• Sonuç bulunamadı

II. KÖRFEZ SAVAŞLARI

1. Birinci Körfez Savaşı

1.3. Birinci Körfez Savaşının Sonuçları

ABD önderliğinde gerçekleştirilen müdahale ile Irak, işgal ettiği Kuveyt’ten

çekilmek zorunda kalmıştır. Geri çekilen Irak kuvvetlerini takip eden ABD kuvvetleri

iseIrak içlerine doğru ilerlemeye başlamıştır. Bu ilerleme sırasında aylarca mücadele

edebileceği iddia edilen Irak askerleri, çoğu yerde bir tek kurşun bile atmadan ABD

kuvvetlerine teslim olmuşlardır. Bu savaşın sonucunda Saddam Hüseyin’in sonunun

geldiğini düşünen ve daha önceki dönemde sindirilmiş olan Irak içindeki bazı guruplar,

ortaya çıkan durum üzerine iç muhalefet hareketini başlatmışlardır. Bağdat yakınlarına

kadar ilerleyen ABD kuvvetleri ise, Irak içinde ortaya çıkan durumun, Saddam

Hüseyin’in yönetimden uzaklaştırılmasının kendileri açısından daha da kötü bir durum

ortaya çıkaracağı gerekçesi ile ilerlemelerini durdurmuşlar ve geri çekilmeye

başlamışlardır.

Savaşın sürdüğü sırada ABD Başkanı Bush, Irak içinde çıkabilecek

karışıklıkların kendi işlerini daha da kolaylaştıracağını düşünerek, Irak’ta yaşayanların

“Diktatör Saddam Hüseyin idaresine karşı ayaklanmaları” yönünde açıklamalarda

bulunmuştur. Irak kuvvetlerinin geri çekilmeye başlaması sırasında, Saddam Hüseyin

yönetiminin sonunun geldiğini düşünen Irak’ın güneyinde yaşayan Şiiler ile Irak’ın

kuzeyinde yaşayan Kürt gurupları Irak yönetimine karşı harekete geçmişlerdir. Ancak

Bağdat yakınlarına kadar ilerleyen Amerikan kuvvetlerinin geri çekilmeye başlaması

sonucunda, Saddam Hüseyin, ayaklananlara karşı harekete geçmiştir. ABD Başkanı

Bush’un açıklaması sonucunda ayaklananlar, yine bu kişinin herhangi bir müdahalede

bulunmaması, hatta açıkça göz yumması sonucunda kısa bir süre içinde başarısız

olmuşlardır. Saddam Hüseyin kuvvetleri güney ve kuzeyde ayaklanan gurupları

sindirmiş, on binlerce kişinin ölümüne neden olmuştur. Bu olaylar sırasında güneyde

yaşayan Şiiler İran’a doğru, kuzeyde yaşayan Kürtler ise İran ve Türkiye sınırlarına

doğru kaçmak zorunda kalmışlardır.

Durumun bu hale gelmesi üzerine Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi

tarafından, Nisan 1991’de alınan 688 Sayılı Kararla, ağır coğrafî şartlarda ölümle burun

80

buruna yaşayan ve Irak’ın kuzeyinden kaçan bu mültecilere insanî yardım için

uluslararası ortam oluşturulmuştur. Bu insanlara Türkiye’nin büyük katkısı ile Kuzey

Irak’ta bir güvenlik şemsiyesi ve insanî yardım köprüsü kurulmuş ve evlerini terk eden

mülteciler, kısa sürede evlerine yerleştirilmiştir.

ABD önderliğinde teşkil edilen ve “Çekiç Güç” adını taşıyan askeri kuvvet

aracılığı ile Irak’ın kuzeyi kontrol altında tutulmaya başlanmıştır. Bir süre sonra ise,

Irak içinde bulunan bölgelerde Saddam Hüseyin’in etkisinin kırılması amacı ile 32.

paralelin güneyi ile 36. paralelin kuzeyi güvenli bölge olarak adlandırılmış ve bu

bölgelerde Saddam yönetiminin otoritesinin azaltılması yoluna gidilmiştir.

Belirlenen bu güvenli bölgelerde Irak’ın askeri ve idari otoritesi çok düşük

seviyeye indirilmiş, bu bölgelerde Irak hava kuvvetlerine ait uçakların uçuşu

yasaklanarak devamlı kontrol altında tutulmuştur. Bunun sonucunda ise, özellikle

Irak’ın kuzey kesiminde bulunan Kürtler daha da güçlenmiş ve günümüzde ortaya çıkan

yerel Kürt idaresinin temelleri atılmıştır.

