• Sonuç bulunamadı

I. BÖLÜM

2.10. Nâhiyelere Göre Vakıflar

2.10.10. Honaz Nâhiyesi Vakıfları

Honaz’da bulunan vakıflar arasında Selâtin Vakfı olarak bilinen ve Sultan II. Murad tarafından yaptırılan Honaz Camii, dikkat çeken vakıflar arasında yer almaktadır. Camii’in geliri olarak, İshak Fakih oğlu Mehmed Fakih’e aid olduğu anlaşılan bir hamam ve 2.400 akçe hâsıl kaydedilmiş olup ayrıca Sultan Murad Han’dan berât alındığı anlaşılmaktadır. Daha sonra hamamın, Mehmed Çelebi’nin oğulları tarafından Burak oğlu Ömer’e satıldığı ve Ömer’in de bahsi geçen hamamı 6.000 akçeye Sultan Murad’a sattığı defterdeki kayıttan anlaşılmaktadır. Sultan Murad’ın, Ömer’den satın aldığı hamamın gelirlerini Honaz’daki Camiin hatib, imam, müezzin, çerağ yağı ve hasırına vakfettiği yine defterdeki kayıttan tespit edilebilmektedir. Bununla beraber Seyyid Hüseyin oğlu İsmail’in hatib olduğu da defterde ayrıca mukayyeddir (TADB. TTD. EV. 560, v. 242b). Yine defterde Yalıncak Şeyh neslinden olduğu belirtilen ve asıl adı İsmail Seydi olan Gökbaşlu Abdal’ın Honaz’daki vakıfları da Nâhiye içerisinde öne çıkan vakıfları teşkil etmektedir. Anadolu’nun pek çok yerinde adına zâviyeler kurulduğu anlaşılan Gökbaşlu İsmail Seydi’nin Honaz’da Çağlayık Mezrâ’sı, ikisi harab yedi bağ, iki zemin, iki bahçe, iki âsiyâb ile kestane ve koruluklardan hâsıl olan 350 akçe vakfa gelir olarak kaydedilmiş olup, zâviyeye hizmet eden 13 neferin yanında 14 nefer vakıf evladı da defterde ayrıca mukayyeddir. Sultan Mehmed ve Sultan Selim Han tarafından mukarrer tutulduğu anlaşılan vakfın tevliyeti, İsmail Seydi’den sonra sırasıyla evladdan

130

Seydi Ahmed, Hasan, Hasan oğlu Hüseyin, Mehmed Şah ve Nuh’a bırakılmıştır (TADB. TTD. EV. 560, v. 241b). Honaz Nâhiyesinde bir değirmen ve kestane bahçelerinin vakfedildiğine dair diğer bir kayıtta ise sırasıyla Gökbaşlu neslinden Hüseyin, Murad, Mehmed Şah, Hızır Şah ve Nasuh veled-i Seydi Ahmed mutasarrıflar olarak kaydedilmişlerdir (TADB. TTD. EV. 560, v. 243b). Bu vakıfların dışında Nâhiye içerisindeki vakıfların çoğunu camii ve mescid başta olmak üzere zâviye, amme ve diğer vakıflar oluşturmaktadır. Bu vakıfların dışında Honaz’da bir de muallimhâne vakfı bulunmaktadır. Bu vakıfların tümü önceki bölümlerde ele alındığından burada yine isimlerini belirtmekle yetinilecektir. Nitekim bunlar: Köhne Mescid (Dülbentbaşı Mescidi) ve Camii-i Kebir (Diğer Vakıflar), Muslihiddin Mescidi (Diğer Vakıflar), Har Mescidi (Para Vakıfları), Hisar Mescidi (Para Vakıfları), Ahi Kemal Mescidi (Para Vakıfları), Kestel Mescidi (Para Vakıfları), Hayreddin Bey Mescidi (Para Vakıfları), Sinan Fakih Mescidi (Para Vakıfları), Sekli Mescidi (Diğer Vakıflar), Kadı Mahallesi Mescidi (Para Vakıfları), Satılmış Mescidi (Para Vakıfları), Şerif Selim Mescidi (Para Vakıfları), Ahi Hoca Zâviyesi (Ahiyân Vakıfları), Ahi Ali Zâviyesi (Ahiyân Vakıfları), Ahi Çalış Zâviyesi (Ahiyân Vakıfları), Hüsrev Subaşı Muallimhânesi (Para Vakıfları), Ahi Timur Vakfı (Ahiyân Vakıfları), Amme Vakfı (Diğer Vakıflar), Amme Vakfı (Diğer Vakıflar).

