• Sonuç bulunamadı

Hz Nuh'un Kavmi

Belgede Kur'an-ı Kerim'de su kavramı (sayfa 52-57)

4. Su İle Helak Olan Kavimler

4.2. Hz Nuh'un Kavmi

Hz. Nuh'un kavmi Irak'ın güneyinde, şu anki Kûfe şehrinin etrafında yaşamıştır.184

183 Esed, Kur'an Mesajı Meal-Tefsir, II, s.828-829.

45 Hz. Nuh Irak’ta Vedd, Süva, Yauk ve Nesr şeklinde isimlendirilen putlara tapan kavmini, başlarına gelecek azaba karşı korkutmak ve bir olan Allah’a ibadete davet etmek üzere Irak’ta peygamber olarak gönderildi.185

Hz. Nuh (a.s), kavmini Allah (c.c)’a ibadete çağırdı, bunu yapmadıkları takdirde başlarına acıklı bir azabın geleceğini onlara haber verdi,186 fakat onlar bu davete karşılık

"Biz seni bizim gibi insanlardan biri olarak görüyoruz, başka değil. İlk bakışta bizim ayak takımımızdan başkasının senin arkana düştüğünü görmüyoruz. Sizin bizden fazla bir meziyetinizi de görmüyoruz. Aksine sizi yalancılar sanıyoruz,"187 diyerek Hz. Nuh (a.s)’ı kavmi içerisinde üstünlük elde etmeğe çalışan bir insan olmakla suçladılar.188

Hz. Nuh, kendisinin Allah tarafından gönderilmiş bir elçi olduğunu, yaptığı bu iş karşılığında herhangi bir ücrette istemediğini söyledi,189 fakat kavmi onu saplıkla itham etti.190

Sonunda kavmi daha da ileri giderek Hz. Nuh (a.s)’dan vadettiği azabı getirmesini,191 yaptığı bu işlerden vazgeçmemesi halinde taşlananlardan olacağını söyledi.192 Hz. Nuh (a.s), "Rabbim! dedi, kavmim beni yalancılıkla itham etti. "Artık

benimle onların arasında sen hükmünü ver. Beni ve beraberimdeki müminleri kurtar,"193 "Ben yenik düştüm, bana yardım et!" diyerek yalvardı.194

Bütün bunlardan sora Allah (c.c), Hz. Nuh (a.s)’a bir gemi yapmasını emretti.

“Bizim gözetimimiz altında ve vahyimize göre gemiyi yap. Zulüm yapanlar hakkında da bana bir şey söyleme. Çünkü onlar kesinlikle suda boğulacaklardır.”195

Hz. Nuh (a.s), gemiyi yaparken inanmayanlar gelip onunla alay ediyorlardı.

“Gemiyi yapıyordu, kavminden bazı ileri gelen gruplar, onun yanından gelip geçtikçe,

185 Köksal, Peygamberler Tarihi, I, s. 87. 186 Hûd 11/25-26; el-A'raf 7/59 187 Hûd 11/27 188 el-Mü’minûn 23/24 189 Hûd 11/29; eş-Şuarâ 26/109 190 el-A'raf 7/60 191 Hûd 11/32 192 eş-Şuarâ 26/116 193 eş-Şuarâ 26/117-118

194 el-Kamer 54/10; el- Mü'minûn 23/26 195 Hûd 11/37

46

onunla alay ediyorlardı. Nuh dedi ki: "Bizimle eğleniyorsunuz, biz de sizinle tıpkı bizimle eğlendiğiniz gibi alay edip eğleneceğiz."196

Geminin yapım işlemi tamamlanınca Allah (c.c)’ın azabı geldi ve tûfan başladı. Hz. Nuh (a.s)’a, kendisine iman edenleri, erkeği ve dişisiyle her canlıdan iki taneyi ve aleyhinde hüküm verilenlerin dışında ailesini gemiye alması emredildi.197

