• Sonuç bulunamadı

Halkevlerinin KuruluĢ Amaçları

Belgede Adana Halkevi (1933-1951) (sayfa 37-44)

Cumhuriyetçilik, milliyetçilik, halkçılık, devletçilik, laiklik ve inkılâpçılık ilkeleri, Cumhuriyet Halk Fırkası‟nın temel programı olarak Türk milletini ebedileĢtirmek istemiĢtir. Bu niteliklere sahip olan kuvvetli vatandaĢlar yetiĢtirilmesini, milli karakterin ve Türk tarihinin ilham edindiği seviyeye çıkmasını, güzel sanatların yükseltilmesini, milli kültürün ve ilmi hareket ve faaliyetlerin güçlendirilmesini önemli araçlar olarak tespit etmiĢtir. Bu esas ve vasıtaların hepsi birden medeniyet yolunda Türklüğün kaybetmiĢ olduğu uzun yılları cesur, atılgan ve yorulmaz hamlelerle kazanacak genç nesiller yetiĢtirmeyi, medeniyet sahasında Türk‟ün hak ettiği Ģerefli konuma yeniden ulaĢmayı amaçlamıĢtır.73

Cumhuriyet inkılâplarının gerçekleĢtirildiği döneme geçildikten sonra Türk halkını kısa zamanda çağdaĢ düzeye getirecek olan sosyal ve ekonomik atılımlar uygulama alanına aktarılmaya baĢlanmıĢtır. Fakat devletin öncü kadroları devlet iĢlerinden yeterince zaman bulamadığı için halk kitlelerinin arasına gerektiği kadar girememekteydi. Halk ise yapılan değiĢiklikleri zamanında takip edemiyor bu nedenle de bazı halk topluluklarını anlamakta güçlük çekiyordu. Aydın ve halk arasındaki kopukluğu giderecek, aydın ve halk kaynaĢmasını sağlayacak, inkılâbın öncü kadrosu ile halk arasında bağ kuracak, halkı inkılâp ilkeleri doğrultusunda

71 Özacun, “Halkevlerinin Dramı”, s. 89-90; Özacun, C.H.P. Halkevleri Yayınları Bibliyografyası

1932-1951, s. 5.

72 Üstel, İmparatorluktan Ulus-Devlete Türk Milliyetçiliği: Türk Ocakları 1912-1931, s. 404. 73

20

eğitecek ve yönlendirecek yeni bir yapıya ihtiyaç duyuluyordu.74

Bu ihtiyacı karĢılamak için Halkevlerinin açılmasına 10-18 Mayıs 1931 tarihinde Cumhuriyet Halk Fırkası‟nın Üçüncü Kurultayı‟nda karar verilmiĢtir.75

Halkevleri, Atatürk‟ün halkçılık ilkesini uygulama sahasına taĢıyan baĢlıca kurumlar olma özelliğindedir. Temelinde sınıfsız bir toplum öngören Atatürk‟ün halkçılık ilkesi doğrultusunda yaĢ, cinsiyet, meslek ve sosyal statü ayırt etmeksizin tüm topluma hitap etmesi düĢünülen Halkevleri, “Halkın Evi” olarak kurulmuĢ ve milyonlarca kiĢiyi çatısı altında toplamayı baĢarmıĢtır.76

Bu nedenle Halkevlerini anlamak için Halkevlerinin temelinde yatan halkçılık kavramının Türkiye‟de doğuĢuna kısaca göz atmakta fayda vardır.

Türkiye‟deki halkçılık hareketi, 1860‟lı yıllardan itibaren Çarlık Rusya döneminde Rus aydınları arasında ortaya çıkan “Narodnizm” hareketinden etkilenmiĢtir. Bu etkiyi Yusuf Akçura Ģu Ģekilde ifade etmiĢtir: “Halka gitmek, bu da, müsavatperver (eşitlikten yana), şefkatkar (şefkatli), idealist Rus dehasının bir ibda-i mahsusu (özgün bir fikiri) idi.” Türkiye‟de “halk” veya “halkçılık” kavramları ilk kez II. MeĢrutiyet‟in ilanından sonra Türk aydınları arasında tartıĢılmaya baĢlanmıĢtır. Türkiye‟de halkçılık fikirlerinin belirgin bir Ģekilde ortaya çıkması 1913 yılında Türk Yurdu Dergisi‟nin bir kolu olarak yayımlanmaya baĢlanan “Halka Doğru” dergisi aracılığıyla gerçekleĢmiĢtir.77

