• Sonuç bulunamadı

"B‹NYILIN B‹L‹M ADAMI" PAYES‹

5

Charles Darwin

limsel oldu¤unu kan›tlamak için öne sü-rülen örnekler, Darwin'in kendi teorisini birinci dereceden ilgilendiren temel ko-nulara dahi ne kadar uzak ve acemi bir yaklafl›m› oldu¤unu gözler önüne ser-mifltir.

Yaz›da da aç›kça belirtildi¤i üzere, Charles Darwin'in evrim kuram› için ilk ad›m› att›¤› iddia edilen Galapagos gezi-sine ç›karken jeoloji, botanik, biyoloji ve zooloji konusunda hiçbir e¤itimi ve arafl-t›rmas› yoktu. Ancak Say›n fiengör, yine de Darwin'in konuyla çok yak›ndan

ilgi-lendi¤i imaj›n› vermek için olsa gerek, okuldaki botanik hocas› ile s›k s›k ç›kt›¤› yürüyüfllerin ona büyük bir fayda sa¤lad›¤›n› belirtmifltir. Yazara göre Darwin'i konuyla ilgili k›lan ikinci husus ise, yine Beagle adl› gemi-ye binerken eline tutuflturulan jeoloji kitab›d›r.

Darwin'i sürekli olarak bilgili, zeki, araflt›rmac› göstermeye çal›flan bu yaz›lar asl›nda Darwin'in bu konudaki eksikli¤ini daha da vurgula-maktan öteye gitmemektedir. Oysa, hiçbir yazar hiçbir zaman New-ton'un, Einstein'›n, Kepler'in, Archimed'in, Pasteur'ün veya Galilei'nin bi-lim adam› kimli¤ini ispatlamak zorunda hissetmemifltir kendini. Nitekim Darwin'le ilgili yaz›dan sonraki sayfada Edison ile ilgili yaz›y› okuyanlar bu yaz›da böyle bir kayg› olmad›¤›n› göreceklerdir.

82 EVR‹MC‹LERE NET CEVAP

HMS Beagle adl› gemi

Johannes Keppler Louis Pasteur

Galileo Galilei

Ayr›ca yaz›n›n ilerleyen k›s›mlar›nda yazar›n kendisi de Darwin'in Türlerin Kökeni isimli kitab›nda daha önce Buffon ve Lamarck taraf›ndan ortaya at›lan iddialara yeni bir ekleme getiremedi¤ini, yazd›klar›n›n onla-r›n bir tekrar› ve ustaca düzenlenmesinden öteye gitmedi¤ini belirtmifltir.

Bunu kendileri bile itiraf ederken, 1800'lerde yaflam›fl, yafll› ve amatör bir gezginin, tamamen hayalgücüne dayanarak üretti¤i varsay›mlar› bu ka-dar kuvvetle benimsemenin ve bu insan› bin y›l›n bilim adam› olarak lanse etmenin anlam› ne olabilir?

Bunun bir tek anlam› vard›r; Darwin'in hayalgücüne dayanarak or-taya att›¤› teori bir Yarat›c›'n›n varl›¤›n› inkar etmekte, tüm canl›lar›n ba-fl›bofl tesadüfler sonucunda var oldu¤unu iddia etmektedir. Allah'›n var-l›¤›na inanmayan ateist kimseler için Darwin bir kurtar›c› gibidir. Bu ne-denle Darwin bin y›l›n en hevesli gezgini yerine bin y›l›n en önemli bi-lim adam› gibi gösterilmektedir.

Darwin'in Do¤al Seleksiyon ile Yeni Türlerin Olufltu¤unu Gösterdi¤ine ‹nanma Yan›lg›s›

Yaz›da birçok çeliflki ve tutars›z ifade yer almaktad›r. Bunlardan biri flöyledir: Yaz›n›n bir bölümünde, Darwin'in Türlerin Kökeni kitab›nda türlerin de¤iflimine ait ortaya hiçbir mekanizma koyamad›¤›, hatta ki-tab› okuyan arkadafl› Charles Lyell'in defterine "bu çeflitlili¤i yapan güç nedir? ‹flte esas mesele budur" diye yazd›¤› belirtilmifltir. Bu son derece yerinde ve do¤ru bir tespittir. Gerçekten de Darwin kitab›nda

Buffon (en solda) ve Jean B. Lamarck (yanda). La-marck evrim fikrini kap-saml› olarak savunan ilk kiflidir. Ancak ortaya att›¤›

teori genetik bilimi karfl›-s›nda yenik düflmüfltür.

