• Sonuç bulunamadı

Azerbaycan Dış Politikasını Etkileyen Temel Ögeler

2. BÖLÜM

2.2. Azerbaycan Açısından Jeopolitik

2.2.1. Azerbaycan Dış Politikasını Etkileyen Temel Ögeler

Azerbaycan, Türkiye’nin doğusunda yer alan, coğrafi açıdan doğusu gibi dağlık ve ulaşımı zorlaştıran çok sayıda vadiden oluşur. Bu durum Azerbaycan’ın en temel jeopolitik özelliğidir. Coğrafi açıdan diğer bir özelliği ise büyük devletle arasında tampon bir ülke olma özelliğini taşımasıdır. Azerbaycan jeopolitik konumu ile komşuları olan Rusya, İran, Türkiye gibi devletlerin yakından ilgilendiği bir devlet konumundadır. Bu nedenle tarihinde çeşitli ülkelerin egemenliğine girmiştir. Azerbaycan’ın kuzey ve güney sınırları coğrafi özellikleri bakımından güvenli sayılamayacak bir bölgededir (Aliyev, 1993: 12). Bu durum Azerbaycan’ın tarihinde hiçbir devletin egemenliğinde kalmayışının bir göstergesi sayılabilir

Azerbaycan’ın jeopolitik yapısına ilişkin diğer bir özelliği ise kuzeyle güneyin doğuyla batının birbirine bağlantısını sağlayan adeta bir köprü vazifesi gören coğrafi konumudur. Azerbaycan önemli ticaret yolları üzerinde bulunan bir ülke olarak zengin petrol yataklarına sahip oluşu nedeniyle önemli bir stratejik konuma sahiptir. Ayrıca Azerbaycan yeraltı ve yer üstü kaynaklarının çeşitliliği ve zenginliği bakımından diğer ülkelerin dikkatini çektiği bir ülkedir (Akman, 2005: 15-16). Azerbaycan’ın Türkiye ile olan ortak özelliklerinden birisi ise her iki bölgenin de jeopolitik konumlarının stratejik değere sahip olmasıdır. Türkiye Avrupa ile Asya arasında bir köprü niteliği taşırken Azerbaycan bu köprünün Orta Asya bağlantı ayağını oluşturmaktadır. Bunun yanında Azerbaycan kuzey ve güney ülkeleri arasında bir koridor görevi görmektedir.

2.2.1.2. Tarihsel Boyut

Azerbaycan’ın bağımsızlık mücadelesi 17. ve 18. yüzyıla kadar dayanmaktadır. Bu yüzyıllarda Rusya, Türkiye’den Kafkasya’ya kadar seferler düzenlemiştir. 1828 yılında Kacar Hanedanlığı ve Rusya arasında Dağlık Karabağ ve Gence sorunu Türkmençay Antlaşması ile son bulmuş ve bu bölgeler; Aras nehrinin kuzeyi Ruslara bırakılmıştır. Azerbaycan topraklarının 2/3 ünü oluşturan ve Aras nehrinin güneyinde kalan bölümü ise Kacar Hanedanlığına bırakılmıştır. Bu antlaşma ile toprakları adeta ikiye bölünmüş, Rusya ve İran’da tam anlamıyla bir güven sorununa neden olmuştur. Bu durum da bu iki devletin Azerbaycan’ın dış politikasını daha fazla önemsemesini gerekli kılmıştır. 18. yüzyıldan sonra Azerbaycan artık Rusya’nın bir parçası olmuştur. Azerbaycan’ın ilk bağımsızlığını elde edişi 1918 yılında Trans Kafkasya devletinin dağılmasından sonra olmuştur. 28 Mayıs 1918’de Azerbaycan Demokratik Cumhuriyeti olarak kurulmuş, ancak bu bağımsızlığı uzun sürmemiştir. Azerbaycan Devleti 1920’de Sovyet ordusunun işgali ile son bulmuştur. Azerbaycan, bundan sonra Azerbaycan Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti adını alarak SSCB’ye bağlı bir devlet olmuştur. SSCB’nin dağılmasıyla 70 yıl sonra 31 Ağustos 1991’de bağımsızlığını ilan etmiştir. 18 Ekim 1991’de ise Azerbaycan parlamentosu Bağımsızlık Kanununu kabul etmiştir (Elnur, 2015: 5-6). Azerbaycan’ın bağımsızlığını kazanmasından sonra devletin yapısının oluşturulmasında dış politika en önemli kavram olarak yerini almıştır. Dış politika oluşturulurken Mehmet Emin Resulzade ve Ali Merdan Topçubaşı’nın politika anlayışı ve faaliyetlerinden ayrıca dünya devletlerinin var olan dış

politika anlayışlarından faydalanılmıştır (Qasımlı, 2007: 424-425). Bundan sonra Azerbaycan’ın bu tarihi arka planından sonra tarihteki diplomatik tecrübesi dış politikasını oluşturmasında önemli bir faktör olmuştur.

