• Sonuç bulunamadı

Hz Ömer’in Hz Ebu Bekir’e Öneri ve Muhalefetler

HZ EBU BEKİR’İN HİLAFETİ ZAMANINDA HZ ÖMER

11. Hz Ömer’in Hz Ebu Bekir’e Öneri ve Muhalefetler

Ebu Bekir’e yani halifeye/devlet başkanına maaş teklif edilmesi Hz. Ömer vasıtası ile olmuştur.124

Hz. Ömer’in Hz. Ebu Bekir zamanında birçok şeye müdahale ettiğine, in- sanların bundan rahatsızlık duyarak Hz. Ebu Bekir’e şikâyette bulunduklarına dair bir takım rivayetler mevcuttur. Kimi zaman Hz. Ebu Bekir’e serzenişte bu- lunarak, ‚Emir, sen misin, yoksa Ömer mi, anlayamıyoruz.‛ diyenlere Hz. Ebu

118 Yakubi, s. II,133

119 Taberi, s. III,212-213; Vakidi, s. 32; Mevlana Şibli, IV,53; Balcı, s. 214

120 İbn Sa’d, s. III,161; Halife b. Hayyat, et-Tarih, thk. E. Diyâ el-Umerî, Beyrut, 1977, s. 145, 147, 152;

Taberi, s. IV,27

121 Halife b. Hayyat, s. 147

122 İbn Sa’d, s. III,168; Taberi, s. III,276-277; Balcı, s. 230-231; et-Temmavi, s. 297 123 Balcı, s. 41-43

Bekir, ‚O emirdir; ama bana itaat edilir‛ şeklinde cevap verir.125 Zımnen

‚Ömer bunları yapıyor olsa da onlara benim onayım ve rızam vardır.‛ mealin- de bir yanıt verilmiştir. Mevzu bahis rivayet, bir idarecinin emrindekilerle idarî uyuşum, paylaşım ve anlaşmasının iyi bir örneğidir.

Hz. Ömer’in, Hz. Ebu Bekir’e bilhassa biat etmeyenler hususunda muha- lefet yaptığını görüyoruz. Hz. Ebu Bekir’e biat etmeyenler arasında Hz. Ali’nin de ismi zikredilmektedir. Hz. Ali biatini geciktirmiş isimlerin başında gelmek- tedir. Bu nedenle Hz. Ömer onun da zorla biat ettirilmesini istemiştir. Çünkü başta Ebu Süfyan ve Halid b. Saîd olmak üzere bilhassa Ümeyyeoğulları, hali- feliğin, peygamberin varisi olması hasebiyle Ali’nin hakkı olduğunu iddia ede- rek onu halife olmaya, daha doğrusu Ebu Bekir’den hilafeti almaya zorluyor- lardı. Veraset iddiaları hem Hz. Ali’nin hilafeti hem de ridde harplerinde gün- deme getirilmiştir. Ancak Hz. Ebu Bekir bu veraset iddialarına kulak asmadığı gibi bu konuda gerekli tedbirleri de elden bırakmamıştır. Şiiler Hz. Ali’den zorla biat alındığını, hatta Ali’nin kapısının tekmelenip biat alındığını, bunu da Ömer’in yaptığını iddia ederler. Bu iddialar kısmen Sünni kitaplarda da yer almaktadır. Fakat konuyla alakalı bazı rivayetler var ki onlar gayet makul gö- rünmektedir. Kaynaklarda Hz. Ebu Bekir’in ‚Önemli değil, ben Ali’nin gönlü- nü yaparım‛ dediği, halife olduktan bir kaç hafta veya bir ay sonra gidip gön- lünü aldığı, ‚Ben bu işe çok hevesli değildim. Bu iş bana kaldı. Senin yerine göz koymuş veya senin hakkın olan bir şeyi almış değilim‛ gibi sözler sarf etti- ği ifade edilmektedir. Ne var ki İbnü’l-Esir de Hz. Ali’nin gönlünün razı edil- mesi noktasında geçen ‚İstiyorsan gel ben sana halifeliği vereyim, ben bunun meraklısı değilim.‛ mealindeki sözün, makuliyetten uzak olduğunu düşün- mekteyiz. Hz. Ebu Bekir’e nispet edilen bu söz, hem onun karakteriyle hem de biat uygulamaları ile örtüşmemektedir. Zaten böyle söylerse o aldığı beyatların bir anlamı kalmaz. Ne yazık ki bu tür anlatılarla Ali’ye ve Şiaya yakınlaşma adına Ebu Bekir küçük düşürülmektedir. O yüzden Şiiler, Ali’nin halifeliğinin Sünni kaynaklarca da tescillendiğini iddia etmektedirler.

Aynı şekilde Zübeyr b. Avvam’ın da ilk başlarda biat etmediği, ‚Ben Ali’ye biat edilmediği sürece kılıcımı kınına sokmayacağım‛ dediği haber veri- lir. Hz. Ömer, buna karşı da çok sert çıkmakla beraber, Hz. Ebu Bekir’in yumu- şak davrandığı görülür. Bu yönüyle tıpkı Hz. Peygamber gibi davranan ve bü- yük bir feraset sahibi olan Hz. Ebu Bekir, bütün sert tutum ve davranışları, kı- rıcı sözleri tolere etmiş bir isim olarak karşımıza çıkmaktadır.

