• Sonuç bulunamadı

DANIŞMANLIK FAALİYETLERİNDE PROFİL TEMELLİ YAKLAŞIM GELİŞTİRİLMESİ

Belgede BİLDİRİ KİTABI (sayfa 127-132)

Sosyal Girişimci

DANIŞMANLIK FAALİYETLERİNDE PROFİL TEMELLİ YAKLAŞIM GELİŞTİRİLMESİ

Mustafa IŞIK3 Emrah Akın AYAN 4

ÖZET

Bireylerin, mesleksizlik ve yanlış meslek seçimi problemi, etkisini dünyaya benzer şekilde ülkemizde de her geçen gün daha çok hissettirmektedir. Ekonomistler tarafından orta gelir tuzağında yer aldığı ifade edilen Türkiye’nin bu sıkışıklıktan kurtulabilmesi için tüm çevrelere çeşitli sorumluluklar düşmekle birlikte istihdamı kolaylaştırmak, korumak, geliştirmek ve çeşitlendirmek misyonunu üstlenen İŞKUR’un (Türkiye İş Kurumu) sorumluluk seviyesi üst sıralarda yer almaktadır. Orta gelir tuzağının ülkemiz üzerindeki etkisini hafifletebilmek için İŞKUR’un alternatif bir bakış açısı geliştirmesi zorunluluğunun ortaya çıkmasıyla birlikte kalıcı istihdamı teşvik etmek için kişiyi doğru işe yönlendirmek kadar kişiye uygun mesleği önermenin de önemi anlaşılmıştır. İŞKUR’un aktif işgücü programları kapsamında temel faaliyetlerinden biri olan mesleki eğitim kursları, istihdamın korunmasında ve işsizliğin azaltılmasında önemli rol oynamaktadır.

Bu çalışma;

 Kişinin mesleki eğitim planlaması aşamasında doğru mesleki kurslara yönlendirilmesi,

 Mesleği olmayan ve mevcut mesleğini değiştirmek isteyen bireylere kişilik ve yeteneklerine uygun işlere yönlendirilmesi,

gibi danışmanlık faaliyetlerinin uygulanmasında; kişilerin tutum ve davranışlarını dikkate alarak hizmet sunulmasına katkı sağlamak amacıyla yapılmıştır.

Çalışma için bireylerin mesleki eğilim, genel yetenek ve mesleki kişilik özelliklerini belirleyen Mesleki Yönelim Test Bataryası’ndan faydalanılmıştır. İş ve Meslek Danışmanlarınca 01.01.2012 - 15.10.2014 tarihleri aralığında mesleği olmayan ve mesleğini değiştirmeyi düşünen 7177 kişiye uygulanan mesleki yönelim test bataryasına ilişkin sonuçlardan, mesleki kişilik envanter testini yanıtlayan 5807 sonuç ile bu bireylerin kişisel bilgileri ve eğitim bilgileri arasındaki ilişkiler araştırılmıştır.

Testi yanıtlayanların Türkiye geneline dağılması ve İŞKUR’a kayıtlı işsizler olması veya yeni iş arayanlardan oluşması, örneklem çapı geniş bir araştırma sonucu olarak önem arz etmektedir. Araştırma kapsamında danışanların kişisel bilgileri ile mesleki kişilik envanter sonuçları arasındaki ilişkiler istatistiksel tekniklerden Eta katsayısı kullanılarak test edilmiş ayrıca, sonuçlar, betimsel istatistiklerle desteklenerek politik uygulamalar açısından değerlendirilmiştir. Araştırmada istatistiksel testler için SPSS15.0 ve Excel2010 programları kullanılmıştır.

Ulaşılan bilgiler sonucunda, danışmanlık faaliyetlerinin hedef kitlenin kişisel özellikleri dikkate alınarak sunulması ve mesleki eğitim kurs içeriklerinin kişisel gelişim eğitimleriyle desteklenmesi yönünde politikalar önerilmiştir.

