• Sonuç bulunamadı

Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT)

7) AB’nin Üçüncü Ülkelerle Dış ilişkilerde Önceliği Anti-Terörist Niteliklere Sahip veya Terörizmle Mücadelede Yardıma İhtiyaç Duyan Ülkelere

1.4. Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT)

1.4.1.AGİT’in Terörizme İlişkin Düzenlemeleri

Soğuk Savaş’ta Doğu ve Batı blokları arasında diyalog kurması amacıyla oluşturulan Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Konferansı (AGİK), 1990’da imzalanan Paris Şartı’yla daimi bir diyalog platformu haline gelerek Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı’na (AGİT) dönüşmüştür. Hala, 55 üyesi bulunan Teşkilat, ortaya çıkan bunalımların giderilmesinde aktif olarak çalışmaktadır.

Küreselleşmenin tehdit ve riskleriyle, çok taraflı işbirliği olmadan başa çıkılamayacağı yaklaşımıyla hareket eden AGİT, üyeleri ve diğer uluslararası kuruluşlar arasındaki ilişkileri ve işbirliğini güçlendirme çabası içerisindedir. İnsan hakları, temel özgürlükler, demokrasi ve hukuk devleti AGİT’in güvenlik konseptine dâhil ettiği kavramlardır. Düşünce ve inanç özgürlüğü, insan hakları ve temel özgürlüklerin ihlali, saldırgan milliyetçilik, ırkçılık, terörizm, şovenizm, yabancı düşmanlığı, hoşgörüsüzlük ve Yahudi karşıtlığıyla mücadeleyi ön plana alan AGİT, çalışmaların önlenmesi, kriz yönetimi ve çalışma sonrası rehabilitasyonu amacıyla sivil bir girişim olan “Acil Uzman Yardım ve İşbirliği Takımları” oluşturmuştur. 87

86 Ertan Beşe, Terörizm, Avrupa Birliği, İnsan Hakları, (Ankara: Seçkin Yayınları, 2002), s.37 87 Türkiye Barolar Birliği, Türkiye ve Terörizm, TBB tarafından oluşturulan proje grubu, s.384

AGİT belgelerinde, güvenlik ve insan hakları arasındaki ilişki norm bazında olduğu kadar uygulama alanında da kabul edilmiştir. Barış ve güvenliği ihlal eden bir duruma rastlandığında, ilgili birim veya misyonun bu durumu derhal AGİT’in siyasi birimlerine bildirmesi gerekmektedir. Günümüzde uyuşmazlıkları AGİT çerçevesinde çözümleme görevi Milli Azınlıklar Yüksek Komiserliği’ne verilmiş olup, bu Komiserlik, 1992 AGİK Helsinki II Belgesi’nin insan hakları kısmında değil ama güvenlikle ilgili bölümünde yer almıştır.

AGİT bildirileri güvenlik ve barışı insan hakları temeli üzerinde gerçekleştirmek istemektedir; şöyle ki; “katılan devletler, evrensel olarak tanınan insan haklarının bir parçası olarak milli azınlıklara mensup kimselerin haklarına saygının devletlerindeki barış, adalet, istikrar ve demokrasi için esaslı bir faktör olduğunu ayrıca yeniden teyid ederler. AGİT kararlarına göre insan hakları ihlalleri artık bir ulusun iç işi olmaktan çıkmıştır. Katılan devletler, insan haklarına, temel özgürlüklere, demokrasiye ve hukukun üstünlüğüne ilişkin olan sorunların uluslararası yönü olduğunu; çünkü bu haklara ve özgürlüklere saygı göstermenin uluslararası düzenin temellerinden birini teşkil ettiğini beyan ederler.”88

1989 tarihli AGİK Viyana Kapanış Bildirisi’nde, bütün terör suçlarının kınanmakta, terörist taleplerine karşı direnme politikasının izlenmesini tavsiye etmekte, terörizm konusunda bilgi değiş-tokuşu ve işbirliği önerilmektedir. AGİK Viyana Belgesi’ne göre, diplomatik misyonların ve bunların personelinin güvenliği

88 Ankara Barosu İnsan Hakları Merkezi, “İnsan Hakları: Konferans, Panel ve Sempozyumlar”,

sağlanmalı ve terörist eylemlerin önlenmesi için gereken önlemler alınmalıdır.89 Bu nedenle, katılan devletlerden, toprakları üzerinde diğer bir katılan devletin rejimini şiddetle devirmeye yönelmiş terörizm eylemleri ve faaliyetleri başlatan, organize eden veya bu gibi faaliyetlerin hazırlık hareketlerine girişen şahısların, grupların veya örgütlerin gayri hukuki faaliyetlerini önlemeleri istenmektedir. 90

