• Sonuç bulunamadı

119 İkiden fazla kategori olan değişkenler için hipotez;

Belgede BİLDİRİ KİTABI (sayfa 133-139)

H0: Gruplar arasında ortalamalar bakımından anlamlı fark yoktur. (µ1 µ2 µ3… µn) H1: Grupları arasında ortalamalar bakımından anlamlı fark vardır.

(µi’lerden en az birisi farklıdır.)

Şeklinde kurulur ve ANOVA (Analysis of Variance) ile test edilir.

Kategorik değişkenlerin kategorileri grup olarak değerlendirilmiş ve 5 faktör kişilik ortalama değerleri bakımından farklılık olup olmadığına ilişkin hipotez testi sonuçları aşağıda gösterilmiştir.

Hipotez Testlerinin Sonuçları

Tablo 6: Profil Değişkenlerinin Gruplar Arası Farklılık Hipotez Testi Sonuçları

İki kategorili değişkenler için ortalamalar arasındaki fark için iki ortalama farkına ilişkin test yapılmış, 2 den fazla kategorisi olan değişkenler için One-Way ANOVA testiyle ortalamalar arasında fark olup olmadığı varsa farklılığın hangi kategoriden kaynaklandığı araştırılmıştır. Öğrenim durumu değişkeninin 5 faktör kişilik değişkenlerinin her biriyle kategorileri bakımından istatistiksel olarak % 95 güven düzeyinde anlamlı fark olduğu duygusal denge kontrolünde ortaöğretim öncesi ile ortaöğretim ve ön lisans mezunlarından kaynaklandığı tespit edilmiştir.

Cinsiyet değişkeninin dışadönüklük ortalamaları bakımından erkek ve kadınlarda farklılık göstermediği diğer değişkenlerde % 95 güvenle farklılaştığı istatistiksel olarak kanıtlanmıştır. Yaş gruplarına göre 5 faktör kişilik değişkenleri incelendiğinde ise genç yaş grubu olarak ifade edilen yaş grubu ile 25+ yaş grubunun duygusal denge kontrolü bakımından farklılaştığı görülmüştür. Mesleği olanlar ile olmayanların 5 faktör kişilik değişkenlerinin ortalamaları bakımında tümünde farklılık gösterdiği gözlemlenmiştir

Gruplar arasında istatistiksel olarak anlamlı fark olması 5 faktör kişilik değerleriyle danışanların profil bilgileri arasında ilişki olabileceğine işaret eder. Bu kapsamda değişkenler arasındaki ilişkiler kategorik değişkenlerle sürekli değişkenler arasındaki ilişkileri inceleyen Eta İlişki Katsayısıyla ilişkinin ölçüsü bulunarak ölçüye göre ilişkinin yokluğuna, varsa gücüne karar verilecektir.

4.3. Danışan Profillerinin 5 Faktör Kişilik Sonuçlarına Göre İlişkilerin Araştırılması

Çalışma kapsamında kullanılan değişkenlerden kategorik değişkenlerle 5 faktör kişilik testi sonuçları ortalamaları arasındaki ilişkiyi ölçmede Eta ilişki ölçüsü kullanılmıştır.

( ) X Tüm veri setinin ortalaması

Değişken Grup Hipotez Duygusal Denge Kontrolü Dışadönüklük Açıklık Uyumluluk Sorumluluk

p-değeri sonuç değeri p- sonuç değeri p- sonuç değeri p- sonuç değeri p- sonuç Cinsiyet Erkek H0: Fark yoktur ,000 P<0,05 Ho Red edilir. ,316* P>0,05 H0 Red edileme di. ,000 P<0,05 H

0 Red edilir. ,000 P<0,05 H0 Red edilir. ,010 P<0,05 H0 Red edilir. Kadın H1: Fark Vardır Öğrenim Durumu Ortaöğretim öncesi Hyoktur 0: Fark

,000 P<0,05 Ho Red edilir. ,000 P<0,05 H0 Red

edilir. ,000 P<0,05 H0 Red edilir. ,000 P<0,05 H0 Red edilir. ,000 P<0,05 H0 Red edilir. Orta Öğretim ve Ön Lisans H1: Fark Vardır Lisansüstü Yaş Grubu 15-24 H0: Fark yoktur ,000 P<0,05 Ho Red edilir. ,053* P>0,05 H0 Red edileme di. ,157* P>0,05 H0 Red edilemedi. ,053* P>0,05 H0 Red edilemedi. ,057* P>0,05 H0 Red edilemedi. 25+ H1: Fark Vardır Meslek Durumu