Honaz Nâhiyesi için defterde 22 vakıf kaydı tespit edilmiş olup bu vakıfların ikisi camii, 12’si mescid, üçü zâviye, biri, muallimhâne, ikisi amme ve üçü diğer vakıftır. Tüm vakıfların genel hâsılı ise 9.673 akçe olarak hesaplanmaktadır.

131

SONUÇ

Osmanlı Devleti’nin kuruluşundan itibaren vakıfların dini, sosyal, ekonomik ve idâri anlamda üstlendiği roller birçok tarihçi tarafından bilinmekte ve dile getirilmektedir. Bununla beraber vakıflar, gerek şehir tarihi araştırmalarında gerekse kaza/sancak araştırmalarında önemli bir rol üstlenmektedir. XVI. yüzyılda hazırlanan evkâf tahrir defterlerinin söz konusu araştırmaların karanlıkta kalan kısımlarını aydınlatma ve belirli bir sonuca ulaştırma noktasında araştırmacılara fayda sağladığı şüphesizdir. Osmanlı Devleti’nin özellikle kuruluş dönemi ile ilgili kaynakların yetersiz kaldığı ve eldeki mevcut belgelerin azlığı hesaba katıldığında, evkaf defterlerindeki kayıtlı vakıfların geriye doğru yaptığı atıflar, bu anlamda ciddi bir önem kazanmaktadır. Nitekim bu çalışma da mezkûr çerçevede değerlendirildiğinde, ele alınan bölgenin tarihsel sürecini de ihtiva ederek dönemin toplumsal, ekonomik ve sosyolojik kesitini vakıf kayıtları aracılığıyla göstermeyi ve elde edilen veriler doğrultusunda bu konuda yapılacak araştırmalara katkı sağlamayı amaçlamıştır.

Osmanlı Devleti’nin XV. yüzyılın ilk yarısında bir sancağı haline gelen Kütahya ve bu sancağa bağlı toplam 12 Nâhiye’de kurulmuş olan vakıfları konu edinen çalışmamızda, elde edilen verilere göre defterde toplam 488 adet vakıf kaydı tespit edilmiştir. Bu vakıfların, genel olarak sancak dâhilinde kurulan camii, mescid, zâviye, türbe, kervansaray, köprü, çeşme vs. gibi yapıların ıslâhı ve masraflarını karşılamak üzere kurulmuş olduğu söylenebilir. Hayrâtı sancak dışında olan imâretler için kurulan vakıflar ise Osmanlı’nın ileri gelen devlet ricâli ve ulemâ zümresinden tanınmış kişilerin kurdukları vakıflar olarak karşımıza çıkmaktadır. Bütün bu vakıfların gelirlerini ise bağ, bahçe, hamam, ev, dükkân, çiftlik ve nakit paralardan elde edilen gelirler teşkil etmektedir. Defterde yer alan vakıflar arasında dikkati çeken bir kayıtta ise Şeyhlü Nâhiyesi’nde ulemâ zümresinden Şeyh Hacı Ahmed oğlu Şeyh Hüseyin Çelebi’nin kurduğu vakfının gelirleri arasında çeşitli konuları ihtivâ eden bazı kitaplarını vakfettiği ve vakfın cüz tilâvetine şart edildiği kaydedilmiştir. Bu durum, Osmanlı uygulamasındaki para vakıflarında olduğu gibi vakfedilen mallar açısından kitap vakıflarında da yürürlükte olan hukukun işletildiğini göstermektedir. Bu anlamda, kitapların vakfı konusunda da diğer vakıf mallarda olduğu gibi genel olarak kamu yararının gözetildiğini söyleyebiliriz.

