• Sonuç bulunamadı

Doğalgaz Boru Hatları ve Yapılan Projeler

2. BÖLÜM

2.1.2. İş birliği Çerçevesinde Gerçekleşen ve Düşünülen Bölgesel Boru Hatları

2.1.2.2. Doğalgaz Boru Hatları ve Yapılan Projeler

Nabucco doğalgaz boru hattı Türkiye’nin ortaya attığı bir proje olup Hazar Havzasındaki Hazar ve Orta Doğu kaynaklı doğal gazın Azerbaycan’dan Türkiye- Bulgaristan-Romanya-Macaristan üzerinden Avrupa’ya taşınması amaçlamıştır. Projeye adını veren Nabucco ismi 1842 yılında İtalyan bir besteci olan Guiseppe Verdi’nin operasından esinlenerek konulmuştur. Verdi, Nabucco ismini dünyanın yedi harikasından biri olan Babil’in Asma Bahçelerinin yapılmasını sağlayan kral Nabukendnazar’dan etkilenmesi sonucu vermiştir. Ev sahipliğini Türkiye’nin üstlendiği Nabucco projesinin onaylanması için 18 ülkenin cumhurbaşkanı, başbakan ve bakanlarının oluşturduğu topluluk Türkiye’de bir araya gelmiştir. Türkiye’nin o dönemdeki başbakanı, şimdiki Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, AB Komisyonu Başkanı Jose Manuel Barrosa ve Avusturya, Macaristan, Romanya ve Bulgaristan Başbakanları tarafından 13 Temmuz 2009 yılında resmen onaylanmıştır (www.botas-ahk.gov.tr). Nabucco projesi, Orta Doğu doğalgazının da Türkiye üzerinden Hazar havzası doğalgazı ile birlikte taşınmasını hedefleyen bir projedir. BTE hattının devamı olacak olan Nabucco projesi, Erzurum, Bulgaristan, Romanya, Macaristan, Avusturya’ya ve Avusturya’dan da Avrupa gaz hattına dahil olacaktır. BTE hattından gelen gaza ek olarak Irak, İran, Mısır, Katar, Türkmenistan gibi ülkelerden gelen gazında Avrupa piyasalarına taşınması hedeflenmiştir. Bu şekilde oluşturulan projeler Rusya’nın çıkarlarına ters düşmüş ve buna bağlı olarak Rusya bu projeleri engellemek adına Avrupa ülkeleri ile bir dizi enerji anlaşmaları yapma yoluna gitmiş fakat sadece yavaşlatabilmiştir. Bu proje hem Rusya’ya karşı enerjiye bağımlılık açısından önemli bir alternatif olacak, hem de AB’ye taşınan enerji bağlamında Türkiye’nin kilit rol üstlenmesini sağlayacaktır. Enerjiye olan bağlılığının sonlandırılması amacıyla bu planda Rusya ve İran’a yer verilmemiştir.

Bu proje kapsamında 2020 yılında taşınacak doğalgazın 31 milyar metreküp olması hedeflenmektedir. Proje için doğalgazın ilk zamanlarda Irak, Azerbaycan ve Türkmenistan’dan alınması, ilerleyen dönemlerde ise diğer ülkelerin kaynakları ile desteklenmesi planlanmaktadır (BOTAŞ, 2012). Rusya’nın çıkarlarıyla bağdaşmayan Nabucco Projesi, Avrupalı devletler tarafından ilgi görmüş ve desteklenmiştir.

2.1.2.2.2. TANAP (Trans Anadolu Doğalgaz Projesi)

TANAP projesinde, doğal gazın Azerbaycan’ın Hazar Havzasında yer alan Şahdeniz bölgesinden karşılanması hedeflenmektedir. Bu bölgeden elde edilen doğalgazın bir bölümünün Türkiye’nin ihtiyacını, bir bölümünün de Avrupa Birliği’nin enerji ihtiyacını karşılayacağı düşünülmektedir.