Anahtar Kelimeler: Mesleki Yönelim Test Bataryası, Eta Katsayısı, Mesleki Eğitim Kursu, Aktif İşgücü Programları

1. GİRİŞ

Bireyin çalışmasının önemi ile ilgili olarak; “Çalışma, doğanın anasıdır; mutlak bir dinlenme ölüm demektir” demiştir, Pascal. Sadece bu sözden yola çıkarak bile, çalışmak eyleminin kişi için yoksulluktan kurtulmak, yani para kazanmaktan çok daha fazla bir anlam ifade ettiğini, bireyin sosyal hayatı ile direkt bağlantılı olduğunu söyleyebiliriz. Fakat bu değer, geçmişten gelen bir gelenek olmayıp tarih boyunca elde edilen kazanımların bir sonucudur ve muhakkak ki gün geçtikçe daha farklı değerler olarak ifade edilecektir.

Geçmişten günümüze doğru bir yolculuğa çıktığımızda çalışmanın insanlar için tarih boyunca farklı anlamlar ifade ettiğini ve her çağın, bir önceki çağdaki çalışma algısına farklı bir bakış açısı geliştirdiğini görebiliriz. Örneğin, ilkçağda, çalışma eylemini sadece hayatta kalmanın bir gereği olarak düşünen insanlar, ortaçağda bu eylemi insanları sınıfsal olarak ayıran bir olgu gözüyle bakmışlardır. Günümüzde ise çalışmak eylemi sadece tek bir bakış açısıyla ifade edilemeyecek kadar karmaşık bir yapıya sahip olup, bireyin ve çevresinin bilgisini, kültürünü, dilini ve geleneklerini etkileyen, özetle bireyin yaşam tarzını belirleyen bir terimi ifade etmektedir.5 Bu yüzden günümüz bakış açısıyla bireyin çalışmasını sadece bir mesleği icra etmesi olarak düşünmek yanlış değerlendirmelere sebep olabilir. Özellikle, mesleki rehberlik sürecinde, herhangi bir mesleği olmayan veya mevcut mesleğini değiştirmek isteyen bireylere uygun mesleği belirlemeye çalışırken bireyin çok boyutlu değerlendirilmemesi, gelecekte mesleğinde uzmanlaşamayan (profesyonelleşemeyen) belki bir açıdan yanlış meslek seçmiş kişiler olarak adlandırılabilecek bireyler oluşumuna katkı sağlayabilir. Bu durum, çalışan başına üretime negatif yönlü bir etki yapabilir, yani daha çok insanın daha az üretmesine katkıda bulunabilir.

Küçük Oxford Sözlüğü, “profes” sözcüğünün ilk anlamının dinsel bir kökten geldiğini ve “dinsel düzen adına yemin etmeyi” dile getirdiğini bize bildiriyor. 1675 yılından itibaren, sözcük, dinsel anlamını yitirmiş ve “yeteri kadar nitelikli olma anlamına gelmeye başlamış”. Bu anlamda, “profesyon” (ya da bir meslek), herhangi bir konuyu açık bir şekilde ortaya koyma anlamına geldi. Dolayısıyla, bir meslek (profession), bu mesleğe girmek isteyen bir kişinin işi iyi bildiğini ve gerekli niteliklere sahip olduğunu ifade etme (profess) anlamını taşımaya başladı. Bir öğrenme süreciyle elde edilen meslek (vocation), uygulamada diğer insanların işlerini halletmek için dile getirilen bilgiyi ya da bu bilgi üzerine kurulu bir sanatı ifade etti. Özellikle üç bilge meslek için kullanıldı; din, hukuk ve tıp; bazen de askeriye için. “Profesyonel” sıfatı işte böyle bir geçmişten günümüze gelerek günümüzdeki anlamını aldı.6

Meslek seçmek; yaşam tarzını, yaşam koşullarını seçmektir. Bu noktada önemli olan doğru ve isabetli bir seçim yapabilmektir. Her insanın farklı kişiliklere, benliklere, kabiliyetlere ve ilgi alanlarına sahip olduğu şüphesiz bir gerçektir. İnsanlardaki bu farklılıkların, onların iş ve meslek seçimini yönlendirdiği de çok eskiden beri bilinen bir başka konudur. Bu bilgilerin ifade ettiği şey özetle; fertlerin,

