• Sonuç bulunamadı

HZ PEYGAMBER DÖNEMİNDE HZ ÖMER Ali AKSU *

1. Mekke Döneminde Hz. Ömer

1.1. Doğumu, Kabilesi ve Cahiliye Dönemindeki Hayatı

Hz. Ömer Fil Vak‘ası’ndan on üç yıl kadar sonra, diğer bir rivayete göre ise Büyük (Dördüncü) Ficâr savaşından dört yıl kadar önce Mekke’de doğmuş- tur. Baba tarafından soyu Cahiliye döneminde Kureyş kabilesinin sefâret işle- rine bakan Adî b. Kâ‘b kabilesine ulaşır ve Kâ‘b b. Lüey’de Hz. Peygamber’in nesebiyle birleşir. Annesi Mahzûm kabilesinden Hanteme bint Hâşim’dir. Müslüman olmadan önceki hayatı hakkında yeterli bilgi yoktur. Babasının de- velerini güttüğü, içkiye ve kadına çok düşkün olduğu, iyi ata bindiği, iyi silâh kullandığı ve pehlivan yapılı olduğu belirtilmektedir. Şiire meraklı olduğu, güzel konuştuğu, okuma yazma bildiği, ensâb bilgisini öğrendiği, ticaret yap- tığı, bu maksatla Suriye, Irak ve Mısır’a gittiği, Kureyş kabilesi adına elçilik gö- revinde bulunduğu rivayet edilir.

Hz. Ömer’in cahiliye döneminde kız çocuğunu gömerek öldürdüğüne dair rivayetler bulunmaktadır. Hatta bu bağlamda yaygın olan rivayete göre Hz. Ömer’in cahiliye döneminde kız çocuğunu öldürmesini hatırladığında ağ- ladığı, elleriyle helvadan putlar yaptıklarında da güldüğünü söylediği belir- tilmektedir. Hâlbuki bu tür rivayetlerin incelenmeye muhtaç olduğu âşikardır. Konuyla ilgili çalışma yapan Adnan Demircan böyle bir olayın kabul edileme- yeceğini şu cümlelerle belirtmektedir: ‚Hz. Ömer’in kızını gömerek öldürdü- ğüne dair eski kaynaklarda herhangi bir bilgiye rastlayamadık. Bu anlatılanla- rın geç bir dönemde İslam’ın cânî(!) insanları birer erdem âbidesi haline getir- diğini anlatmak amacıyla uydurulmuş olması muhtemeldir.‛75

1.2. Müslüman Oluşu

Kureyş’in bazı ileri gelenleri gibi putperestliğe bağlı kalarak önceleri Hz. Peygamber’e ve İslâmiyet’e karşı düşmanlık gösteren, bilhassa kabilesinden Müslüman olanlara işkence yapan Hz. Ömer bi‘setin 6. yılında (616) Müslü- man oldu. Hz. Ömer’in Müslüman oluşuna dair kaynaklarda iki farklı rivayet

* Prof. Dr., Cumhuriyet Üniversitesi İlahiyat Fakültesi İslam Tarihi Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi. 75 Adnan Demircan, ‚Cahiliye Araplarında Kız Çocuklarını Gömerek Öldürme Adeti‛, İstem Dergisi,

bulunmaktadır. Birincisi, hemen hemen bütün kaynaklarda yer alan meşhur rivayete göre Hz. Hamza’nın Müslüman olmasından sonra Hz. Ömer, Hz. Peygamber’i öldürmek için yola çıkmış, yolda karşılaştığı Nuaym b. Abdul- lah’tan kız kardeşi Fatıma ile kocası Said b. Zeyd’in Müslüman olduğunu öğ- renmesi üzerine onların evine gitmiştir. Burada Müslüman olmuştur.

İkinci rivayet ise, bir gece şarap içmek için içki arkadaşlarını aramış, kim- seyi bulamayınca Ka’be’ye gitmiş ve orada Hz. Peygamber’i namaz kılarken görmüştür. Kâbe'nin örtüsünü saklanmış ve gizlice Resûlullah’ın okuduğu ayetleri dinlemiş (Hakka, 41-46) ve Müslüman olmaya karar vermiştir76.

Kaynaklarımızda Hz. Ömer’in, Resûlullah’ın ‚Ya Rabbi! İslamiyet’i Ömer b. Hattâb veya Amr b. Hişam (Ebu Cehil) ile güçlendir‛ duasının bir sonucu olduğu hususu da işlenmektedir. Yine Hz. Ömer’in Müslüman olduktan sonra Ebu Cehil’in evine gittiği, burada ona kendisinin İslamiyet’i kabul ettiğini, ay- rıca Cemil b. Ma’mer el-Cühanî vasıtasıyla Müslüman olduğunu bütün Ku- reyşlilere duyurttuğu ve ilk defa Ka’be'de toplu namazın kılındığı da belirtil- mektedir77.