TANAP hattı ile Azerbaycan’ın enerji kaynağı olan doğalgaz Rusya’nın saf dışı bırakılarak Avrupa ülkelerine ulaştırılması açısından çok büyük önem teşkil etmektedir. Azerbaycan, topraklarında barındırdığı zengin enerji kaynaklarını batılı ülkelere güvenli bir şekilde ulaştırma arzını sık sık ifade etmiştir. Bu açıdan TANAP projesi Bakü’ye enerji hedeflerini çeşitlendirmesi için yeni imkanlar sunmaktadır. Bu proje her ne kadar Türkiye’nin enerji talebinin tamamını karşılamaya gücü yetmese de jeopolitik açıdan arttırdığı önem dikkate alındığında TANAP ile Türkiye son zamanlarda bu bölgede aktifliğini zamanla arttırmayı başarmıştır. TANAP projesinin önemli unsurlarından biri de Azerbaycan ile Türkiye yöneticilerinin ve iki ülke vatandaşlarının da ortak iradeleriyle oluşturulmasıdır (Akdemir, 2012: 26). Yani bu proje yalnızca Azerbaycan ve Türkiye sermayesi olmasının yanı sıra her iki ülke açısından ilişkilerinin geldiği noktayı sembolize etmesiyle büyük önem taşır. Bu projeye başka ülkelerin katılımı da açıktır.

Azerbaycan ve Türkiye hükümetleri tarafından 2011 yılının Ekim ayında anlaşma imzalanmıştır. Bu anlaşmayla 2018 yılından itibaren yıllık olarak 6 milyar m3 Azeri doğalgazının sevkiyatı öngörülmüştür. Azerbaycan’dan Türkiye’ye, Türkiye’den de Avrupa’ya yapılacak olan hattın toplam maliyeti 45 milyar dolar olarak hesaplanmıştır. Türkiye Şahdeniz Faz II boru hattında %19, TANAP ta ise %30 hisseye sahiptir. 2015 yılının Mart ayında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından Kars’ta temel atma töreni yapılmıştır. Bu proje ile 2018 yılında Türkiye’ye, 2020’de Avrupa’ya gaz sevkiyatının yapılması öngörülmektedir (www.enerji.gov.tr).

2.1.2.2.3. Mavi Akım Doğalgaz Boru Hattı

Enerji kaynaklarının üretiminde tek söz sahibi olmak isteyen Rusya, enerjisini uluslararası pazarlara ulaştırmada kilit ülke konumunda olan Türkiye ile geçmiş yıllarda pek çok anlaşma yapmıştır. İlk olarak 18 Eylül 1984’te doğalgaz anlaşması iki ülke arasında onaylanmış olup bu anlaşma Rusya ile olan ilişkileri olumlu yönde etkilemiştir. Bu proje 1992 yılının Aralık ayında BOTAŞ ve Gazprom isimli enerji firması arasında imzalanmış olup, 25 yıllık bir süreyi kapsayan bu anlaşma ile yıllık 16 milyar metreküp doğalgazın Türkiye’ye sevkiyatı öngörülmüştür. Karadeniz tarafındaki kısmı Gazprom (Gaz Endüstrisi), Türkiye tarafındaki kısmı ise BOTAŞ’ın yükümlülüğündedir. Boru hattı 2003 yılında işletmeye alınmış olup 2005 yılının Kasım ayında resmi olarak tören açılışı yapılmıştır. Bu proje 17 Kasım 2005’te devreye girmiştir. Türkiye’nin doğalgaz talebinin bir kısmı Rusya’dan karşılanmakta olup bu miktar BOTAŞ tarafından belirlenmektedir. BOTAŞ kullanılacak olan doğalgaz miktarını belirlerken fabrikaların, elektrik santrallerinin ve bütün evlerde yakıt için doğalgaz kullanılacağını varsayar. Rusya, Türkmenistan gazının Mavi Akımla batı ülkelerine ulaştırabileceğini, Türkiye üzerinden geçmesi planlanan Trans-Hazar hattının işlevine ihtiyaç olmadığını ileri sürmüş ve Mavi Akım hattı ile Trans-Hazar hattı arasında rekabet oluşmasına neden olmuştur (Bilgin, 2005: 312-318). Ancak, Mavi Akım projesinin yapımı daha önce tamamlanıp uygulamaya konulunca Rusya bu rekabetin kazanan tarafı olmuştur. Bunun sonucunda Türkiye, Trans- Hazar projesine değil Mavi Akım projesine destek vermek durumunda kalmıştır. Yaşanan bu olaylar sonucunda kazançlı çıkan taraf Rusya olmuştur. Bu kazanç neticesinde Rusya Türkmenistan’dan Türkiye’ye giden gaz akışının önünü kesmiş ve Türkiye’yi doğalgaz olayında kendisine muhtaç hale getirmiştir.

