• Sonuç bulunamadı

Hayrâtı Sancak Dışında Olan Ümerâ Vakıfları

I. BÖLÜM

2.2. Ümerâ Vakıfları

2.2.2. Hayrâtı Sancak Dışında Olan Ümerâ Vakıfları

Bu dönemde hayrâtı sancak dışında toplamda yedi adet vakıf kurulmuştur. Bu vakıfların toplam hâsıla oranı ise % 87,2’dir.

2.2.2.1. Gedik Ahmed Paşa İmâreti

Fatih ve II. Bâyezid devirlerinin ünlü vezirlerinden Gedik Ahmed Paşa’nın Karahisar-ı Sâhib’te yaptırdığı külliye; medrese, camii, imâret ve hamamdan ibâret olup, yapımı 1472’de tamamlanmıştır. Külliye’nin ilk mütevellisi ise aynı zamanda yapımını da üstlenen Mimar Ayas Ağa olmuştur. Söz konusu külliyenin masrafları için Karahisar-ı Sâhib SancağKarahisar-ı’ndan 12.886 akçe gelir vakfa tahsis edilmiş olup vakfKarahisar-ın en büyük gelirini ise Gedik Ahmed Paşa tarafından yaptırılan ve 9.820 akçe tutarındaki hamam gelirleri teşkil etmiştir. Bununla beraber külliye gelirlerinin büyük bir kısmı Karahisar Sancağı dışından karşılanmaktaydı (Turğut, 2015: 102). Nitekim Gedik Ahmed Paşa’nın Kütahya Sancağı’na bağlı Uşak, Banaz, Lazkiye, Şeyhlü, Simav ve Honaz Nâhiyeleri’nde söz konusu külliye imâretine vakfetmiş olduğu toplam 89.336 akçe tutarındaki 13 vakıf kaydı tespit edilmiştir. Bunlardan başka defterde Homa’da bulunan ve 300 akçe hâsıl

39

tutarındaki bir vakıf kaydına daha rastlanmakta olup bu kayıt, bir önceki bölümde “Hayrâtı Sancak İçinde Olan Ümerâ Vakıfları” başlığı altında incelenmiştir.

Gedik Ahmed Paşa’nın imâretine Uşak Nâhiyesi içinde bir köy ve mezrânın vakfedildiği anlaşılmaktadır. Bunlardan Hasan Köyü’nde 6.999 (TADB. TTD. EV. 560, v. 200b), Sarı Halife Yurdu mezrâ’sından ise 334 akçe hâsıl elde edildiği ve mezrâyı tasarruf edenlerin ise sırasıyla Ahmed, Paşaoğlu, Mevlâna Bedreddin, Mevlâna Hüsam ve Emrullah şeklinde kaydedildiği görülmektedir (TADB. TTD. EV. 560, v. 197b). Yine Banaz’da imâret için iki köy ve bir çiftliğin vakfedildiği tesbit edilmiştir. Bu birimlerden toplamda 8.355 akçe hâsıl elde edildiği söylenebilir. Buna göre Kabaağaç Çiftliği (200 akçe), Yenice Köyü (3.555 akçe) ve Arnavud Köyü’nün (4.600 akçe) vakfedildiği defterde görülmektedir (TADB. TTD. EV. 560, v. 201b-202a). Gedik Ahmed Paşa’nın mezkûr imâreti için Lazkiye Nâhiyesinde toplamda bir köy, bir başhâne, bir hamam (Çarşanba Nâhiyesinde), beş mezrâ, üç çiftlik, bir çeltik ark (Çarşanba’da) ve 150 dükkânın vakfedildiği görülmektedir. 62.556 akçe hâsıl tutarında olan vakıfların gelir kalemleri arasında Kulaçlu, Karaoğlan, Kurucuyük, Korulu ve Kayacaoğlu Mezrâsı ile Timurcu ve Süleyman Çiftlikleri (16.305 akçe) zikredilebilir. Mezkûr çiftliklerin Anadolu Beylerbeyi Karagöz Paşa tarafından yanlışlıkla timara verildiği ancak daha sonra Sultan Bâyezid Han tarafından mukarrernâme tutularak yeniden vakfa rücû ettirildiği ayrıca belirtilmelidir (TADB. TTD. EV. 560, v. 223a). 112 vergi neferinin mütemekkin olduğu Hocaoğlu Köyü’nün (10.000 akçe) ise Melek İlyas Bey tarafından Murad Hüdâvendigâr zamanında Germiyanoğulları’ndan satın alındığı ve Melek İlyas Bey’in oğlu Sinan’ın tasarrufundayken vakfın Ahmed Paşa’nın mülkiyetine geçerek oğlu Mehmed Çelebi’nin tasarrufuna verilip, imârete vakfedildiği defterde ayrıca belirtilmektedir (TADB. TTD. EV. 560, v. 222a). Yukarıda belirtilen vakıf gelirleri arasında Sultan Bâyezid tarafından mukarrer tutulan ve üç hisseye sahip olduğu anlaşılan başhânenin (3000 akçe) bir hissesinin Gedik Ahmed Paşa’nın imâretine, bir hissesinin Emirce Zâviyesi’ne ve bir hissesinin de Fatma Hâtun’a ait olduğu defterde belirtilmekte olup, imâret gelirleri arasındaki hamamın 3200 akçelik hasılı ile önceden Çarşanba Köyü’ndeki zâviyeye vakf olduğu, ancak zâviyenin harap olması nedeniyle imârete yazıldığı ayrıca belirtilmelidir (TADB. TTD. EV. 560, 237b). Ahmed Paşa’nın Ilıcahisar’daki bezzazistanda bulunan 150 dükkânın toplam geliri ise 23.056 akçe hâsıl tutarında olup söz konusu vakfın gelir kalemleri arasında dükkân ve bezzazistandan 14.047 akçe, Karapazar arsası zemininden