1 Ağustos 1975’te Helsinki Nihai Senedi’nin AGİK Zirvesi’nde imzalanmasıyla Avrupa’da güvenlik arayışları bir sonuca doğru evrilmeye başlamıştı. Sovyetlerin çöküşünden itibaren izleme konferansları mekanizması aracılığıyla faaliyet gösteren AGİK’in yetersizliği anlaşılmış ve Kasım 1994 Budapeşte Zirvesi’nden sonra kurumsal bir yapı haline gelerek Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı adını almıştır. AGİT, BM Şartı’nın 8. Bölümü uyarınca faaliyet gösteren dünyadaki en geniş bölgesel güvenlik örgütüdür.91 1990 tarihli AGİT Zirvesi Paris’te yapılmış ve konferans sonunda imzalanan Paris Şartı’nda terörün her türlüsü kınanmakta ve terörle mücadelede işbirliğini öngörmektedir. 1992 tarihli AGİT Zirvesi’nin yapıldığı Helsinki toplantısının ardından yayınlanan Helsinki Bildirisi’nde de terörün suç olduğu belirtilmektedir.92

1l Eylül saldırılarının ardından AGİT, terörle mücadele çabalarında koordinenin önemini kavramış ve kısa zamanda bir Eylem Planı hazırlamıştır. 4 Aralık 2001’de AGİT Bakanlar Konseyi tarafından kabul edilen Bükreş Terörle Mücadele Eylem Planı, Terörle Mücadele Eylem Birimi’nin (Action Against

89 A.g.e., s.212

90 İbrahim Kaya, Terörle Mücadele ve Uluslararası Hukuk, s.67 91 A.g.e., s.91

Terrorism Unit-ATU) oluşturulmasını öngörmekteydi. ATU, Genel Sekreterlik’e

bağlı bir organdır; üye devletlerin terörle mücadeleye ilişkin taleplerini hızlı ve etkin olarak karşılamak ve 55 AGİT devleti ve Genel Sekreteri’ne yardımcı olmak amacıyla kurulmuştur. Terörle mücadelede AGİT devletlerinin eksikliklerini saptamaya çalışan ATU, 1373 sayılı Güvenlik Konseyi kararı uyarınca çoklu ve iki taraflı terörle mücadele kapasite oluşturma stoğu hazırlamış ve ayrıca terörle mücadelede üye devletlerle diğer uluslararası ve hükümet dışı örgütlerin kullanması için bir bilgi bankası oluşturmuştur. ATU, AGİT’in Demokratik Kurumlar ve İnsan Hakları Dairesi (Office for Democratic Institutions and Human Rights) ile birlikte terörle mücadele projelerinin geliştirilmesine katkıda bulunmaktadır. 13-14 Aralık 2001’de kabul edilen Bişkek Planı, daha çok Orta Asya’da terörle mücadeleye ilişkin önlemler içermektedir. 2002 yılında Porto’da gerçekleştirilen Bakanlar Konseyi’nde kabul edilen AGİT Terörü Önleme ve Onunla Mücadele Şartı ile AGİT, bu alandaki mücadelesinin ana çerçevesini çizmiştir. Ayrıca burada alınan “Terörle Mücadelede AGİT Yüküm ve Faaliyetlerinin Uygulanması Kararı” da kitle imha silahlarının teröristlerin eline geçmesi riskine vurgu yapmış; polisiye faaliyetler, sınır güvenliği, teröristlerin hareket etmeleri ve terörün finansmanının engellenmesini terörle mücadelede stratejik alanlar olarak saptamıştır.93

Sonuç itibariyle, 2003 yılının Aralık ayında Maastricht’te toplanan Bakanlar Konseyi, seyahat belgeleri güvenliği üzerine kararlar almış ve “Terörle Mücadele Ağı” kurulmasını benimsemiştir. 2004 Sofya Bakanlar Komitesi’nde ise internetin terör amacıyla kullanılması, konteynır güvenliğinin geliştirilmesi, çalıntı ve kayıp

pasaportların Interpol otomatik araştırma seyahat belgesi bilgi bankasına işlenmesi ve insan tarafından taşınabilir hava savunma sistemleri alanlarında kararlar almışlardır. AGİT’in terörle mücadele alanındaki çalışmaları incelendiğinde bunların özellikle uygulamaya yönelik ve teknik içerikli oldukları görülmektedir.94

94 A.g.e., s.68-69

BÖLÜM 2