• Sonuç bulunamadı

2. KÜLTÜR VE HOFSTEDE’NİN KÜLTÜREL DEĞERLERİ

2.3. Hofstede’nin Kültürel Değerlerine Göre Fransa – Türkiye Karşılaştırması

Hofstede’nin “Kültürler ve Organizasyonlar: Zihin Yazılımları” adlı kitabın 2010 yılındaki baskısında, boyutlar üzerindeki puanlar, kısmen IBM çalışmasının farklı uluslararası popülasyonlar ve farklı bilim adamları tarafından yapılan çoğaltmaları ve uzantılarına dayanılarak 78 ülke için listelenmiştir. Hostede’nin online web sitesinde yer alan 6-D Model © programındaki karşılaştırma tablolarına göre hazırlanan sonuçlar Global Ölçek İndeksi ve bu tezin araştırmasının gerçekleştirildiği iki ülke olan Türkiye ve Fransa arasında Hofstede’nin Kültürel Boyutlarına göre yapılan karşılaştırma skalasındaki sonuçlara göre yorumlanmıştır. Hofstede’nin Kültürel Değerleri olan Güç

54 Mesafesi, Bireyselcilik, Erkeklik, Belirsizlikten Kaçınma, Uzun Döneme Odaklanma ve Heveslilik Boyutlarına göre Türkiye ve Fransa Kültürel Değerler Özet Karşılaştırması Şekil 8’de sunulmaktadır.

Şekil 8. Türkiye ve Fransa Hofstede Kültürel Değerler Özet Karşılaştırma

Türkiye ve Fransa Hofstede Kültürel Değerler Özet Karşılaştırması Tablo 15’de sunulmaktadır. Güç Mesafesi, Bireysellik, Erkeklik ve Belirsizlikten Kaçınma ve Uzun Öneme Odaklanma Sıralama 78 ülke ve bölge içindir. Bu tablo 78 Ülke/ Bölgeye Göre hazırlanan Güç Mesafe İndeksi Değerlerinden Uyarlanmıştır. “Kültürler ve Organizasyonlar: Zihin Yazılımları”, 3. Baskı (Hofstede ve Hofstede ve Minkov 2010). Güç Mesafesi Boyutu için yapılan karşılaştırma, Tablo 7’de sunulmaktadır.

Tablo 7. Türkiye ve Fransa Güç Mesafesi Boyutu Karşılaştırması

Ülke Puan Sıra

Türkiye 66 33

Fransa 68 27

Türkiye ve Fransa’nın birbirine yakın puanlara sahip olduğu görülmektedir.

Türkiye 66 puan ile sıralamada 33. Sırada yer almaktadır. Bu tabloya göre; Türk

kültüründe karakteristik olarak davranış biçiminin otoriteye bağlılık, hiyerarşik yapıların varlığı, genellikle erişilmez üstler ve ideal patron bir baba figürü

55 bulunabileceği öne sürülmektedir. Türk kültüründe, gücün merkezileştirmiş olduğu varsayılmaktadır ve yöneticilerin ve patronların koyduğu kurallara uyulur ve otoriteye karşı yüksek güven duyulmaktadır. Çalışanların genellikle kendilerine üstleri tarafından ne yapmaları gerektiğinin söylenmesi beklenmektedir. Yöneticilere karşı çalışanların tutumu resmidir ve kontrollü davranmaları beklenmektedir. İnsanlar arasındaki iletişim dolaylıdır ve bilgi akışı seçicidir. Kurumsal hayata dair ortaya konan bu davranış örnekleri benzer bir yapı olarak, babanın bir tür lider olduğu aile biriminde de görülebilir, aile bireylerinin babaya itaat etmesi beklenmektedir.

Fransa 68 puan ile sıralamada nispeten daha yüksektir; 27. Sırada yer almaktadır.

