• Sonuç bulunamadı

"‹çi Bofl" Cümleler

Evrim teorisi ortaya at›ld›¤› günden bu yana, hiçbir evrimci taraf›n-dan aç›klanamayan baz› kavramlar ve cümleler evrimci yay›nlarda s›k s›k yer almaktad›r. ‹çi bofl ve hiçbir bilimsel anlam tafl›mayan bu tür cümle-ler bu yaz›da da kullan›lm›flt›r. Bu cümlecümle-lerin kullan›l›fl amac› bilimsel ve mant›ksal olarak gerçekleflmesi imkans›z olan olaylar›, insanlara bir nevi telkin yoluyla olmufl gibi göstermektir.

Evrimcilerin bu tür telkin metodlar›na bu yaz›dan flöyle iki örnek ve-rebiliriz:

‹nsano¤lu günümüzden 40.000 y›l önce kültürü keflfetti¤inde birden bire ta-k›, müzik ve heykel gibi sanatsal u¤rafllar da edinmiflti.

Büyük "zeka patlamas›" böylece ilk kez bundan 40.000 y›l önce

gerçekleflti-¤inde, insano¤lu birden bire ince ruha sahip ressam veya alet ustas› gibi be-ceriler edinen bir türe dönüflerek "ö¤renme/kavrama iste¤ine ve kültüre da-yal› bir devrim yaratm›flt›.

Evrimciler, evrimin her aflamas›n› bu flekilde aç›klanamaz de¤iflimler olarak aç›klarlar. Örne¤in yukar›daki cümlelerde belirtilen de¤iflimin na-s›l gerçekleflti¤ini, zekadan, anlay›fltan, estetikten, zevkten, bilinçten ve yetenekten yoksun bir canl›n›n nas›l olup da, düflünen, dinleyen,

konu-Neandertal kafatas›

Cumhuriyet Bilim Teknik Dergisi'ndeki

Yan›lt›c› Evrim Mesajlar› 109

flan, sevinen, sanat eserleri oluflturan, hesap yapabilen, seven, flefkat ve merhamet duyan, heyecanlanan, flevklenen bir canl›ya dönüfltü¤ünü ke-sinlikle aç›klayamazlar.

Evrimciler, iki mekanizman›n evrime neden oldu¤unu iddia ederler.

Bunlardan bir tanesi do¤al seleksiyondur. Ki do¤al seleksiyonun yeni bir canl› türü meydana getiremeyece¤i bugün bilimsel olarak kabul görmüfl bir gerçektir. (Bu konudaki detaylar› Harun Yahya'n›n Evrim Aldatmacas›

kitab›nda bulabilirsiniz) Evrimcilere göre di¤er evrim mekanizmas› ise, mutasyonlard›r. Yap›lan araflt›rmalar ise mutasyonlar›n canl›lara daima zarar getirdi¤ini, onlar› hasta veya sakat yapt›¤›n›, asla onlara iyi bir özel-lik kazand›ramad›¤›n› göstermifltir.

Kald› ki, ne mutasyonlar›n ne de do¤al seleksiyonun, bir canl›ya ye-tenek, zeka, ince düflünce, sanat ve estetik zevki kazand›ramayaca¤› çok aç›k ve herkesin kabul edece¤i bir gerçektir.

Evrimci olmas›na ra¤men J. Hawkes, New York Times'da yay›nlanan bir yaz›s›nda evrim mekanizmalar› ile ilgili flöyle bir itirafta bulunmufltur:

Kufllar›, bal›klar›, çiçekleri vb. göz kamaflt›r›c› güzelli¤i salt do¤al seleksiyo-na borçlu oldu¤umuza iseleksiyo-nanmakta güçlük çekiyorum. Dahas›, insan bilinci öyle bir düzene¤in ürünü olabilir mi? Nas›l olur da tüm uygarl›k nimetleri-nin yarat›c›s› olan insan beyni; Sokrates, Leonardo da Vinci, Shakespeare, Newton ve Einstein gibileri ölümsüzlefltiren yarat›c›l›k "yaflam savafl›m›"

denen orman yasas›n›n bize bir arma¤an› olsun?46

Bu tespit do¤rudur; do¤ada var olan hiçbir canl›n›n, fluursuz menizman›n veya gücün insana bu özellikleri

ka-zand›ramayaca¤› çok aç›kt›r. Bunu evrimciler de dahil olmak üzere herkes görebilmektedir.