Narodnizm hareketi, Rusya‟ya özgü olarak Marksist bir ideolojiye dayanmıĢ ve Çarlık yönetimini devirmeyi hedeflemiĢtir. Narodnik akımını savunan Rus aydınlarına göre; Rus köylüleri arasında bütün toprakların ortak mülk olması Ģeklinde bir çeĢit sosyalizm örneği bulunmaktaydı. Narodnik adımı, Rusya‟dan gelen Türkçü aydınların vesilesiyle Osmanlı himayesindeki Türkçülük akımını savunan aydınlara ulaĢmıĢtır.78

Fakat Türkiye‟ye ulaĢan Narodnik akımı, Türkçüleri ideolojik

74

Çeçen, Atatürk’ün Kültür Kurumu Halkevleri, s. 89-90.

75 Hamit Pehlivanlı, “Keskin Halkevi 20 ġubat 1938-1951”, Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi, Cilt:

24, Sayı: 72, Kasım 2008, s. 645-646.

76 Hakan YaĢar, Sinop Halkevi ve Faaliyetleri 1932-1951, (YayımlanmamıĢ Yüksek Lisans Tezi),

GaziosmanpaĢa Üniversitesi SBE, Tokat, 2008, s. 294-295.

77

Asaf Özkan, Yusuf Akçura ve Ahmet Ağaoğlu’nun Türkiye’nin Kültür Ve Düşünce Hayatına Etkileri, (YayımlanmamıĢ Yüksek Lisans Tezi), Atatürk Üniversitesi Atatürk Ġlkeleri Ve Ġnkılâp Tarihi Enstitüsü, Erzurum, 2005, s. 62-63.

78 Sarınay, Türk Milliyetçiliğinin Tarihî Gelişimi ve Türk Ocakları (1912-1931), s. 198; Özkan, Yusuf

21

açıdan değil, yalnızca halka gitme, halkla bütünleĢme noktasında etkilemiĢtir. Türk milliyetçiliğini savunan aydınlar arasında halka doğru ve halkçılık ilkesini sistemli bir Ģekilde ortaya koyan Ziya Gökalp olmuĢtur. Türk Ocakları da halka doğru gitmeyi, halkı görmeyi, halkı tanımayı temel ilke edinmiĢtir.79

Türk Ocakları‟nın yerine açılan Halkevleri, Türkiye Cumhuriyeti Devleti‟nin kuruluĢ döneminde ortaya çıkan en önemli kuruluĢlardan biri olmuĢtur.80

Halkevlerinin kuruluĢ amacına yönelik yorumlar ve düĢünceler ise çeĢitlilik göstermektedir. Özellikle bu konu üzerinde çalıĢmalar yapmıĢ olması ile tanınan ve yıllarca Halkevleri Genel Sekreterliği görevinde bulunan Anıl Çeçen‟e göre; Halkevleri, ülke yöneticilerinin dünya bunalımına karĢı sorunlarını ekonomik açıdan çözememiĢ olmaları nedeniyle ideolojik açıdan geliĢtirecek bir çözüme öncelik tanınması amacıyla “... yeni bir heyecanı başlatmak ve devlet halk arasındaki kopukluğu gidermek üzere…” kurulmuĢtur. Bu görüĢe benzer bir yorumu da Taner Timur Ģöyle dile getirmektedir: “…Mustafa Kemal Paşa 1931’de Türk Ocaklarını kapatarak Halkevlerini kurmak suretiyle bu coşkuyu (İnkılâp coşkusunu) örgütlemek istemişti.” Bunlara ek olarak dikkate değer farklı iki yorum da Fikret BaĢkaya ve Suavi Aydın‟dan gelmektedir. Fikret BaĢkaya “Paradigmanın Ġflası” adlı kitabında Halkevlerinden Ģu Ģekilde söz etmekteydi:

“1932’de, imparatorluk döneminden beri var olan Türk Ocakları’nın yerini “Halk Evleri” aldı. Aslında bunlar gerçek anlamda “halk evleri” değildi. Bu evler aracılığıyla yapılmak istenen, emekçi halk üzerinde bir denetim sağlamak, bunun için de halk katlarından Bonapartist rejime yandaşlar yaratmaktı. Halk Evleri’nin başkanları o illerin valileriydi. Nerede Halk Evi açılacağına partinin merkez karar organı karar verirdi. Ankara’daki Halk Evleri Genel Merkezi doğrudan doğruya CHP Genel Sekreterliği’ne bağlıydı. Doğal olarak, Halk Evleri üyelerinin çoğunluğu merkezi idarenin memurları, toprak ağaları, yöre ileri gelenleri ve bunların adamlarından oluşuyordu.” Suavi Aydın da, Halkevlerinin asıl kuruluĢ amacının Cumhuriyet‟in yeni kültür kimliğini üreten kurumlar olarak gördüğü Dil ve Tarih-