Fransız kültüründe çocuklar aileleri tarafından belirli bir dereceye kadar duygusal olarak kendilerine bağımlı olarak yetiştirilmektedir. Ebeveynlere ve aileye olan bu bağımlılığın, Fransızlar için daha sonra okulda öğretmenlerine ve iş yaşantısında da üstlerine olan bağlılık olarak şekillendiği kabul edilmektedir. Bu nedenle, Fransız kültürü, adil bir eşitsizlik derecesinin kabul edildiği bir toplum olarak kabul edilmektedir. Güç, sadece şirketler ve devlet aracılığı ile değil aynı zamanda coğrafi olarak da merkezileştirilmiştir. Fransa'daki karayolları haritası incelendiğinde, birçok anayolun Paris’e çıktığı görülebilmektedir. Yapılan karşılaştırmalı çalışmalarda, Fransız şirketlerinin, Almanya ve İngiltere'deki şirketlerden bir veya iki derece daha fazla hiyerarşik yapıya sahip olduğu ortaya konmaktadır. Fransız kültüründe üstlerin genellikle ayrıcalıkları olduğu bilinmektedir ve kendilerini erişilmez olarak konumlandırmaktadırlar. Fransa’daki iş dünyasında büyük şirketin en tepe yöneticileri olan CEO’ları (Chief Executive Officer – Genel Müdür) için, CEO’dan daha prestijli bir kısaltma olan “PDG” (Président- Directeur Général' – Başkan veya Direktör) kısaltması kullanılır; bu PDG'lerin de genellikle Fransa’nın en büyük ve en prestijli üniversiteleri olan ve “grandes écoles”, olarak adlandırılan okullardan mezun yöneticiler olduğu gözlemlenmektedir.

Bireyselcilik’e karşı Toplulukçuluk Boyutu karşılaştırması Tablo 8’de sunulmaktadır.

Tablo 8. Türkiye ve Fransa Bireyselcilik - Toplulukçuluk Boyutu Karşılaştırması

Ülke Puan Sıra

Türkiye 37 45

56

Türkiye’nin, 37 puan ile Toplulukçuluk Boyutunun yüksek olduğu bir kültüre sahip

olduğu kabul edilmektedir. Bu, “Biz” in önemli olduğu, insanların sadakat karşılığında birbirlerine bakan gruplara (aileler, klanlar veya kuruluşlar) ait oldukları anlamına gelmektedir. Toplulukçuluk Boyutunun yüksek olduğu kültürlerde, iletişim dolaylıdır ve grubun birbirine uyum sağlaması için özen gösterilmesi beklenmektedir ve karşılıklı çatışmalardan kaçınılmalıdır. Bu kültürlerde bireyler arası ilişkiler ahlaki bir temele sahiptir ve bu ilişkiler, görevin yerine getirilmesinde önceliğe sahiptir. Toplumda bir güven ilişkisi kurmak için başlangıçta zamana yatırım yapılmalıdır. Nepotizm ile daha sık karşılaşılabilir ve iş ortamında geri bildirim her zaman dolaylı olarak verilmektedir.

Fransa, 71 puan ile bireyci bir toplum olarak kabul edilmektedir. Ebeveynler,

çocuklarını ait oldukları gruplara göre kendilerinden duygusal olarak bağımsız yetişmek için çaba sarf etmektedirler. Bu görüş, kişinin yalnızca kendisine ve ailesine bakmasının gerektiği beklenmesi anlamına gelmektedir.

Fransızların Güç Mesafesi'nde yüksek, Bireyselcilik boyutunda yüksek puan alması oldukça benzersiz bir durum olarak kabul edilmektedir. Fransız kültüründe rastlanan bu olağandışı durumu analiz etmek önemlidir.

Fransızların diğer Avrupa Birliği ülkelerindeki insanlardan daha az obezite hastalığının olması olmasının bir sebebinin, ebeveynlerin çocuklarının üzerinde diğer Avrupa Birliği ülkelerinde olduğundan daha fazla etkiye sahip olduğu iddiası olarak yorumlanmaktadır.

Bunu destekleyen bir diğer yorum da Bireyselcilik Boyutu’nda yüksek puan alan diğer kültürlere göre, Fransız kültüründe yaşlılara karşı duyulan güçlü saygının aslında Güç Mesafesi Boyutunda aldıkları yüksek puanın bir yansıması olarak değerlendirilmesidir. İş yaşamında astlar, üstlerine karşı resmi olarak oldukça saygılı davranmakla birlikte, arkalarından farklı şekilde hareket edebilmektedirler. Yüksek Güç Mesafesi'nin bir başka yansıması olarak, iktidardakilerin evrimle değil resmi itaatin aksine, ancak grevler, isyanlar ve devrimler ile reddedilmesi olarak görülmektedir. Bu sebeple de işverenler ve sendikalar, arasındaki iletişimin oldukça zorlayıcı olduğu bilinmektedir.