2.1.2.2.4. Bakü-Tiflis-Erzurum (Şahdeniz) Doğalgaz Boru Hattı

Gerçekleştirilmeyen Trans-Hazar boru hattına alternatif bir hat olarak Bakü-Tiflis- Erzurum hattı düşünülmüştür. Şahdeniz’in zengin doğalgaz yataklarının bulunmasının ardından Azerbaycan Cumhurbaşkanı Aliyev ve Türkmenistan Cumhurbaşkanı Türkmenbaşı’nın birlikte verdikleri karar doğrultusunda doğalgazın Gürcistan’ın başkenti Tiflis üzerinden Erzurum’a ulaşmasını hedefleyen hattır (Aras, 2001: 128-129). 2001

yılının Mart ayında Türkiye ve Azerbaycan hükümetleri arasında 15 yıl süreli doğalgaz alım satım anlaşması imzalanmıştır. BTC enerji hattının başarılı bir şekilde faaliyete geçirilmesi ve Bakü’de işletilme gücüne sahip Şahdeniz enerji rezervinin keşfinden sonra, bu hatta paralel Erzurum güzergahlı bir proje olan BTE boru hattı projesinin geliştirilmesiyle, BTE doğalgaz hattının yapılma çalışmaları BTC’nin inşa edilmesine bakılarak iki sene gibi çok kısa bir zamanda tamamlanmıştır. Bu projenin 2004-2006 yıllarında yapımı gerçekleştirilmiş 2007 yılında ilk gaz sevkiyatı başlamıştır. BTE hattının 2009’da senelik kapasitesi 6.6 milyar metreküpe ulaşmıştır. BTE’nin Şahdeniz kısmının ikinci aşamasına 2015 yılında başlanmış olup 2018 yılında ilk gaz sevkiyatının yapılması öngörülmektedir. Bu boru hattının uzunluğu 684 km’dir (Gareth, 2004: 30). BTE hattının Türkiye’nin enerji talebini karşılamasının yanında batılı ülkelerin de son derece önem verip desteklediği Nabucco projesinin bir bölümü olarak görülmektedir.