‹nsan, tüm di¤er canl›lar gibi Allah taraf›n-dan yarat›lm›flt›r ve ilk var oldu¤u antaraf›n-dan itiba-ren "bugünkü gibi" ak›l ve fluur sahibi bir varl›k-t›r. Tarihin her döneminde maymunlar maymun, insanlar ise insan olarak var olmufllard›r. ‹nsan›n sahip oldu¤u özellikleri ona veren ise onu yok-tan var eden Allah't›r. Allah insan› yaratm›fl ve

110 EVR‹MC‹LERE NET CEVAP

J. Hawkes

ona ruhundan üflemifltir. ‹flte insan› di¤er canl›lardan ay›ran en önemli özelliklerinden biri bir ruha sahip olmas›d›r. Evrim teorisinin ise, ruhun varl›¤›n›, nas›l olufltu¤unu aç›klayabilmesi kesinlikle mümkün de¤ildir.

21. yüzy›l›n en önemli geliflmelerinden biri, 150 y›ld›r anlat›lan evrim masal›n›n sona ermesidir. Bugün evrimcilerin teorilerine delil olarak gös-terebilecekleri bir tek fosil, bir tek laboratuvar deneyi veya do¤ada göz-lemlenmifl bir olay yoktur. Evrimcilerin evrime delil olarak gösterdikleri-nin ise zaman içinde evrime kesinlikle delil oluflturmad›klar› ortaya ç›k-m›flt›r. CBT'de konu edinilen Neandertal insan› da bu örneklerden biridir.

Do¤ada çok belirgin bir tasar›m ve estetik vard›r.

Pek çok evrimci dahi, önyarg›s›z olarak düflündüklerinde, bu tasar›m ve esteti¤in amaçs›z ve bilinçsiz bir "evrim" sürecinin ürünü olamayaca¤›n› anlamaktad›r. Gerçekte do¤a Allah'›n sanat›d›r ve bizlere O'nun sonsuz güç ve akl›n› göstermektedir.

Cumhuriyet Bilim Teknik Dergisi'ndeki

Yan›lt›c› Evrim Mesajlar› 111

umhuriyet Bilim Teknik dergisinin 15 Temmuz 2000 tarihli say›s›nda, Ri-ta Urgan'›n "Yaflam›n nas›l orRi-taya ç›kt›¤›n› ö¤renebilecek miyiz?" bafl-l›kl› bir yaz›s› yay›nland›. Say›n Urgan bu yaz›da, canl›l›¤›n oluflumu ile ilgili flahsi düflünce ve duygular›n› anlat›yordu. Her ne kadar yaz›-n›n yay›nland›¤› sayfayaz›-n›n bafll›¤› "21. Yüzy›la Bak›fl" ise de Sn. Urgan yaz›s›nda, 21. yüzy›l›n tüm bilimsel geliflmelerini ve bulufllar›n› gözard›

ederek, kulaktan dolma bilgilerle baz› ç›kar›mlarda bulunmufltur. Yan›lt›-c› ç›kar›mlarla dolu bu yaz› hakk›nda baz› önemli gerçekleri hat›rlatmak-ta yarar görüyoruz.

Sn. Urgan'›n "Yaflam›n Deneme Sonucu Tesadüfen Ortaya Ç›kt›¤›n›

Zannetme" Yan›lg›s›:

Say›n Urgan yaz›s›nda flu cümleyi kullanmaktad›r: "Yaflam ne denli büyüleyici ve renkli olursa olsun, bildi¤imiz kadar›yla tek bir deneme sonucunda ortaya ç›kt›." Bu cüm-lenin hiç düflünülmeden, tamamen ev-rimci telkinlerle yaz›ld›¤› çok aç›kt›r. Sn.

Urgan bu cümlesi ile, baz› maddelerin en uygun zamanda ve en uygun flartlar-da, yine en uygun miktarlarla tesadü-fen biraraya geldiklerini ve ola¤anüstü çeflitlilikteki canl›lar› oluflturduklar›n›

SN. R‹TA URGAN'IN CANLILI⁄IN OLUfiUMU HAKKINDAK‹ ÖNEML‹ YANILGILARI

C

ifade etmektedir. Sn. Urgan'a göre bilinçsiz do¤a, kör tesadüflerle bir de-neme yapm›fl, o dede-neme "tutmufl" ve bildi¤imiz muazzam çeflitlilikteki canl›l›¤› oluflturmufltur.

