak görülen Irak üzerinde yürütülen askeri

harekat sırasında en ağır silahların kullanılmasından çekinilmemiş ve bu silahların

tahrip güçleri ve kullanılabilme başarısı test edilmiştir.

Savaş sırasında basından yararlanmayı bilen Bush yönetimi CNN aracılığı ile

savaşın canlı olarak yayınlanmasını sağlamış ve kendi propagandasının etkin bir şekilde

yürütmüştür. Savaş müddetince uygulanan yoğun bir bombardımanın ardından, ABD

askerleri Irak içlerine doğru ilerlemeye başlamışlar ve Bağdat’a girmişlerdir. ABD

askerlerinin gelişinin ardından Bağdat’ta yıllar boyunca Saddam Hüseyin’in baskısı

altında yaşayan halk belirli oranda sevinç gösterileri ile gelenleri karşılamışlardır.

Durumun gittikçe kötüleştiğini gören Saddam Hüseyin, oğulları ile birlikte kaçarak

saklanmak zorunda kalmış, bir süre sonra oğulları öldürülmüş, kendisi ise Amerikan

askerlerinin eline düşmüştür.

Irak’ın ABD güçleri tarafından kontrol altına alınmasının ardından 21 Mayıs

2003 tarihinde BM kararı ile Irak’a 13 yıldır uygulanan ambargo kaldırılmıştır.

Irak’ın ABD kontrolü altındaki süreç kısa bir süre sonra yerel tepkiler ile

karşılanmaya başlamıştır. Durumu kabul etmeyen guruplar, işgalci ABD askerlerine ve

bunlar ile işbirliği içerisinde bulunan kişilere karşı saldırılara girişmişler ve ülkenin

işgalden kurtarılması ve tam bağımsız olması için mücadeleye girişmişlerdir. Bu dönem

içinde savaşın nedenlerinden birisi olarak gösterilen petrol ile ilgili olarak da Amerikan

ve İngiliz petrol şirketlerine ayrıcalıklar tanınmış ve bu şirketler büyük ayrıcalıklar elde

etmişlerdir.

88

2003 yılının sonlarına doğru Irak büyük karışıklıklar ile karşılaşmıştır.

Kuzeyde bulunan Kürtler, işgalci ABD güçlerine de güvenerek yerel hükümet

kurduklarını açıklayarak, yerel seçimler sonucunda parlamento adı altında bir oluşum

yoluna gitmişlerdir. Kerkük’ü kendi idareleri altına almak isteyen Kürtler, bu şehir ve

çevresinde ezici bir çoğunluğu oluşturan Tükmenlere karşı baskı ve şiddet politikası

uygulamaya ve bölgeye dışarıdan Kürt göçmenler getirerek bölgenin demografik

unsurunu değiştirmeye yönelik faaliyetler göstermeye başlamışlardır. Güneyde yaşayan

Şiiler arasında da büyük karışıklıklar çıkmıştır. Sünni Araplar arasında ise ABD işgaline

karşı tepki hareketleri gittikçe artmıştır.

89

VII. BÖLÜM

İKİNCİ KÖRFEZ SAVAŞI SIRASINDA MUSUL VE KERKÜK MESELESİNİN

TÜRK BASININDAKİ YANSIMALARI (2000-2005)