Hz. Ömer’in Müslüman olmasından Medine’ye hicretine kadar geçen altı yıllık süre hakkında kaynaklarda bilgi bulunmamaktadır. Sadece Hz. Ömer’in Mekke döneminde Hz. Ebu Bekir ile kardeşleştirildiği belirtilmektedir78.

1.3. Hz. Ömer’in Hicreti

Hz. Ömer, II. Akabe biatından sonra hicret etti. Hz. Ömer, diğer sahabe- nin aksine Medine’ye hicretini gizli tutmamış açıktan hicret edeceğini belirt- miştir. Kılıcını kuşanmış, yayını, mızrağını ve oklarını alarak önce Ka’be’ye gitmiştir. Orada namaz kılıp tavaf ettikten sonra Kureyş’in ileri gelenlerine medya okuyarak kendisinin açıkça hicret edeceğini ilan etmiştir. et-Tenâdıb denilen yerde toplanan Hz. Ömer, kardeşi Zeyd, eniştesi Said b. Zeyd ve bera- berinde yirmi kişilik bir kafileyle birlikte Medine’ye hicret etti.

2. Medine Döneminde Hz. Ömer

Hz. Ömer ve beraberinde bulunan Müslümanlar Medine’ye hicret etti- ğinde Ümeyye b. Zeyd oğullarına misafir oldu. Burada yaklaşık üç ay kadar kaldı. Hz. Peygamber’i hicret esnasında karşılayanlar arasında Hz. Ömer de vardı. Kuba Mescidi’nin inşasında ilk taşı Hz. Peygamber sonra da sırasıyla Hz. Ebu Bekir ve Hz. Ömer koymuşlardır79.

76 İbn Hişam, 160-163; İbn Sa’d, III, 267-269. 77 İbn Sa’d, III, 269-270.

78 İbn Habib, el-Muhabber, thk., Eliza Lichten-Stadter, Haydarabad1942, s. 71. 79 Muhammed Hamidullah, İslam Peygamberi, çev., Salih Tuğ, İstanbul 1993, I, 175.

2.1. Ensar Kadınlarından Biat Alması

Hz. Peygamber, bir evde toplanan Ensar'ın erkeklerinden biat alırken ka- dınların başka bir evde toplanmasını ve onlardan kendisi adına Hz. Ömer’in biat almasını emretti. Hz. Ömer de Hz. Peygamber adına Ensar kadınlarından biat aldı80.

2.2. Muahatta Hz. Ömer

Hz. Peygamber, Hz. Ömer’i Medine’de Benî Sâlim kabilesinden İtbân b. Mâlik ile (bazı rivayetlerde Uveym b. Sâide, Muâz b. Afrâ veya Evs b. Havlî) kardeş ilân etti. Gerçekten de Ensar, kardeşleri olarak kabul ettikleri muhacir- ler ile zaman dâhil her şeyi paylaşmışlardır. Hz. Ömer, ahdî kardeşi ile her şeyi paylaştıklarını ve bir gün kendisinin hurma hasadı işinde çalıştığını ve aynı gün kardeşinin Resûlullah’ın yanına vardığını, ertesi gün bahçede çalışma sıra- sının diğerine geldiğini ve her günün akşamı ise buluştuklarında Resûlullah'ın yanında bulunanın diğerine öğrendiği şeyleri naklettiğini anlatmaktadır81.

2.3. Gazve ve Seriyyelerde Hz. Ömer

Katıldığı seriyyeler dışında Resûl-i Ekrem’in yanından hiç ayrılmayan Hz. Ömer kumandanlığını Resûlullah’ın yaptığı bütün savaşlarda, Hudeybiye Ant- laşması, Umretü’l-kazâ ile Vedâ haccında bulundu.

2.3.1. Bedir Gazvesinde Hz. Ömer

Hz. Peygamber, Ebu Süfyan idaresinde zengin bir kervanın Suriye’ye git- tiğini öğrendiğinde üç yüz kişilik bir birlik oluşturdu. Takip edildiğinden şüp- helenen Ebu Süfyan Mekke’den yardım istedi. Mekkelilerin gönderdiği ordu ile Müslümanlar Bedir’de karşılaştı. Hz. Peygamber, savaş öncesi düşman or- dusuna savaş yapılmaksızın Mekke’ye geri dönebileceklerini söyledi; ancak Ebu Cehil bunu kabul etmedi ve savaş kaçınılmaz hale geldi. Hz. Ömer’in Be- dir Savaşındaki rolüne gelince şunları söyleyebiliriz. Hz. Ömer, kabilesi Adiy- yoğullarından hiçbir kimsenin müşriklerin safında yer almadığını belirtmiş ve bununla övünmüştür.