132

İncelenen vakıfların çoğunluğunun Osmanlı Dönemi’nde kurulduğu anlaşılmakla beraber defterde “kadimden” ibâresiyle tâbir olunan vakıfların bir kısmı Selçuklu Dönemi Evkâfı arasında değerlendirilmiştir. Nitekim XIII. yüzyılın ikinci yarısında yaşadığı bilinen ve Pir Ebi Sultan’ın oğlu Yalıncak Şeyh’in Eğrigöz Nâhiyesi’ndeki zâviyesi için kurulan vakıflar bunlar arasındadır. Üç aded zâviye ve bir aded camii vakfının kurulduğu bu dönemde, vakıflardan ikisinin nesh edilip daha sonra yeniden vakfa rücu ettirildiği anlaşılmaktadır. Bununla beraber defterde kaydedilen vakıfların neredeyse çoğunun nesh edilip timara verildiği burada belirtilmelidir. Bunun nedeni ise Osmanlı Devleti’nin kuruluş döneminde dervişler ve tarikat şeyhleri eliyle bir siyaset biçimi olarak kullandığı vakıf topraklarının, devletin fetih politikası çerçevesinde sistemleştirip geliştirdiği tımar uygulamasına dâhil edilmesidir. Bu nedenle ilk zamanlarda genellikle uçlarda iskân edilen ve Ö.L. Barkan’ın ifâde ettiği gibi

“Kolonizatör Türk Dervişleri”ne ait zâviye toprakları, fetih politikasının gereği olarak

fethi gerçekleştiren sipâhilere dirlik ve tımar toprağı olarak verilmiştir. Ancak daha sonra bu topraklar yeniden eski statüsüne dönüştürülecektir.

Defterde tespit edilen vakıflara genel olarak bakılırsa bunlardan 22’si Germiyanoğulları Dönemi’nde (toplam hâsılı 46.415 akçe), dördü Selçuklu Dönemi evkâfı arasında (toplam 8.729 akçe hâsıl), bir tanesi İnançoğulları Dönemi’nde kurulan İshak Bey Medresesi (4.650 akçe hâsıl), bir diğeri Honaz’da kurulan ve selâtin vakfı arasında değerlendirilen Honaz Camii (2400 akçe hâsıl) ve Aydınoğulları Dönemi’nde kurulan iki aded zâviye vakfı (4.885 akçe hâsıl), Osmanlı Dönemi öncesinde kurulan vakıflar arasında değerlendirilmiştir.

Çalışmanın ikinci bölümünü teşkil eden Osmanlı Dönemi vakıfları ise; Selâtin Vakıfları, Ümerâ Vakıfları, Ulemâ Vakıfları, Abdalân Vakıfları, Ahiyân Vakıfları, Para Vakıfları, Kadınlar’ın Kurduğu Vakıflar ve Selâtin-i Mâziye Tâbir Olunan Vakıflar başlıkları altında verilmiştir. Bu vakıflara da genel çerçevede bakılacak olursa; Bunlardan 10’u Selâtin-i Mâziye Dönemi’nde kurulmuş olan ve toplam hâsılı 17.069 akçe olarak hesaplanan vakıflar, 65 tanesi Ümerâ zümresine ait olan (hâsılı 256.499 akçe) vakıflar, 122’si ulemâya ait olan (hâsılı 109.030 akçe) vakıflar, 40 tanesi, abdalân zümresine ait olan (hâsılı 50.855 akçe) vakıflar, 27 tanesi ahiyân vakıfları başlığı altında değerlendirilen (hâsılı 13.208 akçe) vakıflar, 14 tanesi kadınların kurmuş olduğu (47.397 akçe) vakıflar ve son olarak toplam hâsılı 96.872 akçe olarak hesaplanan para vakıfları da Osmanlı

