• Sonuç bulunamadı

I. BÖLÜM

2.5. Ahiyan vakıfları

2.5.1. Ahi Yahya Zâviyesi

Eğrigöz Nâhiyesi’nde kadimden tasarruf edilen ve 1.850 akçe hâsıla sahip vakfın gelirlerini 45 vergi neferi, Metiye’de Göldere Bahçesi ve Virancık’ta bulunan ceviz ağaçları teşkil etmektedir. Sultan Mehmed Han ve Sultan Bâyezid Han tarafından vakfa nişân verildiği defterde kaydedilmiştir (TADB. TTD. EV. 560, v. 151b).

76

2.5.2. Çerçi Ahi Mahmud Zâviyesi

Eğrigöz’de bulunan zâviyenin Yıldırım Bâyezid Dönemi’nde kurulduğu anlaşılmakta olup Dündar Köyü’nde mütemekkin 26 vergi neferi ve dört zeminden elde edilen 820 akçe hâsıl ile deftere kaydedilmiştir. Sultan Mehmed Han tarafından Seyfi oğlu Cömerd’e nişan verildiği defterde berlitilmiş olmakla birlikte Cafer Fakih vakfı tasarruf ettikten sonra vakfın nesh edilip timara verildiği görülmektedir (TADB. TTD. EV. 560, v. 152a).

2.5.3. Ahi Eşref ve Mahmud Fakih Zâviyesi

Eğrigöz’de kadimden tasarruf olunan zâviyeye 410 akçe hâsıl yazılmış olup söz konusu hâsıl mikdârının Boğuncaağaç Köyü’nde bir çiftlik yerden sağlandığı mukayyeddir. Sultan Bâyezid Han tarafından zâviyeye ayrıca nişân verilmiş olup sırasıyla Musa Fakih, Ömer ve Mustafa, Selim bin Ramazan, Mehmed bin Abdurrahman, Mustafa bin Abdurrahman, Yusuf bin Mahmud ve Selim Fakih mutasarrıf olarak deftere kaydedilmişlerdir (TADB. TTD. EV. 560, v. 153a).

2.5.4. Ahi Ece Zâviyesi

Eğrigöz’de kadimden tasarruf olunan zaviyeye defterde Tutmaçağaç Köyü’nde bir çiftlik yerden sağlanan 300 akçe hâsıl mikdârı yazılmıştır. Sultan Mehmed Han tarafından nişân verilen vakfın mutasarrıfları ise Hacı Hali ve oğulları Musa, Mustafa, Mehmed ve Mehmed’in oğlu Ali olarak kaydedilmiştir (TADB. TTD. EV. 560, v. 156a).

2.5.5. Ahi Yahşi Zâviyesi

Güre Nâhiyesi’nde kadimden tasarruf edilen vakfın Güre nefsinde Saru Ahi Mezrâsı’ndan elde ettiği 420 akçe hâsıl mikdârı defterde mukayyeddir. Sultan Bâyezid Han’dan mukarrernâme verilen vakfın Sarı Ahi oğlu İskender oğlu Mevlâna Lütfullah tasarruf ederken mensûh olup timara verildiği ancak daha sonra tekrar vakfa rücû ettirilerek Lütfullah oğlu Mahmud Fakih ve ondan sonra Ahi Mahmud’un tasarrufuna verildiği mukayyeddir (TADB. TTD. EV. 560, v. 173b).

2.5.6. Ahi Sofu Zâviyesi

Uşak’da bulunan vakfın Çanşa Köyü’nde Karaağaç Çiftliği’nden elde ettiği anlaşılan 249 akçe hâsıl mikdârı defterde mukayyeddir. Ahmed Fakih ve Mehmed veled-i Recep vakfın mutasarrıfları olarak kaydedveled-ilmveled-işlerdveled-ir (TADB. TTD. EV. 560, v. 197b).

