• Sonuç bulunamadı

lemur tarsier eski dünya gibon orangutan goril flempanze insan maymunu

yeni dünya maymunu

163 Primatlar›n ve Memelilerin Kökeni

Hakk›ndaki Yan›lg›lar

Evrimci paleoantropolog Elwyn Simons bu konuda flöyle der:

Son bulgulara ra¤men, primatlar›n kökeninin yeri ve zaman› s›r içinde giz-li kalmaya devam etmektedir.68

Paleontoloji alan›nda dünyan›n en önde gelen otoritelerinden biri olan Romer ise, yine bir evrimci olmas›na ra¤men, en eski lemurlar›n (le-murlar ilk primatlar aras›nda kabul edilirler) "sanki hiç bilinmeyen bir bölgeden göç etmiflçesine aniden ortaya ç›kt›klar›n›"69yazar.

Evrimciler primatlar›n böcek yiyen memelilerden evrimleflti¤ini var-saymaktad›rlar. Fakat bu iddiay› destekleyen tek bir fosil dahi yoktur. Ev-rimci fosil bilimci Kelso, "böcek yiyicilerden (insectivore) primatlara olan geçifl fosiller taraf›ndan belgelenmifl de¤ildir" diyerek bu gerçe¤i kabul eder.70

K›sacas›, primatlarla ilgili fosil kay›tlar› da tüm di¤er canl› s›n›flama-lar› gibi evrim teorisinin iddias›n›flama-lar›n› geçersiz k›lmaktad›r. Primatlar, baflka canl›lardan evrimleflerek de¤il, aniden ve farkl› yap›lar›yla ortaya ç›km›fl-lard›r. Bu bilimsel gerçek, bu canl›lar›n yarat›ld›klar›n›n bilimsel kan›t›d›r.

Allah tüm canl›lar› oldu¤u gibi primatlar› da örneksiz olarak yaratm›fl ve yeryüzünde türetmifltir.

Sonuç

Dikkat edilirse Cumhuriyet gazetesindeki haberde ve benzeri tüm

di-¤er evrimci yay›nlarda, buraya kadar k›saca aktard›¤›m›z bilimsel gerçek-lerden hiç söz edilmemektedir. Darwinizm'in iddias›n› destekleyecek hiç-bir somut kan›t sunulmamakta, hiçhiç-bir ara form örne¤i gösterilmemekte-dir. (Çünkü gösterilebilecek bir kan›t yoktur.)

Bunun yerine sadece göz boyama ve ucuz propaganda yöntemi kul-lan›lmaktad›r. Okuyucular›n›n ço¤unun "primat" kavram›n› ilk kez duya-ca¤›n› düflünen evrimci yay›nc›lar, bu kavram›n yan›na bol bol "evrim"

kelimesi serpifltirdikleri zaman "bilimsel" bir görünüm vereceklerini ve böylece baflar›l› bir propaganda yapacaklar›n› sanmaktad›rlar.

Oysa bundan belki 30-40 y›l önce etkili olan bu yöntemler art›k ev-rimciler ad›na fayda etmemektedir. ‹nsanlar›n bilgiye kolayca ulaflabil-dikleri ça¤›m›zda, yarat›l›fl gerçe¤i de aç›kça ortaya ç›kmaktad›r.

EVR‹MC‹LERE NET CEVAP 164

Eylül 1999 tarihli Hürriyet gazetesinde "Evrimin Formülü Bulundu" bafl-l›kl› bir haber yay›nland›. Haberde, üç Frans›z araflt›rmac›n›n "evrim na-s›l gerçeklefliyor" sorusuna cevap arayarak ortaya matematiksel bir for-mül koyduklar› bildiriliyordu. Hürriyet'in haberine hakim olan hava ise,

"evrim"in bilimsel bulgular taraf›ndan ispatlanm›fl kesin bir gerçek oldu¤u, geriye sadece "formülü"nün keflfedilmesinin kald›¤› yönündeydi.

