II. KÖRFEZ SAVAŞLARI
1. Birinci Körfez Savaşı
1.1. Birinci Körfez Savaşının Nedenleri
Birinci Körfez Savaşı (1990-1991),:ABD öncülüğünde, İngiltere, Fransa, Sudi
Arabistani Suriye ve Mısır gibi 28 devletin askeri koalisyonuyla Irak Devleti arasında
yapılan savaştır. Bu savaşa, Irak Devlet Başkanı Saddam Hüseyin’in çıkardığı Körfez
Krizi sebep olmuştur. 1980-1988 yıllarında İran ile savaşan Irak, ekonomik yönden ağır
zararlara uğramış ve bu savaş sonrası kolay kolay ödeyemeyeceği bir dış borç yükü
altında kalmıştır. Bu durumdan kurtulmak isteyen Saddam Hüseyin, çareler aramaya
196 Bkz.geniş bilgi için Ergünöz Akçora " Ermeni Terör Örgütlerinin Dünü Bugünü ve PKK örgütü ile işbirliği " Forum Dergisi, S.296, s.41-47
74
başlamış ve 1991 yılı ilk yarısında Ortadoğu'da huzursuzluğa yol açacak bazı iddialar
ortaya koymuştur. Bu iddialar Körfez Krizinin ilk filizleri olmuştur.
Ortadoğu bölgesinde çıkarları bulunan büyük devletler, bu bölge üzerindeki
emellerini gerçekleştirmek amacıyla bölgenin istikrarsızlaştırılması yolunu tercih
etmişlerdir. Bölgenin istikrarsızlaştırılması sonucunda ise, bu bölgeye daha kolay
müdahale edebileceklerini düşünen büyük devletler, yeri ve zamanına göre bölge
ülkeleri arasında savaşlar çıkararak, savaşa giren ülkelerin zayıflamalarına, bunun
sonucunda da kendi emelleri doğrultusunda bu ülkeleri daha kolay kullanabilme yoluna
gitmişlerdir.
1979 yılında İran’da meydana gelen ihtilal sonucunda ABD’nin bölgedeki en
önemli müttefiki durumunda bulunan Şah rejiminin sona ermesi ve İran’da oluşan yeni
yönetimin ABD’nin çıkarları aleyhine faaliyetlere girişmesi sonucunda, ABD’nin etkin
desteği sonucunda Irak, İran’da oluşan yeni rejime karşı harekete geçmiş ve 1988 yılına
kadar sürecek olan İran-Irak savaşı başlamıştır.
Bu savaş sırasında ABD başta olmak üzere Avrupa’daki büyük devletler, Körfez
ülkeleri ve Arap ülkelerinin çoğunluğu Irak’tan yana tavır koymuşlardır. ABD ve
Avrupalı devletler Irak’a gerek maddî gerekse silah ve teknoloji alanlarında büyük
miktarlarda yardımlarında bulunmuşlardır. Savaş sırasında İran tarafından kışkırtılan
Şiiler ve Irak’ın kuzeyindeki Kürtlerin isyanlarını kimyasal silah kullanma da dahil
olmak üzere sert tedbirlerle bastırma yoluna giden Irak’ın bu tavırlarına, destekçileri
olan diğer ülkeler büyük bir suskunluk göstererek onaylama yoluna gitmişlerdir198.
1988 yılına kadar devam eden İran-Irak savaşı, bu yılın Ağustos ayı içerisinde
ADB’nin müdahale ederek, İran’a ait bir yolcu uçağını düşürmesi ve bazı İran
hedeflerini vurması sonucunda İran’ın eski sınırları kabul eden BM teklifini kabul
etmesi ile sona ermiştir. Savaşın sona ermesinden sonraki dönemde Irak, bir taraftan
savaşın zararlarını gidermeye çalışırken, bir taraftan da silahlı kuvvetlerini
güçlendirmeye ve en gelişmiş silahlarla donatmaya başlamıştır. İran-Irak savaşının sona
198 Nuri Ersoy; “İran-Irak Savaşı’ndan Günümüze ABD’nin Irak Politikası”, http://www.bgst.org/
75
ermesinden sonraki birkaç yıl içinde Irak ordusu bölgede büyük bir tehdit unsuru olarak
ortaya çıkmıştır199.