133

Dönemi Evkâfı arasında değerlendirilmiştir. Bu dönemde kurulan vakıfların türlerini ise genel olarak mescid, camii, zâviye, imâret, türbe, hamam, muallimhâne, köprü ve evlatlık vakıfları teşkil etmektedir. Defterde Ümerâ zümresine ait olduğu anlaşılan ve Osmanlı Devlet ricâli arasında önemli rolleri bulunan kişilerin imâret vakıfları ise çalışma içerisinde “Hayrâtı Sancak İçerisinde Olan Vakıflar” ve “Hayrâtı Sancak Dışında Olan Vakıflar” şeklinde iki başlık hâlinde değerlendirilmiştir. Bu vakıflar arasında Osmanlı’nın kuruluş dönemi ünlü vezirlerinden Çandarlı Hayreddin Paşa’nın İznik’teki imâreti için kurduğu vakıflar (34.387 akçe hâsıl) ile yine aynı aileden Mahmud Çelebi’nin İznik’teki imâreti için kurduğu vakıflar (hâsılı 73.172 akçe), Fatih Dönemi’nin ünlü vezirlerinden Gedik Ahmed Paşa’nın Afyon Karahisar’daki imâreti için kurduğu vakıflar (89.336 akçe hâsıl) ve yine aynı dönemde Güneydoğu Bosna’nın fethini gerçekleştiren Hersekzâde Ahmed Paşa’nın Kula Nâhiyesi’ndeki vakıfları (Toplam hâsılı 8.000 akçe) dikkati çeken vakıflar arasında yer almaktadır.

İnceleme alanı içerisinde tespit edilen 488 adet vakfın nahiyelere göre dağılımına bakılacak olursa bu vakıfların 79’u Lazkiye Nâhiyesi’nde kurulmuş ve bunlardan üçü mescid, ikisi camii, 15’i zâviye, beşi imâret, biri medrese, biri muallimhâne, biri kervansaray, biri evlatlık, beşi amme ve dokuzu diğer vakıf türleri içerisinde değerlendirilmiştir. Lazkiye’deki vakıfların toplam hâsılı ise 305.387 akçe olarak hesaplanmıştır. Kula Nâhiyesi’nde kurulan vakıfların sayısı ise 40 adettir ve bunlardan 10’u mescid, beşi camii, 17’si zâviye, biri imâret, ikisi türbe, biri muallimhâne, ikisi kuyu, ikisi kervansaray, biri musluk, biri amme vakfı ve dördü diğer vakıf türleri içerisindedir. Toplam hâsıl ise 69.404 akçe olarak hesaplanmıştır. Toplamda 113 aded vakıf kaydı bulunan Şeyhlü’deki vakıfların ise 10’u mescid, beşi camii, 39’u zâviye, biri imâret, ikisi türbe, biri muallimhâne, biri mevlevihâne, biri tekke, biri kervansaray, biir çeşme, biri köprü, dokuzu evlatlık, 14’ü diğer, 19’u amme ve üçü ashâb-ı hayrât vakfıdır. Tüm vakıfların genel hâsılı ise 61.874 akçe olarak hesaplanmıştır. 52 aded vakıf kaydı tespit edilen Uşak’daki vakıfların ise sekizi mescid, yedisi camii, 22’si zâviye, ikisi muallimhâne, biri imâret, ikisi amme ve 10’u diğer vakıftır. Tüm vakıfların genel hâsılı ise 54.686 akçe olarak hesaplanmıştır. Simav Nâhiyesi’nde ise toplamda 27 vakıf kaydı tespit edilmiş olup bu vakıfların dördü camii, ikisi mescid, 11’i zâviye, ikisi imâret, biri medrese, ikisi muallimhâne, üçü evlatlık ve ikisi diğer vakıflardır. Genel hâsıl ise 51.918 akçe olarak hesaplanmıştır. Güre ve Selendi Nâhiyeleri’nde kurulan vakıflardan ikisi