Böyle bir iddian›n gerçekleflmesinin imkans›z oldu¤u, bugün bilim taraf›ndan defalarca ispatlanm›flt›r. Bilim adamlar›, canl›l›¤›n olufltu¤u dönemdeki koflullar›, kontrollü ve son derece geliflmifl laboratuvar ortam-lar›nda meydana getirerek denemeler yapm›fllar ancak bunlar›n tümü so-nuçsuz kalm›flt›r. Her ne deneme yap›l›rsa yap›ls›n tek bir canl› hücresi dahi üretilememifltir. Ve sonuçta bu denemelerden vazgeçilmifltir. Ancak Sn. Urgan, bilinçsiz ve fluursuz do¤adaki atomlar›n, nas›l olduysa bilinçli ve fluurlu insanlar›n baflaramad›¤› bu denemeden baflar›l› ç›kt›¤›n› iddia etmektedir. Böyle bir iddian›n ne kadar mant›k d›fl› oldu¤unu göstermek için, evrimci bilim adamlar›n› bir "deneme" yapmaya davet edelim:

Evrimciler, büyük varillerin içine canl›l›¤›n yap›s›nda bulunan fosfor, azot, karbon, oksijen, demir, magnezyum gibi elementlerden bol miktarda koysunlar. Hatta normal flartlarda bulunmayan ancak bu kar›fl›m›n içinde bulunmas›n› gerekli gördükleri her türlü malzemeyi de bu varillere ekle-sinler. Kar›fl›mlar›n içine, istedikleri kadar (do¤al flartlarda oluflumu müm-kün olmayan) amino asit, istedikleri kadar da (bir tekinin bile rastlant›yla oluflma ihtimali 10950'de bir olan) protein doldursunlar. Bu kar›fl›ma istedik-leri oranda ›s› ve nem versinler. Bunlar› istedikistedik-leri geliflmifl cihazlarla kar›fl-t›rs›nlar. Varillerin bafl›na da dünyan›n önde gelen evrimci bilim adamlar›-n› koysunlar. Bu uzmanlar nöbetlefle milyarlarca, hatta trilyonlarca sene varillerin bafl›nda beklesinler. Bir canl›n›n oluflmas› için hangi flartlar›n var olmas› gerekti¤ine inan›l›yorsa hepsini kullanmak da serbest olsun.

Ancak ne yaparlarsa yaps›nlar o varillerden kesinlikle bir canl› ç›ka-ramazlar. Zürafalar›, aslanlar›, ar›lar›, kanaryalar›, bülbülleri, papa¤anla-r›, atlapapa¤anla-r›, yunuslapapa¤anla-r›, gülleri, orkideleri, zambaklapapa¤anla-r›, karanfilleri, muzlapapa¤anla-r›, portakallar›, elmalar›, hurmalar›, domatesleri, kavunlar›, karpuzlar›, in-cirleri, zeytinleri, üzümleri, fleftalileri, tavus kufllar›n›, sülünleri, renk renk kelebekleri ve bunlar gibi milyonlarca canl› türünden hiçbirini olufl-turamazlar. De¤il burada birkaç›n› sayd›¤›m›z bu canl› varl›klar› ç›kar-mak, bunlar›n tek bir hücresini bile elde edemezler. Üstelik ak›l ve bilinç

Sn. Rita Urgan'›n Canl›l›¤›n Oluflumu

Hakk›ndaki Önemli Yan›lg›lar› 113

114 EVR‹MC‹LERE NET CEVAP

Evrimcilerin istedikleri tüm flartlar sa¤lansa bir canl› oluflabilir mi? Elbette ki hay›r. Bunu daha iyi anlamak için flöyle bir deney yapal›m. Soldakine benzer bir varile canl›lar›n oluflumu için rekli olan bütün atomlar›, enzimleri, hormonlar›, proteinleri k›sacas› evrimcilerin istedikleri, ge-rekli gördükleri tüm elementleri koyal›m. Olabilecek her türlü kimyasal ve fiziksel yöntemi kulla-narak bu elementleri kar›flt›ral›m ve istedikleri kadar bekleyelim. Ne yap›l›rsa yap›ls›n, ne kadar beklenirse beklensin bu varilden canl› tek bir varl›k bile ç›karamayacaklard›r.

sahibi bir insan› bu deneyle asla meydana getiremezler. K›sacas›, Sn. Ur-gan'›n bahsetti¤i "büyüleyici ve renkli" canl›l›¤› böyle bir varilden ke-sinlikle ç›kartamazlar.

Tüm koflullar evrimcilerin isteklerine göre ayarlansa bile, böyle bir denemenin baflar›s›z olaca¤› kesinlikle aç›kt›r. Peki, kontrolsüz koflullar-da, hiçbir bilincin müdahalesi olmadan böyle bir denemenin baflar›l› ol-du¤unu iddia etmek mant›k d›fl› de¤il midir?

