• Sonuç bulunamadı

Hizbullah (Allah'ın Partisi) Örgütü

TÜRKİYE’DE TERÖR

5) Tasarıda, terörizmin uluslararası boyutu ihmal edilmektedir.

2.1. Dinci Terör

2.1.2. Türkiye’deki Dini Terör Örgüt Örnekleri ve AB’nin Bu Örgütlere Karşı Tutumu

2.1.2.1. Hizbullah (Allah'ın Partisi) Örgütü

Kelime anlamı itibariyle, Hizb, aynı görüşte olan düşünceleri ve yaptıkları aynı olan grup küme ve topluluk demektir. Hizbullah kelimesi, Allah’ın yolu,

118 İCCB-AFİD (Kaplancılar), Hizb-üt Tahrir ve El Kaide örgütlerin temelleri yurtdışında bulunmakla

beraber, Türkiye’de radikal İslami terörizm tehdidi oluşturmaktadırlar. Bunlara ilaveten, Türkiye’de silahlı eylem faaliyetleri gerçekleştirmeyen yirmi civarında radikal dini grup da mevcuttur:

Malatyalılar, Yeryüzü, Hizbullahi Vahdet, Hizbullahi Davet, Yöneliş, (Haksöz), Ekin, Buruç

(Tohum), Mücahede, Rahmet, Vahdet, Tevhid-i Çekirdek, Akabe, Sahabe, Yıldız, Fecr, Hizbüt Tahrir vb. Ayrıntılı bilgi için bakınız: Ali Kuyaksil, “Türkiye’de Terör Ve Terörün Kaynakları”, Polis Dergisi Sayı: 40

http://www.emniyet.gov.tr/StratejiGelistirmeDB/dergi/40/makaleler/Ali_KUYAKSIL.htm#_ftnref58

119 Yekta Güngör Özden, Anayasa Mahkemesi Başkanı’nın 34. Kuruluş Yıldönümü Töreni Açılış

taraftarları, Allah’ın safında yer alanlar, Allah’ın partisi gibi anlamlar taşımakta olup, “Hizb” ve “Allah” kelimelerinin birleşmesinden oluşmaktadır.120

Hizbullah örgütünün kurucusu Ayetullah Mahmud Gaffari’dir. Şah rejimine karşı savaşan bir molla olan Gaffari, “Tek parti vardır, o da Allah’ın partisidir” sloganı ile Batı tipi demokrasiye karşı insanları kendi safına çekmeye çalışmış, Hizbullah’ı parti veya örgütten ziyade “Cihad” uğruna oluşturulan bir halk hareketi ya da gönül birliği olarak lanse etmiştir. 1973 yılında Tahran’da tutuklu bulunduğu cezaevinde işkence edilerek öldürülmesi sonucu Şii halk arasında bir idol haline gelmiştir.121

Dini bir hareket olarak ortaya çıkan Hizbullah, 1979’da Humeyni’nin iktidara gelmesi ile başlayan İran Devrimi ile büyük güç kazanmıştır. Devrimden önce Humeyni’ye bağlı olarak faaliyet gösteren 25 tane örgüt ile İran Devrim Muhafızlarından bir birliğin Bekaa Vadisi’nde bir araya gelmesi ile netleşmiş ve örgütsel oluşumunu tamamlamıştır.122 1982 yılında Lübnan’da Şii bir İslam devleti kurmak amacı ile faaliyete geçen Hizbullah terör örgütü, İran askeri istihbaratının desteğini de arkasına alarak söylemlerini ve eylemlerini “Büyük Şeytan’la Savaş”123 üzerine inşa etmiştir. Hizbullah ideolojisine göre şeytan, kendilerinden olmayan herkes ve herşeydir; başta ABD ve İsrail olmak üzere Batılı güçlerin hepsi ve onların savunduğu değerlerdir. Zira örgütün hedef eylemlerinde öncelikli sırayı Dar’ül Harp (İslami Kanunlarla idare edilmeyen) devletler almıştır.

120 Emin Demirel, Hizbullah, ( İstanbul: IQ Kültür Sanat Yayıncılık, 2001),s.18

121 Murat Erdin, Düşünceleri, Örgüt Yapıları ve Eylemleriyle Hizbullah ve Hamas, (İstanbul:

Sarmal Yayınevi, 1999), s.18-19

122 Hizbullah Terör Örgütü, http://www.siyasetvepolitika.com/genel/hizbullah-teror-orgutu.html 123 Mehmet Faraç, “Hizbullah'ın kanlı yolculuğu”, Cumhuriyet, 19.01.2000

Buradan hareketle Hizbullah, Müslüman ülkelerin şeriat kanunu ile yönetilmesi için yapılacak her eylemin mubah ve meşru olacağını beyan etmiştir.