2.1.2.2.5. Trans-Hazar (Hazar geçişli Türkmenistan-Türkiye-Avrupa) Doğalgaz Boru Hattı

Azerbaycan’ın Şahdeniz bölgesinde bulunan zengin doğalgaz rezervleri Azerbaycan ve Türkmenistan’ı doğalgaz ihracatı için karşı karşıya getirmiştir. Ancak iki ülkenin geçiş ücretleri konusunda anlaşmaya varamamış olması Trans-Hazar boru hattı projesinin gerçekleşmesini imkânsız hale getirmiştir. Bu durumdan iki ülke de ekonomik anlamda olumsuz etkilenmiştir. Azerbaycan geçiş ücretlerinin getireceği büyük bir gelirden mahrum kalmış, Türkmenistan da doğalgazını uluslararası pazarlara ulaştıramamıştır. İki ülkenin takındığı siyasi gerginlik üzerine devreye Bakü-Tiflis-Erzurum hattı girmiştir. Bu projenin gerçekleşmemesinin en büyük sebebi devam eden Hazar’ın statüsü problemi olmuştur, ancak bu iki ülkenin atacağı olumlu tutumlarla bu proje devreye gireceği düşünülmektedir (Aras, 2001: 122-124). Türkmen gazının Türkiye’ye girmesi konusunda benzer kültürel özellikler ve siyasi ilişkilerin daha iyi olduğu gerçeği göz önüne alındığında Türkmenistan’dan doğalgaz sevk edilmemesi için bir neden bulunmadığı apaçık bir gerçektir. Türkiye Mavi Akım projesine bağımlı konumda bırakıldığı için Trans- Hazar projesi beklemeye alınmıştır.

2.1.2.2.6. Güney Akım ve Türk Akımı Doğalgaz Boru Hattı

Karadeniz’in 2000 metre derinliğinde 900 km uzunluğunda olacak olan Beregovaya’dan Bulgaristan’a ulaşacak olan Güney Akım Projesi, Hazar’dan 63 milyar metreküp doğalgazın Avrupa’ya taşınması için 2015 yılı içinde işletilmesi düşünülen bir proje olma özelliği taşımaktadır. Bulgaristan’a ulaşacak bu doğalgaz boru hattı, kuzey hattı olarak Macaristan, Romanya ve Avusturya’ya ulaşacak, güney hattı olarak da Yunanistan ve İtalya’ya ulaşacaktı (Örmeci, 2012). Enerji arzı konusunda sıkıntı yaşamayan Rusya bu projeyi, projeye destek veren Türkiye ile arasında enerji işbirliği açısından olumlu bulmuştur. Bunun sonucunda Rusya sorunlar yaşadığı Ukrayna’yı saf dışı bırakarak Avrupa’ya olan gaz sevkiyatının daha verimli olabileceğini belirtmiştir. 2014 yılında Ukrayna krizinin oluşması ve bu projeye Avrupa’nın karşı çıkması sonucu Rusya projeden vazgeçmiş ve sevkiyatı Türkiye üzerinden gerçekleştireceğini açıklamıştır. Bunun sonucunda da Türk Akım Projesi ortaya çıkmıştır. Ukrayna ile yaşanan sorunlar nedeniyle Avrupa’ya sevkiyatın Karadeniz ve oradan Türkiye topraklarından Yunanistan’a, oradan da Avrupa’ya taşınmasına karar verilmiştir. dört hattan oluşacak ve her bir hattı 15 milyar 750 milyon metreküp kapasiteli projenin 910 kilometresi Karadeniz’den geçmesi planlanmıştır. Türkiye’deki kara bölümünün uzunluğunun da 210 kilometre olması düşünülmüştür. Yılda 64 milyar metreküp taşıma kapasitesi olacağı düşünülen hattan, Türkiye’nin yılda 14 milyar metreküp doğalgaz alacağı ve bunun geri kalan 49 milyar metreküpün ise Avrupa’ya ihraç edileceği düşünülmüştür. Bu proje Türkiye ve Rusya tarafını temsilen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin tarafından 10 Ekim 2016 yılında İstanbul’da imzalanmıştır. 2016 yılında başlanan hattın Karadeniz kısmını Gazprom şirketi, Türkiye kara topraklarından geçecek olan kısmının ise ortaklaşa yapılacağı konusunda anlaşılmaya varılmıştır. Türkiye’ye verilecek olan doğalgaz arzına yönelik ilk hattın ve Avrupa’ya verilecek olan ikinci hattın inşaat çalışmaları devam etmektedir. İşletmeye açılacak tarih olarak ise 2019 yılı öngörülmüştür (NTV, 2011).