Sn. Urgan'›n Olas›l›k Hesab›ndaki Önemli Yan›lg›s›

Sn. Urgan, canl›l›¤›n tesadüfen oluflma ihtimalini, ilk kez piyango

ald›-¤›nda en büyük ikramiyeyi kazanma veya 10 kere para att›ald›-¤›nda her seferinde tu-ra gelmesi ihtimali ile karfl›laflt›rmaktad›r. Ve bu nedenle, canl›l›¤›n tesadü-fen oluflma ihtimalini olas› görebilmektedir. Kuflkusuz bu ç›kar›mlar önemli bir bilgi eksikli¤inin ve yanl›fl bak›fl aç›s›n›n izlerini tafl›maktad›r.

Çünkü bilim adamlar›n›n yapt›klar› hesaplara göre, de¤il tüm canl›lar›

oluflturan hücrelerin, hücrenin yap›tafllar›ndan olan ortalama büyüklük-teki bir protein molekülünün tesadüfen oluflma ihtimali dahi 10950'de bir-dir. Matematikte 1050'de bir ihtimalin "0" (s›f›r) olarak kabul edildi¤ini gö-zönünde bulundurursak, tek bir protein molekülünün tesadüfen oluflma ihtimali "kesinlikle imkans›z" demektir.

Sn. Urgan'›n, kendi matematiksel hesaplar› yerine, canl›l›¤›n tesadü-fen oluflmas›n›n imkans›zl›¤› ile ilgili bilim adamlar›n›n hesaplamalar›n›

ve karfl›laflt›rmalar›n› kullanmas›, kuflkusuz daha gerçekçi ve güvenilir olacakt›r. Canl› hücrelerinin yap›tafl› olan

prote-inlerin oluflumu ile ilgili uzun y›llard›r araflt›rma yapan pek çok bilim adam› vard›r. Ve bu çal›flma-lar›ndan ç›kan sonucun, de¤il bir hücrenin, tek bir proteinin bile tesadüfen oluflmas›n›n imkan-s›z oldu¤unu defalarca ifade etmifllerdir. Bu bi-lim adamlar›ndan birkaç›n›n bu konudaki ifade-lerinden örnekleri ilerleyen sat›rlarda veriyoruz.

Cambridge Üniversitesi'nden ünlü ‹ngiliz matematikçi ve astronom Fred Hoyle bir

mater-yalist olmas›na ra¤men, tesadüfler sonucu canl› Fred Hoyle

Sn. Rita Urgan'›n Canl›l›¤›n Oluflumu

Hakk›ndaki Önemli Yan›lg›lar› 115

bir hücrenin meydana gelmesiyle, bir hurda y›¤›n›na isabet eden kas›r-gan›n savurdu¤u parçalarla tesadüfen bir Boeing 747 uça¤›n›n oluflma-s› araoluflma-s›nda bir fark olmad›¤›n› belirtir.47

Amerikal› jeolog William Stokes ise hücre için gereken bir proteinin tesadüfen oluflmas›n›n imkans›zl›¤›n› flöyle tarif eder:

E¤er milyarlarca y›l boyunca, milyarlarca gezegenin yüzeyi gerekli amino asitleri içeren sulu bir konsantre tabakayla dolu olsayd› bile yine (protein) oluflamazd›.48

New York Üniversitesi kimya profesörü ve DNA uzman› Robert Shapiro, sadece basit bir bakteride bulunan 2000 çeflit proteinin rast-lant›sal olarak meydana gelme ihtimalini he-saplam›flt›r. Elde edilen rakam, 10 üzeri 40.000'de 1 ihtimaldir. Cardiff Üniversite-si'nden Uygulamal› Matematik ve Astronomi Profesörü Chandra Wickramasinghe bu rakam karfl›s›nda flu yorumu yapar:

Bu rakam (10 üzeri 40.000) Darwin'i ve tüm ev-rim teorisini gömmeye yeterlidir. Bu gezegenin

ya da bir baflkas›n›n üzerinde hiçbir zaman (hayat›n do¤abilece¤i) bir il-kel çorba olmam›flt›r ve yaflam›n bafllang›c› rastlant›sal olarak gerçeklefle-meyece¤ine göre, amaçl› bir akl›n ürünüdür.49

