• Sonuç bulunamadı

Ama ev re nin ke sin lik le bir ama cı nın ol du ğu nu gös te ren bir olay var ki, o da ev re nin tesadüf ese ri ora da dur ma dı ğı dır. Ba zı in san la ra gö re 'ev ren sa de ce ora da dır iş te.' Öy le si ne ol ma ya de vam edi yor. Biz de ken di mi zi bir den bi re bu şe yin için de bu lu ver mi şiz. Bu ba kış açı sı nın, ev re ni an la ma mız da çok ve -rim li ya da yar dım cı ola ca ğı nı san mı yo rum. Ben ce ev ren ve onun var lı ğı nın al tın da bu gün he nüz pek se ze me di ği miz çok da ha de rin bir şey ler giz li.12 Ev re nin kö ke ni ile il gi li çe şit li araş tır ma lar ya pan fi zik çi Ro ger Pen -ro se'un yu ka rı da ki söz le ri son de re ce önem li dir. Bu söz le rin ifa de et ti ği gi bi, bir çok in san ev re nin tüm mü kem mel den ge si ile öy le si ne var ol du ğu ve ken di si nin de o ev re nin için de öy le si ne ya şa dı ğı gi bi yan lış bir fik -re ka pı la bil mek te dir.

Oy sa bu gün bi lim çev re le ri ta ra fın dan ev re nin va ro luş şek li ola rak ka bul gö ren Bü yük Pat la ma 'nın ar dın dan, son de re ce ku sur suz ve hay ret ve ri ci bir dü ze nin oluş ma sı as lın da hiç de do ğal kar şı la na bi le cek bir du -rum de ğil dir.

Kısacası evrendeki muhteşem sistemi incelediğimizde, evrenin var oluşu ve işleyişinin tesadüfi nedenlerle açıklanamayacak kadar kompleks bir düzen ve hassas dengelere dayandığı gerçeğiyle karşılaşırız. Açıkça anlaşılacağı gibi bu hassas denge ve düzenin muazzam bir patlamanın sonrasında kendi kendine ve tesadüfen gerçekleşmesi kesinlikle imkan-sızdır. Big Bang gibi bir patlamanın ardından böyle bir düzenin meydana gelmesi, ancak Allah'ın üstün yaratışı sonucunda gerçekleşebilir.

Evrendeki bu eşsiz düzen, maddeyi yoktan var eden ve onun her anını kontrolü ve hakimiyeti altında bulunduran sonsuz bir bilgi, güç ve

Ato mun ya pı sın da ki dü zen ka ina tın tü mü nü et ki si al tı na alır. Atom ve par ça cık la rı bel li bir dü zen da hi lin de ha re ket et tik le ri için dağ lar da ğıl maz, ka ra lar bir bi rin den ay -rıl maz, gök par ça lan maz, kı sa ca sı mad de bi ra ra da ve sa bit du rur.

akıl sahibi bir Yaratıcımız'ın varlığını bir kez daha ispatlamaktadır. O Ya-ratıcı, göklerin, yerin ve ikisi arasında bulunan herşeyin Rabbi olan Allah'tır.

Tüm bu ger çek ler bi ze, bir 19. yüz yıl dog ma sı olan ma ter ya list fel se -fe nin id di ala rı nın 20. yüz yıl bi li mi ta ra fın dan na sıl ge çer siz kı lın dı ğı nı da gös ter mek te dir.

Modern bilim, evrende hakim olan büyük denge ve düzeni ortaya çı-kararak, tüm varlıkları yaratan ve kontrolü altında bulunduran bir Yara-tıcı'nın, yani Allah'ın varlığını bir kez daha ispatlamıştır.

Asırlar boyunca pek çok insanı etkileyen, hatta bir dönem "bilimsel-lik" maskesine bile bürünen materyalizm ise, herşeyi maddeden ibaret sa-yarak, maddeyi yoktan var eden ve düzenleyen Allah'ın varlığını akılsız-ca reddetmiş ve böylelikle büyük bir yanılgıya düşmüştür. Bundan böy-le, akla ve bilime aykırı ilkel ve batıl bir inanç sistemi olarak tarihe geçe-cektir.

şe hir ma ke ti in şa et ti ği ni zi dü şü nün. Bu şeh rin için de gök de len ler, bir bi ri nin içi ne geç miş yol lar, tren is tas yon la rı, ha va alan la rı, alış ve riş mer kez le ri, yer al tı na ku rul muş met ro lar, bun la rın ya nın da akar su lar, göl ler, or man lar ve bir sa hil ol sun. Ay nı za man da so kak -la rın da do -la şan, ev le rin de otu ran, iş yer le rin de ça lı şan yüz ler ce in san da ol sun. En ufak bir de ta yı bi le at la ma yın. Yol lar da ki tra fik lam ba la rı nı, bi -let ke sen gi şe le ri, bir oto büs du ra ğı nın ta be la sı nı bi le...