40

1000 akçe, bahçeden 276 akçe, Seyfeddin Bahçesi’nden 400 akçe ve zemin mukâtâalarından 333 akçe defterde mukayyed görülmektedir (TADB. TTD. EV. 560, v. 235b). İmâret için ayrıca Şeyhlü’ye bağlı bir köyde iki âsiyâb, Simav’a bağlı bir köy ve Honaz’a bağlı bir başka köy vakfedilmiştir. Şeyhlü Nâhiyesinde kadimden tasarruf edildiği anlaşılan köydeki iki âsiyâbdan 3520 (TADB. TTD. EV. 560, v. 270a), Simav’a bağlı olup 45 nefer ile meskûn olan bir başka köyden 5610 akçe, vakfın gelir kalemleri arasında yer almaktadır. Bu köyün vakfiyetine Sultan Selim’in berâtının da görüldüğü belirtilmiştir (TADB. TTD. EV. 560, v. 169a). Honaz Nâhiyesi dâhilinde olup 1957 akçe hâsıla sahip olan Karaoğlan Köyü’nde ise 6 vergi neferi mütemekkin olup, köyün vakfiyetinin Sultan Selim Han tarafından mukarrer tutulduğu ayrıca belirtilmelidir (TADB. TTD. EV. 560, v. 241b).

2.2.2.2. Çandarlı Kara Halil Hayreddin Paşa Vakfı

Osmanlı Devleti’nin kuruluş devrindeki ünlü vezirlerden aynı zamanda Ahi zümresinden kabul edilen Çandarlı Hayreddin Paşa’nın asıl adı Halil olup “Kara” lakabını önceden, “Hayreddin” lakabını ise vezirliği sırasında almıştır. Taceddin el-Kürdî’nin kızı ile evlenen Halil Paşa, bu evlilikle beraber Osman Gâzi’nin kayınpederi Şeyh Edebalı’nın bacanağı olmuştur. Orhan Gazi zamanında Bilecik, İznik ve Bursa kadılığı görevlerini üstlenip kadıaskerlik görevinde de bulunduğu Uzunçarşılı tarafından belirtilmektedir. Vezir ve beylerbeyi olduktan sonra gazâ ve fetihlere de iştirâk eden Halil Paşa, Batı Trakya’nın fethinde Evrenos Gâzi ile birlikte faaliyet göstermiştir. 1387 tarihinde vefat eden Hayreddin Paşa’nın İznik’te Yeşil Camii ve bir medrese ve yine İznik’te Eski ve Yeni İmâret isimli iki imâretinin yanında Gelibolu’da bir camii ve Serez’de bir camii ve Eski Hamam adıyla bir vakıf hamamı bulunmaktadır. Halil Paşa’nın bu vakıflar arasında Serez’deki camii için toplam yedi köyün (Kalazindre, Gorna Nolyani, Yanikos, Aşağı Noryani nâm-ı diğer Dobro Mirine, Kotri Lakosen, Kanakotos ve Petriç M. köyleri) gelirlerinin bağışlandığı (100.747 akçe hâsıl) belirtilmelidir (Uzunçarşılı, 1995: 458,461-462,474-476; Turğut, 2016: 909-911,923). İncelenen defterde Hayreddin Paşa’nın İznik’teki imâreti için Lazkiye Nâhiyesi içinde yedi köyü vakfettiği tesbit edilmiştir. Bu köylerden 62 neferin meskûn bulunduğu Görülü Köyü’nden 9.221 (TADB. TTD. EV. 560, v. 225b), 21 neferin meskûn bulunduğu Seydiler Köyü’nden 1.679 (TADB. TTD. EV. 560, v. 225b), 42 neferin mütemekkin oarak kaydedildiği Hoyvaz Köyü’nden 8.436