Hizbullah’ın hedefine ulaşmak için izlediği strateji üç evrelidir. Birinci evre, “davet” anlamına gelen “tebliğ”dir. Bu temel aşamada, belirli kadrolara davet yapılır ve hedeflerin açıkça belirlenmesi sağlanır. İkinci evre, tebliğe karşılık vererek harekete katılan “cemaat”tir. Katılan toplulukları bilgilendirme ve eyleme yöneltme amacı vardır. Sonuncusu ise, “Cihad” olarak nitelendirilen aşamanın gerçekleştirilmesidir. İslamiyet’i ve onun kuralları altında yaşamayı reddeden topluluklara karşı yürütülecek “silahlı mücadele”ye yönelmesidir.124

Türkiye’de Hizbullah:

1980’li yıllarda İran Devrimi’nden oldukça etkilenen Türkiye’de başta Doğu ve Güneydoğu illeri olmak üzere bir takım radikal gruplar oluşmaya başlamıştır. Bu dönem içerisinde, liderlik vasfını elinde tutan ve ilk örgütlenmeyi gerçekleştiren kişi İrfan Çağrıcı olmuştur. Çağrıcı, 26 Aralık 1990 tarihinde Yalova’da yaptığı genel kurul toplantısında, örgütlenmenin adını gizli oylama sonucu “Hizbullah” olarak belirlemiştir.125 Çağrıcı liderliğinde başlatılan örgütlenme, zamanla çeşitli radikal

dini grupların kitabevlerinin etrafında toplanması ile devam etmiştir.

Bu çerçevede M. Fidan Güngör ve Hüseyin Velioğlu önderliğinde Diyarbakır ilinde “Vahdet(Birlik)” grubu oluşturulmuştur. Zamanla grup içerisindeki konumlar

124 Ercan Çitlioğlu, Tahran- Ankara Hattında Hizbullah, (Ankara: Ümit Yayıncılık, 2001), s. 88 125 Örgüt, İran bağlantısının ve kimliğinin ortaya çıkmaması amacıyla Hizbullah adını kullanmama

belirginleşmiş, düşünce ve liderlik karmaşası kendisini göstermiştir. Böylece dağılan grup, İlim Kitabevi’nin sahibi Hüseyin Velioğlu ve Menzil Kitabevi’nin sahibi Fidan Güngör arasında ikiye bölünmüştür. Her ne kadar farklılıklarını beyan etseler de, gruplar fikri anlamda radikal dini düşünceleri benimseyerek silahlı mücadele doğrultusunda “bağımsız İslami bir Kürt devleti” kurmayı hedeflemişlerdir.126

PKK terör örgütünün kurucusu Öcalan’ın, Hizbullah’ı “oligarşik cumhuriyetin yeni saldırı taktiği”127 olarak açıklamasıyla birlikte Hizbullah örgütü

için yeni bir sayfa açılmıştır. Uzunca bir süre silahlı eylem konusunda faaliyete geçmeyen örgüt, 1991 yılında PKK terör örgütünün kendilerine karşı atağa geçmesi sonucu PKK terör örgütünün “dinsiz” olarak gördüğü bazı yöneticilerine şiddet uygulayarak sessizliğini bozmuştur. Bunun üzerine, taraftar toplama amacı güden PKK üyeleri, aynı dönem içerisinde kendilerine dini vasıfta nitelendirmeler yaparak Hizbullah ile arbedeye devam etmiş; böylelikle Güneydoğu uzun süren PKK- Hizbullah çatışmasına ev sahipliği yapmak zorunda kalmıştır. PKK terör örgütüne yönelik bir tepki olarak algılanan Hizbullah örgütü, yaptıkları eylemler sonucunda üstünlüğü ele geçirerek şehir merkezlerinde örgütsel kontrolü sağlamışlardır.

Dönemsel konum itibariyle yapılan değerlendirmeler sonucunda Hizbullah- PKK rekabeti kabul gören bir sav olarak yerini almış, “katmerli vahşet” olarak

126 Hizbullah’ın kurulmasından önce Güneydoğu’da 11 Aralık 1980 yılında İslamcı olarak

nitelendirilebilecek tek bir örgüt kurulmuştur: Partiya İslamiya Kürdistan (PKK Kürdistan İslam Partisi). PİK, “Müslüman Kürdistan” oluşturulması amacıyla İslamcı değerlere siyasi destek sağlamıştır. Ancak PİK’in Hizbullah-PKK çatışmasına müdahale etmediği bilakis Hizbullah’tan uzak durduğu bilinmektedir.

hafızalara kazınmıştır. “PKK’yı ve Hizbullah’ı yaratan şartların aynı olduğu; böylece etnik, sosyal, kültürel ve dini birçok etkenin üzerine binerek Hizbullah’ı yarattığı ifade edilmektedir. Cumhurbaşkanı Demirel de Hizbullah’ı PKK’nın türevi olarak isimlendirmiştir.”128