Bu aç›klamalar›n sonucunda anlafl›lmal›d›r ki; canl›l›k için, "nas›l ol-duysa oldu, bir flekilde kendili¤inden ve tesadüfler sonucunda olufltu"

demek, tamamen evrimci önyarg›lar›n, bilgi yetersizli¤inin ve geliflen bi-limi takip etmemenin sonucudur. Çünkü bugün bilim, canl›l›¤›n kökenin-de tesadüflere yer olmad›¤›n› kesin olarak ispatlam›flt›r. (Detayl› bilgi için bkz. Hayat›n Gerçek Kökeni, Harun Yahya)

116 EVR‹MC‹LERE NET CEVAP

Chandra Wickramasinghe

Sn. Urgan'›n, Fosil Kay›tlar›n›n Evrim Teorisini

‹spatlayacak Düzenlili¤e Sahip Oldu¤unu Sanma Yan›lg›s›

Fosil kay›tlar› Sn. Urgan'›n zannetti¤i gibi evrimciler aç›s›ndan "tu-tarl›" de¤ildir. Aksine evrim aç›s›ndan büyük ve çözülemez çeliflkilerle ve boflluklarla doludur. Fosil kay›tlar›, canl›lar›n birbirlerinden ayr› olarak Allah taraf›ndan yarat›ld›klar› gerçe¤ini bir kez daha teyid etmektedir.

(Detayl› bilgi için bak›n›z. "Sabah gazetesinin "Seçime Darwin Damgas›"

Bafll›kl› Haberindeki Yan›lg›lar" Bölümü)

Sonuç olarak, 21. yüzy›lda ulafl›lan bilgi seviyesi ve teknolojik im-kanlar, 19. yüzy›la ait köhne bir teori olan evrim teorisinin ne kadar bilim d›fl› oldu¤unu aç›k ve kesin olarak göstermektedir. Ayn› flekilde 21. Yüz-y›l bilimi, evrenin ve tüm canl›lar›n Allah taraf›ndan yoktan yarat›ld›kla-r›n› da teyid etmektedir. Canl›l›¤›n kökenine yarat›l›fl gerçe¤i d›fl›nda bir aç›klama aramak, büyük bir zaman kayb› ve yan›lg›dan baflka bir fley

de-¤ildir.

Sn. Rita Urgan'›n Canl›l›¤›n Oluflumu

Hakk›ndaki Önemli Yan›lg›lar› 117

umhuriyet Bilim Teknik dergisinin 29 Temmuz 2000 tarihli say›s›nda, Darwinist bir yaz›ya yer verildi. "Yok birbirimizden fark›m›z" bafll›kl›

yaz›da, maymunlar›n insanlara benzer birçok davran›fllar›n›n bulun-du¤u aç›klanarak, insanla maymunun aras›nda san›ld›¤›ndan daha az bir fark oldu¤u öne sürülüyordu. Sadece evrim propagandas› amac›-n›n güdüldü¤ü aç›kça belli olan yaz›daki tarafl› yorumlar› ve çarp›tmala-r› s›rayla aç›klayal›m.

Maymunlar›n, insanlarda da görülen baz› davran›fllara sahip olduk-lar› bir gerçektir. Ancak, do¤ada insanla benzer davran›fllar gösteren, hat-ta e¤itimli bir insan›n dahi gösteremeyece¤i, zekice hat-tav›rlar sergileyen bir-çok hayvan vard›r. Hatta baz› hayvanlarda, insanlara has flefkat, merha-met, efline veya çocuklar›na düflkünlük, fedakarl›k gibi tav›rlar› görmek de mümkündür. Ancak nedense, sadece maymunlardaki benzerlikler ba-z› çevreleri müthifl bir heyecana kapt›rmaktad›r. Oysa do¤ay› tarafs›z ve evrimci saplant›lardan uzaklaflm›fl bir gözle inceleyen her insan, pek çok canl›n›n insan› hayrete düflürecek derecede zekice tav›rlara sahip oldu¤u-nu görecektir.

Söz gelimi, kendisine oldukça geliflmifl teknik altyap›ya sahip bir yu-va ve yuyu-vas›n›n uygun koflullarda bulunmas›n› sa¤layan bir baraj infla eden kunduz, bir maymundan çok daha zekice tav›rlar sergilemekte, çok daha önemli ve karmafl›k kararlar almaktad›r.

Ar›lar›n ise, petek inflas›ndaki yetenekleri, alt›gen petek seçiminin önemi, bu alt›gen petekleri kusursuzca, aralar›nda hiçbir boflluk b›rakma-dan tamamlayabilmeleri, nektar bulma yöntemleri ve de¤erlendirmeleri, vs. her biri zeka ürünü davran›fllard›r. Özellikle petek inflas›nda

yapt›kla-EVR‹MC‹LER‹N "MAYMUN"