3 İstihdam Uzman Yardımcısı, Türkiye İş Kurumu Genel Müdürlüğü İş ve Meslek Danışmanlığı Dairesi Başkanlığı, Mevlana Bulvarı No:42, Yenimahalle/ANKARA, e-posta adresi: mustafa.isik1@iskur.gov.tr

4 İstihdam Uzman Yardımcısı, Türkiye İş Kurumu Genel Müdürlüğü İş ve Meslek Danışmanlığı Dairesi Başkanlığı, Mevlana Bulvarı No:42, Yenimahalle/ANKARA, e-posta adresi: eakin.ayan@iskur.gov.tr

5 Diener T. Short History of Work ( a worksheet arranged by Thomas Diener for a euroguidance seminar in Prague) 6 Meslekler ve Sosyoloji s.26

114

kendilerini tanıdıkları ölçüde, kişiliklerine uyan işlere ve mesleklere yöneldikleri olgusudur.7 Bu ölçüyü her birey genelde dışardan yardım almadan sadece kendi kişisel terazisinde değerlendirir ve bu yüzden iyi bir mesleki rehberlik sürecinden geçmeyen birey hatalı tercih yapabilir. Yapılabilecek yanlış bir seçimin en büyük maliyeti birey için mutsuzluk, ülke için ise refah kaybı olur.

Bu nedenle, bireylerin mesleksizlik ve yanlış meslek seçimi problemi, etkisini dünyaya benzer şekilde ülkemizde de her geçen gün daha çok hissettirmektedir. Ekonomistler tarafından orta gelir tuzağında yer aldığı ifade edilen Türkiye’nin bu sıkışıklıktan kurtulabilmesi için tüm çevrelere çeşitli sorumluluklar düşmekle birlikte istihdamı kolaylaştırmak, korumak, geliştirmek ve çeşitlendirmek misyonunu üstlenen İŞKUR’un (Türkiye İş Kurumu) sorumluluk seviyesi üst sıralarda yer almaktadır.

Bilindiği üzere en yalın anlatımıyla “orta gelir tuzağı” sorunu, kişi başına düşen Gayri Safi Yurtiçi Hâsıla (GSYH) bakımından orta gelir düzeyine ulaşmış ülkelerin ve/veya bölgelerin belirli bir gelir bandında sıkışıp kalma, yani üst gelir düzeyine geçememe durumudur. Kesin bir tanımı olmamakla birlikte, kişi başına milli gelirin 15 – 16 bin dolar düzeyinde sıkışıp kalması ve/veya ABD’de kişi başı gelirin yüzde 58’ini geçememe oranı “orta gelir tuzağının” nicel göstergeleri olarak sıkça kullanılmaktadır.8 Orta gelir tuzağının ülkemiz üzerindeki etkisini hafifletebilmek için İŞKUR’un alternatif bir bakış açısı geliştirmesi zorunluluğunun ortaya çıkmasıyla birlikte kalıcı istihdamı teşvik etmek için kişiyi doğru işe yönlendirmek kadar kişiye uygun mesleği önermenin de önemi anlaşılmıştır.

Danışmanlık faaliyetlerinin uygulanmasına katkı sağlamak amacıyla yapılan bu çalışmada;

 Kişinin mesleki eğitim planlaması aşamasında doğru mesleki kurslara yönlendirilmesi,

 Mesleği olmayan ve mevcut mesleğini değiştirmek isteyen bireylere kişilik ve yeteneklerine uygun işlere yönlendirilmesi,

