• Sonuç bulunamadı

1.2. Kaza Yönetimi

1.5.3 İğdir Maa Kardıç Nahiyesi

XIX. yüzyılda vilayet nizamnamesinin ilanına kadar İğdir Kazası ve buna bağlı Kardıç Nahiyesi’nden356 oluşan ve 1868 yılından itibaren Elmalı Kazası’na bağlı nahiyeler arasında görünen İğdir Maa Kardıç Nahiyesi, günümüzde Kemer ve Kumluca havalisini kapsamaktadır. Bu havali doğuda Antalya’nın batı köyleri, güneyde Akdeniz, batıda Alakır Çayı, kuzeyde Elmalı ve Korkuteli ile çevrilidir.

347

1714 yılında Menteşe Kazası’ndan Hatipoğlu Yusuf’un 150 sekbanıyla birlikte Kalkan Kazası Müslümanlarının emval ve eşyalarını yağmaladıklarını konu alan şikayet için bkz. BOA., İE.ŞKRT., 4/355; 1804 yılında Menteşe Sancağı’nın Döğer Kazası muhtarı Ali Ağa’nın, hükümete karşı asker toplayarak Kalkan Kazası’nı zapt etmeye çalışması hakkında, bkz. BOA., C.DH., 114/5672; 1816 yılında hükümete itaatsizliklerinden dolayı Kaş, Kalkan, Finike ve İğdir ayanlarının para cezasına çarptırılmaları hakkında bkz.

BOA., C.DH., 83/4130.

348 KVS., 1285, Def‘a 1, s.64. 349 KVS., 1291, Def‘a 7, s.134. 350

1831 yılında Öz köyü, kendisi gibi Eşkinci timarı mülhakatından olan Fırnaz köyüne tabidir, bkz. BOA.,

NFS.d., 3219.

351 1831 yılında timarât mülhakatından olan Çavdır köyüne bağlı Geren Ovası adıyla da bir yerleşim yeri

bulunmaktadır, bkz. BOA., NFS.d., 3219.

352

BOA., NFS.d., 3219; BOA., ML.VRD.TMT.d., 10019, 10123, 10546, 10547, 10548, 10552, 10556,

10558, 10559, 10560, 10561, 10562, 10563, 10564, 10565; KVS., 1288, Def‘a 4; KVS., 1289, Def‘a 5;

KVS., 1290, Def‘a 6.

353 İslamlar 378, Cumburcu 258, Margaz 220 kişidir, bkz. BOA., NFS.d., 3219. 354

Teke Sancağı’ndaki Çavdır boyu hakkında bkz., Karaca, a.g.e., s.172.

355 Ak, a.g.t., s.112.

356 “Konya Eyâletinin hâvi olduğu kazâlarından Teke kaymakamlığı dâhilinde kâin İğdir Kazâsına tâbi‘

Kardıç Nâhiyesinin Kuzca Kâryesi…”, bkz. BOA., ML.VRD.TMT.d., 9933, (H.1261/M.1845), s.2; “Konya Eyâletinin hâvi olduğu kazâlarından Teke kaymakamlığı dâhilinde kâin İğdir Kazâsına tâbi‘ Kardıç Nâhiyesi’nin Karacaviran Karyesinde…”, bkz. BOA., ML.VRD.TMT.d., 9941, (H.1261/M.1845), s.2.

Karakteristik Akdeniz iklimi özelliklerinin görüldüğü Kumluca’nın güney kısımları deniz seviyesine yakın ovalık, kuzey kısımları ise dağlık olmakla birlikte Alakır Çayı ve Kafir (Gavur) Çayı’nın biriktirdiği alüvyonlar sayesinde verimli bir ova üzerinde yer almaktadır.357 Kumluca’nın doğusunda bulunan Kemer havalisi ise verimli arazilerine karşılık daha dağlık bir yapıya sahiptir.