Mesleği Var H0: Fark yoktur

,000 P<0,05 Ho Red edilir. ,000 P<0,05 H0 Red

edilir. ,000 P<0,05 H0 Red edilir. ,000 P<0,05 H0 Red edilir. ,000 P<0,05 H0 Red edilir. Mesleği Yok H1: Fark

Vardır

𝐄𝐄𝐄𝐄𝐄𝐄 𝑛𝑛𝑛𝑛

𝑗𝑗

(

𝑘𝑘

− )

2 𝑘𝑘=1

𝑁𝑁 (

𝑁𝑁 𝑙𝑙

− )

2 𝑙𝑙=1

120

N Tüm veri setindeki birey sayısı

formülüyle hesaplanır ve 0 ile 1 aralığında değişir, 0 ilişkinin hiç olmadığını 1 ise tam ilişki olduğunu ifade eder. Sosyal araştırmacılar ve teorik araştırmalar yapanlara göre farklılık gösteren ilişki kabul ölçütleri vardır. Araştırmacıya ve araştırma alanına göre sübjektiflik gösteren bu ölçütlerin sosyal alanlarda kullanılan genel kabul görmüş olan seviyeleri çalışmamızda yer alacaktır.Değişik bilim dalları korelasyon katsayısı değerlerinin değişik olarak açıklamasını kabul etmektedirler. Örneğin çok dakik ölçüm aletleri ile ortaya çıkarılan ölçüler arasında bulunan 0,9 korelasyon değerinin çok düşük olduğu kabul edilebilir; halbuki aynı katsayı değeri bir sosyal bilimci veya iktisatçı tarafından çok yüksek olarak kabul edilmektedir.1

Sosyal Araştırmalarda Genel Olarak Kullanılan İlişki Güç Tablosu;

Tablo 7: İlişki Güç Tablosu

Danışan Profilleriyle 5 Faktör Kişilik Değişkenleri Arasındaki İlişkiler

Tablo 8: Faktörler Arası İlişki Ölçü ve Derece Tablosu

Danışan profillerinden cinsiyet, öğrenim durumu, yaş grubu ve meslek durumu ile 5 faktör kişilik değişkenleri arasındaki ilişkiler Eta ile araştırılmış ve ilişki ölçüleri yukarıdaki güç tablosuna göre değerlendirilerek ilişkinin olup olmadığına, ilişki varsa gücüne karar verilmiştir. Değişkenlerin tamamının zayıf da olsa 5 faktör kişilik değişkenleriyle ilişkili olduğu gözlenmiştir. Cinsiyet ile dışadönüklük arasındaki ilişki ve yaş grubu ile duygusal denge kontrolü dışındaki tüm değişkenlerle arasındaki ilişki anlamlı fark olmadığından göz ardı edilebilir. Meslek durumu ile duygusal denge kontrolü arasında orta dereceli (% 46,3’lük) ilişki tespit edilmiştir. Mesleği olmayan ve bir meslek sahibi olan danışanlara yaklaşımın (danışmanlık hizmetlerinin) farklılaştırılması konusunda güçlü kanıt olarak kabul edilebilir. Diğer ilişkiler ise hizmetin farklılaştırılabileceğini zayıf bir ilişkiyle kanıtlar.

Değişken

Duygusal Denge Kontrolü Dışadönüklük Açıklık Uyumluluk Sorumluluk

İlişki

Ölçüsü Sonuç Ölçüsü İlişki Sonuç Ölçüsü İlişki Sonuç Ölçüsü İlişki Sonuç Ölçüsü İlişki Sonuç

Cinsiyet ,159 Zayıf İlişki ,111 Zayıf İlişki ,159 Zayıf İlişki ,162 Zayıf İlişki ,130 Zayıf İlişki

Öğrenim

Durumu ,150 Zayıf İlişki ,119 Zayıf İlişki ,151 Zayıf İlişki ,134 Zayıf İlişki ,127 Zayıf İlişki

Yaş Grubu ,152 Zayıf İlişki ,122 Zayıf İlişki ,110 Zayıf İlişki ,120 Zayıf İlişki ,123 Zayıf İlişki

Meslek

Durumu ,463 Orta Dereceli İlişki ,188 Zayıf İlişki ,158 Zayıf İlişki ,150 Zayıf İlişki ,191 Zayıf İlişki

7.Cohen, J. (1988). Statistical poweranalysisforthebehavioralsciences (2nd ed.) Hillsdale, NJ: Lawrence ErlbaumAssociates. Korelasyon Mutlak (oran)

İlişki Yok 0-0,09

Düşük 0,10 ile 0,29

Orta derecede 0,30 ile 0,49

121

Duygusal Denge Kontrolü, Dışadönüklük, Açıklık, Uyumluluk, Sorumluluk değişkenlerinin kendi aralarındaki korelasyonlar araştırılmış ve aşağıdaki korelasyon matrisi oluşturulmuştur.