79 Sarınay, Türk Milliyetçiliğinin Tarihî Gelişimi ve Türk Ocakları (1912-1931), s. 198-201. 80

22

Coğrafya Fakültesi, Türk Tarih Kurumu ve Türk Dil Kurumu‟nun ürettiği mesajı Cumhuriyetin hedef kitlesine ulaĢtırmak olarak yorumlamıĢtır.81

Halkevleri, Cumhuriyet ideolojisini halka iletme aracı olarak Halkevlerinin kurulduğu yerlerde yerel dergiler ve ülke çapında da “Ülkü Dergisi” aracılığıyla bütün yurt vatandaĢlarına yaymaya çalıĢmıĢtır. Aynı zamanda tiyatro faaliyetleri, film gösterisi, sergi, konferans, toplantı, konser gibi iletiĢim organlarına da baĢvurmuĢtur.82

Halkevlerinin on dört ilde aynı anda açılması ile ülke çapında yeni bir teĢkilâtlanma seferberliği baĢlamıĢ ve çok geçmeden ülkenin her köĢesinde Halkevleri ve Halkodaları açılmıĢtır. Halkevlerinin açılıĢ töreninde inkılâbın yönetici kadrosu adına konuĢan Recep Peker; “Tüm vatandaşları ortak bir kültür çalışmasının içinde toplamak, halkı bir arada eğitmek ve çalışmaya alıştırmak, gençliği yetiştirmek, halkı bilinçli ve ortak düşüncelerle bağlı bir ulus olarak yetiştirmek, kitlelere siyasal terbiye vererek, demokrasiye hazırlamak, inkılâp ilkelerinin halk tarafından anlaşılmasına ve benimsenmesine çalışmak üzere Halkevlerinin kurulduğunu…”83 söyleyerek bu konudaki düĢüncelerini dile getirmiĢtir.

Ankara Halkevi‟nin açılıĢında konuĢan Dr. ReĢit Galip ise Halkevlerinin açılıĢ amacını Ģu Ģekilde ifade etmektedir:

“Davamız, uygarlık yarışında yitirilen zamanı en kısa zamanda kazanmak, layık olduğumuz dereceye yani en ileriye varmaktır. Bugün 14 ilimizde birden partili partisiz her vatandaşın yararlanabileceği Halkevleri halkın hizmetine giriyor. Bu sayı her yıl yeni katılacak Halkevleri ile binleri aşacak ve bu kültür ve eğitim kurumları bütün yurdu kaplayacaktır. Ara sıra devrimlerin bittiğinden bahsedenlere rastlıyoruz. Bu görüş tembel, yorgun, cesaretsiz ruhların görüşüdür. Çünkü bitmeyen bir özlem, yorgunluk tanımaz bir çalışma, gevşekliğe düşman bir irade ile ilerlemek,

81 Fikret BaĢkaya, Batılılaşma, Çağdaşlaşma, Kalkınma Paradigmanın İflası (Resmi İdeolojinin

Eleştirisine Giriş), 1. Baskı, Doz Yayınları, Ġstanbul, 1991, s. 115; Suavi Aydın, Modernleşme ve Milliyetçilik, 2. Baskı, Gündoğan Yayınları, Ankara, 2000, s. 227; Türkoğlu, “Halkevlerinin KuruluĢ Amaçları, Örgütsel Yapısı Ve Bazı Uygulamaları”, s. 97-98.

82 Aydın, Modernleşme ve Milliyetçilik, s. 227-228. 83

23

engelleri çatır çatır kırmak, yol kesen olumsuz ruhu nerede bulursak orada boğarak arayı ışık hızıyla kapatmak zorundayız.”84

CHF‟nin Üçüncü Büyük Kongresi‟nde partinin milli talim ve terbiye alanındaki esas amaçlarının, Cumhuriyetçi, Milliyetçi ve Laik vatandaĢlar yetiĢtirmek adına her gün daha fazla çocuk ve vatandaĢ okutup, yetiĢtirecek bir programın takip edilmesi gerektiği belirtilmektedir. Ayrıca partinin, vatandaĢların, Türk‟ün derin tarihini bilmesine fevkalâde önem verdiği, bu bilginin Türk‟ün kabiliyet ve kudretini, nefsine itimat hislerini ve milli varlık için zarar verecek her cereyan önünde yıkılmaz bir direnç besleyen kutsal bir cevher olduğu vurgulanmıĢtır.85