134

mescid, biri camii, 13’ü zâviye, biri tekke, biri, muallimhâne, biri türbe, biri evlatlık ve üçü diğer vakıflar olmak üzere toplam 21 vakıf kaydı defterde tespit edilmiştir. Tüm vakıfların genel hâsılı ise 40.330 akçe olarak hesaplanmıştır. Homa ve Geyikler Nâhiyeleri’nde ise toplamda 54 vakıf kaydı tespit edilmiştir. Bunlardan 20’si mescid, altısı camii, 13’ü zâviye, biri hamam ve iki muallimhâne, bir tekke ve misafirhâne, yedisi diğer, biri evlatlık ve biri amme vakfıdır. Tüm vakıfların genel hâsılı ise 37.611 akçe olarak hesaplanmıştır. Eğrigöz Nâhiyesi içerisinde tespit edilen toplam 45 aded vakfın üçü mescid, üçü camii, 24’ü zâviye, biri muallimhâne, biri hamam, dokuzu diğer, üçü amme vakfıdır. Tüm vakıfların hâsılı ise 27.044 akçe olarak hesaplanmıştır. Toplamda 19 vakıf kaydı bulunan Banaz’daki vakıfların ise 11’i zâviye, biri imâret, ikisi evlatlık, biri ashâb-ı hayrât ve biri diğer vakıf olup toplam hâsılı 14.999 akçe olarak hesaplanmıştır. Son olarak Honaz Nâhiyesi için defterde 22 vakıf kaydı tespit edilmiştir. Bu vakıfların ikisi camii, 12’si mescid, üçü zâviye, biri, muallimhâne, ikisi amme ve üçü de diğer vakıf türleri arasında yer almaktadır. Tüm vakıfların genel hâsılı ise 9.673 akçe olarak hesaplanmıştır.

135

TRANSKRİPSİYON METNİ: 560 NOLU KÜTAHYA

SANCAĞI EVKÂF DEFTERİ (151-282 SAYFALAR)

[v. 151b]

Nâhiye-i Eğrigöz der-Livâ-i Kütahya

Karye-i Metiye tâbi’-i mezbûr nefs-i Eğrigöz’de Ahi Yahya Zâviyesi’ne Metiye ve Göldere Bahçesi demekle ma’rûf bir pâre bahçe ve Virancık nâm karyede eşcâr-ı ceviz vakf olup kadimden vakfiyyet üzere tasarruf olunurmuş ve sahh defter-i pâdişâhîde dahi kayd olunmuş sonra Mevlânâ Muhyiddin merhûm Sultan Mehmed Han ve Sultan Bâyezid Han nevverallahu merkadehu berât-ı hümâyûnuyla tasarruf olunurmuş elinde mukarrernâme-i şâhî vardır deyü kayd olunmuş der defter-i atik hâliyâ pâdişâhımız iz-i nasruhu hazretlerinin nişân-ı hümâyûnuyla mezkûr Mevlânâ Muhyiddin oğlu Hacı Muhammed mutasarrıf der-vakfiyyet-i defter-i köhne hâliya pâdişâh medde zilluhu hazretlerinin berât-ı şerifiyle el-ân mutasarrıftır köhne defterde kaydı bulunmadı deyü mukayyed der-defter-i atik

45 Nefer 1 Zemin Hâsıl 1850 Hınta Müd 5 Akçe 500 Şa’ir Müd 5 Akçe 300 Burçak Keyl 7 Akçe 21 Öşr-i bostan 15 Eşcâr-ı ceviz Der dest-i ahâli-i karye 80 Mukâtâ-i Göldere 30 Resm-i çift 112 Resm-i bennâk 252 Resm-i kara 54 Âdet-i ağnâm 300 Resm-i zemin 86 Bâd-ı havâ Hâli [v. 152a]