Kumluca’nın da içinde bulunduğu Likya’nın güneydoğusu ilk kez Mısır’ın Byblos metinlerinde, anlamı dağ doruğu olan Lukka olarak kaydedilmiş, daha sonra Kıbrıs Kralı tarafından Lukki Ülkesi Halkı adıyla nitelendirilmiştir. Hitit egemenliğinin görüldüğü bölgeye Büyük İskender de sahip olmuş, O’nun ölümüyle bölgede Likya Birliği kurulana kadar kısa süreli egemenlikler yaşanmıştır. Kumluca sınırlarında bulunan Rhodiapolis, Korydalla, Olympos, İdebessos, Akalissos, Korma, Gagai358

gibi yerleşimler Likya Birliği’nin üyesidir. Roma İmparatorluğu zamanında yaşanan barış ve ekonomik refah sayesinde Likya en parlak dönemini sürmüştür. Güneydoğu Likya için önemli olan Finike ve Karaöz (Melanippe) limanları vasıtasıyla, Alakır vadisinden sahile indirilen Elmalı sedirleri, Likya dağlarının çamları ve diğer ürünler ihraç edilebilmiştir.359

VII.-VIII. yüzyıllarda bölgede görülen Bizans-Arap mücadelesinin ardından360, eski gücünü kaybeden Bizans’ın yerini XII. yüzyılda Türkler almaya başlamıştır. 1158 yılında Elmalı çevresi ile birlikte Likya’nın doğusunda bulunan Tekirova’nın da Türk egemenliğine girdiği bilinmektedir. Selçuklular döneminde Finike’de olduğu gibi Kumluca ve Kemer sahillerinde de görülen korsanlık faaliyetlerine Antalya Sü-başısı Mübarizeddin Ertokuş engel olmaya çalışmış, birer haydut üssü olan Muğla-Silifke arasındaki 40 kadar kaleyi ele geçirmiştir.361

İğdir boyunun yerleştirildiği bölge362, Selçukluların zayıflamaya başlamasıyla Finike’yle birlikte Menteşe Oğulları’nın egemenliği altına girmiştir.363

1393 yılında Yıldırım Bayezid’in fethettiği Teke Eli, Sultan’ın oğullarından önce İsa Çelebi’ye, daha sonra Mustafa Çelebi’ye sancak olarak verilerek Anadolu Beylerbeyliği’ne

357

Cemali Sarı, “Kumluca İlçesi’nin Genel Coğrafya Özellikleri”, Kumluca Rhodiapolis, (ed. Nevzat Çevik), Kumluca Belediyesi, Kumluca, 2008, s.139.

358 Bu Antik kentlerin tam olarak bulundukları yerler hakkında bkz. Texier, a.g.e., s.429-430.

359 Nevzat Çevik, “Rhodiapolis ve Kumluca Sınırları İçindeki Diğer Antik Yerleşimler”, Kumluca

Rhodiapolis, (ed. Nevzat Çevik), Kumluca Belediyesi, Antalya, 2008, s.11-12.

360 Bölgedeki Bizans-Arap savaşı hakkında ayrıntılı bilgi için bkz. Jürgen Borchhardt, Limyra Zemuri

Taşları, Arkeoloji ve Sanat Yay., İstanbul, 1999, s.18; Ayrıca konu ile ilgili bkz. Küçükaşcı, a.g.m., s.375-

383.

361

Güçlü, “XIII.-XX. Yüzyıllar Arasında Kumluca Bölgesinin Tarihi Gelişimi”, s.115-116.

362 Kumluca-Kemer havalisine yerleştirilen İğdir boyu dışında Teke-Eli’nin İstanos, Kaş, Kalkan ve Muslu

kazalarına bağlı İğdir adında köyleri bulunmaktadır. XVI. yüzyılda Teke Sancağı’na bağlı İğdir adıyla anılan yedi köy ve bir nahiye bulunmaktadır. Ayrıca İğdir adı hakkında ayrıntılı bilgi için bkz. Güçlü, “XIII.-XX. Yüzyıllar Arasında Kumluca Bölgesinin Tarihi Gelişimi”, s.117.