Oysa Hürriyet'in haberinde çizilen bu tablo aç›k bir yan›lg›d›r. Evrim bir varsay›mdan ibarettir ve bu varsay›m› destekleyecek ciddi bilimsel bulgular yoktur. Aksine, pek çok bulgu, evrimci iddialar› geçersiz k›lar.

Peki o zaman Hürriyet'in haberinde sözü edilen "evrim formülü" ne-dir?

Bu formül ya da buna benzer tüm evrimci spekülasyonlar, önce ev-rimi mutlak bir gerçek olarak kabul eden, sonra da bu kabul üzerine se-naryolar yazan araflt›rmac›lar›n ürünüdür. Bu kifliler insan›n maymunlar-la ortak bir atadan geldi¤ini kabul etmekte, sonra insan ile maymunmaymunlar-lar›n aras›ndaki farkl›l›klar› hesaplamakta, son olarak da "bu farkl›l›klar evri-min kanunlar›na göre ne kadarl›k bir zaman dilimi içinde flekillenmifl ola-bilir" sorusundan yola ç›k›p formüller üretmektedirler. Ancak dikkat edi-lirse, tüm bu hesaplama, evrim diye bir sürecin yafland›¤› yönündeki bir ön kabule dayanmaktad›r.

Oysa böyle bir sürecin yaflanmad›¤›n› gösteren say›s›z kan›t vard›r.

E¤er bu tür spekülatif "formül"ler bilimsel bir bulgu olarak kabul edilirse, her türlü hayali senaryo bilimin içine sokulabilir.

Örne¤in bir insan kalk›p önce "yer sars›nt›lar›, dünyay› kar›flt›rmak isteyen uzayl›lar›n uzaktan kumandayla oluflturduklar› olaylard›r" diye

"EVR‹M‹N FORMÜLÜ BULUNDU" BAfiLIKLI YAZIDAK‹ YANILGILAR

3

bir varsay›m ortaya atabilir. Sonra da kalk›p "uzayl›lar bunu hangi s›kl›kla meydana getiriyorlar" diyerek bir "for-mül" oluflturabilir. Hatta sonra da kal-k›p, "bu formül asl›nda günlük hayat›-m›z› da etkiliyor, ekonomik geliflmeler, siyasi çalkant›lar hep asl›nda bu formü-le göre fformü-lekilformü-leniyor" diyebilir.

‹flte Hürriyet'in haberine konu olan evrimcilerin bulduklar› "evrim formü-lü" de bundan daha bilimsel de¤ildir.

Nitekim bu formülün ciddiyeti, Hürri-yet'in afla¤›daki sat›rlar›ndan da anlafl›l-maktad›r:

(Formülü bulan) Jean Chalin'e göre, yap›lacak çal›flmalar sonunda ayn›

formül, mevsimlerde meydana gelen de¤iflimi, yer sars›nt›lar›n›n frekans›-n›, hatta menkul k›ymetler borsas›n-daki çöküflleri bile izah edebilir.

Nitekim Hürriyet'in haberi incelendi¤inde, haberde dile getirilen ev-rimci iddialar›n tümüyle hayali ve gerçek d›fl› oldu¤u da görülmektedir.

Örne¤in Frans›z evrimcilerden aktar›larak yaz›lan "primatlar›n evriminin nas›l gerçekleflti¤i biliniyor, bir tek insanla maymun aras›ndaki kay›p hal-ka hal-kald›" fleklindeki yorum tümüyle çarp›kt›r. Çünkü memeli canl›lar›n bir grubu olan primatlar, evrimciler için "çözülmüfl bir mesele" de¤il, ak-sine asla aflamad›klar› bir engeldir.