Halkevleri bütün vatandaĢları kucaklayan, onlara kapılarını açık bulundurarak milli ülküye bağlayan halk terbiyesi kurumları olmuĢtur. Halkevlerinde milli ve toplumsal hayatın temelleri, eğitim ve öğretim teknikleri uygulanarak hızla ilerlemek istenmiĢti. Halkevleri, bütün halk kitlelerinin siyasi, kültürel ve idari faaliyet imkânlarını içinde bulacakları bir oluĢum olarak görülmüĢtür. Türk vatandaĢının bu oluĢumu öğrenmesi ve ilerlemesi için de adeta bir okul olarak düĢünülmüĢtür.86

Halkevlerinde yalnızca memlekette tanınmıĢ, bilinen insanların aktif görev almaları ve diğer yetenekli kiĢilerin varlığı yeterli olmadığı gibi aynı zamanda, bu duruma, kabiliyetli unsurların seyirci kalmaları da uygun değildi.87

Türk milleti ve devleti, bağımsız ve ebedî olarak yaĢatabilecek faydalı ve etkili ne kadar unsur ve imkân varsa hepsini birer birer ülkede kurma ve yaĢatma ihtiyacını hissetmiĢtir. Tespit edilen bu unsur ve imkânların sistemli bir Ģekilde ve programlı bir Ģekilde uygulanmasına baĢlamıĢ, millî hâkimiyet ve iradeye dayanan Cumhuriyet‟in sistem olarak halk tabakasına benimsetilmesi ve Türk milletini tarihte layık olduğu yüksek hayat ve medeniyet seviyesine çıkarmak için Halkevleri önemli bir amacı üstlenmiĢtir88.

84 Meydan, Akl-ı Kemal Atatürk’ün Akıllı Projeleri, s. 82.

85 C.H.P. Üçüncü Büyük Kongre Zabıtları, 10-18 Mayıs 1931, Devlet Matbaası, Ġstanbul, 1931, s. 79-

81.

86Abdulaziz KardaĢ, “Cumhuriyet Dönemi‟nde Bir ModernleĢme Hareketi Olarak Siirt Halkevleri Ve

Halkodaları 1934-1951”, Turkish Studies Dergisi, Cilt: 9, Sayı: 7, Yaz 2014, s. 414.

87 C.H.F. 1.3.1932 Tarihli ve 23 Numaralı Tamim, Yeni Mersin Matbaası, Mersin, 1933, s. 39. 88

24

Aydın Milletvekili olan Adnan Menderes, Aydın Halkevi‟nin açılıĢı sırasında yaptığı konuĢmada Halkevlerinin amacını Ģu sözlerle ifade etmektedir:

“Halkevleri, cemiyeti ve milleti yükseltmek için cem’i mesainin toplandığı çatı olacaktır. Arkadaşlar; fırkanın siyasi bünye ve mevcudiyeti, kanuni icaplar ve sair sebeplerle de memleketteki bütün faydalı unsurları, varlığı içinde toplamaya müsait değildir. Onun için fırkanın siyasi mevcudiyetine bitişik olarak ve ana siyasi program ve kanaatlerine muhalif olmamak üzere halkevleri, içtimai sahalarda bütün müfit unsurları birleştirici bir yuva olacaktır.”89

BaĢbakan Ġsmet Ġnönü, Halkevlerinin birinci kuruluĢ yıldönümü olan 19 ġubat 1933 tarihinde yaptığı konuĢmasında Halkevlerinin kuruluĢ amacını Ģu sözlerle ifade etmektedir:

“Halkevleri C.H.F.’nin kendi prensiplerinin ne olduğunu ve bu prensiplerin memlekette nasıl tatbik edildiğini her gün halkımıza söylemek için de başlı başına bir merkezdir… …Halkevleri Türk vatanında, Türk Cumhuriyeti'nde ahlak, ilim ve anlayış mefhumlarının tatbik edildiği, izah olunduğu, genişletildiği ve kökleştirip yerleştirildiği yerlerdir.”90

Celal Sahir Erozan91 Halkevlerinin milli dayanıĢmayı kurma amacı olduğunu Ģu sözlerle açıklamakta:

“Halkevleri başlarında ve gönüllerinde özel sevgisi kaynayanların toplanma, konuşma, anlaşma ve çalışma yeridir. Onun her Türk'e ardına kadar açık olan kapısından giren artık kendi benliğinin içine kapanmış bir “tek” değil birçoklarına katılıp milli kümeyi yapan bir tane, başkalarıyla kenetlenip milli zinciri yapan bir halkadır.”92

89 Özacun, “Halkevlerinin Dramı”, s. 89; Özacun, C.H.P. Halkevleri Yayınları Bibliyografyası 1932-

1951, s. 4.