Karye-i Dündâr tâbi’-i Eğrigöz karye-i mezkûrede Çerci Ahi Mahmud’un oğlu Seyfi’ye vakf imiş sonra oğlu Cömerd merhûm Sultan Mehmed Han berâtıyla tasarruf eder imiş sonra mensûh olup bâ’dehu mukarrer olup mezkûr Ahi Cömerd’e sadaka olunup eline hükm-i şâhî verile deyü kayd olunmuş deyü mastûr defter-i atikde hâliya

136

pâdişâhımız hazretlerinin berât-ı hümâyûnuyla Cafer Fakih nâm kimesneye sadaka olunup bâdehu mezkûrdan alınıp Şücâ nâm kimesneye sadaka olunup bilfiil mutasarrıfdır defter-i köhnede bulunmağın hâriç ez-defter bulundu deyü mastûr der-defter-i atik

26 Nefer 4 Zemin Hâsıl 820 Hınta Müd 2 Akçe 200 Şa’ir Müd 1 Akçe 60 Nohut Keyl 10 Akçe 30 Resm-i Küvvâre 20 Resm-i Çift 144 Resm-i Bennâk 264 Resm-i Kara 54 Âdet-i Ağnâm 40 Resm-i Zemin 10 Bâd-ı Havâ Hâli

Karye-i Opanözü tâbi’-i Eğrigöz karye-i mezkûrede İnederesi demekle ma’rûf beş çiftlik yer kadimden vakfiyyet üzere tasarruf olunurmuş el-hâletü hâzihi pâdişâhımız hazretlerinin berâtıyla Hayreddin’e sadaka olunmuş deyü mastûr der defter-i atik sâbık Mevlânâ Eğrigöz kadısı mahaldir deyü der-i devlete arz eylediğiyle sâhib-i nâm kimesneye sadaka olunup eline hükm-i şâhî vermiş bilfiil vakfiyyet üzere pâdişâhımız medde zilluhu hazretlerinin nişân-ı hümâyûnuyla mutasarrıfdır deyü mukayyed der-defter-i atik hâliya pâdişâhımız iz-i nasruhu hazretlerinin berât-ı hümâyûnuyla Ahmed nâm kimesneye mutasarrıf olunmağın defter-i cedide kayd olundu

Hâsıl

Ani’l galle ve gayruhu 250

[v. 152b]

Karye-i Doğanlar tâbi’-i Eğrigöz karye-i mezkûrede Haydar Çiftliği demekle ma’rûf bir çiftlik vakf-ı kadim olup sonra tâdil ve tâğyir olunup merhûm Sultan Bâyezid Han Muhammed mahaldir deyü arz eylediğiyle mukarrer edip eline hükm-i hümâyûn sadaka olunmuş vakfiyyet üzere mutasarrıfdır deyü kayd olunmuş der-defter-i köhne hâliya pâdişâhımız medde zilluhu hazretleri nişân-ı hümâyûnuyla Cemal nâm kimesneye sadaka olunup el-ân mutasarrıf deyü kayd olunmuş der-defter-i atik hâliya berât-ı hümâyûnuyla Derviş Mehmed mutasarrıf olunmağın defter-i cedide kayd şud