Primatlar, di¤er tüm canl› gruplar› gibi, fosil kay›tlar›nda bir anda ve di¤er canl›lardan çok farkl› flekilleriyle ortaya ç›karlar. Kendilerine evrim-sel bir "ata" oluflturabilecek baflka hiçbir canl› grubu yoktur. Bu konuda oto-rite say›lan evrimcilerden biri olan Elwyn Simons, "her türlü bulguya ra¤-men, primatlar›n kökeni bir s›r olarak kalmaya devam etmektedir" diye ya-zar.71Bir di¤er ünlü evrimci Romer "Omurgal› Paleontolojisi" adl› kitab›nda primatlar›n en eski türlerinden biri olan lemurlar için "bu canl›lar sanki hiç

Hürriyet gazetesindeki haberde "evrimin formülü bulundu" denmektedir. Gerçekte isteyen herkes bir tahtan›n önüne geçip

"‹nsan›n formülü"nü diledi¤i gibi yaz-abilir. Ancak bu uydurma formülün gerçeklerle hiç bir ilgisi yoktur.

"Evrimin Formülü Bulundu" Bafll›kl›

Yaz›daki Yan›lg›lar 167

bilinmeyen bir yerden gelmifl gibi aniden ortaya ç›karlar" demektedir.72 Dolay›s›yla evrimciler, ne primatlar›n ne de insan›n kökenini aç›kla-yamamaktad›r. Asl›nda hiçbir canl› grubunun kökenine aç›klama getire-memektedirler, çünkü bütün türler fosil kay›tlar›nda hiçbir atalar› olma-dan, bir anda ve kusursuz flekilde ortaya ç›kmaktad›r. Bu bulgu yarat›l›fl›

ispatlarken, evrim iddias›n› da bilimin d›fl›na itmektedir.

‹flte bu yüzden evrimciler de, Hürriyet'in haberinde oldu¤u gibi, ha-yali formüller üretmekten ve içi bofl senaryolar yazmaktan öteye gideme-mektedirler.

EVR‹MC‹LERE NET CEVAP 168

Eylül 1999 tarihli Hürriyet gazetesinde "New York'un Göbe¤inde Pre-historik Kafatas›" bafll›kl› bir haber yay›nland›. Haberde, New York fleh-rinde yap›lan bir kaz›da, flafl›rt›c› bir biçimde eski bir kafatas›

bulundu-¤u bildiriliyordu. Yine bildirildi¤ine göre, bu kafatas› onu bulan pale-oantropologlar taraf›ndan Homo erectus s›n›flamas›na dahil edilmiflti.

Haberi okuyan okuyucular, belki bu kafatas›n›n "insan›n evrimi" iddi-as›na bir delil oluflturdu¤unu sanm›fl olabilirler. Nitekim Hürri-yet'teki haberde böyle bir imaj veriliyor ve kafatas› hakk›nda veri-len bilgilerin ard›ndan "insan›n evrimi" hakk›ndaki teorilerden söz ediliyordu. Ancak gerçekte New York'ta bulunan bu yeni ka-fatas›n›n evrime delil oluflturma yönünde hiçbir iddias› yoktu.

Bunu görmek için öncelikle bu kafatas›n›n dahil edildi¤i Homo erectus s›n›flamas›ndan söz edelim. Homo erectus kav-ram› "dik yürüyen insan" anlam›na gelir. Evrimciler bu insan-lar›, "erect" s›fat› ile daha önceki devirlere ait s›n›flamalardan ay›rmak zorunda kalm›fllard›r. Çünkü eldeki tüm Homo erec-tus fosilleri, sözde atalar› olan Australopithecus ya da Homo habilis örne¤inde görülmedi¤i kadar diktir. Modern insan›n is-keleti ile Homo erectus isis-keleti aras›nda hiçbir fark yoktur.

Bunun iyi bir göstergesi, Homo erectus s›n›f›na dahil edilen

"Turkana Çocu¤u"fosilidir. Bu fosilin sahibinin 12 yafl›nda bir ço-cuk oldu¤u ve büyüdü¤ü zaman yaklafl›k 1.83 boyunda olaca¤›

saptanm›flt›r. Fosilin dik iskelet yap›s› günümüz insan›ndan fark-s›zd›r. Amerikal› paleoantropolog Alan Walker, "ortalama bir

pa-8 EYLÜL 1999 TAR‹HL‹ HÜRR‹YET