Tablo 9: Beş Faktör Kişilik Testi Ortalamaları Arasındaki Korelasyon Matrisi

Korelasyon Matrisi

Duygusal Denge Kontrolü

Dışadönüklük Açıklık Uyumluluk Sorumluluk

Duygusal Denge Kontrolü 1,00 -0,34 -0,14 -0,22 -0,45 Dışadönüklük * 1,00 0,44 0,18 0,43 Açıklık * * 1,00 0,27 0,32 Uyumluluk * * * 1,00 0,39 Sorumluluk * * * * 1,00

5 Faktör İlişki Grafiği

Şekil 5: Beş Faktör İlişki Grafiği

Beş faktör kişilik envanter testi ortalamalarına ilişkin pearson korelasyon katsayıları hesaplanmış ve ilişkiler grafikle gösterilmiştir. Güçlü ilişkiler kalın çizgilerle, zayıf ilişkiler ince çizgilerle, aynı yönlü ilişkiler mavi renkte ve ters yönlü ilişkiler kırmızı renkte gösterilmiştir. Duygusal denge kontrolü ile sorumluluk arasında orta derecede ters yönlü bir doğrusal ilişki vardır. Yani duygusal denge kontrolünü sağlayabilen bireyler aynı zamanda sorumluluk duygusu gelişmiş bireylerdir. Dışadönüklük faktörü ile açıklık faktörü arasında orta dereceli aynı yönlü ilişki vardır. Yani dışadönük (sosyal ilişkileri güçlü) bireyler aynı zamanda açıklığı yüksek (yeniliklere ve gelişmelere açık) bireylerdir.

Beş faktör kişilik testi sonuçlarının birbirleriyle olan ilişkilerini ifade eden grafiğe göre dışa dönük ( birlikte çalışmayı seven, insani ilişkileri yüksek) bireylerin aynı zamanda sorumluluk sahibi olduğu (verilen hedeflere kararlılıkla ulaşmaya çabalayan) bir profil ortaya çıkmaktadır.

5. SONUÇ, DEĞERLENDİRME ve ÖNERİLER

 Çalışmada, Mesleki Yönelim Bataryası uygulanan bireylerin rastgele seçilmesi, gönüllülük esasına dayanarak doldurulması ve Türkiye geneline yayılması (homojenlik açısından) büyük önem arz etmektedir.

 Mesleki Yönelim Bataryası Uygulamasının son testi olan kişilik envanter testini tamamlayanların oranı incelendiğinde mezuniyet durumu değişkeninin 2. kategorisi olan Ortaöğretim ve Ön lisans mezunlarının testi tamamlama oranlarındaki yükseklikle 5 faktör kişilik boyutlarından sorumluluk değişkeninin ortalamalarındaki yüksekliğin benzerliği dikkat çekmektedir. Bir başka deyişle sorumluluk sahibi bireylerin bu tutumu testi tamamlama oranlarına yansımaktadır.

 Mesleki Yönelim Bataryasını danışanların online uygulayabileceği bir ortam hazırlanmasının uygulama sayısını artıracağı dolayısıyla veri havuzunu genişleteceği düşünülmektedir.

 5 faktör kişilik boyutlarının ortalamalar bakımından çizilen radar grafiklerinde gruplar arası farklılıklar gözlenmiş ve bu gözlemler gruplar arası farklılığı araştıran hipotezlerle desteklenmiştir.

 Profil değişkenlerinin dışadönüklük, açıklık, uyumluluk, sorumluluk boyutlarının ortalamaları bakımından 3’ün üzerinde olduğu, duygusal denge kontrolsüzlüğünü ifade eden nevrotizm boyutunda ise 3’ün altında olduğu gözlenmiştir.