77

2.5.7. Ahi Elvan Zâviyesi

Lazkiye’de kadimden tasarruf edildiği anlaşılan zâviyenin Deriyolu Köyü’nde Ahi Salih Çiftliği’nden sağlanan 365 akçe hâsıl mikdârı defterde mukayyeddir. Ahi Elvan’ın Ahi Salih’in kardeşi olduğu defterde belirtilmekte olup zâviyenin Ahi Medet zamanında harap olduğu ve sonra sırasıyla Ahi Salih oğlu Hacı Hasan, Abdi Fakih ve en son İnebeyi Derviş’in tasarruf ettikleri defterde görülmektedir (TADB. TTD. EV. 560, v. 229b).

2.5.8. Ahi Mehmed ve Mahmud Vakfı

Lazkiye’de yer alan vakfın Deriboyu Köyü’nde üç çiftlik yerden sağlanan 322 akçe hâsıl mikdârı deftere kaydedilmiştir. Sultan Mehmed Han tarafından nişân verildiği görülen vakfı Ahi Mehmed oğlu Ahi İbrahim tasarruf ederken vakıf nesh edilmiş ancak daha sonra yeniden vakfa rücû ederek Ahi Mahmud oğlu Yusuf oğlu Abdurrahman ve Ahi Mehmed evlâdından Mehmed ve Ali ve İbrahim oğlu Ali mutasarrıflar olarak deftere kaydedilmişlerdir (TADB. TTD. EV. 560, v. 230a).

2.5.9. Ahi Mehmed ve Ahi Hoca Zâviyesi

Uşak’da kadimden tasarruf edilen vakfın bir mezrâ ve bahçe gelirlerinden elde edilen 510 akçe hâsıl mikdârı deftere kaydedilmiştir. Sultan Selim Han’dan ayrıca berât verilen vakfı evlattan Sinan ve Seyyid Nesimi tasarruf etmişlerdir (TADB. TTD. EV. 560, v. 196b).

2.5.10. Ahi Hoca Zâviyesi

Honaz Nâhiyesi’nde bulunan vakfın toplam 1.000 akçe tutarındaki hâsılını Honaz’da iki bahçe, bir değirmen ve kestane resmi teşkil etmektedir. Vakfı kimin tasarruf edeceğinin ise Kadıların insiyatifine bırakıldığı defterde belirtilmekle beraber Hacı Hızır ve Cafer mutasarrıflar olarak kaydedilmişlerdir (TADB. TTD. EV. 560, v. 243a).

2.5.11. Ahi Durmuş Zâviyesi

Lazkiye’de bulunan vakfın Kaşyenice Köyü’nde iki çiftlik yerden elde edilen 1.000 akçe hâsıl mikdârı deftere kaydedilmiştir. Mutasarrıflar ise Hasan, Ahmed, Mehmed ve Seyyid Lütfullah olarak defterde mukayyeddir (TADB. TTD. EV. 560, v. 230a).

78

2.5.12. Ahi Alaeddin Zâviyesi

Lazkiye’de bulunan vakfa akar olarak Lazkiye nefsi ve 1.900 akçe hâsıl yazılmıştır. Alaeddin neslinden Süleyman ve Emrullah’ın mutasarrıf olarak kaydedildiği vakfın gelir kalemleri de defterde ayrıntılı olarak belirtilmiştir. Buna göre mezkûr hâsılın 180 akçesi dört kıt’a dükkândan, 1.440 akçesi kirpas hânesi icâresinden, 120 akçesi bağ ve 170 akçesi de su hâsılından oluştuğu defterde görülmektedir (TADB. TTD. EV. 560, v. 236b).