bağlanmış, XIX. yüzyılın ilk yarısına kadar da mevcut durumunu korumuştur. Timur’un istila ve yağmalarının görüldüğü bölge, ikinci darbeyi XVI. yüzyılda ortaya çıkan ve neredeyse bölgenin yıkımına sebep olan Şahkulu ayaklanması sırasında yaşamıştır.364

XVI. yüzyılın başlarında Pîrî Reis, Kitab-ı Bahriye’sinde Hıristiyanların Venedik Limanı, Türklerin ise Adrasan365

adını verdikleri, çevresi dağlık, içecek suyu olan ve büyük gemilerin demirleyebileceği bir limandan söz eder. Son derece gizli bir liman olarak nitelediği ve sadece yaz aylarında gemilerin demirlemesine müsait olduğunu belirttiği Porto Ceneviz Limanı’yla366, Altın Başmak da denilen ve Palyopoli adı verilen harap bir kalenin bulunduğu

Tekirova Limanı’ndan da bahsetmektedir.367

XVII. yüzyılın ikinci yarısında Finike ile sınır olan İğdir Kazası topraklarına gelen Evliya Çelebi, yollarının sarp ve görülecek bir yerinin olmamasından dolayı doğuya ilerlemiş ve Adrasan’a gelmiştir. Teke’nin en yüksek ve sarp kalesi olan, kırk neferatın görev yaptığı Adrasan Kalesi’nde serdar ve kethüda yerinin olmadığını bildiren Evliya Çelebi, kalenin aşağısında toprak örtülü evlerden oluşan bir mahallenin, cami, han ve hamamın bulunduğundan bahsetmekte, limon ve turuncun bol olduğunu, bağ ile bahçelerinin geniş olduğunu vurgulamaktadır. Evliya Çelebi Adrasan kalesinin doğusunda Elbisler dediği ve yerli halkın Yanartaş olarak adlandırdığı Çıralı’dan da bahsetmiştir.368

Olympos’tan369 Faselis’e gitmek için Ulupınar yolunu takip eden XIX. yüzyıl seyyahı Texier, buranın dağ sakinleri olarak tanımladığı Yörüklerin, ormanlardan sağladıkları kerestelerle geçimlerini sürdürdüklerinden söz etmektedir. Eski çağlarda Asya-Mısır-Fenike arasında önemli bir ticaret merkezi olan Faselis’ten Tekirova’ya ise 8 saatlik bir yürüyüş sonucunda ulaşılabileceğini söyler. Yine Yörüklere işletmek üzere verilen ormanların bulunduğu Kemer, Ağva (Avova/Akova) ya da Ejder Burnu olarak da bilinmektedir.370

364 Güçlü, “XIII.-XX. Yüzyıllar Arasında Kumluca Bölgesinin Tarihi Gelişimi”, s.118-119.

365 Çevik, Adrasan’ın antik adının yerel bir Anadolu ismi olan Atrasas olduğunu ve büyük olasılıkla

Adrasawan’a (Toros-boğa) dayandığını vurgularken, Adrasan Kalesi’nin Bizans dönemi yapısı olduğundan bahseder, bkz. Çevik, “Rhodiapolis ve Kumluca Sınırları İçindeki Diğer Antik Yerleşimler”, s.52.

366 Texier, gerçekte dağda denize hakim bir Ceneviz kalesinin bulunduğundan bahseder, bkz. Texier, a.g.e.,

c.III, s.431.

367 Pîrî Reis, Kitab-ı Bahriye, c.4, (ed. Ertuğrul Zekai Ökte), The Historical Research Foundation, Ankara,

1988, s.1633-1637.

368 Evliya Çelebi, a.g.e., 142;Texier, a.g.e., c.III, s.431.

369 Uzun süre korsanlık faaliyetlerinin merkezi olan Olympos Antik kenti, günümüzde Yazır Köyü ve

Yazırlılarla varlığını sürdürmektedir. XVII.-XIX. yüzyıllarda Yörüklerin kışlak mekanı olarak kullanılan bu kentin, Türk dönemi izini taşıyan tek unsuru, 1850’li yıllarda Kıbrıslı Hacı Hasan tarafından Güney Liman Caddesi üzerine inşa edilen su değirmenidir, bkz. Yelda Olcay Uçkan, “Olympos”, Kumluca Rhodiapolis, (ed. Nevzat Çevik), Kumluca Belediyesi, Antalya, 2008, s.103-104.