 Elde edilen birçok bulguya göre iş ve meslek hayatında önemli yere sahip olan kişisel eğilimler kişilerin profillerine göre farklılık göstermekte ve bu farklılıkların hizmet sunumunda dikkate alınmasının daha etkin danışmanlık faaliyeti yürütülmesinde, danışmanların danışanını daha iyi tanımasında faydalı olacağı düşünülmektedir.

 Öğrenim durumu değişkeninin 5 faktör kişilik değişkenlerinin her biriyle kategorileri bakımından istatistiksel olarak % 95 güven düzeyinde anlamlı fark olduğu, farklılığın kişilik boyutlarına göre kaynağının değiştiği gözlenmiştir. Cinsiyet Değişkeninin

1 Dışadönüklük 2 5 Açıklık 3 4 Sorumluluk Uyumluluk Duygusal Denge Kontrolü

122

dışadönüklük ortalamaları bakımından erkek ve kadınlarda farklılık göstermediği diğer değişkenlerde % 95 güvenle farklılaştığı istatistiksel olarak kanıtlanmıştır. Yaş gruplarına göre 5 faktör kişilik değişkenleri incelendiğinde ise genç yaş grubu olarak ifade edilen yaş grubu ile 25+ yaş grubunun duygusal denge kontrolü bakımından farklılaştığı görülmüştür. Mesleği olanlar ile olmayanların 5 faktör kişilik değişkenlerinin ortalamaları bakımında tümünde farklılık gösterdiği gözlemlenmiştir. Buradan hareketle meslek yönlendirme konusundaki danışmanlık faaliyetinin farklılığın gözlendiği değişkenlerde farklılaşmayı sağlayan kişilik boyutları dikkate alınarak yapılması kalıcı istihdam için etkinliğin artmasına katkı sağlayacaktır.

 Özellikle duygusal denge kontrolü ile mesleği olup olmaması arasında bulunan % 44 lük orta dereceli ilişki önemli bir bilgiyi sunmaktadır. Danışmanlık faaliyetleri kapsamında mesleği olmayan danışanlara olan yaklaşımın farklı olması gerektiğine bir işaret olarak yorumlanmıştır. Örneğin mesleği olmayan danışanlara verilecek hizmetler için danışmanların özelleştirilmesi (PDR mezunu veya eğitimi almış) sağlanabilir.

 Mesleki Yönelim Bataryasının Tüm adaylara uygulanması mümkün olmadığından profil temelli elde edilen bulgular benzer profillere sahip danışanlarla eylem planı hazırlama ve danışmanlık faaliyetleri kapsamında faydalanılması hususunda bir ara yüz tasarlanmalı veya var olan sistemlere (İMD Benim Sayfama) entegre edilmelidir.

 Profil temelli yaklaşımla danışmanlık hizmetinin verilmesi danışanların etkin bir şekilde işlere ve kurslara yönlendirilerek işe giriş çıkışlardaki sirkülâsyonu azaltacağı ve uzun süreli işsizlik kavramının hafızalardan silineceği düşünülmektedir.

 Çalışma Mesleki Yönelim Bataryası uygulama sayısı arttıkça tekrar edilerek bulgular danışmanlık faaliyeti kapsamında kullanılmalıdır.

 Çalışmanın kapsamının farklı değişkenler (danışanın işe giriş çıkış sayıları, daha önce çalışıp çalışmadığı vs.) eklenerek genişletilmesi; işgücü piyasasını risk temelli kavramada önemli katkılar sunabilir. Örneğin işini kaybetme riski yüksek olanlar için eylem planları hazırlama, uzun süreli işsizlik için profil temelli tespitler büyük önem arz etmektedir.

 Profil temelli danışmanlık hizmeti sunan iyi ülke örnekleri ile Türkiye’nin danışan profiline göre 5 faktör kişilik boyutlarından elde edilen bilgiler birleştirilerek farklı profile sahip bireylere sunulacak danışmanlık faaliyetleri için farklı modeller geliştirilebilir. Dünya Bankasının Türkiye için çalışmaya başladığı profil temelli risk değerlendirmesine mesleki kişilik profilleri de eklenerek etkin politika aracı geliştirilmesi mümkün olacaktır.

 Profil temelli danışmanlık hizmeti kapsamında öğrencilerin mesleki kişiliğini geliştirecek ve yeteneklerini ön plana çıkaracak ders içerikleri hazırlanmalıdır.