Darwin'e Verilen Yersiz "Biny›l›n Bilim Adam›" Payesi 83

türlerin kökenini ve türlerin birbirlerinin ata-s› olduklar›n›, baz› organlar›n baz› etkenler sonucunda de¤iflerek ortaya yeni türler ç›kt›¤›-n› anlatm›fl ancak bu canl›lar› de¤iflime u¤ra-tan, onlar› gelifltiren mekanizmalar›n neler ol-du¤una bir cevap verememifltir.

Ne var ki, bu itiraftan bir kaç paragraf önce yazar büyük bir eminlikle flöyle yazm›flt›r: "Dar-win nihayet evrimin mekanizmas›n› bulmufl-tur." Söz konusu mekanizma ise do¤al seleksi-yondur. Ancak bugün çok iyi bilinmektedir ki

do-¤al seleksiyon bir türün di¤erine de¤iflimini kesinlikle aç›klayamaz. Bu-nun neden imkans›z oldu¤unu k›saca aç›klayal›m:

Do¤al seleksiyonun as›l manas› fludur: güçlü ve içinde bulundu¤u do¤al flartlara uygun olan canl›lar›n hayatta kalmas›. Örne¤in aslanlar ta-raf›ndan tehdit edilen bir zebra sürüsünde, daha h›zl› koflabilen zebralar hayatta kalacakt›r. Ama h›zl› koflan zebralar›n hayatta kalmas› demek, bu zebralar›n bir süre sonra bir baflka türe dönüflecekleri, örne¤in at haline gelecekleri anlam›na gelmez. Do¤al seleksiyon sadece bir canl› türü içindeki sakat, zay›f ya da çevre flartlar›na uymayan bireyleri ay›klar.

Yeni canl› türleri, yeni genetik bilgi ya da yeni organlar yaratamaz.

84 EVR‹MC‹LERE NET CEVAP

Charles Lyell

Do¤al seleksiyon Darwinistler taraf›ndan yeni canl›lar yaratan sihirli bir de¤nek gibi anlafl›l›r. Oysa bu mekanizma, sadece bir canl› popülasyonu içindeki zay›f ve kusurlu bireyleri ay›klamakta, yeni bir genetik bilgi üretmemektedir. Do¤al selek-siyon "evrimlefltirici" de¤il, "muhafaza edici" bir mekanizmad›r.

Ça¤›m›z›n ünlü evrimcilerinden Harvard Üniversitesi paleontolo¤u Stephen Jay Gould, do¤al seleksiyonun bu açmaz›n› flöyle dile getir-mektedir:

Darwinizm'in özü tek bir cümlede ifade edilebi-lir: 'Do¤al seleksiyon evrimsel de¤iflimin yarat›-c› gücüdür.' Kimse do¤al seleksiyonun uygun olmayan› elemesindeki negatif rolünü inkar et-mez. Ancak Darwinci teori, "uygun olan› yarat-mas›"n› da istemektedir.29

Nitekim do¤al seleksiyonun canl›lar› evrimlefltirdi¤ine dair tek bir gözlemlenmifl delil yoktur. Ünlü bir evrimci olan ‹ngiliz paleontolog Co-lin Patterson, bu gerçe¤i flöyle itiraf eder:

Hiç kimse do¤al seleksiyon mekanizmalar›yla yeni bir tür üretememifltir.

Hiç kimse böyle bir fleyin yak›n›na bile yaklaflamam›flt›r. Bugün neo Darwi-nizmin en çok tart›fl›lan konusu da budur.30

Günümüzün önde gelen evrimcilerinin dahi do¤al seleksiyonun ye-ni türler üretemeyece¤iye-ni aç›kça itiraf etmelerine ra¤men Say›n fiengör'ün bu konuda kesin bir üslup kullanmas› ve hatta kendi yaz›s› içinde dahi çe-liflmesi zannedersek konuya uzak bir alanda uzmanlaflm›fl olmas›d›r.