 Ortaöğretim düzeyinde öğrenim hayatına devam eden öğrencilere meslek hayatlarına yönelik bilgiler verilerek aydınlatılması,

hizmetlerinin, kişilerin tutum ve davranışlarını alternatif bir bakış açısıyla dikkate alarak sunulmasına yönelik politikalar önerilmiştir. Çalışma için bireylerin mesleki eğilim, genel yetenek ve mesleki kişilik özelliklerini belirleyen Mesleki Yönelim Test Bataryası’ndan (5 Faktör Kişilik Envanterinden) faydalanılmıştır. 5 Faktör Kişilik Envanteri psikolojide "Büyük Beş" kişilik özelliği, deneysel araştırma ile keşfedilmiş beş göze çarpan etmen veya kişilik boyutlarıdır. Bu model hakkında ilk genel iddia, 1933 yılında L. L. Thurstone tarafından Amerikan Psikoloji Birliği için yapılan başkanlık konuşması sırasında olmuştur.9

1981'de Honolulu'da bir sempozyumda, dört önde gelen araştırmacı, Lewis Goldberg, Naomi Takemoto-Chock, Andrew Comrey ve John M. Digman, o günün kişilik testlerini inceledi. Bu araştırmacılar, en fazla güven veren testlerin, Norman'ın 1963'te keşfetmiş olduğu beş genel etmenin altkümelerini ölçtüğü sonucuna varmışlardır.10

Çalışma kapsamında Kişilik envanter testleri 5 faktör kişilik değişkenlerinin alt faktörlerini ölçerek genel değişkenler bazında ortalama değerleri kullanılmaktadır.

İş ve Meslek Danışmanlarınca 01.01.2012 - 15.10.2014 tarihleri aralığında mesleği olmayan ve mesleğini değiştirmeyi düşünen 7177 kişiye uygulanan mesleki yönelim test bataryasına ilişkin sonuçlardan, mesleki kişilik envanter testini yanıtlayan 5807 sonuç ile bu bireylerin kişisel bilgileri ve eğitim bilgileri arasındaki ilişkiler araştırılmıştır. Testi yanıtlayanların Türkiye geneline dağılması ve İŞKUR’a kayıtlı işsizler olması veya yeni iş arayanlardan oluşması, örneklem çapı geniş bir araştırma sonucu olarak önem arz etmektedir.

Haziran 2014 tarihli Dünya Bankası çalışma ziyareti raporlarından edinilen bilgiye göre profil temelli yaklaşımla hizmet sunmak politika yapıcılara önemli ölçüde destek sağlayan araçlar olarak vurgulanmıştır. Rapora göre çok sayıda ülke örnekleri olduğu anlaşılmaktadır. Örneğin ABD, Kanada, Almanya, Slovenya, Danimarka, İsveç ve İrlanda vs. profil yaklaşımıyla modellenen danışanlar risk profillerine ayrılarak muhtemel durumlar için önceden eylem planları hazırlanmakta ve politikalar bu modellere dayanarak geliştirilmektedir. Rapora göre en iyi uygulama olarak İrlanda modeli gösterilmektedir.

Profil temelli danışmanlık hizmeti sunmanın önemi ve gerekliliği bu çalışmaların çıktılarından anlaşılmaktadır. Buradan hareketle araştırma kapsamında danışanların kişisel bilgileri ile mesleki kişilik envanter sonuçları arasındaki ilişkiler istatistiksel tekniklerden Eta katsayısı kullanılarak test edilmiş, ayrıca sonuçlar, betimsel istatistiklerle desteklenerek politik uygulamalar açısından değerlendirilmiştir. Araştırmada istatistiksel testler için SPSS15.0 ve Excel-2010 programları kullanılmıştır.

Ulaşılan bilgiler sonucunda, danışmanlık faaliyetlerinin hedef kitlenin kişisel özellikleri dikkate alınarak sunulması ve mesleki eğitim kurs içeriklerinin kişisel gelişim eğitimleriyle desteklenmesi yönünde politikalar önerilmiştir. Bu doğrultuda, mesleki eğitim kursları çerçevesinde politikalar geliştirilmesi düşünülerek ortaöğretim düzeyinde öğrenim hayatına devam eden öğrencilere ders içeriklerinin profile uygun kişisel gelişimi destekleyecek düzeyde hazırlanması, mesleği olmayan ve mevcut mesleğini değiştirmeyi düşünen bireylere danışmanlık faaliyetlerinin kişilik profillerine uygun verilmesi gibi sonuçlar önerilmiştir.