 Mesleği olmayan veya mesleğini değiştirmek isteyen danışanlara aktif işgücü programları çerçevesinde meslek kursları verilmektedir. Aktif işgücü programları yönetmeliği madde 98’e göre İŞKUR’ un kurs içeriğinin % 15 ‘ini düzenleme yetkisi bulunmaktadır. Bu yetkiden hareketle mesleki kurslara yönlendirilen danışanlara profil temelli kişisel gelişim eğitimleri verilmesini teşvik etmek işe yerleştirmede etkinliği artıracaktır.

KAYNAKÇA

1. Anscombe, Francis J. (1973); Graphs in statistical analysis; American Statistician, C.27 say. 17-21.

2. Cirhinlioğlu, Zafer; (1996); Meslekler ve Sosyoloji s.9,26

3. Cohen, J. ; (1988); Statistical power analysis for the behavioral sciences (2nd ed.) Hillsdale, NJ: Lawrence ErlbaumAssociates

4. Diener T.; Short History of Work ( a worksheet arranged by Thomas Diener for a euroguidance seminar in Prague)

5. Doğan, T.; Beş Faktör Kişilik Özellikleri ve Öznel İyi Oluş; Doğuş Üniversitesi Dergisi; 14 (1) 2013, syf.56-64 6. Goldberg, L. R.; (1993); The structure of phenotypic personality traits; American Psychologist; 48, 26-34.

7. İstanbul Aydın Üniversitesi; Meslekler Rehberi; s.3

8. Kalaycı, Şeref; (2008); SPSS Uygulamalı Çok Değişkenli İstatistik Teknikleri; say.118-119,131-140

9. Miles, J.&Banyard, P.; (2007); Understanding and using statistics in psychology: a practical introduction; Sage 25.

10. Saulsman, L. M. &Page, A. C. (2004). The five-factor model and personality disorder empirical literature: A meta-analytic review. Clinical Psychology Review, 23, 1055-1085.

11. The World Bank; (Mart 2014); Social Protection and Labor Global Practice Raporu

12. The World Bank; (Haziran 2014); Social Protection and Labor Global Practice Raporu

13. Yeldan E., Taşçı K., Voyvoda E., ÖZSAN M. (2008). Orta gelir tuzağından çıkış: Hangi Türkiye?

123

ÜNİVERSİTE ÖĞRENCİSİ GENÇLERİN OKULDAN İŞE GEÇİŞİNİ DESTEKLEYEN KARİYER KARNESİ UYGULAMASI: AMASYA İLİ ÖRNEĞİ

Nazan Kahraman1

Sinan Keten2 Esra Arslan3

ÖZET

Bu çalışma, Amasya Üniversitesi öğrencileri olarak gençlerin eğitimleri sırasında, mesleğin ve işgücü piyasasının gerektirdiği nitelikleri kazandırarak yetkinliklerinin ve dolayısıyla istihdam edilebilirliklerinin artırılması amacıyla yapılmıştır. Çalışmanın temel faaliyeti, mesleğin gerektirdiği niteliklerle öğrencinin sahip olduğu yeterlilikleri eşleştirme ve arada kalan boşluklarda müdahale araçları geliştirmedir. Modern dünyanın sayısız imkânlarına rağmen gençler, eğitim-öğretim ve istihdama erişimde sorunlar yaşamakta ve işsizlikten en çok etkilenen kesim olarak toplumsal hayatta yeterince aktif rol alamamaktadır. Gençler, mesleki eğitim veya yükseköğretim sonrası tecrübesizlik nedeniyle işverenler tarafından tercih edilmemekte; işgücü piyasasının ihtiyaç duyduğu niteliklere sahip olmama, iş arama becerileri konusunda yetersizlik/eksiklik gibi birçok konuyla ilişkili olarak okuldan işe geçişte çok ciddi sorunlarla karşılaşmaktadırlar. Gençlerin işgücü piyasasında sürdürülebilir olmalarını sağlamak için geliştirilecek politika ve stratejilerin zamanlaması çok önemlidir ve bu okuldan işe geçmeden uygulanmalıdır. Bir başka ifadeyle gençlerin işgücü piyasasının “cesareti kırılmış” bireyleri olmalarının önüne geçilmelidir. Çünkü bireyleri işgücü piyasasının dışına itebilen böylesi bir durum, hem bireysel hem de kurumsal çabaları verimsiz kılabilmekte ve bu bireyleri tekrar işgücü piyasası ve istihdama adapte etmeyi imkânsız hale getirebilmektedir. Dolayısıyla bir taraftan gençleri eğitimleri esnasında işgücü piyasası ile tanıştırmak, diğer taraftan işgücü piyasasının aktörlerini sürece dâhil etmek oldukça önemlidir.