41

(TADB. TTD. EV. 560, v. 226), 17 nefer ile mütemekkin bulunan Acısu Köyü’nden 5.286 (TADB. TTD. EV. 560, v. 226b), 31 nefer ile meskûn bulunan Yalıncaklar Köyü’nden 3.860 (TADB. TTD. EV. 560, v. 227a), Haydarlu Köyü’ndeki 25 vergi neferinden sağlanan 1.735 (TADB. TTD. EV. 560, v. 227b) ve son olarak 115 neferin meskûn bulunduğu Öküzlü Köyü’nden 4.170 akçe (TADB, TTD. EV. 560, v. 227b) olmak üzere nâhiyeden vakıf adına toplam 34.387 akçe hâsıl sağlandığı hesaplanmaktadır.

2.2.2.3. Çandarlı Mahmud Çelebi Vakfı

Çandarlı ailesinden Mahmud Çelebi, İbrahim Paşa’nın oğlu olup, aynı zamanda Halil Paşa’nın da kardeşidir. Annesi İsfahanşah Hatun veya Hanım Hatun ise Dede Bali’nin kızıdır6. Çelebi Mehmed’in kızı Hafsa Hatun ile evlenen Çandarlı Mahmud Çelebi’nin, Bolu sancakbeyi iken, Macarlarla yapılan İzladi Derbendi Savaşı’nda esir düştüğü ve kurtulması için pek çok fidye verildiği anlaşılmaktadır (İnalcık ve Oğuz, 1949: 484-486). İznik’te imâreti bulunan Mahmud Çelebi’nin imâretine gelir için Bilecik Gölpazarı’na bağlı üç köyü vakfettiği ve köylerin toplam hâsılının 13.450 akçeyi bulduğu anlaşılmaktadır (Turğut, 2015: 146-147). Kütahya Sancağı Evkâf Defteri’ndeki vakıf kayıtlarında ise Mahmud Çelebi’nin toplamda 17 aded vakıf kaydı bulunmakta olup, 15’ini İznik’teki imâretine, ikisini ise Kudüs ve Haremeyn’deki cüz tilâvetine vakfettiği anlaşılmaktadır. Bununla beraber vakfedilen bütün köy ve cemaatler Lazkiye Nâhiyesi içinde bulunmaktadır. Bunlardan 93 neferin meskûn bulunduğu Demirciler Köyü’nden 6.893 (TADB. TTD. EV. 560, v. 215b), 32 neferden müteşekkil Toguçlu Yörükleri’nden 2.250 (TADB. TTD. EV. 560, v. 215b), 10 neferden müteşekkil Edekabuklu Yörükleri’nden 500 (TADB. TTD. EV. 560, v. 215b), 70-9 neferin mütemekkin olarak kaydedildiği Sekte Köyü’nden 5.189 (TADB. TTD. EV. 560, v. 216b), 83 vergi neferinin meskûn bulunduğu Belen Köyü’nden 3.323 (TADB TTD. EV. 560, v. 218b), 32 neferin mütemekkin olarak kaydedildiği Tuzca Köyü’nden 1.822 (TADB. TTD. EV. 560, v.

6 Çavlı Bey’in oğlu Resul Bey’in oğlu Dedebali’nin kızı Hanım Hâtun’un Balkanlar’da bulunan vakıf kayıtları arasında Hayrabolu’ya bağlı üç köy tespit edilmiştir. Hanım Hâtun’un Kudüs’teki imâretine vakfedildiği anlaşılan köyler arasında Karagür nâm-ı diğer Eşkinci Köyü (7064 akçe, 21 nefer), Şalgamlı Köyü (7575 akçe, 25 nefer) ve Yörgüçlü Köyü (9477 akçe, 65 nefer)’nün toplam gelirlerinden elde edilen hâsıl ise 24.116 akçe olarak kaydedilmiştir. Detaylı bilgi için bkz., Vedat Turğut, Yitirilen Mirasımız

Balkanlar’daki Osmanlı Vakıfları (Fethi’nden XVI. Yüzyıl’ın Sonlarına Kadar), İstanbul: Türk