Çalışmanın birinci bölümünde; çalışma hakkında genel bilgiler verilmiştir. ikinci bölümünde; L. L. Thurstone tarafından ortaya atılan ve daha sonra alt faktörleri geliştirilen 5 faktör kişilik envanter boyutları tanıtılmıştır. Üçüncü bölümünde; çalışmanın metodolojisi ve veri seti anlatılmıştır. Dördüncü bölümünde; betimsel istatistikler ve hipotezler test edilerek elde edilen bulgular sunulmuştur. Beşinci ve son bölümünde ise danışmanlık faaliyeti kapsamında daha etkin hizmet verilebilmesi için profil temelli yaklaşımlar önerilmiştir.

2. BEŞ FAKTÖR KİŞİLİK ENVANTERİ (MESLEKİ KİŞİLİK TESTİ)

Türkiye İş Kurumu’nun danışmanlık hizmetleri kapsamında temin ettiği Dia5 Mesleki Kişilik Testi, beş faktör kişilik kuramına uygun geliştirilmiş adayın mesleki temel kişilik özelliklerini ölçen likert ölçek türünde hazırlanmış bir envanterdir. Test 120 sorudan

7 Aydın üniversitesi meslekler rehberi

8 Yeldan E., Taşçı K., Voyvoda E., ÖZSAN M. (2008). Orta gelir tuzağından çıkış: Hangi Türkiye? 9Goldberg, L. R. (1993). Thestructure of phenotypicpersonalitytraits. AmericanPsychologist, 48, 26-34.

10Saulsman, L. M. &Page, A. C. (2004). Thefive-factor model andpersonalitydisorderempiricalliterature: A meta-analyticreview. ClinicalPsychologyReview, 23, 1055-1085.

115

oluşmaktadır ve süre sınırlaması yoktur. Beş faktör mesleki kişilik envanteri son 30 yılda dünyada personel seçiminde yaygın olarak kullanılan bir ölçektir. Farklı soru sayısında çeşitli formları vardır. Beş faktör kişilik modeli; duygusal denge, dışadönüklük, açıklık, uyumluluk ve sorumluluk boyutlarıyla tanımlanır.

2.1. Duygusal Denge Kontrolü (Kontrolsüzlüğü) (Nevrotizm)

Duygusal dengesizlik özelliği, olumsuz duygular içinde olma halidir. Duygusal dengesizlik endişe, kaygı, öfke, depresyon, özgüven eksikliği, davranış kontrolsüzlüğü, aşırı hassasiyet gibi bir ya da birçok olumsuz duygu ile yakından ilişkilidir. Bu özellik, kişinin ruh sağlığı ile ilgili durumunu daha çok yansıtır ve kişilik bozuklukları ya da ruhsal hastalıklar hakkında genel bilgi verir. Bu boyut, kişinin kendisi ve çevresi ile ilgili uyumunu da yansıtır. İş hayatında bazı mesleklerde duyguların kontrol altında tutulması gerekirken bazılarında ise daha samimi, içten ve sıcak yaklaşımlar gerekebilmektedir. Bu yönden duygusal denge özelliği mesleki eğitim, yönlendirme ve performans belirlemede ayırıcı bir özellik olabilmektedir.

Duygusal dengesizliği yüksek olan kişiler endişeli bir yapıdadır ve kişisel yeterlilikleri konusunda kaygı duyarlar.

Duygusal dengesizlik boyutundan ortalama puana sahip kişiler ise rahat, sakin, dengeli duygusal tepkilere sahip olan kişilerdir. Aşırı huzursuzluk ve yüksek kaygı düzeyleri yoktur.

Çok düşük bir duygusal dengesizlik puanına sahip bir kişilerin olaylar karşısında sergilediği duygusal tepkilerin düzeyi toplum ortalamasının çok altındadır. Bu kişiler zor durumlarda sakin, soğukkanlı ve sürekli olumsuz duygulardan uzak durmayı başarabilen bir yapıya sahiptir.