57 Dikkat çeken bir diğer nokta da, Amerika Birleşik Devletleri Bireyselcilik Boyutunda da yüksek puan almasına rağmen, İş ve özel yaşam arasındaki keskin ayrımın Fransa'da A.B.D.'den daha güçlü olduğu bilinmektedir. Bu ayrımın nedeninin, çalışanların üstlerine karşı duydukları duygusal bağlılık nedeniyle, kendilerini A.B.D.'dedeki çalışanlara göre daha yüksek bir baskı altında hissettiklerinin bir göstergesi olarak yorumlanmaktadır.

Hofstede’ye göre Güç Mesafesi Boyutunda ve Toplulukçuluk Boyutunda yüksek puan alan kültürlerde, “normal olan veya beklenen” bu kombinasyonda, üstlere bağlılık memnuniyetle karşılanmaktadır. Otorite sahipleri, yardımsever bir baba figürü olarak hareket ederlerse, Fransızlar, özel hayatlarına kolaylıkla müdahale edemeyen ve kişisel olmayan bir güç merkezi olan merkezi hükümete bağımlı olmayı tercih etmektedirler. İki ülke arasındaki Erkeklik Boyutu karşılaştırması Tablo 9’da sunulmaktadır.

Tablo 9. Türkiye ve Fransa Erkeklik Boyutu Karşılaştırması

Ülke Puan Sıra

Türkiye 45 47

Fransa 43 50

Bu boyutta 78 ülke arasından Türkiye ve Fransa’nın birbirinden oldukça yakın puanlara sahip olduğu görülmektedir.

Türkiye 45 puan ile ölçeğin Kadınlık Boyutu değerlerine daha yakın tarafında yer

almaktadır. Bu değerlerin, diğerleri ile kendini eşit seviyeleme, fikir birliği oluşturma, ezilenler ve güçsüzler için sempati duyma gibi kültürün daha yumuşak yönlerinin önemsenmesi ve bu değerlerin teşvik edilmesi olarak yorumlanmaktadır. Özel yaşamda ve iş yaşamında çatışmalardan mümkün olduğunda kaçınılmaktadır ve fikir birliğinin oldukça önemli olduğu bilinmektedir. Türk kültürü için, boş zaman, tüm aile ve arkadaşların hayattan zevk almak için bir araya geldiği zaman olarak kabul edilmektedir. Bu birliktelik durumlarında kişisel statü önemlidir ancak bu daha çok Yüksek Güç Mesafesindeki yüksek puandan kaynaklanmaktadır.

Fransa, 43 puan ile Türkiye ile oldukça benzer bir sıralamadadır. Sosyal Devlet

58 yaşam kalitesinin varlığı ile gözlemlenebilmektedir. Bununla birlikte, Fransız kültürünün model açısından bir başka eşsiz özelliği daha bulunmaktadır. Güç mesafesine göre hiyerarşik olarak üst sınıf olarak adlandırılan çalışanlar Kadınlık Değeri puanına sahipken, işçi sınıfının Erkeklik Değerine yakın bir puana sahip olduğu tespit edilmiştir. Bu farklılık araştırmada yer alan tüm ülkeler arasından yalnızca Fransa’da dikkat çekici bir özelliktir. Bunun nedeni olarak; Güç Mesafesi Boyutundaki yüksek puana rağmen, Fransa’da üst düzey yöneticilerin beklenenden daha az gelir elde etmeleri olarak yorumlanabilmektedir.

Belirsizlikten Kaçınma Boyutu karşılaştırması Türkiye ve Fransa için Tablo 10’da sunulmaktadır.

Tablo 10. Türkiye ve Fransa Belirsizlikten Kaçınma Boyutu Karşılaştırması

Ülke Puan Sıra

Türkiye 85 26

Fransa 86 21

Bu boyutta 78 ülke arasından Türkiye ve Fransa’nın birbirinden oldukça yakın puanlara sahip olduğu görülmektedir.