370 Texier, a.g.e., c.III, s.433-434; Faselis-Finike arasına yer alan Olympos, Ceneviz koyu, Sazak koyu,

Adrasan (Atrasas), Korsan Koyu ve Karaöz Koyu (Melanippe) Kumluca ilçesi sınırları içerisindeki koylardır, bkz. Çevik, “Rhodiapolis ve Kumluca Sınırları İçindeki Diğer Antik Yerleşimler”, s.14.

İğdir bölgesinin dağlık ve tarıma çok müsait olmayan arazisi nedeniyle, halkı fethinden beri Antalya kalesi muhafazasıyla görevlendirilmiş ve bu teşkilatın kaldırılarak vazifelerinin mütesellimin kapı halkına devredildiği 1831 yılına kadar muhafızlık hizmetleri karşılığında vergilerden muaf tutulmuşlardır.371

XIX. yüzyıl başlarında Teke Sancağı’nda ortaya çıkıp bölgeyi perişan bir vaziyete sürükleyen Tekelioğlu İsyanı sonrasında, Mutasarrıf Vahit Efendi, İstanbul’dan imar için izin istemiştir. Bu kapsamda Teke Eli’nin imarı ve halkın kalkındırılması adına Kaş, Kalkan, Finike ve İğdir kazaları ahalisinin İstanbul’da bina ve gemi yapımında kullanılacak olan kerestenin ormandan kesilmesine alıştırılması istenmiştir.372

Yüzyıl ortasında İğdir Maa Nahiye-i Kardıç olarak kayıtlara geçen yerleşim birimi Karaman Eyaleti’ne bağlı olan Teke Livası’nın dokuz kazasından biridir.373

XIX. yüzyılın ilk yarısında hepsi ayrı bir timar olan kaza köylerinin isimleri ise şöyledir: İğdir’e bağlı olanlar Gerçen nam-ı diğer Burdurcuk374, Savrın (Güzören), Ulupınar, Tekfurova375

(Tekirova), Kuzdere, Gödene (Altınyaka), Ağva nam-ı diğer Kemer, Yazır, Karacaağaç, Sarıkavak, Belen; Kardıç’a bağlı olanlar ise Karacaören376, Kuzca, Çayiçi ve Dere köyleridir. Nüfus olarak en kalabalık köyler başta Karacaören olmak üzere Çayiçi ve Gerçen (Erentepe)’dir.377 Bununla birlikte eski ayan Veli Ağa’nın oğlu ve aynı zamanda kaza müdürü olan Abdullah Ağa, Ağva nam-ı diğer Kemer köyünde ikamet etmektedir.378

XIX. yüzyılın ikinci yarısında Osmanlı topraklarında yeni bir idarî şekillenmenin başlangıcı olan vilayet nizamnamesi gereğince tıpkı Finike gibi nahiye statüsünde Elmalı Kazası’na bağlanan İğdir Maa Kardıç isimli iki nahiyenin Karacaören, Kuzca, Çayiçi ve Dere köyleri Kardıç Nahiyesi’ne379; geri kalan on bir köy ise İğdir Nahiyesi’ne bağlanmıştır. Yüzyılın ikinci yarısında en kalabalık köyler Karacaören ve Gerçen’dir.380

371

Moğol, Antalya Tarihi, s.131.

372 Tızlak, “Tekelioğlu İsyanı”, s. 252-253; Güçlü, “XIII.-XX. Yüzyıllar Arasında Kumluca Bölgesinin Tarihi

Gelişimi”, s.123.

373 Güçlü, “XIII.-XX. Yüzyıllar Arasında Kumluca Bölgesinin Tarihi Gelişimi”, s.123. 374

Köyün isminin Gürcan nâm-ı diğer Burdurcuk olarak kayıtlara yansıdığı görülmektedir, bkz. BOA.,

NFS.d., 3217, (29 Zilhicce 1256-21 Şubat 1841), s.4.