2.2. Dışadönüklük

Dışadönüklük özelliği, kişiler arası etkileşimin düzeyini ve yoğunluğunu, başkalarını etkileyebilme gücünü, kişinin uyaran ihtiyacını ve neşe kapasitesini kapsar. Bu özellik, sosyal, aktif ve insan ilişkilerine önem veren kişilerle çekingen, ağır başlı, içine kapanık ve sessiz kişileri karşılaştırır. Dışadönüklüğün en önemli göstergesi dış dünyaya duyduğumuz yakın ilgidir.

Dışadönüklük puanı yüksek olanlar, diğer insanlarla birlikte olmaktan hoşlanan, enerji dolu, olumlu duygular besleyen kişilerdir. Ortalama dışadönüklük düzeyine sahip olanlar kişilerarası ilişkilerde yeterli ve dengeli enerji düzeyi sahip, sosyal ortamlarda rahatlıkla yer ala, bireysel ve sosyal uyumunu dengeli biçimde yürütebilen kişilerdir.

Dışadönüklük düzeyi düşük olanların coşku, enerji ve hareketlilik seviyeleri oldukça düşüktür. Genellikle daha sessiz, temkinli ve dış dünyadan biraz daha kopukturlar.

2.3. Açıklık

Açıklık özelliği, bilinmeyene ve yeni deneyimlere açık ve hoşgörülü olma, öngörülü bir şekilde peşinden gitme, yeniliklere ilgi duyma ve keşfetmek arzusunu kapsar. Açıklık özelliği, merak sahibi, geleneksel olmayan, özgün ve yaratıcı kişileri geleneksel, sanatçı ruhlu olmayan ve analitik düşünemeyen kişilerle karşılaştırır.

Açıklık düzeyi yüksek olan olanlar, kendilerinin iç ve diş dünyalarına yönelik meraklara sahip, değişiklikleri ve yenilikleri kolayca göze alabilen insanlardır.

Ortalama düzeyde açıklık puanı olanlar bir ölçüye kadar yeni şeyleri de denemeye heveslidirler. Düşünce yapıları ne çok basit ne de çok karmaşıktır. Gerektiğinde hayatlarında değişiklik yapabilirler.

Açıklık düzeyi düşük kişiler ise daha geleneksel olup tutucu davranışlar sergilerler. Bilinen ve denenmiş olanı tercih ederler. 2.4. Uyumluluk

Uyumluluk özelliği insanların diğerleriyle ilişkilerindeki yaklaşımlarını içerir. Bu özellik insancıllık, sevecenlik, merhametli olma, alçak gönüllülük, bağışlayıcılık ve yumuşak kalplilik, rekabetçilik, güven verme ve acımasız olma sıfatlarını içermektedir. Yüksek düzeyde uyumlu kişiler başkalarına duyarlı ve yardımseverdirler, başkalarına iyimser yaklaşımda bulunurlar.

Ortalama uyumluluk düzeyine sahip olanlar başkalarının ihtiyaçları ile kendi ihtiyaçları arasında denge kurabilen ve kendi önceliklerinin farkında olan kişilerdir.

Uyumsuz kişiler ise başkalarına karşı daha şüpheci, öncelikle kendini düşünen, egoist, yardımlaşmaktan çok rekabetçi davranan kişilerdir.

2.5. Sorumluluk

Bu kişilik özelliği, güvenilir olmayı, disiplini, düzenli olmayı, kişinin hedefe yönelik davranışlarındaki organizasyon özelliğini, kararlılığı ve motivasyonunu ölçer. Sorumluluk duygusu, istek ve arzuları kontrol edebilme, kontrol altına alabilme ile duygu düşünce ve davranışları düzene koyabilme becerisini yansıtır.

Sorumluluk duygusu yüksek kişilerin ulaşmak istedikleri belirli hedefleri vardır ve yılmadan hedefi elde etmek için kararlılık gösterirler. Sorumluluk düzeyi toplum ortalamasında olanların yaşamlarında ulaşmak istedikleri hedefler belirlidir.

