• Sonuç bulunamadı

2. BÖLÜM

2.2. Azerbaycan Açısından Jeopolitik

2.2.2. Azerbaycan’ın Dış Siyasetteki Hedefleri ve Ulusal Tehlikesizlik Stratejisi

2.2.2.3. Azerbaycan’daki Politika ve Ekonomik Gelişmeleri

2.2.2.3.3. Haydar Aliyev Dönemi (1993 – 2003)

Haydar Aliyev SSCB döneminde 1988’e kadar Moskova’da Başbakan Birinci Yardımcılığı yapmış daha sonra Komünist Partisi Merkez Komitesi Politbüro üyeliğine yükselmiştir. Rus Politikasını çok iyi bilen Haydar Aliyev SSCB döneminin en önemli isimlerinden biri olarak gösterilmektedir. Politik tecrübesi ve Rus politikasını çok iyi bilmesi onun dış politikadaki sorunları çözmesinde etkili olmuştur. Haydar Aliyev iktidara geldikten sonra da Ermenilerin Azerbaycan topraklarını işgali devam etmiştir. İşgal sonucunda çok sayıda kişi Azerbaycan’a göç etmek zorunda kalmıştır. 1993 yılının sonlarına gelindiğinde Azerbaycan topraklarının yaklaşık beşte biri Ermenilerin kontrolüne geçmiştir. Bu dönemde Talışlar ve Lezgiler de ayaklanmışlardır. 1993 yılının yaz aylarında Azerbaycan’da tam bir kaos ortamı baş göstermiştir. Haydar Aliyev iktidara geldikten kısa bir süre sonra ülkede düzeni sağlamıştır. Ebulfeyz Elçibey döneminde, 1992 yılında, tüm baskılara rağmen, mecliste süren şiddetli tartışmalar sonucunda Bağımsız Devletler Topluluğu’na (BDT) katılmama kararı alınmış, ancak Haydar Aliyev iktidara geldikten sonra, Eylül 1993’te Azerbaycan’ı BDT’ye üye yapmıştır. Mayıs 1994’te Azerbaycan ve Ermenistan arasında ateşkes anlaşması imzalanmıştır. Yine bu dönemde resmi dilin adı bir kez daha Azerbaycan dili olarak değiştirilmiştir. Haydar Aliyev, İran ve Rusya ile daha yakın ilişkiler geliştirerek Türkiye ile Azerbaycan arasına belli bir mesafe koymuştur. Aliyev’in Rusya’ya yaklaşmasının bir nedeni Dağlık Karabağ konusunda Rusya’nın desteğini almak istemesidir. Haydar Aliyev aynı zamanda Avrupa ve Amerika ile de yakın ticari ilişkiler kurmuştur. Haydar Aliyev’in uzun vadeli stratejisi birden çok ülkenin Azerbaycan petrolü ve doğal gazına yatırım yapmasını sağlayarak ulusal güvenliği sağlamlaştırmaktır. Amerika ve Avrupa şirketleri ile tesis edilen bu yakınlaşma, Azerbaycan yanlısı uluslararası lobilerin oluşumunu harekete geçirmek ve böylece Azerbaycan’ın Minsk Grubu’ndaki konumunu güçlendirmek amacını taşımıştır. Azerbaycan ilk petrol anlaşmasını Haydar Aliyev döneminde, Eylül 1994’te yapmıştır.

Bundan sonra on milyarlarca doları bulan pek çok petrol anlaşması imzalanmıştır (Kasım, 2006: 435-437). Haydar Aliyev’in izlediği petrol politikası, Rusya’nın Azerbaycan üzerindeki baskısını, Amerika’nın bu bölgeye yönelik politikalarıyla dengeleme esasına dayanmaktadır.

Aliyev başkanlığının ilk dönemlerinde Türkiye’ye karşı biraz daha uzak tutum sergilenmiş, Elçibey döneminin aksine Rusya Federasyonu ve İran’la ilişkileri gerginlikten uzak, ılımlı ve daha yakın tutmaya çalışılmıştır. Geçmişteki Rus politik tecrübesini Ebülfez Elçibey’e göre daha iyi kullanan Haydar Aliyev Rusya Federasyonunun Dışişleri, Enerji ve Savunma Bakanlıklarının arasındaki stratejileri uygulamayı başarmış, Rusya Federasyonu ile dış ilişkilerin gerginleştiği zamanlarda ise ABD, Türkiye ve Avrupa’ya daha yakın bir politika izlemiştir. Bu ülkelerle ilişkileri geliştirmeye önem vermiş ve Şubat 1994’te Türkiye’ye resmi ziyaretini gerçekleştirmiştir. Bu ziyareti esnasında Türkiye – Azerbaycan arasında işbirliği ve dostluk sözleşmesi imzalanmıştır. Bu antlaşmanın içinde askeri yardım ve savunma gibi önem taşıyan konularında yer aldığı 16 protokol daha imzalanmıştır. Ancak Mart 1995’te Türkiye - Azerbaycan ilişkileri yeniden gerginleşmiş, Aliyev yönetimine karşı başlatılan darbe girişiminde bazı Türk vatandaşları da yer almıştır (Oran, 2001: 404-406). Darbe girişimini atlatmayı başaran Haydar Aliyev darbecilerin arasında Türklerin de bulunmasından duyduğu rahatsızlığı Türkiye’ye iletmiştir.