90 Selçuk Duman, Türk Modernleşme Sürecinde Sivas Halkevi 1933-1951, Berikan Yayınevi, Ankara,

2008, s. 75.

91 Birinci Dünya SavaĢı sonlarında (1917-18) ticaretle uğraĢan Celal Sahir Erozan, III. IV. ve V.

Dönem Zonguldak Milletvekilli olarak görev yapmıĢ ve 1932‟de Atatürk‟ün direktifleri ile kurulan Türk Dili Tetkik Cemiyeti‟ne üye olarak seçilmiĢtir. Ayrıntılı bilgi için bakınız: Mehmet Atilla MaraĢ, Şair Milletvekilleri 1920-2005, TBMM Basımevi, Ankara, 2005, s. 16; Mustafa Apaydın, “Celal Sahir‟in ġiiri”, Çukurova Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, Cilt 1, Sayı 2, 1987, s. 62; Mehmet Orhan Okay, “Celâl Sahir Erozan” Maddesi, TDV İslâm Ansiklopedisi, Cilt 7, 1993, s. 245.

92

25

Halkevlerinde yerine getirilmesi gereken beĢ temel görev Ġsmail Hakkı Baltacıoğlu‟na göre Ģu Ģekildedir:

1- Türkiye‟nin bütün gençlerine toplu hayat yaĢatmak, 2- Gençlere ortak sorumluluk duygusunu aĢılamak, 3- Gençlere ortak neĢeyi tattırmak,

4- Gençlere Türk rejimi doğrultusunda bir moral vermek,

5- Gençlere yürüyüĢ, musiki, tiyatro, edebiyat zevklerini vermek.93

Görüldüğü gibi CHF‟li yöneticiler ve aydınlar Halkevlerinin kuruluĢunda veya Halkevlerinin kuruluĢ yıldönümlerinde dile getirmiĢ olduğu konuĢmalarda Halkevlerinin amaçlarını izah etmeye çalıĢmıĢlardır.

Halkevleri, geniĢ alanlarda devam ettiği çalıĢmalarıyla “Atatürkçü rejimin halk terbiyesi konusunda ele aldığı görevi başarıyla yerine getirmişlerdir. Bu itibarla Halkevlerine inkılâp ve rejimin şuurlu bekçisi, Türk İhtilal ve İnkılâbının yayın yurdu” denilebilir.94

Yurtta geniĢ halk tabakaları arasında yaĢayıĢ ve görüĢ ayrılıklarını azaltmaya, yeni bir millî sanata, bir dünya görüĢüne ve kültürüne sahip olmanın yolunu bulmaya ve açmaya çalıĢan Halkevlerinin memlekette ileri, medenî ve millî benliğini kaybetmemiĢ bir toplum yetiĢtirmeye çalıĢtığı görülür.95

Kurulduğu ilk dönemden itibaren geniĢ ve sıcak bir ilgi uyandıran Halkevlerinin değeri, yaygınlığı ve milli hayatta verebileceği hizmet, yıllar geçtikçe daha iyi anlaĢılmaya baĢlamıĢtır. Halkevleri, inkılâbın getirdiği ihtiyaçlara uygun düĢünmeleri ve memleketteki manevi kalkınma hamlesine ciddi bir Ģekilde destek olmaları nedeniyle vatandaĢların toplum içinde daha sıkı tutunmalarını sağlamıĢtır.96

93

ġimĢek, Bir İdeolojik Seferberlik Deneyimi: Halkevleri 1932-1951, s. 68.

94 Müslime ġen, “Manisa Halkevi Yayınları ve Yerel Tarih ÇalıĢmaları Örneği”, Çağdaş Türkiye

Tarihi Araştırmaları Dergisi, Cilt: 2, Sayı: 6-7, 1996-1997, s. 148.

95 C.H.P. 18. Yıldönümünde Halkevleri ve Halkodaları, Ulus Basımevi, Ankara, 1950, s. 4. 96

26

1.2. HALKEVLERĠNĠN KURULUġU VE GELĠġĠMĠ

Belgede Adana Halkevi (1933-1951) (sayfa 37-44)