Sorumluluk duygusu düşük kişiler hedeflerine ulaşmak için plan, program yapmakta ve başladıkları işleri başarıyla tamamlamakta zorluk çekerler ve başarma güdüleri oldukça düşüktür.

3. METODOLOJİ VE VERİ SETİ

Araştırma kapsamında, 01.01.2012 - 15.10.2014 döneminde 2154 İş ve Meslek Danışmanınca mesleği olmayan, meslek sahibi iş değiştirmek isteyen, kursa yönlendirilmek üzere yatkınlığı tespit edilmeye çalışılan iş arayanların ve ortaöğretim son sınıf öğrencilerinin bir mesleğe yönlendirilmesinde kullanılması amaçlanarak kurumca özel danışmanlık hizmeti kapsamında temin edilen “Mesleki Yönelim Bataryası” uygulama sonuçları kullanılmıştır.

116

Uygulama döneminde İŞKUR veri tabanında yer alan toplam 7177 test sonucundan Kişilik envanter testini yanıtlayan 5807 sonuç çalışma kapsamında değerlendirilmiştir. Çalışmada bireylerin kişisel bilgileri ve eğitim bilgileri ile kişilik envanter testinde yer alan 5 faktör kişilik özelliklerinin ortalama değerleri arasındaki ilişkiler araştırılmıştır.

Çalışmada kullanılan değişkenler: Testin uygulandığı kişilerin;

 Cinsiyet,

 Yaş (gruplandırılarak bulunduğu yaş grubu tespit edilmiştir),  Öğrenim durumu,

 Mesleğinin olup olmadığı,

 Kişilik envanter testinde yer alan cevapların ortalamalarından elde edilen 5 faktör (Nevrotızm - Duygusal Denge Kontrolü, Extrovertızm – Dışadönüklük, Openness – Açıklık, Agreeableness – Uyumluluk, Conscıentıousness - Sorumluluk) kişilik özellikleri ortalama değerleridir.

Çalışma kapsamında testin uygulandığı danışanların profil bilgileri ile 5 faktör kişilik özellikleri arasındaki ilişkiler araştırılmıştır. Danışanların profil bilgileri kategorik değişken olarak ifade edilmiştir. 5 faktör kişilik özellikleri ise likert ölçeğine göre 1 ile 5 arasında değişen 24’er soruya verilen cevapların ortalama puanları olduğundan aralıklı değişken olarak ifade edilmiştir. Likert ölçeği ile ölçülen sorularla kategorik değişkenler arasındaki ilişkiler araştırılırken Ki-Kare Test istatistiği kullanılırken çalışmada soru cevaplarının ortalamalarının yer aldığı değişkenlerle kategorik değişkenler arasındaki ilişkinin ölçüsünü bulmak için Eta katsayısı kullanılmıştır. Eta katsayısı 0 ile 1 arasında değişir ve ilişkinin ölçüsünü verir. 0 değişkenler arasında hiç ilişki olmadığını, 1 ise tam ilişki olduğunu ifade eder. 0 ile 1 arasındaki değerlerdeki ilişki ölçüsü ise araştırmanın niteliği ve bulguların önemine göre değişkenlik gösterir. İlişki aralıklara göre ilişki yok, zayıf, orta ve kuvvetli şeklinde sınıflandırılır. (Cohan,J.,1988)

Çalışma kapsamında ilk olarak kategorik değişkenlerin 5 faktör değerlerinin her biri bakımından kategoriler arasındaki anlamlı farklılık istatistiksel olarak araştırılmış ve istatistiksel olarak anlamlı fark bulunan değişkenlerin ilişkili olabileceği 5 faktör kişilik özellikleriyle ilişki ölçüleri tespit edilmiştir.

Ayrıca çalışmada veri setine ilişkin özet istatistikler verilmiş ve kategorilerin tüm veri havuzu ortalamalarına göre değişimini gösteren radar grafikleri sunulmuştur. Çalışma kapsamında kategorik değişkenlerin kategorileri bakımından ayrı ayrı 5 faktör değerlerinin kendi

Belgede BİLDİRİ KİTABI (sayfa 127-132)