375 1845 yılı kayıtlarında Tekfurova nâm-ı diğer Çiftlik olarak geçmektedir, bkz. BOA., ML.VRD.TMT.d.,

9942, (H.1261/M.1845).

376

1840 yılı kayıtlarında Karacaavdan, 1845 yılı kayıtlarında Karacaviran olarak geçmektedir, krş. BOA.,

ML.VRD.TMT.d., 9935, (H.1256/M.1840-1841), s.72; BOA., ML.VRD.TMT.d., 9941, (H.1261/M.1845).

377 Gerçen Köyü’nün dışarıdan yapılan iskanlarla nüfusunun artığı tespit edilirken kalan tüm köylerde yüzyıl

başında yaşanan salgın hastalıklar nedeniyle ciddi bir nüfus kaybının yaşandığı, köylerin küçüldüğü anlaşılmaktadır, bkz. BOA., ML.VRD.TMT.d., 9935, (H.1256/M.1840-1841), s.1-106.

378 BOA., ML.VRD.TMT.d., 9935, (H.1256/M.1840-1841); BOA., ML.VRD.TMT.d., 9936,

(H.1261/M.1845).

379 Adı geçen köyler 1841 yılında Kardıç Zeameti olarak kayıtlara geçmiştir, bkz. BOA., NFS.d., 3217, (29

Zilhicce 1256-21 Şubat 1841), s.8-24.

1868 yılında Elmalı’ya bağlı nahiyeler arasında görülen ve köy sayısı yine 15 olan İğdir Maa Kardıç Nahiyesi’nin zabıta memuru Ali Rıza Efendi’dir ve bu memurun görev mıntıkasında Finike Nahiyesi de vardır.381

Bu dönemde İğdir Maa Kardıç Nahiyesi’nin merkezi Sarıkavak/Kumluca’dır.382

Kimi zaman bu nahiyenin zabıta memurluğu Kalkan ve Finike nahiyelerinin memurluklarıyla birleştirilmiştir.383

1872 yılından 1887 yılına kadar bu nahiye ile ilgili zabıta veya nahiye müdürü isimlerine rastlanmamaktadır. Özellikle 1870’lerden sonra İğdir Maa Kardıç’ın Elmalı Kazası’na bağlılık durumu karışık bir görüntü arz etmektedir. İğdir Maa Kardıç Nahiyesi’nin, 1876 yılında Elmalı’ya uzaklığı nedeniyle Antalya’ya bağlanma isteği sonuçsuz kalmıştır.384

1883- 1884 yıllarında Elmalı’nın tek nahiyesi Finike’dir ve başka bir nahiye ismine rastlanmamaktadır.385

1886 yılında ise İğdir Maa Kardıç Antalya Kazası’na bağlı bir nahiye olarak görülmektedir ki bu nahiye 1883-1886 yılları arasında Antalya Kazası’na bağlanmış olmalıdır.386

Ancak ilerleyen dönemlerde de kimi zaman Antalya, kimi zaman Elmalı nahiyesi gösterilirken kimi zaman da Finike Nahiyesi’ne bağlı bir köy olarak kaydedildiği olmuştur.387

381

KVS., 1285, Def‘a 1, s.64, 93.

382 Güçlü, “XIII.-XX. Yüzyıllar Arasında Kumluca Bölgesinin Tarihi Gelişimi”, s.123.

383 1869’da Kalkan Nahiyesi’yle birleştirilen İğdir ve Kardıç Nahiyelerinin zabıta memuru Süleyman Ağa,

katibi ise Mustafa Efendi’dir. Köy sayısı değişmemiştir, bkz. KVS., 1286, Def‘a 2, s.64, 116; 1870 yılında İğdir Maa Kardıç Nahiyesi’nin Finike ve Kalkan ile birlikte zabıta memuru İbrahim Efendi ve katibi Mehmet Efendi’dir, bkz. KVS., 1287, Def‘a 3, s.63; 1871 yılında aynı nahiyelerin ortak zabıta müdürü Mustafa Efendi, katibi ise Mehmet Efendi’dir, bkz. KVS., 1288, Def‘a4, s.63; 1872 yılında üç nahiyenin zabıta müdürü Ali Ağa, katibi Ali Efendi’dir, bkz. KVS., 1289, Def‘a5, s.57.