Son ra bi ri si si ze ge lip her bir ta şı nı özen le seç ti ği niz, en in ce ay rın tı -sı na ka dar plan la ya rak kur du ğu nuz bu şeh rin tüm par ça la rı nın te sa dü fen bi ra ra ya gel di ği ni ve bu şeh ri oluş tur du ğu nu söy le se, kar şı nız da ki ki şi -nin akıl sağ lı ğı hak kın da ne dü şü nür sü nüz?

Şim di tek rar in şa et ti ği niz şeh re dö nün, tek bir par ça yı yer leş tir me yi unut tu ğu nuz da ya da ye ri ni de ğiş tir di ği niz de bü tün şeh rin bir den bi re yı -kı la bi le ce ği ni dü şü nün. Ne ka dar bü yük bir den ge kur ma nız ve dü zen oluş tur ma nız ge rek ti ği ni tah min ede bi li yor mu su nuz?

İş te için de bu lun du ğu muz dün ya da ki ya şam da in san ak lı nın ala ma -ya ca ğı ka dar çok de ta yın bi ra ra -ya gel me si ile müm kün ol mak ta dır. Bu de tay lar dan sa de ce bi ri nin ve ya bir ka çı nın ol ma ma sı, dün ya da ya şa mın ol ma ma sı an la mı na ge le bi lir.

Maddenin en küçük parçası olan atomdan içinde milyarlarca yıldızı barındıran galaksilere, dünyanın ayrılmaz bir parçası olan Ay'dan içinde bulunduğu Güneş Sistemi'ne kadar herşey, her detay, müthiş bir uyum içinde çalışmaktadır. Özenle kurulmuş olan bu sistem adeta bir saat gibi

hiç aksamadan işlemektedir. Öyle ki insanların tümü, milyarlarca yıldır süregelen bu sistemin hiçbir detay unutulmaksızın işlemeye devam ede-ceğinden öylesine emindirler ki, 10 yıl sonra gerçekleştirmeyi düşündük-leri bir olayın planını bile rahatlıkla yapabilirler. Hiç kimse ertesi gün Gü-neş'in doğup doğmayacağının endişesini taşımaz. İnsanların büyük ço-ğunluğu, "Dünya Güneş'in çekim alanından aniden çıkar da kapkara uzay boşluğunda bilinmeyene doğru yol alır mı?", "Böyle bir şeyin olma-sını ne engelliyor?" diye düşünmez.

Yi ne in san la rın ço ğu, uy ku ya da lar ken be yin le ri nin din len di ği gi bi kalp le ri nin ya da so lu num sis tem le ri nin de din len me ye ce ğin den son de re ce emin dir ler. Oy sa bu iki ha ya ti sis tem den sa de ce bi ri nin bi le bir kaç sa ni ye li -ği ne dur ma sı ko lay lık la ha ya tı mı za mal ola cak so nuç lar do ğu ra bi lir.

İşte tüm hayatı kuşatmış olan ve her olayı "normal seyrinde akıyor"

şeklinde değerlendirmeye sebep veren "alışkanlık gözlüğü" çıkarıldığın-da, aslında herşeyin pamuk ipliğine bağlı denilebilecek şekilde ince dü-zenlenmiş, birbirine bağlı sistemlerden oluştuğu rahatlıkla görülebilir.

Gözünüzü çevirdiğiniz her noktada kusursuz bir düzenin hakim olduğu-nu fark edersiniz. Elbette ki böyle bir düzeni ve uyumu oluşturan büyük bir güç vardır. Bu gücün sahibi, herşeyi yoktan var eden Allah'tır. Ayet-lerde şöyle bildirilmiştir: Gerek gökyüzü, gerek yeryüzü, gerekse bu ikisi arasında yaşayan canlılara baktığımızda her birinin tek tek kendilerini var eden Yüce Allah'ın varlığını ispatladığını görürüz.

Ancak yalnızca bu kısa hatırlatmalar dahi Kuran'da bildirildiği gibi

"düşünüp öğüt alabilen" vicdanlı kişilerin hayatlarındaki en önemli ger-çeği görmelerini veya en azından bir kez daha hatırlamalarını sağlaya-caktır.

Çün kü, Al lah var dır...

O, ör nek siz ya ra tan dır ve O, akıl la bi li nir.