2.5.13. Ahi Zâviyesi

Lazkiye ve Uşak’da birer vakıf kaydı bulunan zâviyenin ilki Kaşyenice Köyü’nde meskûn 11 vergi neferi ve aynı köyde bulunan bazı yerlerden elde edilen 360 akçe hâsıla sahiptir. Vakfın mutasarrıfları ise Derviş veled-i Ahmed, Ali veled-i Hasan ve Yunus veled-i Ali olarak defterde mukayyeddir (TADB. TTD. EV. 560, v. 239b). Diğer vakıf ise Uşak’da bulunmakta olup 360 akçe hâsıl ile deftere kaydedilmiştir. Mutaasrrıflar ise Derviş veled-i Ali, Hasan ve Yunus veled-i Ali’dir. (TADB. TTD. EV. 560, v. 212b).

2.5.14. Ahi Ali Zâviyesi

Honaz’da yer alan zâviye kadimden tasarruf olunup Kızılyer Köyü’nde 500 dönüm yer ve bir parça bahçeden sağlanan 530 akçe hâsıla sahiptir. Sultan Mehmed Han tarafından ayrıca berât verildiği anlaşılan vakfın Ahi Mustafa tasarrundayken nesh edildiği ve zâviyenin harap olmasından dolayı mezkûr bahçenin Honaz’daki Ahi Kemal zâviyesine ilhak edildiği, 500 dönüm yerin tasarrufunu ise evlattan İbrahim, Mustafa ve en son Üveys’in yaptığı defterde mukayyeddir (TADB. TTD. EV. 560, v. 242b).

2.5.15. Ahi Çalış Zâviyesi

Honaz’da yer alan zâviyenin Karısevdi Köyü’nde Ahi Çalış Çiftliği’nden sağlanan 368 akçe hâsılı bulunmaktadır. Mevlâna Ahmed el- Müderris tasarruf ederken mensûh edilen vakıf yeniden eski hâline dönüştürülmüş ve evlattan Derviş İsmail, Hüseyin ve Muharrem mutasarrıf olarak deftere kaydedilmişlerdir (TADB. TTD. EV. 560, v. 243a).

2.5.16. Ahi Timur Vakfı

Honaz’da yer alan vakıf, Tamuk Köyü’nde Ahi Timur Çiftliği’nden elde edilen 155 akçe hâsıl ile deftere kaydedilmiştir. Honaz’da sekiz aded sadatın mevcut olduğu

79

defterde belirtilmekle beraber Yusuf ve Seyyid Mehmed Şah mezkûr vakfın mutasarrıfları olarak kaydedilmişlerdir (TADB. TTD. EV. 560, v. 244a).

2.5.17. Ahi Kemal Mescidi

Honaz’da yer alan vakfa 1.000 nakit akçe bağışlanmış olup mezkûr akçenin % 20 ile murâbahaya verilerek rıbhından hâsıl olan 200 akçe deftere kaydedilmiştir (TADB. TTD. EV. 560, v. 244a).

2.5.18. Ahi Aydoğmuş Zâviyesi

Homa’da 560 akçe hâsıl ile mukayyed bulunan vakfın söz konusu hâsıl mikdârını Hisar Köyü’nde bir çiftlik yer ve bir değirmenden (üçte iki hisse) elde ettiği anlaşılmaktadır. Vakfın mutasarrıfları ise Seferşah, Mevlâna Şaban Halife ve Mehmed Fakih olarak defterde mukayyeddir (TADB. TTD. EV. 560, v. 247b).

2.5.19. Ahi Hayreddin Zâviyesi

Şeyhlü’de yer alan ve Sultan Mehmed Han, Sultan Bâyezid Han ve Sultan Selim Han’dan berât verilen vakfın hâsıl ve akarı ile ilgili defterde herhangi bir bilgiye rastlanmamaktadır. Mutasarrıflar ise Mevlâna İsa ve oğlu Hacı Veli olarak kaydedilmiştir (TADB. TTD. EV. 560, v. 257a).

2.5.20. Ahi Müşerref Zâviyesi

Şeyhlü’de bulunan vakfın iki aded bahçeden sağlanan 150 akçe hâsıl mikdârı defterde mukayyeddir. Sultan Selim Han’dan nişân verilen vakfın mutasarrıfları ise Salcı ve oğlu Hacı olarak kaydedilmiştir (TADB. TTD. EV. 560, v. 257b).