384 İğdir ve Kardıç köyleri ahalisi Elmalı’ya 18 ila 30, Antalya’ya ise 8 ila 18 saat uzaklıkta bulunan

köylerinden, bağlı bulundukları Elmalı’ya vergilerini teslim etmekte ve dava ile diğer resmi işlemlerinin görülmesinde zorluk yaşamakta olduklarından şikayet etmektedirler. Kimi zaman bu işlemlerini merkez kazada halletseler de çoğu zaman bağlı bulundukları kazada işlem yapmaları konusunda merkez tarafından uyarıldıklarını gündeme getirmişlerdir. Bu nedenle atanacak müdüre verilmesi icap eden 300, katibine ise 100 kuruş maaşın kendileri tarafından karşılanacağını, İğdir ve Kardıç’ın birleştirilerek nahiye statüsünde Antalya’ya bağlanmasını talep ettikleri dilekçeleri Teke mutasarrıflığında da görüşülüp durum Konya Vilayeti’ne oradan da Sadaret’e bildirilmesine rağmen bir sonuç alınamamıştır, bkz. BOA., ŞD., 1704/23, (2 Cemâziye’l-evvel 1293-26 Mayıs 1876).

385 KVS., 1301, Def‘a 17, s.165.

386 1886 yılındaki Nahiye müdürü Mehmet Ali Efendi, Naibi Vehbi Efendi, Katibi İbrahim Efendi ve Vergi

Katibi Halil Efendi’dir, bkz. KVS., 1304, Def‘a 20, s.186; Ayrıca İğdir Maa Kardıç Nahiyesi’nin 1886 yılında Antalya’ya bağlanmış olduğu, iki kişi arasında burada yaşanan maden imtiyazını ele geçirme mücadelesinde de görülmektedir. Zira Ispartalı Vasilyos İstavridis adlı şahsın Teke mutasarrıflığından 1886 Haziran’ında elde ettiği ruhsatnamesine karşılık Yunan tebasından Rahbani isimli şahıs da Kasım 1886’da Elmalı Kazası’ndan bir ruhsatname edinmiştir. Ancak Vasilyos, adı geçen şahsın hileye başvurduğunu, bu arazinin merkez livaya bağlı bulunduğunu belirterek Teke mutasarrıflığına müracaat etmiş ve bahsi geçen Elmalı mazbatasının hükmünü tehir ettirmiştir, bkz. BOA., ŞD., 344/50, (18 Zilkade 1310-3 Haziran 1893).1886 yılındaki Nahiye müdürü Mehmet Ali Efendi, Naibi Vehbi Efendi, Katibi İbrahim Efendi ve Vergi Katibi Halil Efendi’dir, bkz. KVS., 1304, Def‘a 20, s.186.

387

1882 yılında Elmalı nahiyesi olan İğdir, 1883 yılından itibaren Antalya’ya bağlı bir nahiye olarak görünmektedir, “…Elmalu’ya tâbi‘ Finike İğdir Kardıç nâhiyesinin tedkîk-i arâzî yoklamasından birkaç

karye icrâ’ edilib…”, bkz. BOA., Y.PRK.UM., 5/7, (24 Rebi’ü’l-evvel 1299-13 Şubat 1882); “Medine-i Antalya nevâhisinden İğdir Nâhiyesi kuralarından Gödene Karyesi ahâlîsinden…”, bkz. BOA., MŞH.ŞSC.d., 1242, s.173/351, (13 Rebi’ü’l-âhır 1300-21 Şubat 1883); “Teke sancâğı dâhilinde İğdir nâhiyesine tâbi‘ Kemer karyesinin…”, bkz.BOA., ŞD., 296/23, (20 Cemâzıye’l-âhır 1300-28 Nisan 1883);