Hâsıl

137 300

Karye-i Derekınık tâbi’-i mezbûr karye-i mezbûrede bir çiftlik yer vakf-ı kadim olunup Derviş Abdurrahman hükm-i hümâyûnuyla tasarruf edermiş sonra oğlu Mûsa ve Mustafa ve Ak, Sultan Mehmed Han tâbe serâhu berâtıyla tasarruf imiş sonra evkâfa nesh-i târi olıcak timara verilmiş şimdiki halde eazzallhu ensârahu hazretleri evkâfa mezid-i merhamet olduğuyla yine mukarrer edip mezkûrûn kimesnelerden murâd Şeyh Mûsa fevt olup oğlu olmadığı ecilden mezkûr Ak Mustafazâde eline mukarrernâme verilmiş deyü kayd olunmuş der-defter-i atik ba’de berât-ı hümâyûnuyla Ali veled-i Ak Ahmed birâder-i O mutasarrıf iken pâdişâhımız medde zilluhu hazretleri nişân-ı hümâyûnuyla Ali nâm kimesneye sadaka olunup el-ân mutasarrıfdır deyü kayd olmuş der-i atik hâliya berât-ı hümâyûnuyla Seydi Mahmud mutasarrıf olunmağın defter-i ceddefter-ide kayd olundu

Hâsıl

Ani-‘l galle ve gayruhu 172

Karye-i Köprücek tâbi’-i Eğrigöz karye-i mezkûrede Şeyh Hacı Çiftliği demekle ma’rûf bir çiftlik yer vakf imiş oğlu Şeyh Muhammed tasarrufunda imiş mezkûr Şeyh Muhammed fevt olup evlâdından kimesne kalmadığı sebepten mevkufcu tasarruf edip Mevlânâ Eğrigöz kadısı mezkûr çiftlik mahaldir ve Mezid Fakih nâm ehl-i ilm mahaldir deyü âsitâne- i devlete arz eylediğiyle Mezid Fakih’e merhûm Sultan Bâyezid Han nişânıyla sadaka olunup mutasarrıf deyü kayd olunmuş der-defter-i atik hâliya pâdişâhımız berât-ı hümâyûnuyla İsa Fakif veled-i Hâbib nâm kimesneye sadaka olunup el-ân mutasarrıfdır deyü kayd olunmuş der-defter-i atik hâliya berât-ı hümâyûnuyla Hacı bilfiil mutasarrıf olmağın defter-i cedide kayd olundu

Hâsıl

Ani-l galle ve gayruhu 220

Ve mezkûr çiftlik yanında sipâhiler ile bir isim olunup kânun üzere çiftlikten ziyâde Pir Mehmed dahl edip hâliyâ kitâbet olundukta vakf-ı mezbûre yüz yirmi dönüm yer tâyin olunup yüz yirmiden ziyâdesi sipâhiye kayd olmuştur deyü mukayyed der-defter-i atik hâliya yine mukarrer

138

[v. 153a]

Karye-i Hisarcık tâbi’-i Eğrigöz karye-i mezbûrede Fakra Çiftliği (demekle) ma’rûf çiftlik vakf olup mâ tekaddümden vakfiyyet üzere tasarruf olunurmuş sonra tebdil ve tağyir olmuş sonra sâhib-i vakf neslinden kimesne kalmayıp Ak hatibi Mevlânâ Abdülaziz merhûm Sultan Bâyezid Han hazretleri sadaka edip eline hükm-i hümâyûn verilmiş deyü kayd olunmuş der defter-i köhne ba’de İlyas veled-i Hamid tasarruf edip sonra pâdişâhımız hazretleri nişân-ı hümâyûnuyla Mehmed nâm kimesneye sadaka olunup el-ân mutasarrıfdır deyü mukayyed der-defter-i atik hâliya berât-ı hümâyûnuyla Süleyman Fakih nâm kimesne mutasarrıf olunmağın defter-i cedide kayd olundu

Hâsıl

Ani’l- galle ve gayruhu 220

Karye-i Akkilise tâbi’-i mezbûr karye-i mezbûrede İnehan Çiftliği demekle ma’rûf bir çiftlik yer Halil Fakih vakf imiş sonra evlâdından Mustafa Fakih mutasarrıf imiş mezkûr fevt olduktan sonra karındaşı Mehmed Fakih mutasarrıf olmuş sonra tebdil ve tağyir oluncak Hamza Fakih mutasarrıf olup fevt olduktan sonra oğlu Nebi’ye sadaka olunup mutasarrıf deyü kayd olmuş der-defter-i atik hâliya pâdişâhımız medde zilluhu hazretleri berât-ı hümâyûnuyla Üveys veled-i Nebi Fakih ve Rasul birâder-i O vakfiyyet üzere mutasarrıf olmağın defter-i cedide kayd olundu deyü mukayyed der-defter-i atik hâliya berât-ı âlişân ile İnehan mutasarrıf olmağın defter-i cedide kayd olundu