Savaşın sonuçlarından bir diğeri ise, Kuveyt’in Irak tarafından işgali sırasında

Irak taraftarı bir politika izleyen Filistin Kurtuluş Örgütü’nün tavrı nedeniyle, savaş

sonrasındaki dönemde, Kuveyt’te yaşayan Filistinlilere karşı uygulanan şiddettir. Savaş

öncesi dönemde Kuveyt’te yaşayan altı yüz bin Filistinli’nin dört yüz binden fazlası

savaş sonrası dönemde bu ülkeden sınır dışı edilmiştir. Geri kalanların bir kısmı ise

tutuklanarak ağır işkencelere maruz bırakılmıştır.

Savaştan en fazla etkilenen ülkelerden birisi de Türkiye olmuştur. Savaşa

girmemesine rağmen Türkiye, artan petrol fiyatları, Irak’a yaptığı ihracatın kesilmesi,

sunduğu müteahhitlik hizmetlerinin kesilmesi nedeniyle büyük kayıplara uğramıştır.

Şüphesiz Körfez savaşından en zararlı çıkan ülke Türkiye oldu. Çünki 1984 te

küçük bir örgüt olan PKK 1988 de peşmergeler ile 1991 e kadar gücünü yeni katılım ve

bölgede kurduğu tehdit ile etkinliğini arttırdı.

Ocak 1991’de ABD önderliğinde gerçekleştirilen müdahale ile Irak, işgal ettiği

Kuvety’ten çekilmek zorunda kaldı. I. Körfez Savaşı adı verilen bu askeri harekat,

petrol fiyatlarını sıçratması, kara taşımacılığı, müteahhitlik hizmetleri ve ihracat

üzerindeki olumsuz etkileri nedeniyle Türkiye ekonomisini önemli kayıplara

uğratmıştır.

81

Körfez krizi sonrasında transit kara taşımacılığı ve ihracat faaliyetlerinin

büyük ölçüde sona ermesi nedeniyle, Türkiye’nin Güneydoğu Anadolu Bölgesi ile

Kuzey Irak arasındaki ticaret dibe vurmuştur. Geçimini sınır ticareti ve/veya tankerle

petrol nakline bağlayan bölge esnaf ve tüccarının önemli bir bölümü kepenk kapatmak

zorunda kalmıştır. Aynı şekilde bölgenin önemli ihracat kalemlerinden canlı hayvan

yetiştiriciliği de önemli bir darbe yemiştir.

Kerkük - Yumurtalık petrol boru hattının kapatılması bir yandan petrol

ithalatını güçleştirirken, bir yandan da petrol boru hattı gelirlerini ortadan kaldırmış,

savaş sonrasında da ekonomik ambargo nedeniyle Türkiye’nin bu gelirleri düşük

düzeylerde seyretmiştir.

Ekonomik ambargo nedeniyle Irak’ın kamu kesiminin yatırım harcamaları çok

sınırlanmış, bu durum Irak’ta inşaat ve taahhüt faaliyetleri yürüten Türk

müteahhitlerinin pazar kaybına yol açmıştır.

Bu sorunlara ek olarak, Irak’ın kuzeyinde oluşan otorite boşluğu Güneydoğu

sınırındaki risk ve tehditi artırmıştır. Türkiye’nin karşı önlemleri askeri harcama

kalemini sıçratmıştır.

Savaşın Güneydoğu ekonomisine göç, işyerlerinin kapanması ve işsizlik

şeklinde yansıyan olumsuz etkileri bir dizi ticari ve sosyal sorunu körüklemiştir.

Bölgede sanayi ve ticaret durma noktasına gelmiş, ihracat güçleşmiştir. Güneydoğu’da

duran yatırımlar, bölgenin geri kalmışlığını derinleştirmiş, batıya göçü hızlandırmış,

terörü besleyen bir faktör haline gelmiştir.

Bu savaşın Türkiye üzerindeki en önemli etkilerinden birisi de Türkiye'nin

Ortadoğu'daki etkinliğini sona erdirmesi oldu. Körfez savaşı öncesi bölgeye 13 milyar

dolarlık ihracat gerçekleşirken, olay sırasında 2 milyar dolarlık bir ihracat yapabildiı207