Gemide bulunan insanların sayısı, kırkı erkek, kırkı kadın olmak üzere toplam seksen kişi idi.198

Tufanın nasıl meydana geldiği ile ilgili olarak Kur’an-ı Kerim’de ayrıntılı diyebileceğimiz bilgiler mevcuttur.

y& m.    ( 9 !z <5  ! :Q :^ t/ T.  On, W57 2(  \  \ W T. !59

“Nihayet emrimiz geldiği ve tennûr tutuşup parladığı zaman dedik ki; "Erkeği ve dişisi olan her canlıdan ikişer tane, aleyhlerinde hüküm verilmiş olanların dışında, aileni ve iman etmiş olanları geminin içine yükle". Zaten beraberinde iman edenler çok az idi.”199

“Biz de boşalan bir su ile göğün kapılarını açtık. Yeri de kaynaklar halinde

fışkırttık, derken sular takdir edilmiş bir iş için birleşti. Nuh'u da tahtalardan yapılmış, çivilerle (çakılmış gemi) üzerinde taşıdık. Nankörlük edilen (kulumuz)e bir mükafat olmak üzere (gemi), gözlerimizin önünde akıp gidiyordu. Bunu bir ibret olarak bıraktık, ibret alan yok mudur? Benim azabım ve uyarılarım nasılmış (görsünler)200

İlgili ayetlerde tufana sebep olan suyun yeryüzünden fışkırdığı ve gökyüzünden indiği haber verilmektedir. Gökyüzünde buhar şeklinde ve yerin derinliklerinde depolanmış olarak çok miktarda suyun bulunduğu bilinen bir gerçektir.

Tûfanın oluş şeklini anlatan ayetlerde geçen “($$ $$” cümlesi üzerinde müfessirler farklı görüşler ortaya koymuşlardır.

196 Hûd 11/38

197 Hûd 11/40

198 el-Mahallî vdğr, Tefsîru'l- Celâleyn, s. 290. 199 Hûd 11/40

47 Tennûr: Lügatte kapalı bir ocak, bir fırındır ki, dilimizde "tandır" olarak kullanılır

Feverân: kuvvet ve şiddetle kaynamak ve fışkırmaktır.201

Şevkâni Tennûr kelimesiyle ilgili olarak zikredilen farklı görüşleri şu şekilde özetlemektedir.

1-Tennûr, yer yüzü demektir. Yeryüzünde su görmeye başladığın zaman beraberindekilerle birlikte gemiye bin anlamındadır.

2-Tennûr, ekmek fırını demektir. Ekmek fırınından su fışkırdığı zaman beraberindekilerle birlikte gemiye bin anlamındadır.

3-Tennûr, gemide suyun toplandığı yer demektir. 4-Tennûr, fecrin doğması ve sabah aydınlığı demektir.

5-Kufe Mescidi demektir. Buna göre Hz. Nuh gemiyi Kufe mescidinin içerisinde yaptı, su mescidin içerisinden fışkırmaya başladı. Bu durum, Hz. Nuh için tufanın başladığına bir işaretti.

6- Tennûr, yüksek mevkiler demektir.

7- Tennûr "aynu’l-verdan“da fışkıran bir sudur.202

Bütün bu görüşlerde ifade edilenlerin, tufanın başlangıcına bir işaret olarak kullanıldıkları anlaşılmaktadır.

"Tennûr"un gemide suyun toplandığı yer anlamına gelmesinden hareketle, bunun geminin kazanını, dolayısıyla da gemiyi hareket ettiren gücü ifade ettiğini ve geminin yelkenli değil kazanlı ve buhar gücü ile hareket eden bir gemi olduğunu söyleyenler olmuştur.203

Bayraklı, bu konuda şöyle bir açıklama getirmektedir. $

($ “tandır ( da sular) kaynamaya başladı”. Tandır olarak tercüme edilen

“tennur” kelimesine alimler farklı manalar vermişlerdir. Bu manaların veya

201 Elmalılı, Hak Dini Kur'an Dili, IX, s.538.

202eş-Şevkânî, Fethu’l-Kadir el-Câmi’ Beyne Fenneyi’r-Rivâyeti ve’d-Dirâyeti Min İlmi’t-Tefsir, ts, II,

s.719.