42

219a), 27 neferin meskûn bulunduğu Kızılca Köyü’nden 1.349 (TADB. TTD. EV. 560, v. 219b), 44 neferin meskûn bulunduğu Hacıivaz Köyü’nden 1.283 (TADB. TTD. EV. 560, v. 220a), 104 nefer ile meskûn bulunduğu Suluca Köyü’nden 3.853 (TADB. TTD. EV. 560, v. 220b), 36 nefer mütemekkin kaydedilen Esvayenlü Köyü’nden 4.171 (TADB. TTD. EV. 560, v. 221b), 35’i Yörük, 64 vergi neferi ile mütemekkin olarak kaydedilen bir köyden 7248 (TADB. TTD. EV. 560, v. 231a)7, 209 neferin meskûn kaydedildiği Ahmedlü Köyü’nden 2500 (TADB. TTD. EV. 560, v. 231a-231b) ve 21 nefer ile mütemekkin olarak kaydedilen Göyüç Köyü’nden ise 7502 akçenin İznik’teki imârete akar olarak kaydedildiği görülmektedir (TADB. TTD. EV. 560, v. 232a). Kudüs-i Şerif ve Haremeyn-i Şerifeyn’deki fukâra için, Mehmed Çelebi ve kardeşi Fatma Hatun’un ruhu için cüz tilâvetine, bundan başka İznik’te 20 cüz tilâvetine ve saka ücretine şart edildiği anlaşılan Rûmi Köyü’nde 126 nefer meskûn olup, köyden 21.177 akçe hâsıl elde edildiği anlaşılmaktadır (TADB. TTD. EV. 560, v. 217a). Kudüs-i Şerif eczâsına şart edildiği anlaşılan diğer bir köyde (Sürişe Köyü’nde) ise 51 nefer meskûn olup, köyün geliri 4.112 akçedir (TADB. TTD. EV. 560, v. 221a).

Mahmud Çelebi’nin bunlardan başka İznik’teki mescid ve imâretine, ulemâ ve fukaraya vakfettiği anlaşılan Simav’daki Vezir Ali Paşa Camii vakıflarının toplam hâsılı 6.438 akçe olup mezkûr hâsılın Eynel Köyü’nde 66 ve Nureddin Köyü’nde mütemekkin 42 vergi neferinden sağlandığı tespit edilmektedir. Sultan Murad Han’dan berâtı görülen vakfın tasarrufunu ise Mahmud Çelebi’nin oğlu Ali Çelebi’nin üstlendiği defterdeki kayıttan anlaşılmaktadır (TADB. TTD. EV. 560, v. 163b-164b). Mahmud Çelebi’nin Lazkiye ve Simav’da bulunan vakıflarının toplam hâsılı ise 79.910 akçe olarak hesaplanmaktadır.

2.2.2.4. Karaca Bey İmâreti

Simav’da bir zaviye bina ettiğine yukarıda değinilmiş olan Karaca Bey’in ayrıca Hüdâvendigâr Vilâyeti’ne bağlı Mihaliç’teki imâreti için de Simav’da akarat vakfettiği görülmektedir. Simav Nâhiyesi’nde kurulan vakfa Çepni Köyü’nde mütemekkin 84 vergi neferinden elde edilen 8768 akçe hâsıl Karaca Bey’in Mihaliç’teki imâretine

43

vakfedilmiştir. Defterde ayrıca Sultan Mehmed Han ve Bâyezid Han’dan berât alındığı görülmektedir (TADB. TTD. EV. 560, v. 164b-165a).