Türkiye, bu boyutta aldığı 85 puan ile yasalara ve kurallara büyük bir ihtiyaç

duyulduğunu göstermektedir. Türk kültüründe insanlar, yaşadıkları kaygıları en aza indirmek için birçok ritüelden faydalanmaktadırlar. Türk kültürü dışında, diğer insanlar için bu ritüeller dini bir atıf olarak algılanabilir ancak, belirsizlik karşısında yaşanan gerilimi hafifletmek için aslında belirli durumlar karşısında kullanılan geleneksel sosyal kalıplardır.

Fransa, 86 puan ile Türkiye ile oldukça yakın bir puana sahiptir ve belirsizlikten

kaçınma belirli durumlarda açıkça görülebilmektedir:

Fransızların sürprizlerden hoşlanmadıkları kabul edilmektedir. Fransızlar için yapılandırma ve planlama her zaman çok önemlidir. Toplantılardan ve müzakerelerden önce gerekli tüm bilgileri almak istemektedirler. Bunun bir sonucu olarak da Fransızlar, nükleer enerji, hızlı tren ve havacılık endüstrisi gibi karmaşık teknolojiler ve sistemler geliştirme konusunda oldukça ilerlemişlerdir.

59 Uzun Döneme Odaklanma Boyutu karşılaştırması iki ülke için Tablo 11’deki gibi paylaşılmaktadır.

Tablo 11. Türkiye ve Fransa Uzun Döneme Odaklanma Boyutu Karşılaştırması

Ülke Puan Sıra

Türkiye 46 36

Fransa 63 18

Bu boyutta Türkiye ve Fransa’nın birbirinden oldukça farklı puanlara sahip olduğu görülmektedir.

Türkiye, 46 puan ile ortalamaya oldukça yakın bir sıralamada yer almaktadır. Bu

nedenle, Uzun Döneme Odaklanma Boyutunda baskın bir kültürel tercihin varlığından bahsedilememektedir.

Fransa, 63 puan ile Uzun Döneme Odaklanma Boyutunda oldukça pragmatik bir

toplum olduğunu göstermektedir. Pragmatik yönelime sahip toplumlarda, insanlar gerçeğin duruma, içeriğe ve zamana bağlı olduğuna inanmaktadırlar. Fransız kültüründe insanlar, değişen koşullara göre; geleneklerini kolayca uyarlama yeteneği, güçlü bir tasarruf ve yatırım yapma eğilimi ve sonuçlara ulaşmada oldukça sağlam bir azim gücüne sahip oldukları ileri sürülmektedir.

Hofstede Kültürel Değerler Boyutlarına en son eklenen ve en güncel boyut olan Kısıtlılık Boyutu için Türkiye ve Fransa Karşılaştırması Tablo 12’deki gibi sunulmaktadır.

Tablo 12. Türkiye ve Fransa Kısıtlılık Boyutu Karşılaştırması

Ülke Puan Sıra

Türkiye 49 30

Fransa 48 31

Bu boyutta 65 ülke arasından Türkiye ve Fransa’nın birbirine oldukça yakın puanlara sahip olduğu görülmektedir.

60

Türkiye, 49 puan ile sıralamada orta seviyelerde yer aldığı için bu boyuta karşılık gelen

bir özellik Türkiye için belirlenememektedir.

Fransa, 48 puan ile Türkiye ile bu boyutta da oldukça benzeşmektedir. Bu orta

seviyelerdeki puan, Fransa’nın Belirsizlikten Kaçınma Boyutundaki yüksek puanı ile birlikte değerlendirildiğinde, Fransızlar’ın hayata bakışları konusunda çok rahat hareket edemediklerini ve genel olarak tahmin edilenden daha az sıklıkla hayattan zevk aldıkları gibi bir yorum ile değerlendirilmektedir.

61

3.

İŞVEREN ÇEKİCİLİĞİ

Bu bölümde hem günümüz işletmelerinde güncel bir yaklaşım olarak uygulanmaya başlayan hem de işletme ve pazarlama literatüründe son dönemde adından söz ettirmeye başlayan “İşveren Çekiciliği” kavramı üzerinde durulacaktır. Kavrama dair literatürde yer alan tanımlamalar, kavramın ilişki içinde olduğu diğer kavramlar, boyutları ve işverenler tarafından uygulanmasının faydaları ile ilgili yaklaşımlar detaylı bir biçimde ele alınacaktır.