Diğer taraftan çok sayıda değişkenin belirleyici olduğu bir sürecin ardından mesleğini seçerek/seçtiği varsayılarak öğrenime başlayan gençler, üniversite sürecini kariyer gelişimleri için katma değeri yüksek bir çıktıya dönüştürememektedirler.

Tüm bunlar göz önüne alınarak gençlerin işgücü piyasası ve istihdamda sürdürülebilir olmaları için geliştirilecek danışmanlık araçlarının işgücü piyasasının tüm aktörlerini sürece dahil ederek ve gençleri merkeze alarak belirlenmesi gerekir.

Bu doğrultuda çalışmada öncelikle öğrencilerin ilgi, yetenek, kişilik özellikleri ve değerlerinin ölçülmesi için Teknoloji Fakültesi Elektrik Elektronik ve Makine Mühendisliği bölümleri ile Teknik Bilimler Meslek Yüksekokulu Elektrik ve Makine bölümlerinde eğitim gören 241 öğrenciye Holland’ın Mesleki Tercih Envanteri uygulanmıştır.

Diğer taraftan söz konusu mesleklere ilişkin olarak mesleğin özellikleri, gerektirdiği nitelikler, bulunduğu sektörün Amasya ve Türkiye’deki genel görünümü, istihdam durumu (Türkiye ve Amasya’da) ve Amasya’da bu meslekte kaç kişi hangi işyerlerinde ve hangi unvan ile istihdam edilmektedir başlıklarından oluşan masa başı araştırma yapılmıştır.

Çalışmanın ikinci bölümünde ise önce öğrencilerin eğitim süreleri boyunca yararlanacakları eğitim dönemi merkezli karneler oluşturulmuş, kurumsal (İŞKUR, Üniversite, İşveren) ve öğrenci bazlı müdahale araçları belirlenerek her eğitim dönemi sürecinde tarafların rolü ve etkisi tespit edilmiştir.

Anahtar Kelimeler: İlgi envanteri, mesleki tercih, iş ve meslek danışmanlığı, kişilik tipleri GİRİŞ

Modern dünyanın sayısız imkânlarına rağmen gençler, eğitim-öğretim ve istihdama erişimde sorunlar yaşamakta ve işsizlikten en çok etkilenen kesim olarak toplumsal hayatta yeterince aktif rol alamamaktadır. Gençler, mesleki eğitim veya yükseköğretim sonrası tecrübesizlik nedeniyle işverenler tarafından tercih edilmemekte; işgücü piyasasının ihtiyaç duyduğu niteliklere sahip olmama, iş arama becerileri konusunda yetersizlik/eksiklik gibi birçok konuyla ilişkili olarak okuldan işe geçişte çok ciddi sorunlarla karşılaşmaktadırlar. Dolayısıyla genç nüfusa yönelik politika ve stratejiler, onların toplumsal hayatta ve çalışma hayatında daha fazla yer alabilmeleri ve ülke ekonomisine girdi sağlamada belirgini bir rol üstlenebilmelerini amaçlamalıdır.

Gençlerin işgücü piyasası ve istihdama girişlerini destekleyen politikalar ve stratejiler genellikle sorunu iki boyutlu olarak ele almakta ve bir tarafa eğitim yerleştirerek, işgücü piyasasının ihtiyaç duyduğu nitelikteki gençlerin yetiştirilmesine odaklanmakta, diğer tarafa ise eğitimli gençler için iyi işler üreten bir işgücü piyasasına odaklanmaktadır (Dünya Bankası, 2008). Diğer taraftan sorunun her iki tarafını da kapsıyor gibi görünen bu bakış açısı, gençlerin daha iyi fırsatlar tanınarak işgücü piyasasına başarılı bir şekilde geçiş yapmalarını sağlamakta yetersiz kalabilir. Çünkü gerek ülkemizde gerekse de dünyada genç işsizliğinin yoksulluktan kayıtdışılığa, ayrımcılıktan sosyal dışlanmaya kadar oldukça fazla nedeni vardır.