2.2.2.5. Oruç Bey oğlu Mehmed Bey Vakfı

Oruç Bey, ilk Osmanlı vezirlerinden ve kaynaklarda “Kara Timurtaş Paşa” olarak adı geçen Timurtaş Paşa’nın dört oğlundan birisidir. Timurtaş Paşa’nın diğer oğlu Yahşi Bey ise I. Murad ve Yıldırım Bâyezid zamanlarında Balkanlar’da faaliyetlerde bulunarak Niş ve Prevadi’nin fethi sırasında önemli hizmetlerde bulunmuştur. II. Murad’ın tahta çıkışının ardından vuku bulan Düzme Mustafa olayında, isyanın bastırılmasındaki yardımlarından dolayı vezir olarak divana çıkan Oruç Bey, Anadolu Beylerbeyiliği’ne getirilmiş, Timurtaş Paşa’nın diğer oğlu Ali Bey ise Saruhan Sancakbeyiliği yapmıştır. Aşıkpaşazâde’nin râvileri arasında gösterilen Timurtaş Paşa’nın diğer oğlu ise Bursa, Biga, Afyon ve Edirne’de camii ve mescid yaptırmış olan Umur Bey’dir (Emecen, 2012: 185-186). İncelediğimiz defterde Oruç Bey’in oğlu olarak adı geçen Mehmed Bey ise Oruç Bey’in torunu olup babası Mustafa Bey’dir8. Defterde Oruç Bey’in torunu Mehmed Bey tarafından Bolu’da yaptırılan camii evkafına bağlı olmak üzere Kula Nâhiyesi’nde 26 vergi neferinden sağlanan 9.000 akçe, hamamdan hâsıl olan 3500 akçe ve 130 aded dükkânın icâresinden sağlanan 5500 akçe olmak üzere toplam 18.000 akçelik gelir defterde kaydedilmiştir. Vakfın cibâyetinin Mehmed’e sadaka olunduğu anlaşılmaktadır (TADB. TTD. EV. 560, v. 186a).

2.2.2.6. Hersekzâde Ahmed Paşa Vakfı

Asıl adı Stjepan olan Hersekzâde Ahmed Paşa, Güneydoğu Bosna hâkimi ve “Herceg” (dük) ünvanıyla anılan Stjepan Vukcic-Kosaca’nın küçük oğludur. Fatih Sultan Mehmed’in Bosna’yı ele geçirmesinden sonra Osmanlı sarayına rehin olarak alınan Hersekzâde Ahmed Paşa, zamanla Fatih’in sevgi ve güvenini kazanarak sarayda çeşitli hizmetlerde bulunmuştur (Turan, 1998: 235-236) . Fatih ile beraber İşkodra Seferi’ne katılan Hersekzâde Ahmed Paşa’nın, sefere iştirak etme konusunda çekingen davranan ve bu davranışı yüzünden Rumelihisarı’nda hapsedilen Gedik Ahmed Paşa’yı arabuluculuk yaparak hapisten çıkarttığı ve bu tavrı dolayısıyla Gedik Ahmed Paşa’ya nazire olarak “emir-dutan” şeklinde adlandırıldığı da belirtilmektedir (Turğut, 2016:

44

159). Farklı zamanlarda birçok sefere iştirak eden Hersekzâde Ahmed Paşa’nın çeşitli vazifeler üstlendiği de ayrıca belirtilmelidir. 1517 yılında vefat ettiği bilinen Ahmed Paşa’nın İzmit Körfezi’nde kurduğu Hersek Kasabası’nda (Diolovası) camii ve imâreti dışında Keşan’da da bir camii bulunmakta olup ayrıca İzmir ve Kütahya’da hamam, kervansaray ve dükkânlar yaptırdığı da bilinmektedir (Turan, 1998: 235-237). Nitekim Ahmed Paşa’nın inceleme alanımız içerisinde olan Kula Nâhiyesindeki vakfı, 204 aded dükkânın gelirlerinden oluşan 8.000 akçe hâsıl ile mukayyed olup mezkûr gelirleri Keşan ve Hersek’teki hayrâtına vakfettiği görülmektedir (TADB. TDD. EV. 560, v. 187b).

2.2.2.7. Ali Çelebi Bin Hisar Bey Vakfı

Ali Çelebi, son Germiyan beyi olan II. Yakub Bey’in Baş-Veziri Hisar Bey’in oğludur. Yıldırım Bâyezid’in Anadolu harekâtı sırasında Yakub Bey ile beraber İpsala’ya hapse gönderilen Hisar Bey’in, Germiyanoğulları Beyliği’ne ait toprakların Osmanlılara ısmarlanmasından sonra çocukları ile beraber Osmanlılara bağlı umerâdan olarak varlıklarını devam ettirdikleri anlaşılmaktadır (Turğut, 2017: 12-13). Ali Çelebi’nin defterde tespit edilen vakfına Lazkiye’de bulunan Alaca Hamamı’nın gelir olarak kaydedildiği görülmekle beraber vakfın hâsılı kayıtlı değildir. Bununla beraber hamamdan elde edilen mahsulün Hz. Resulullâh’ın ruhu için tilavete şart edildiği anlaşılmakta olup vakfın tevliyetinin ise Karahisar’da bulunan Sofu Çelebi ve evlâdına bırakıldığı anlaşılmaktadır. Ayrıca Ahmed Çelebi bin Sofu Çelebi’nin mutasarrıf olduğu da yine defterde mukayyeddir (TADB. TTD. EV. 560, v. 239a).