Hz. Peygamber, Bedir’de savaşmaya karar vermeden önce Kureyş kerva- nını takip etmek ya da Kureyş ordusunu karşılamak konusunda sahabilerle is- tişare etti. İstişarede Hz. Ömer, Kureyş ordusunun karşılanması yönünde gö- rüş bildirdi ve şu konuşmayı yaptı: ‚Ya Resûlullah! Vallahi işte Kureyş ve onun gücü! Onlar şimdiye kadar zelil olmadılar, hep aziz oldular. Kâfir oldu-

80 İbn Sa‘d, VIII, 7.

lar, iman etmediler. Allah’a yemin olsun ki onlar güçlerini asla teslim etmeye- cekler ve seninle savaşacaklardır. Savaşa hazırlan!‛

Hz. Peygamber, savaştan önce Hz. Ömer’i düşman ordusuna elçi olarak gönderdi. Hz. Ömer onlara savaşılmadan geri dönülmesi mesajını götürdü; ancak müşrikler bunu kabul etmediler82. Kaynaklarımız Bedir Gazvesinde Hz.

Ömer’in Ebu Cehil’in kardeşi As (Asî) b. Hişam’ı öldürdüğünü belirtmektedir- ler. Yine bu şahsın Hz. Ömer’in dayısı olduğu; hatta Hz. Ömer’in dayısı oldu- ğu; Hz. Ömer’in de bunu teyit ettiğini ve onu öldürdüğünü ifade ettiğini be- lirtmektedirler. Ancak Hz. Ömer’in annesi, Ebu Cehil’in kardeşi değildir. Bu nedenle Hz. Ömer’in Bedir’de öldürdüğü şahıs, Ebu Cehil’in kardeşidir.

Kaynaklarımızda Hz. Ömer ile ilgili Bedir Gazvesinde önemli başka de- taylar da bulunmaktadır. Bunlardan biri de şudur: Bedir Savaşında esir alınan Süheyl b. Amr yaralı olduğu halde kaçmaya çalışmıştı. Hz. Ömer, Allah Resu- lünden onun dişlerini sökmeyi ve ir daha Hz. Peygamber hakkında olumsuz bir şekilde konuşmamasını söyledi. Hz. Peygamber bunu ‚Ben dişlerini söktü- rerek ona işkence yapamam. Allah da beni peygamber olduğum halde dahi aynı azaba uğratır‛ diyerek reddetmiştir. Gerçekten de Süheyl b. Amr Mek- ke’nin fethinde Müslüman olmuştur.

Hz. Peygamber, Bedir’de alınan esirlerin nasıl bir muameleye tutulması konusunda sahabe ile durumu istişare etti. Hz. Ebu Bekir esirlerin fidye karşı- lığında serbest bırakılmasını söylerken Hz. Ömer aksine esirlerin öldürülmeleri gerektiği görüşünü savundu. Hatta Hz. Ömer, esirlerin yakınları tarafından öldürülmelerini istedi. Kendi akrabalarından olan esirleri kendisini öldürece- ğini vurguladı. Ancak Hz. Peygamber çoğunluğun da görüşü olan Hz. Ebu Bekir’in görüşünü kabul etti.

Hz. Peygamber, Hz. Ebu Bekir’in görüşünü kabul etmesine rağmen ayet- ler, Hz. Ömer’in görüşünün kabul edilmesinin daha doğru olacağını belirtti: ‚Yeryüzünde ağır basıp küfrün belini kırıncaya kadar hiçbir peygambere esir- leri bulunması yaraşmaz. Siz geçici dünya malını istiyorsunuz. Allah ahireti is- tiyor. Çünkü Allah azizdir, hâkimdir. Allah’tan bir yazı geçmemiş olsaydı, al- dığınız fidyeden dolayı size mutlaka bir azap dokunurdu. Artık elde ettiğiniz ganimetten helal ve temiz olarak yiyin. Allah’tan korkun. Şüphesiz Allah ba- ğışlayan, merhamet edendir‛. (Enfal, 67-69)

Allah Resulü ‚Eğer Bedir Gazvesinde fidye alındığından dolayı Allah’ın azabı inseydi, o azaptan Ömer’den başkası kurtulmazdı‛ dediği de belirtilmek- tedir.