2.2.1.3. Kültürel Boyut

Azerbaycan’ın tarihte farklı medeniyetlerin egemenliğine girmesinden dolayı çeşitli kültürlere ev sahipliği yapmıştır. Bunları genel olarak İslam, Asya ve Batı kültürü olarak gruplandırılabilir. Azerbaycan topraklarının büyük bir bölümü Asya’da yer almaktadır. Tarihteki savaşlar ve çekişmeler Azerbaycan’da feodal ve göçebe bir toplum yapısı oluşturmuştur. Azerbaycan’ın iç politikası dikkate alındığında insanların uzlaşmak yerine savaşma ve çatışmayı tercih ettikleri görülmektedir. Azerbaycan’da aile yaşantısından, devlet yapısına kadar halk otoriteye önem vermekte, güçlü olan liderleri desteklemektedirler. Azerbaycan halkının büyük bir kısmı Müslümandır. Müslümanlar da kendi aralarında Şii ve Sünni gibi mezheplere ayrılmıştır. Azerbaycan toplumunun büyük bir çoğunluğu Şii’dir. Azerbaycan Şii’leri, İran Şii’lerinden farklı olarak Türk kültürüne ve Türkiye’ye daha yakındır. Azerbaycan toplumundaki Sünniler Şiiler gibi Türk toplumuna yakın değildi. Azerbaycan’daki Sünniler Vahhabilik temeline dayandığından Suudi Arabistan’a yakın bir kimlik oluşturmuşlardır. Azerbaycan, laik yönetim yapısı anlayışıyla toplumdaki herkesin ve her kesimin inancını özgürce yaşayabilmesine olanak sağlamaktadır. Geçmişten günümüze Hristiyan misyonerler bu durumdan faydalanmış, bölgedeki faaliyetlerini rahatça sürdürme imkanı bulmuşlardır. Azerbaycan topraklarının büyük bir kısmı Asya da bulunmasına rağmen ülkede Batı kültürünün etkisi dikkat çekmektedir (Fuller, 2000: 105-109). Bu durum bir kısım toprağının Avrupa’da bulunmasından kaynaklanmaktadır. Ayrıca diğer bir nedeni de Türkiye, Almanya, Fransa ve İngiltere ile yakın ilişkilerinin kurmasıdır.

Azerbaycan’ın devlet yapısında Batılı devletlerden izler bulunduğu görülmektedir. Azerbaycan’da 12 Kasım 1995’te referandum yapılmış, devletin demokratik laik, hukuka dayalı ve üniter bir cumhuriyet olduğu kabul edilmiştir.

2.2.1.4. Demografik Boyut

Azerbaycan’ın 2017 yılındaki ülke nüfusu 9 milyon civarındayken 2019 yılında bu nüfus 10 milyonu aşmıştır. Azerbaycan’da 1960 yıllarındaki nüfus artış oranı %2 iken 2000’li yıllarda bu oran %8’lere kadar düşmüştür. Bunun en önemli sebebi de 1990’lı yıllardaki göçlerdir. Azerbaycan’da kilometre kareye 111 kişi düşmektedir. ADİK (Azerbaycan Devlet İstatistik Komitesi)’in vermiş olduğu verilere göre şehirde yaşayanların oranı %53.1, kırsalda yaşayanların oranı ise %46.9 dur. Elde edilen rapora göre nüfusun %49.8’ini erkekler, ve %50.2’sini de kadınlar oluşturuyor. Yaş aralıkları ise 0-14 yaş arası %22.4, 15-64 yaş arası %71.6 ve 65 yaş ve üzerinin de %6 şeklindedir. Azerbaycan pek çok etnik grubu barındırıyor olsa da nüfusun %91’ni Azeriler oluşturuyor. Azerilerden sonra Ruslar ve Lezgiler geliyor. Lezgilerin dışında Ermeniler, Abhazlar, Udinler, Yahudiler, Ingloyçlar, Gürcüler, Avarlar, Tsahurlar gibi birçok etnik grubu bulunmaktadır (www.nufusu.com). Yaşanılan Ermenistan Karabağ arasında yaşanılan sorundan dolayı Azerbaycan’da göç dalgası yaşanmıştır.

2.2.1.5. Ekonomik Boyut

Azerbaycan 1980’lerde SSCB’nin etkisiyle ekonomik anlamda birçok girişimlerde bulunmuş ancak bu girişimler Azerbaycan adına başarısızlıkla sonuçlanmıştır. petrolün SSCB döneminde Azerbaycan’ın ekonomik olarak fırsatlarından birisi olan petrolün büyük çoğunluğunun SSCB tarafından kullanılması ekonomik alanda büyük bir gelişme kaydedememesine neden olmuştur. Azerbaycan’ın tamamen bağımsızlığını kazanmasıyla bu sorun, çözüme ulaşmış ve kendi enerji politikalarını oluşturmuşlardır. Azerbaycan dış politikada ABD ve Batılı devletlerden etkilenmiştir. Dağlık Karabağ sorununun çözüme ulaştırılmasında Moskova’nın başarısız olması bunun en temel nedeni olarak gösterilmiştir. Azerbaycan bağımsızlığını kazandıktan sonra ekonomik açıdan güçlenmiş ve en büyük yeraltı zenginliği olan petrol ve doğalgazı ihraç etmeye başlamıştır. Ayrıca tarıma elverişli toprakları sanayi tesislerinin kurulmasını sağlamış yabancı yatırımcıları ülkeye çekmiştir. Ekonomideki bu gelişmeler domino taşı etkisi yaratarak taşımacılık ve inşaat sektörlerinin de gelişmesini sağlamıştır. 1991 yılında sanayi sektörünün GSMH (Gayri Safi Milli Hasıla)’ye katkısı %23.6 iken 2003 yılında bu oran %37.8’e yükselmiştir (Pala, 2005: 20-

22). Yıllar içerisinde ekonomide tarım sektörünün payı azalmış ve ekonomide enerji ve sanayi sektöründeki payı zamanla artış gösterilmiştir.

2.2.2. Azerbaycan’ın Dış Siyasetteki Hedefleri ve Ulusal Tehlikesizlik Stratejisi