48 açıklamaların bazısı aslı olmayan abartılı izahlardır. Bunları nakletmeden biz

“tennur”un ne olabileceğini Kamer 12 ile cevaplandıracağız. $(57 p “yeryüzüne

sulur fışırttık”. Demekki “tennûr” bu ayette pınarlar anlamına gelen “uyun” ile ifade edilmiştir. Diğer taraftan “tennûr" kelimesine Kamer 11. Ayetle de mana verilebilir.

{ (F ]  | <

“biz de derhal nehir gibi devamlı akan bir su ile göğün kapılarını

açtık.” Gökten boşalan su ile yerden fışkıran suyun birleşmesi Kamer 12 de geçmektedir. Bu iki suyun birleşmesine “tennûr” denebilir. Gökten inen su ile yerden fışkıran suyun birleşmesi tufanı meydana getirmiştir.204

Tufanın bölgesel mi yoksa tüm yeryüzünde mi olduğu konusu Kur'an-ı Kerim tarafından cevaplandırılmadığı için konuyla ilgili farklı iki görüş ortaya çıkmıştır.

"Tarihin o döneminde yeryüzünün yerleşim bölgesi yalnızca Hz. Nuh (a.s)'un yaşadığı bölgeydi ve tufandan arta kalan kuşaklar tedrici olarak yeryüzünün diğer bölgelerine yayıldılar. Bu teoriyi iki şey desteklemektedir. Birinci olarak, Dicle ve Fırat bölgesinde büyük bir tufanın meydana geldiği yolunda tarihsel geleneklerin, arkeolojik buluntuların ve jeolojik kanıtların teyit ettiği kesin deliller söz konusudur. Buna karşılık yeryüzünün diğer bölgelerinde tufanın dünya çapında olduğunu kanıtlayacak herhangi bir delil söz konusu değildir. İkinci olarak, Amerika ve Avustralya gibi birbirinden çok uzak yerlerdekiler dâhil hemen tüm yeryüzü sakinlerinin geleneklerinde bir zamanlar yeryüzünde büyük bir tufanın koptuğu yolunda rivayetler vardır. Bunlardan çıkarılacak sonuç, insanlığın atalarının bir zamanlar yeryüzünün belli bir yöresinde yaşıyor olduklarıdır. Demek ki, bu olaydan sonra yeryüzünün çeşitli yerlerine dağılmışlar ve tufana dair rivayetlerini de beraberlerinde götürmüşlerdir."205

Allah (c.c)’ın hükmü gerçekleşip, inananlar mükafata inanmayanlar da cezaya ulaşınca sular yeryüzünden çekildi, gemi kurtuldu ve hayat normale döndü. “Allah

tarafından denildi ki: "Ey yeryüzü suyunu yut! Ey gökyüzü sen de suyunu kes! Ve sular çekildi. Emir yerine gelmiş oldu. Gemi de Cûdi dağı üzerine oturdu. O zalim kavme böylece dünyadan uzak olun denildi.206

204 Bayraklı, Yeni Bir Anlayışın Işığında Kur'an Tefsiri, IX, s. 190. 205 el-Mevdûdî, Tefhîmu'l-Kur'ân, II, s.396.

49 Kur’an-ı Kerim tarafından tûfan sonunda geminin kurtularak oturduğu ifade edilen Cûdi Dağı Türkiye-Suriye sınırının birleştiği yerdedir.207

Belgede Kur'an-ı Kerim'de su kavramı (sayfa 52-57)

Benzer Belgeler