Dolayısıyla gençlerin hem işgücü piyasasına kolay girmeleri ve işgücü piyasasında sürdürülebilir olmalarını sağlamak için geliştirilecek/uygulanacak politika ve stratejilerin zamanlaması çok önemlidir. Bir başka ifadeyle bu tedbirler, eğitim esnasında okulda başlamalı ve gençlerin işgücü piyasasının “cesareti kırılmış” bireyleri olmalarının önüne geçilmelidir. Çünkü bireyleri işgücü piyasasının dışına itebilen böylesi bir durum, hem bireysel hem de kurumsal çabaları verimsiz kılabilmekte ve bu bireyleri tekrar işgücü piyasası ve istihdama adapte etmeyi imkânsız hale getirebilmektedir. Dolayısıyla bir taraftan gençleri eğitimleri esnasında işgücü piyasası ile tanıştırmak, diğer taraftan işgücü piyasasının aktörlerini sürece dâhil etmek oldukça önemlidir.

1 Amasya Çalışma ve İş Kurumu İl Müdürlüğü nazan.kahraman@iskur.gov.tr 2 Amasya Çalışma ve İş Kurumu İl Müdürlüğü, sinan.keten@iskur.gov.tr 3 Amasya Çalışma ve İş Kurumu İl Müdürlüğü, esra.arslan@iskur.gov.tr

124

Ülkemizde 2013 yılı verilerine göre 15-24 yaş grubunun toplam nüfus içindeki payı, %16,6’dır4 ve Avrupa Birliği üyesi ülkeler ile kıyaslandığında Türkiye, en fazla genç nüfusa sahip ülkedir. Fakat mevcut durumuyla genç nüfusa sahip olsa da Türkiye’nin giderek yaşlanmakta olan bir ülke olduğunu da belirtmek gerekir (TÜİK, 2014).

Yakın dönem Kalkınma Planında da değinildiği gibi (DPT, Onuncu Kalkınma Planı 2014-2018:17) gençlerin işgücüne katılımının düşüklüğü, genç işsizliğinin yüksek olması ve gençlerin işgücü piyasasının gerektirdiği niteliklere sahip olmaması ülkemiz için önemli bir mesele olmaya devam etmektedir.

Gençlerin işgücü piyasasındaki durumlarına5 yakından bakmak gerekirse, TR83’de işgücüne dâhil olmayan 978.000 kişinin 233.000’i gençlerden (15-24)6oluşmaktadır. Bölgedeki genel işsizlik oranı % 6,5 iken genç işsizlik oranı %16,3’tür. Çalışmanın yapıldığı Amasya ilinde genç işsizliği ise bölge (16,3) ve ülke7 (18,7) verilerinden oldukça iyi durumda, % 6,6 oranındadır (TÜİK, 2014).

Dolayısıyla gençlerin işgücü piyasası ve (kayıtlı) istihdamda sürdürülebilir olmaları, bir diğer ifadeyle işgücü piyasası ve istihdamda gücünü ve varlığını korumalarına destek olmak gerekir. Tam da bu noktada iş ve meslek danışmanlığından söz etmek gerekir. Çünkü iş ve meslek danışmanlığının amacı, bireylerin (gençlerin), kendilerini, iş dünyasını ve meslekleri tanımalarına; işgücü piyasası hakkında bilgi sahibi olmalarına yardımcı olmaktır.

Araştırmanın metodolojisine geçmeden önce çalışmanın yapıldığı Amasya Üniversitesinin öğrenci sayısı hakkında bilgi vermek faydalı olacaktır. İlimizin tek üniversitesi olan Amasya Üniversitesinde 13.500 öğrenci öğrenim görmekte olup, üniversite yıllık ortalama 3.500 öğrenciyi mezun etmektedir. Ayrıca teknik bilimlerde öğrenim gören öğrenci sayısı ise 1.700 civarındadır.

1. ARAŞTIRMANIN AMACI VE METODOLOJİSİ

Bu çalışma, üniversite öğrencileri olarak gençlerin eğitimleri sırasında, mesleğin ve işgücü piyasasının gerektirdiği nitelikleri kazandırarak yetkinliklerinin ve dolayısıyla istihdam edilebilirliklerinin artırılması amacıyla yapılmıştır. Bunun için bir taraftan öğrencilerin John Holland’ın mesleki tercih envanteri8 kullanılarak bireylerin kişilik özellikleri incelenmiş, diğer taraftan seçtikleri ve öğrenimi aldıkları

Belgede BİLDİRİ KİTABI (sayfa 133-139)