Yaşanan bu karışıklıklar ve zorluklar memurlar kadar halkı da müşkül duruma düşürdüğünden ilerleyen yıllarda birtakım düzenlemeler yapılmak istenmiştir. 1906 yılında Konya Valiliği’nden Dâhiliye Nezareti’ne gönderilen tezkirede, İğdir Maa Kardıç Nahiyesi’nin mülki işlemlerinin merkez kaza Antalya’ya, nüfus işlemlerinin ise Elmalı Kazası’na bağlı olmasının bir takım zorluklara neden olduğu belirtilerek söz konusu nahiyenin nüfus işlerinin de Antalya Kazası’na nakledilmesinin işleri kolaylaştıracağı ve hızlandıracağı bildirilmiştir. Bu tarihte nahiyenin nüfus muameleleri de Elmalı’dan alınarak Antalya’ya bağlanmıştır.388

Ancak bundan 6 yıl sonra bile kimi zaman İğdir Maa Kardıç Nahiyesi’nin davalarına, Elmalı mahkemesinde çözüm arandığı anlaşılmaktadır.389 Öte yandan günümüzde Finike, Kumluca, Kaş, Kalkan ve Demre halkı, Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülecek davaları için Elmalı’ya gelmektedirler.390

1914 yılında Teke Sancağı’nda yapılan idarî düzenlemenin ardından İğdir Maa Kardıç Nahiyesi’nin üçe ayrıldığı görülmektedir. Sarıkavak merkez köy olmak üzere kurulan Kumluca Nahiyesi Finike Kazası’na bağlanmıştır. İğdir kısmında Antalya Kazası’na bağlı Kemer Nahiyesi kurulurken Kardıç kısmında Elmalı Kazası’na bağlı Gödene Nahiyesi vücuda getirilmiştir.391

Karaağaç, Gölcük, Karacaören, Kuzca, Kırkdirek (Karadirek), Çayiçi, Gürcan, Dere köylerini kapsayan Elmalı’ya bağlı nahiyenin ismi bir süre sonra değişerek Kuzca ismini almakla birlikte bağlı olduğu kaza da değişikliğe uğramıştır. İkinci sınıf nahiyeler kapsamına alınan Kuzca Nahiyesi köylerinin bağlı bulunduğu Elmalı Kazası’na uzaklığı ve ulaşımın

“Medine-i Antalya nevâhisinden İğdir Maa Kardıç Nâhiyesi kuralarından Karacaavdan karyesi

sâkinlerinden…”, bkz. BOA., MŞH.ŞSC.d., 1174, s.6/14, (20 Rebi’ü’l-âhır 1301-18 Şubat 1884); “Konya vilâyetinde Elmalı Kazâsında vâki‘ Finike nâhiyesi mülhakatından İğdir Maa Kardıç karyeleri dâhilinde bulunan arâzîde…”, bkz. BOA., BEO., 231/17299, (4 Zilhicce 1310-19 Haziran 1893); İğdir Maa Kardıç’ın

merkez livaya bağlanmasının ardından Kumluca’nın nahiye olarak Elmalı Kazası’na bağlı kaldığı arşiv kayıtlarına yansımıştır. Zira “Elmalu Kazâsına tâbi‘ Kumluca Nâhiyesi dâhilinde Sarıkavak nâm mahall

civârında bulunan mezarlık ile Kazlık Çeşme deresi kurbunda zuhur eden harîkin itfa’sına… mezkûr harîk Kumluca nâhiyesinde vukû‘ bulub merkez livâya tâbi‘ İğdir Kardıç Nâhiyesi’nde zuhur iderek…” kaydından

bu sonuca ulaşmak mümkünse de bkz. BOA., BEO., 400/29966, (5 Zilkade 1311-10 Mayıs 1894), Elmalı’ya

25, Antalya’ya ise 18 saat uzaklıkta bulunan Sarıkavak merkezli Kumluca’nın bkz. BOA., ŞD., 1704/23, (2

Cemâziye’l-evvel 1293-26 Mayıs 1876), neden merkez kaza Antalya’ya değil de daha uzak olan Elmalı’ya bağlandığı ayrı bir çelişkidir. Ayrıca Osmanlı Arşiv Belgeleri içerisinde bu dönemde Elmalı’ya bağlı böyle bir nahiyeye rastlanmamış olması söz konusu çelişkiyi arttırmaktadır.