1998 yılının Mart ayında Şanlıurfa Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şubesi tarafından sunulan rapora göre; Hizbullah, bir zamanlar İslam’ın düşmanı olarak hedef gösterdiği PKK’ya yönelik saldırılarını kesmiştir; çünkü Hizbullah örgütü PKK ile Türkiye’yi yıkmak hedefinde birleşmiştir.129 Bu rapor sonucunda

Türkiye Cumhuriyeti’ne yönelik daha kuvvetli bir tehdit algılaması toplum içerisinde kabul görmüş ve halkta korku yaratmıştır. Bu durum, güvenlik güçlerini PKK eylemlerini büyük ölçüde kontrol altında tutmaya iterek; esas olarak Hizbullah ile mücadeleye yöneltmiştir. Ankara, İstanbul, Urfa, Batman, Diyarbakır, Siirt gibi illerde geniş çaplı operasyonlar yürütülmüştür. Bu sayede, Hizbullah terör örgütünün önde gelen tetikçisi Abdülaziz Tunç’un Diyarbakır’da yakalanması ve Emniyet güçleri tarafından, 17 Ocak 2000 tarihinde İstanbul Beykoz’da gerçekleştirilen operasyon sonucu İlim grubunun siyasi lideri Hüseyin Velioğlu ölü, örgütün Marmara ve Ege sorumlusu Edip Gümüş ve askeri kanat sorumlusu Cemal Tutar ise sağ olarak ele geçirilmesi ile operasyonlar başarıyla tamamlanmış; örgüt hakkında bilinmeyenler açığa çıkmıştır. 130

İlim ve Menzil grupları tarafından oluşturulan Hizbullah terör örgütü, Türkiye

128 Taha Akyol, Hariciler ve Hizbullah, İslam Toplumlarında Terörün Kökenleri, (İstanbul:

Doğan Kitapçılık, 2000), s.201

129 Murat Erdin, Düşünceleri, Örgüt Yapıları ve Eylemleriyle Hizbullah ve Hamas, s.71 130 Ufuk Hiçyılmaz, “Maskeli Hizbullah’ın Hedefi Cemaatler”,Aksiyon,

Cumhuriyeti’nde İran modelini baz alarak İslami esaslara uygun şer-i hükümlerle yönetilen bir “Kürt İslam” devleti kurmayı hedeflemektedir.131 Hizbullah, öncelikli olarak hedefine ulaşmak için örgütü ülke geneline yayma ve bu sırada örgüte karşı gelecek zararlı ve alternatif grupları sindirme, dehşet saçarak rakipleri susturma, korku ve panik yaratma, alanında tek olma ve PKK boşluğundan yararlanma yolunu benimsemiştir. Sonrasında, daha tehlikeli olarak adlandırılan emniyet güçlerini hazırlıksız yakalama, provoke etme, poliste psikolojik yıkıntı yaratma ve onları aceleci ve yanlış davranmaya yönlendirme stratejisini takip etmiştir. Bunun yanı sıra, örgütün en çok başvurduğu eylem stratejisi, silahlı saldırı ile özel önem verdiği cemaat ve cihad kavramları çerçevesinde sindirme politikasıdır.132

İlimciler ve Menzilciler adı altında iki örgüt tarafından oluşturulan Hizbullah örgütü ikiye ayrılmıştır. Menzil Grubu; yasadışı faaliyetlerinde daha tecrübesiz bir gruptur, ideolojik olarak İran rejimini kendine örnek almıştır ve silahlı çatışma açısından aktif olmak yerine Kürt milliyetçiliği ile gündemde kalmayı tercih etmiştir. İlim grubu ise; ideolojik olarak daha çok Mısır’daki Müslüman Kardeşler örgütünü kendine model almış, siyasi yapılanmaya ve mezhep farklılıklarına ağırlık vermiş ve PKK ile girişilen silahlı mücadelenin meşru olduğu kanaatini dile getirmiştir.133 Gruplar aralarında bulunan nüanslara rağmen temelde örgütsel yapılanma açısından aynı yolu takip etmişler ve hiyerarşinin önemini vurgulamışlardır.

Genel itibariyle örgüt yapılanması şu şekildedir:

131 Hizbullah Raporu Bölüm 1, Cumhuriyet , 02.02.2000

132İhsan Bal, “Türkiye’nin Terörle Mücadele Deneyimi: Hizbullah Terör Örgütü Örneği”, Derl.

İhsan Bal, Terör: Terörizm ve Küresel Terörle Mücadelede Ulusal ve Bölgesel Deneyimler, s. 34

A.Liderlik