2.5.21. Ahi Seydi Zâviyesi

Şeyhlü’de kadimden tasarruf olunan vakfın Bey Köyü’nde bir çiftlik yer ve üç parça bahçeden elde edilen 452 akçe hâsılı bulunmaktadır. Sultan Mehmed Han tarafından nişân verilen vakfın mutasarrıfları ise sırasıyla Hamza Fakih, Mahmud, Mustafa, Seydi Mahmud ve Hacı Yusuf olarak mukayyeddir (TADB. TTD. EV. 560, v. 268b).

80

2.5.22. Ahi Bâyezid Zâviyesi

Şeyhlü’de bulunan zâviyenin akarı olarak İğdir Köyü’nde dört parça bağ ve 40 dönüm yer ile beraber dört vergi neferi defterde kayıtlı olup hâsıl mikdârı belirtilmemiştir. Sultan Mehmed Han’dan nişân verilen vakfın evlattan Ahi Dursun tasarruf ederken nesh edilip timara verildiği ancak daha sonra yeniden vakfa dönüştürüldüğü belirtilmektedir. Son mutasarrıflar ise İzzeddin Fakih, Hasan Fakih, Mehmed Fakih veled-i Hacı Halife, İvaz, Recep ve Turgud olarak kaydedilmiştir (TADB. TTD. EV. 560, v. 269b).

2.5.23. Ahi İvaz Zâviyesi

Şeyhlü’de kadimden tasarruf olunan vakfa akar olarak bir dükkân ve Haydan Köyü’nde bir çiftlik yer ve üç parça bağ deftere yazılmıştır. Toplam 300 akçe hâsılı olan ve Sultan Selim Han’dan nişân verilen vakfın mensûh olduğu belirtilmekte olup daha sonra yeniden vakfa rücû ettiği anlaşılmaktadır. Son mutasarrıflar ise Ümerâ İvaz evladından Abdülkerim, sonra kardeşi Musa ve Ali Fakih olarak defterde mukayyeddir (TADB. TTD. EV. 560, v. 272b).

2.5.24. Ahi Kızak Zâviyesi

Şeyhlü’de kadimden tasarruf edilen vakfın Kızak Köyü’nde beş dönüm bağ ve bir çiftlik yerden sağlanan 177 akçe hâsıl mikdârı defterde mukayyed görülmektedir. Sultan Mehmed Han, Sultan Bâyezid Han ve Sultan Selim Hanlar’dan berât verilen vakfın, İlbey, Hamza ve Ali Fakı tasarruf ettikten sonra mensûh olduğu ancak daha sonra yeniden vakfa dönüştürüldüğü anlaşılmakta olup son mutasarrıflar Nebi, Nazar ve Ali olarak defterde görülmektedir (TADB. TTD. EV. 560, v. 279b).

2.5.25. Boyacı Yahşi Zâviyesi

Şeyhlü’de bulunan zâviyeye yalnızca dört zeminden elde edilen 150 akçe hâsıl yazılmıştır (TADB. TTD. EV. 560, v. 281a).

2.5.26. Kazancıoğulları Zâviyesi

Homa’da bulunan zâviyenin yalnızca 300 akçe hâsılı defterde mukayyed olup Sultan Selim Han’dan nişân verildiği ayrıca görülmektedir. Mutasarrıflar ise İvaz ve oğlu Mustafa, Seyfi, Mehmed ve Hacı Memi olarak kaydedilmiştir (TADB. TTD. EV. 560, v. 248a).

81

Yukarıda incelenen vakıfların yanında bu başlık altında Ahiyân zümresinden sayılabilecek Ahi Seyyid Mustafa’nın, Aydınoğulları Dönemi’nde kurulan bir zâviye vakfı da bulunmaktadır. Ancak mezkûr vakıf ilgili başlık altında incelendiği için burada ismen zikretmek uygun görülmüştür.