1997 yılında Ermenistan, Dağlık Karabağ sorununu tekrar gündeme getirerek, ateşkes anlaşmasını ihlal etmiştir. Bunun üzerine Haydar Aliyev 5 – 9 Mayıs 1997’de Türkiye’yi tekrar ziyaret etmiş Türkiye’den Dağlık Karabağ sorununa müdahale etmesini ve ekonomik olarak ülkeye yardımda bulunmasını istemiştir. Türkiye bu olaya etkin bir şekilde müdahale etmiştir. Haydar Aliyev’in Türkiye’ye ziyareti sırasında üzerinde durduğu en önemli konu olan Rusya’nın Ermenistan Devletine yaptığı silah satışı ve bunun gerginliğe yol açtığını belirtmiştir (Babayeva, 2013: 61-62)

Haydar Aliyev dönemindeki İran’la ilişkiler incelendiğinde İran’ın kuzeyinde yaşayan 20 milyon Azerbaycan Türkü sorununun daha ılımlı bir şekilde çözülmeye çalışıldığı görülmektedir. Haydar Aliyev, Elçibey döneminde Tek Azerbaycan düşüncesi sebebiyle gerginleşen Azerbaycan – İran ilişkilerini geliştirmeye yönelik adımlar atmıştır.

Azerbaycan petrolün işletilmesi ve dış pazarlara sürülmesi ile ilgili BTC’ye tam destek sağlamıştır.

ABD’deki Ermeni lobisinin baskısıyla gerçekleştirilen Azerbaycan’a yardımı engelleyen yasadaki 907 sayılı ek maddenin kaldırılması için 1997 yılında Haydar Aliyev ilk kez ABD’ye resmi ziyaretini gerçekleştirmiştir. Azerbaycan kamuoyu o dönemde ABD yönetimine güvensizlik duygusu ile yaklaşmıştır. Bu durumun yaşanmasında ABD’nin Ermenistan’a sağladığı büyük maddi desteği ve 907 sayılı madde ile Azerbaycan’a destek sağlamaması etkili olmuştur. Haydar Aliyev tüm bu sıkıntılarını ABD’ye düzenlediği resmi ziyaret sırasında dile getirmiş ancak net bir çözüme ulaşılamamıştır. Azerbaycan’ın zengin petrol yatakları ve stratejik konumu ABD için önem taşımaktadır. ABD bu sebeplerden dolayı yatırımlarını arttırınca 907 sayılı ek madde olan özgürlükleri destekleme yasasını Ermeni lobisinin baskısına rağmen tekrar gözden geçirmek zorunda kalmış sonuç olarak kongre, Deniz ötesi özel yatırım şirketi aracılığıyla kongrede Azerbaycan yardımın yapılmasına karar verilmiştir (Kasım, 2001: 170-185). Haydar Aliyev döneminde Azerbaycan dış politikada önemli gelişmeler sağlamış ABD ile ilişkileri kuvvetlendirmiştir. Bunun sonucu olarak Bill Clinton yönetimi Bakü – Tiflis – Ceyhan petrol boru hattına büyük destek sağlamıştır. Ankara’nın 1998’de Türkiye, Azerbaycan, Tacikistan ve Kazakistan ortak imzaladıkları BTC petrol hattı projesinde Clinton ve yönetimi etkili olmuştur.

Haydar Aliyev dönemine kadar Azerbaycan politik ve ekonomik olarak istikrarsızlığa sürüklenmiştir. Ekonomik dengelerin sağlanamaması reformların gerçekleştirilmesini engellemiştir. Devlet giderlerinin büyük bölümü savaş için ayrılmış, bunun sonucu olarak Azerbaycan göç veren ülke konumuna gelmiştir. Bir milyondan fazla Azerbaycan vatandaşı ülkeden göç etmek durumunda kalmıştır (Efendin, 1999:175-177). Bu ekonomik bunalımdan bir an önce kurtulmak için yabancı yatırımcıların ülkeye çekilmesi ve özelleştirmenin sanayiyle tarım sektöründe başlatılması önem arz etmiştir. 1994’de ateşkesin ardından Azerbaycan ekonomisinde önemli gelişmeler sağlanmış, Uluslararası finans kuruluşları, serbest piyasanın belirlediği hukuki dayanakları yerine getirdiği için Azerbaycan’a artık kredi vermeye başlamıştır. Azerbaycan’da ekonomik istikrar sağlanmaya başlayınca ülkenin büyük yeraltı zenginliği olan petrol için büyük

adımlar atılmıştır. Azerbaycan petrolü ilk defa yabancı yatırımcılara 1994 yılında yapılan antlaşma ile sunulmuştur. Bu antlaşma sayesinde Batılı yatırımcılar petrol ve doğalgaz sektörüne milyarlarca dolar sermaye yatırım yapmış ve yine bu anlaşma ile Azerbaycan politik bağımsızlığının yanında ekonomik bağımsızlığını da yakalama şansına erişmiştir. Yabancı yatırımcılar Azerbaycan’ın 1999 yılında 450 milyon dolar bütçesine karşılık yabancı petrol şirketlerinin bu dönemde petrol arama ve işletme hakları için Azerbaycan’a 355 milyon dolar ödeme yapmışlardır (Bayulgen, 2003: 208-210). Bu miktar Azerbaycan için önemli bir kazanç miktarıdır.

Tüm bu uygulanan ekonomik istikrar sonucunda ülkedeki yüksek enflasyon son bulmuş, gitgide küçülen ekonomide büyüme oranları kendini hissettirmeye başlamıştır. Azerbaycan ekonomisinde tek haneli enflasyon hedefine ulaşılarak ekonomide büyük başarı sağlanmıştır. Azerbaycan Manatının düşüşü durdurulmuş ve kişi başına milli gelir 1998 yılında 490 dolara yükselmiştir (Bayulgen, 2003: 212). Mayıs 2003’ten sonra sağlık sorunları yaşayan Aliyev, oğlu ilhan Aliyev’i önererek Azerbaycan’ın yeni başkanı olmasını sağlamıştır.