İddiaların başlıcalar şunlardır:: Körfez ülkelerinin 1981-1990 arasında petrol
fiyatlarını sürekli düşürerek Irak'ı zarara sokmaları; Kuveyt’in Rumeyla bölgesindeki
Irak'a ait petrollerden de faydalanmış olması; Kuveyt toprakları üzerinde tarihi hakkı
olduğunda ısrar etmesi ve Irak-İran savaşı sırasında Kuveyt'in Irak'a yaptığı para
yardımını silmesini istemesiydi
Krizin ortaya çıkması esas itibariyle Irak Devlet Başkanı Saddam Hüseyin'in
17 Temmuz' 1990 da Kuveyt ve diğer Arap ülkelerinini aşırı üretim yaparak Irak'ı 14
milyar dolar zarara uğrattıklarını ileri sürmesiyle birlikte başladı. Ayrıca Irak, Kuveyt'in
kendi topraklarında petrol kuyuları açarak petrolünü çaldığını iddia etmekte ve bunlara
karşılık 2.4 milyar dolar tazminat istemekteydi.
1990 yılına gelindiğinde Irak, Kuveyt’ten Irak-Kuveyt sınırındaki petrol
yataklarının Irak’a ait olduğunu ve Kuveyt’in kotalara uymayarak petrol ürettiğini ve
Irak’ı zarara uğrattığını öne sürerek, 2.4 milyar dolar tazminat istemiştir200. Irak’ın bu
talebine karşı Kuveyt’in olumsuz cevap vermesi üzerine201, Irak 2 Ağustos 1990
tarihinde bu ülkeyi işgal ederek bu ülkeyi ilhak ettiğini ilan etmiştir. Ortaya çıkan bu
durum üzerine, BM Güvenlik Konseyi, 9 Ağustosta toplanarak 662 sayılı kararı ile
199 Mustafa Taşar; “Körfez Savaşı Ve Etkileri”, http://www.mustafatasar.gen.tr/yayinlar/dusunce_g/
korfez_savasi.htm.
200 Irak-Kuveyt problemi Irak yönetiminin Arap Birliği genel sekreterliği nezdinde tartışmalı bölgeden çıkararak Irak’ın petrolünü çaldığı ve petrol fiyatlarını düşük tutmak suretiyle zarar verdiği gerekçesiyle Kuveyt'e ültimatom vermesiyle başlamıştır. Tartışmalı bölge denilirken kastedilen bölge buraları daha önce bir süre işgalinde tutan İngiltere'nin çekilirken Irak’a mı Kuveyt’e mi ait olduğunu kesin belirtmeksizin gerektiğinde kullanılmak üzere problem olması için bıraktığı bölge idi. Bu bölge yüzünden Irak ile Kuveyt arasında daha önce de değişik dönemlerde sürtüşmeler ve kavgalar olmuştu.
http://www.vahdet.com.tr/isdunya/dosya4/1144.html.
201 Irak’ın Kuveyt’ten tazminat talebi etmesi üzerine, kendisi için iyi bir fırsat ortaya çıktığını gören ABD, Kuveyt’in Irak karşısında direnmesini sağlayabilmek için bu ülkeye her bakımdan destek vereceğini ve bu ülkenin işgal edilmesine müsaade etmeyeceğini açıklamıştır. ABD, Irak'ın Kuveyt'e ültimatom vermesinin hemen arkasından yaptığı açıklamada Kuveyt'e bir saldırı olması halinde bu ülkenin yanında yer alacağını ve bu ülkeyi dış tehditlere karşı koruyacağını bildirmişti. Hatta bu amaçla Körfez'e savaş gemileri bile göndermiştir. Öte yandan Irak’ın Kuveyt’le ilgili iddiasında ısrar etmesini sağlayabilmek için de Bağdat büyükelçisi vasıtasıyla Irak’la Kuveyt arasındaki meselenin bu iki ülkenin kendi aralarında çözmeleri gereken bir mesele olduğunu bildirmiştir. İtalya’da yayınlanan Panorama dergisi, Irak ile Kuveyt arasında sınır meselesinin gündeme gelmesinden sonra ABD’nin Bağdat büyükelçisi bayan Glaspie’nin Irak devlet başkanı Saddam Hüseyin’le bir görüşme yaptığını ve kendilerinin Araplar arası anlaşmazlıklar karşısında resmi bir tavırlarının bulunmadığını söylediği, sonuçta da Kuveyt'in işgaline yeşil ışık yaktığı yolunda bir haber yayınlamıştır.