388 BOA., DH.TMIK.S., 62/21, (29 Zilhicce 1323-24 Şubat 1906).

389 Örneğin “Antalya sancâğına tâbi‘ Elmalı kazâsına muzâf İğdir Maa Kardıç Nâhiyesi’nin Karacaören

karyesi ahâlîsinden iken bundan akdem asâkir-i şâhâneye sevk olunup hizmet-i askeriyyesini îfâ etmekte iken Manastır hastahânesinde ecel-i mev‘ûduyla vefât eylediği kıt‘ası kumandanlığının fî 2 Şubat sene 1327 târîhli emr-i tahrîrleri üzerine Elmalı kazâsı depo me’murluğundan fî 5 Ağustos sene 1328 târîhli derkenârıyla bildirilen karye-i mezkûr ahâlîsinden Süleyman bin Emin nâm müteveffânın ber-vech-i âtî vârisi olduğunu iddi‘â eden karye-i mezbûr ahâlîsinden pederi Emin bin Süleyman nâm kimesne kazâ-i mezbûr mahkeme-i şer‘iyyesinde ma‘kud meclis-i şer‘-i şerîf-i enverde…”, BOA., MŞH.ŞSC.d. 1245, 4/9, (6

Ramazan 1330-19 Ağustos 1912).

390 Ünsal Özçakır, 1945 doğumlu, Arkeolog, Elmalı.

391 BOA., DH.İ.UM.EK., 90/70, “Teke Sancağı’nın Nahiye Teşkilatını Gösterir Defter”, s.66, 81.

Muhammet Güçlü, “Müstakil Teke (Antalya) Sancağı’nın Kurulması ve İdari Düzenlemeye İlişkin Bir Belge”, Adalya, No: II/1997, s. 289-319.

zorluğu nedeniyle resmî işlemlerin aksaması bu değişikliği mecburi kılmış ve nahiyenin kendisine ulaşım ve münasebet bakımından daha yakın konumdaki Finike Kazası’na bağlanmasına karar verilmiştir.392

İğdir kısmına denk gelen Ağva (Kemer), Ulupınar, Tekfurova, Kuzdere, Göynük, Beldibi, Ovacık ve Beycik köylerinin birleşiminden oluşan Kemer Nahiyesi ise merkez kaza olan Antalya’ya bağlanmıştır. Toplam nüfusu 1512 olan bu nahiyenin nüfus yoğunluğu bakımından en büyük köyü merkez köy olan Ağva’dır. Onu Ovacık ve Ulupınar köyleri takip eder. Nüfus yönünden en küçük köyleri ise Göynük ve Beldibi’dir. Nüfusun diğer nahiyelere oranla az bulunduğu Kemer ve Kumluca nahiyelerinde çok fazla aşiret bulunmakta ve senenin bazı zamanlarında bu rakam birkaç misli artmaktadır.393

Finike Kazası’na bağlı ve merkezi Sarıkavak olan Kumluca Nahiyesi’ne ise Adrasan (Çavuşköy), Belen, Yazır, Çıralı (Ulupınar), Yeniceköy (Mavikent), Hacıveliler, Savrın (Güzören), Sarıcasu, Örtekiz (Yenikışla), Salur ve Kağaz Kavakdibi köyleri bağlanmıştır. Bu köylerden Adrasan, Yeniceköy, Hacıveliler, Sarıcasu, Örtekiz, Salur ve Kağaz Kavakdibi köyleri Finike’den, diğerleri ise İğdir Kardıç’tan alınarak adı geçen nahiye oluşturulmuştur.394