Hâsıl 277

Hınta Müd 1 Şa’ir Müd 1 Alef Keyl 15 Öşr-i keten 15 İcâre-i bahçe 25 Resm-i zemin 32

Karye-i Boğuncaağaç tâbi’-i Eğrigöz karye-i mezbûrede Ahi Eşraf ve Mahmud Fakih bir çiftlik yere mâ tekaddümden vakfiyyet üzere tasarruf ederler imiş mezkûrlar fevt olduklarıyla Mûsa Fakih ve karındaşı Ömer ve Mustafa sâbıka Eğrigöz Kadısı arznâmesiyle merhûm Sultan Bâyezid Han sadaka edip hükm-i hümâyûn verilmiş ammâ merhûm Sultan Mehmed Han berâtı zâyi olmuş yoktur deyü kayd olunmuş der-defter-i köhne bâdehu Selim veled-i Ramazan ve Mehmed veled-i Abdurrahman ve Mustafa

139

veled-i Abdurrahman Yusuf veled-i Mahmud nâm kimesnelere sadaka olunup mutasarrıflar iken iştirak merfû olmağın nesebinden Selim Fakih’e sadaka olunup deyü mukayyed der-defter-i atik hâliya pâdişâhımız medde zilluhu hazretlerinin berât-ı hümâyûnuyla hâliya berât-ı âlişânıyla Sinan Fakih mutasarrıf olmağın defter-i cedide kayd olundu

[v. 153b]

Hâsıl

Ani’l- galle ve resm-i zemin ve bahçe ve bostan ve gayruhu 410

Karye-i Kırgıl tâbi’-i Eğrigöz karye-i mezkûrede Danişmend Ahmed Çiftlik demekle ma’rûf çiftlik vakf-ı kadim imiş cemaat-i cemm-i gafir şehadetiyle mâlum oldu ammâ şimdiki halde Derviş Ahmed tasarruf eder ammâ elinde berât-ı şâhî yoktur mevkufçu Mehmed öşürlerin verirler imiş defter-i atikde kayd olmuş hâliya berât-ı pâdişâhımız medde zilluhu hazretleri nişân-ı hümâyûnuyla Abdurrahman veled-i İsa mutasarrıfdır deyü mukayyed der-defter-i atik hâliya bilfiil Ebu Derda Fakih berâtıyla mutasarrıf olmağın deftere kayd şud

Hâsıl

Ani’l- galle ve gayruhu 220

Karye-i Kayı tâbi’-i mezbûr mezkûr Kayıderesi’nde Şeyh Mehmed tasarruf ettiği bir çiftlik yer vakfiyyet üzere oğlu Şeyh Mendel tasarruf etmiş ol fevt olucak karındaşı Elvan’a verilmiş ol dahi fevt olup merhûm Sultan Mehmed Han yine mukarrer edip eline hükm-i hümâyûn verilmiş deyü kayd olunmuş der-defter-i atik hâliya pâdişâhımız medde zilluhu hazretleri nişân-ı hümâyûnuyla Veli oğlu ve karındaşı Nasuh ve Mehmed’e sadaka olunup el-ân mutasarrıflardır deyü kayd olunmuş der-defter-i atik

Hâsıl

Ani’l- galle ve gayruhu 350

140

Karye-i Alaöne tâbi’-i mezbûr karye-i Mevlânâ Eğrigöz Kadısı âsitâne-i devlete arz eylediğiyle pâdişâhımız medde zilluhu hazretleri sadaka edip mutasarrıf deyü