Hz. Ebu Bekir’e biat etmeyip muhalefet edenlerden birisi de ilk Müslü- manlardan ve Ümeyyeoğullarından olan Halid b. Saîd’dir. Bu da muhalefetini

çok sert gösteriyor. Medine sokaklarında gezerek bu işin Ali’nin hakkı oldu- ğuna dair propaganda yapıyor. Her zaman olduğu gibi onun bu tavrına çok sert tepki göstermiş ve Hz. Ebu Bekir’e ‚Müsaade et şunun hesabını göreyim, onu biate zorlayayım‛ demiştir. Hz. Ömer’in müsamahasız görüşüne rağmen Hz. Ebu Bekir onu da tolere etmiş, hatta onu ordu komutanlığına getirmiştir. Hz. Ömer, Hz. Ebu Bekir’e Halid’in muhalefetini ve aleyhindeki davranış ve sözlerini hatırlatsa da Hz. Ebu Bekir bunu dikkate almamıştır. Gerçekten Hz. Ebu Bekir’in bu tavrı son derece yapıcı olmuş ve muhaliflerin gücünü kırmada mühim rol oynamıştır. Nitekim bir müddet sonra başarısızlığından dolayı onu görevinden almış, hemen yerine başka bir muhalifi Ebu Süfyan’ın oğlu Yezid’i, daha sonra da Muaviye’yi komutan tayin etmiştir. Onun bu uygulamaları mu- halefete karşı tahammül edilmesi ve hakkının teslim edilmesi gerektiği konu- sunda önemli mesajlar vermektedir.

Bir diğer muhalif ise Ümeyyeoğullarından Ebu Süfyan’dır. Hz. Ömer ona karşı da katı bir tutum sergilemesine rağmen onun otoritesini biraz daha farklı gördüğü için Hz. Ebu Bekir’e, ‚ona müellefe-i kulubdan pay verilmesini‛ teklif etmiştir. Bu teklif, Hz. Ebu Bekir’in hoşuna gitmiştir. Ona pay verince gerçek- ten de bir süre sonra sesini kesilmiş, akabinde biat etmesi sağlanmıştır.126

Hilafetin Kureyşliliğiyle ilgili rivayetlerin yanı sıra Usâme’nin komutanlı- ğına itiraz noktasında Ebu Bekir ile Ömer’in ismi beraber anılmaktadır. Bazı sahabe Hz. Peygamber’in Usâme’yi komutan tayin etmesine itiraz ettiği gibi Hz. Peygamber’in vefatının ardından Usâme’nin görevden el çektirilmesiyle ilgili Hz. Ömer’i aracı kılarak Hz. Ebu Bekir’e teklif götürmüşlerdir. Ebu Bekir bunu kabul etmediği gibi ridde hareketlerinin başlamasından dolayı Hz. Ömer’in başlarında bulunduğu bir grubun ‚Bu zor durumda ordu sefere çık- masın‛ tembih ve tekliflerini de reddetmiştir. Hz. Ebu Bekir ısrarla bu görüşe ‚Allah Resulü bu orduyu harekete geçirdi, ben buna mani olmam‛ diyerek or- duyu sefere gönderiyor ve Usâme’nin ordusu başarı ve ganimetlerle geri dö- nüyor.127

Bunları Hz. Ömer’in Hz. Ebu Bekir'e muhalefet örneği olarak sayabiliriz.

SONUÇ

Hz. Ömer’in Allah Resulü nezdindeki yeri ve öneminin bir benzerinin de Hz. Ebu Bekir için olduğunu söyleyebiliriz. Her ikisinin de ilk Müslümanlar- dan olması, baştan beri İslam’ın birçok çilesini birlikte çekip sıkıntılara katlan- maları, Resulullah’a hizmet ve yardımları, sahabenin gözündeki konum ve du-

126 Sarıçam, s. 226-227

rumları birbirlerine yakındır ve bu da herkesçe bilinmektedir. Bu durumda olan birilerinin birbirlerini ne kadar tanıdıkları ve birbirlerine olan kefaletleri anlaşılır bir durumudur.

Hz. Ömer, halifeliği boyunca Hz. Ebu Bekir’in dostu, sağ kolu, danışmanı ve en önemli yardımcısı olmuştur. Birçok konuda Hz. Ömer’in yol göstermele- ri ve fikirleri, Hz. Ebu Bekir’in önünü görmesine sebep olmuş, isabetli kararlar almasını sağlamış ve devletin selametine yol açmıştır.

Bununla birlikte biz, Hz. Ebu Bekir’in Hz. Ömer’in bazı teklif ve kararla- rına uymadığını da görmekteyiz. Mesela, bazı muhalifleri biat etmeye zorla- ması, komutan Halid b. Velid’in görevden alınması, Usâme’nin komutanlıktan azledilmesi, Halid b. Said’e görev verilmemesi ve mürtetlerle öncelikle barış yapılmasını teklif etmesi, Hz. Ebu Bekir tarafından ısrarla reddedilmiştir.

Hz. Ömer’in ruhi yapısı, heyecanı ve atılganlığı sebebiyle Halife Ebu Be- kir’in önüne çıkarak bazı olay ve kararlara müdahil olması, ashabı rahatsız et- miş ve hakkında şikâyete yol açmıştır. Mesela, Hz. Ebu Bekir’in müellefe-i ku- lub ve bazı zenginlere toprak dağıtılması hakkındaki izin kararına gösterdiği tutuma ve ilgili itirazlara rağmen, Hz. Ebu Bekir, Hz. Ömer’in arkasında dur- muş ve nihayetin de, Hz. Ömer’in de kendi tâbi olduğunu, halifelik otoritesini ayakta tuttuğunu göstermiştir.

İLK DÖNEM SİYER MERVİYÂTINDA